.........(sen koy baslığını acımın)

letmesee

Kayıtlı Üye
"....................................................."

'bitsin' ne kadar kolay söyleniyor 'bitsin'
ne kadar zor yaşanıyor oysa!
biten ne?
bölüşülen yalnızlık mı?
yine karşıma dikilen karanlık ve intahar mı?
akıyorum şimdi şimşek şimşek
bir şelale olmuş gözpınarlarından yanaklarına
"bitmesin...bitmesin...bitmesin!!!"

koptun benden
denedim,yapmadık şey bırakmadım belki
zaman az,sabır hiç yoktu
ayrılık kara bir leke olup sürülmüştü alınlarımıza
sen başka bir semtte gözyaşlarından okyanuslar biriktirdin
ben çoktan çoraklaştım karanlık bir kalpte
aramızda sadece üç beş "km"
şimdi ben kopuyorum dünyadan
hep olduğu gibi...
hani aşkımızı anladığımız o ilk müthiş günlerdeki gibi
dalıp dalıp gidiyorum,sen bakıyorsun,ben gidiyorum...

tutmuyorsun ellerimi sus
kahretsin ki yoksun...
yoksun ve korkarım yine yalan söyledin bana
"sadece şaka olabilir" dediğin gibi gittin
yine göz göre göre yalan söyledin galiba
korkarım bir daha bakmayacaksın hiç öyle
bir daha hiç kalmayacaksın yanımda
şimşiek şimşek çakan gözlerimden
şelale gibi akan gözyaşlarımın seline kapılıyor şehir
ölüyor tüm duygular,soluyor renkler
can çekişiyor aşk ve sen yoksun
anlamıyorsunda üstelik
"sürgünde iki ayrı semtte yaşatalım" diyorsun...
neden ve nasıl geldik buraya
cevabı belli bir soru ama söylemesi güç
hani en yakınını kaybettiğini söylemek gibi
birisine...

özlemedim desem yalan olacak belli
her yanım karamlık,yalnızlık,ıssız şimdi "NUR" sokaklar
ve yine yıkanıyor yağmur gibi yağan gözyaşlarımla
kutsal mağaralar
yalnızlık...
suskunluk...
ve şizofreni....
kopuk kopuk çağrışmalar
özlemedim seni desem yalan olacak belli
sonra yine şizofren nöbetlerim kaplayacak düşlerimi
ve sanki yine bir şizofren nöbetindeymişim gibi geçmiş üç ay
yine kendimi kandırmışım heralde
birileri beni seviyor sanmışım

taaaa kaç gün sonra söylenir bu sözcük
"bana bağlanma!"
kaçıncı bakışmadın sonra söylenir
ben seni içime atıp kilit üstüne kilitler vurmuş
kilitleri aşkın dar kuyularında kaybetmişken mi söylenir
şizofren nöbetlerim azsın diye mi söylenir
seni damarıma basmışkenken kalbime kazımışken
yoksa sırf acı reflekslerimi ölçmek için mi söylenir
gerçi sen uyardın ya beni iki gün önce,peehh...
"benim için üzülmeni istemem" diye
çok sağol diyeceğimi mi düşünüyordun
çok dayanıklı olduğıumu mu sanıyordun

insan sevdiğini düşmanından zor affedermiş güzel tanrıça
ağlamak düşer payıma bu buruk bahar akşamında
bir gece vakti kanlı gözyaşları akıtmak düşer sana
kendini yitirmiş güzel tanrıçaların peşi sıra
ve bu akşam en çokta SEVMEK yakışır bize güzel tanrıça
ölümüne sevmek hemde,dalmak yerine duru kara dumanların arasına
nasıl yüzleşirim şimdi hayat denen yalanla
nasıl çıkarım sokağa?
bütün insanlar adam öldürmeye and içimiş seri katiller gibi
elindeki kılıcı bileyen cellatlar gibi bakıyorlar yüzüme
nasıl çıkarım dışarıya?
hem de hangi kızı görsen seninle karşılaşacağımı bile bile
bir kez daha nasıl atarım kendimi gayya kuyusuna
her kız sana benzer çıkamam dışarıya
sanki seni tanıdığım o ilk günden beri
her kızın nüfuz cüzdanında
senin adın yazılı...
sokaklarda sürü halinde dolaşan hayalin
hangi kıza baksam onun ruhuna girmekte
bu koca dünyanın hangi toprağına bassam
toprağın gözleri ayaklarımı kesmekte...
ve kızlar alkol döküyor yarama tentürdüyot şişelerinde
lise çıkışı keyifle dolanan her kız
yüzüne senin bakışlarını sürmüş süs diye
otobüslerde kocaman bir kız kalabalığı
hangisine baksam senin bakışların duruyor gözbebeklerinde
ve yine batar güneşler ben evime giderim
artık hiç kimsenin hatırlamaya yanaşmadığı
ağlamaklı melankolik şarkılar mırıldanır dudaklarım
gece çöktümü bu şehrin üzerine
ben oturur kör jiletlerle bileklerimi keserim
ağır gelir hasrerin ben tanıyamadığım aşkıma şiirler
hiç geri dönmeyecek tanrıçama intahar mektupları yazarım
ağır ağır gelir hasretin çömelir kalbimin ortasına
gece çöktü mü bu şehrin üzerine
uzun bir uykuya hazırlana bedenim susar
ve bunalımın orta yerinde yitirilmiş bir cesaretle tırmanırım
hüznün göğe uzanan merdivenlerine
gece çöktü mü bu şehrin üzerine
çığrından çıkmış deliler tımarhanemin demirlerini yumruklar
gece çöktü mü bu şehrin üzerine
dönüp durur etrafımda küçücük kırmızı zebaniler
her biri gelip kulaklarıma eski bir dostun adaını söyler fısıldar...

ve sonunda uyanır içimdeki eski dost
hem dememişler mi eski dosttan yeni düşman olmaz diye
suskun sevgililerin yatak odalarında kuduran bakışlarımın,
orta yerini işgal eden şizofrenim uyanıp çıkar tahtına
çünkü gece çöktü mü bu şehrin üzerine
indirir içimdeki hüzün camını çerçevesini göğün!
korkuyorum deliler gibi,sensizliktendir korkum
uzatıyorum ellerimi yoksun
yok aşk,
yok şizofreni,
sen yoksan yok,hiçbir şey yok
kocaman bir yokluğa açıyorum gözlerimi o zaman
yokluğunda buzhaneye dönen odamda dönüp dolaşır bakışlarım
bir şiir daha yarım kalıyıor,
bir yazı daha yazılamıyor,
bir hayat daha yaşanamıyor,
bir intahar daha pusu kuruyor kapımda
ve ben en uzun yolculuğuma hazırlanıyorum
valizime bir aşkımı bir de kefenimi koyuyorum
yolculuğa hazırım
hadi sana güle güle yolcu yolunda gerek
ama şunu unutma küçüğüm seni sevdiğim büyük bir gerçek....

sen adını koydun varlığımdaki her şeyin
bulabilirsen bu acımın başlığını onu da sen koy,
ben boş bıraktım sana son hediyem olsun diye


siir bana aittir..istediiniz gibi kullanabilirsiniz..hic bi yasal
islem yapamam
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst