sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
Sen hicret edersen yalnız kalır bu şehir Güller umuda açmaz Kuşlar uçmaz özgürce... Nehirler, derin bir sessizliğe bürünür Akar bilinmezliklere doğru günler
Sen hicret edersen yetim kalır bu şehir Barındırmaz geceler sokak çocuklarını Ay bile yüzünü hayaller dünyasında mehtabı seyredenlere göstermez Söner bütün yolları aydınlatan ışıklar Durur insanı insana kavuşturan yürekler
Sen hicret edersen mahzun olur bu şehir Şafağa hüzün güneşleri doğar Hazan yüklü yağmurlara gebe olur günler Üşür sessizlikten yorulmuş ve aşkına kavuşamamış maşuklar
Sen hicret edersen firak rüzgârlarına şahit olur bu şehir... Ayrılık, özlem, hasret dolaşır tüm kapılarda Gelmez o zaman hasretle beklenen mektuplar Kalır umutlar bir başka bahara Beklemekten yorulsa da bir mahkûm, gelen ya özgürlük olur ya ölüm
Sen hicret edersen ceylanları vurulanların yeri olur bu şehir Narin ayaklarla gezemez artık Urfanın dağlarında... Vurulur Ceylan Önkol, koyunları otlatırken eline aldığı bombayı oyuncak diye oynarken Kalır geride parçalanmış bir beden Ağlar yüreğinde ceylanının kaybetmiş mahzun bir ana
Sen hicret edersen bülbüllerin acı feryatlarının seherlerde duyulduğu bir yer olur bu şehir Acı nağmelerine eşlik eder ezanlar Huşuyla uyanmaz abid Ve duymaz artık güller bülbüllerin umut saçan davudi nağmelerini
Sen hicret edersen gözlerinde fer kalmayan çocuklarla dolar bu şehir Mateme bürünür yürekler ve kan rengine bürünür yemyeşil, masmavi gözler Umutla bakmaz gençler geleceğe Göremez görünmesi gereken evrensel güzellikleri
Sen hicret edersen hayatın membaını kaybeden bir mecnuna döner bu şehir Ne Leylalar bulunur ne de dağlar delinir o zaman Heybeye acı, elem ve aşkı koyanlar çoğalır kızgın çöllerde
Sen hicret edersen İsmail Ensarların, Muhammed Salihlerin başının okşanmadığı, yetimliğin acısının yüreklerde duyulup da ifade edilemediği bir dünya olur bu şehir
Kutlu bir davanın şehidi olmaya ahdetmiş bir kardeşinin vasiyeti olarak ben gidersem sen;
Ümitsizlere ümit, âşıklara maşuk, ceylanlara pınar, karanlığa çıra, acı dolu gecelere fecir, hazan yüklü bulutlara gökkuşağı, sessizliğe ses, firaka vuslat, mahkûmlara mektup, bülbüllere gül, gözlere umudun ışığı, gençlere yaren, Leylalara mecnun, heybeye ekmek, su olmak için kal bu şehirde