Selim ve Taklitçi Kuş Papağan

meridyen2

Kayıtlı Üye
Selim ve Taklitçi Kuş Papağan


"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır." (Bakara Suresi, 164)

Selim o gün annesiyle birlikte apartmana yeni taşınan komşularını ziyarete gidecekti. Aslında canı pek de gitmek istemiyordu. Ancak annesinin ona, komşularının bir papağan beslediğini söylemesi üzerine, bir an önce onu görmek için heyecanlanmaya başladı. Komşularıyla tanıştıktan sonra hemen papağanı görmek için izin istedi. Ayşe Hanım da Selim’e papağanın içerde olduğunu, gidip onu istediği kadar görebileceğini söyledi. Odaya girdiğinde papağan bir tüneğin üstünde durmuş kanatlarını hareket ettiriyordu. Selim sevinçle yanına gitti.

Selim: Merhaba. Benim adım Selim. Seni çok merak ediyordum. Daha önce hiç bu kadar yakından papağan görmemiştim.

Papağan: Merhaba Selim. Beni görmeye geldiğine sevindim. Ben de yemek yemek üzereydim.

Selim: Sen parmakların olmadığı halde yemeğini nasıl yiyebiliyorsun?

Papağan: Biz papağanlar yiyecekleri ayaklarımızla tutup sanki sandviç yiyormuş gibi ısırırız. Benim gibi evcil papağanların en sevdiği yiyeceklerden biri, sizin de severek yediğiniz çekirdektir. Yuvarlak dilimizin yardımıyla, yenmesi biraz zahmet isteyen çekirdeğin kabuğunu kolayca ikiye ayırıp içini yiyebiliriz.

Selim: Peki sen evde bakılan evcil bir papağan olduğuna göre doğada kendi başına yaşayan papağanlar yiyeceklerini nasıl bulurlar?

Papağan: Bu soruna cevap verirken sana biz papağanları biraz tanıtayım. Papağanlar dünyanın sıcak bölgelerinde kalabalık bir arkadaş grubuyla yaşayan çok renkli kuşlardır. Yiyeceklerini arkadaşlarıyla paylaşırlar. Tropikal ormanlarda, papağan sürüleri ağaçların üstünde çığlıklar atarak uçuşurlar. Başka bir sürünün verdiği yanıtlardan, meyve dolu ağaçların yerlerini öğrenirler. Böylece yalnızca kendilerinin değil diğer papağanların da beslenmelerine yardımcı olurlar.

Selim: Bazı insanların ihtiyaçlarından çok daha fazla yiyeceğe ve mala sahip olmalarına rağmen bunları ihtiyacı olanlarla paylaşmamaları, fakat papağanların bu özelliğe sahip olmaları gerçekten de ders alınması gereken bir davranış.

Papağan: Çok doğru Selim. Hepimizi yaratan alemlerin Rabbi Yüce Allah Kuran’da yarattığı şeylerde insanların düşünmesi için ayetler olduğunu bildirmiştir.

Selim: Evet çok haklısın Peki papağanlar nasıl çoğalırlar?

Papağan: Biz papağanlar yılda 2 ile 8 arasında yumurta yaparız. Kuluçka döneminde yani yavrular daha yumurtada iken erkek ve dişi papağanlar sırayla yumurtanın üstüne otururlar. Tüysüz olarak yumurtadan çıkan yavrular, anne ve babasının ağızlarında onlar için hazırladığı yiyeceklerle beslenirler.

Selim: Annem bana papağanların insanların konuşmalarını taklit edebildiklerini söylemişti. Bu doğru mu?

Papağan: Evet Selim, doğru. Papağanların en büyük özelliği sesleri taklit etmeleridir. Çok sık duyduğumuz kelimeleri aynen söyleyebiliriz, ama söylediklerimizi anlayamaz, yalnızca duyduğumuz sesin aynısını çıkarırız. Hatta zil ve telefon sesini bile taklit ederiz.

Selim: O zaman sen öttüğünde kapının veya telefonun çaldığını sanabilirler. Ya da evdeki birinin seslendiğini sanabilirler. Ne kadar ilginç!
Peki Ben temizlenmek için sık sık banyo yapıyorum. Siz papağanlar nasıl temizleniyorsunuz? Siz de mi suyla banyo yapıyorsunuz?

Papağan: Biz papağanlar ve balıkçıl kuşlar kanatlarımızı temizlemek için bir çeşit "toz" üretiriz. Bu toz, tüylerimizin yıpranmış olan uç kısımlarından gelir. Bazı türlerimizde, bu toz, tüyler arasına dağılmıştır. Diğer türlerde bu tozlar küçük öbekler halinde toplanmıştır. Yıkama, topraklama ve tozlamayla tüyler tekrar uçuşa uygun pozisyon için hazırlanır.

Bu sırada komşuları Salih Dede odaya girdi.

Salih Dede: Ne kadar güzel bir kuş, öyle değil mi Selim’ciğim?

Selim: Evet gerçekten de öyle.

Salih Dede: Allah her varlığı olduğu gibi papağanları da kusursuz yaratmıştır. Yoksa biz böyle bir papağanın varlığını hayal bile edemezdik. Allah'ın bize göstermediği ya da öğretmediği hiçbir şeyi kendi başımıza hayal bile edemeyiz. Yaratmak, örneksiz ve benzersiz var etmek yalnızca Yüce Rabbimize aittir. Bu gerçeği Allah Kuran'da şöyle bildirmiştir: "O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret' verendir..." (Haşr Suresi, 24)

Selim: Bu güzel papağanı görmeye sık sık gelebilir miyim?

Salih Dede: Tabii gelebilirsin Selimciğim.

O sırada annesi Selim’e seslenerek artık eve gitmeleri gerektiğini söyler.

Selim: Şimdi eve gitmem gerek sanırım. Tekrar papağanı görmeye gelene kadar Allah’ın yarattıkları üzerinde sık sık düşüneceğim.

Salih Dede: Aferin Selim. Allah bizim için böyle çeşit çeşit güzellikler yaratır. Her an her yerde sürekli bize mucizelerini gösterir. Tüm bunların karşısında Allah'ın bizden istediği ise bu güzellikleri bize verdiği için O'na şükretmemiz, yani O'na teşekkür etmemiz ve O'nu aklımızda tutmamızdır.
(alıntı harun yahya düşünen çocuk)

Bu makale, Düşünen Çocuk Dergisi 10. sayı (Ocak 2003) 2. sayfada yayınlanmıştır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst