endLesS
Webmaster
Selim Kalp
Selim kalbi öteden beri hep düdüklü tencere misali ile değerlendiririm. Yani, nasıl düdüklü tencere patlayıncaya kadar dışarıya hiçbir şey sızdırmaz, aynen öyle de selim kalp de budur veya öyle olmalıdır. Zaten rahmetle içli-dışlı olma, herkes hakkında iyi düşünme, insanı ister istemez bu kalıba koyar. Yeter ki, biz o yolda olalım.
Evet, insan başkalarının kusuruna hiç bakmamalıdır. Çok defa ifade ettiğimiz gibi, kendi nefsi adına savcı, başkaları adına bir avukat gibi davranmalıdır. Ahlâk-ı İlahî’ye bakın ki, esmâsının tecellilerini üzerlerinde taşımaktan başka meziyetleri olmayan kâfirlere, herşeylerine rağmen yaşamak hakkı veriyor. Yine ahirette adaletinin tecellî şekline bakın ki, sevapları ağır basan insanı günahlarına rağmen affediyor. İşte, “İlahî ahlâk ile ahlâklanın” felsefesinden hareketle, etrafımızdakilerin hep böyle iyi yanlarını görmeli, kötü yanlarını -eğer varsa- görmemeye kararlı olmalıyız ki, ancak bu sayede selim kalbi kazanabiliriz. Unutmayalım, kalbin selim olması hiç de hafife alınacak bir mes’ele değildir. Kur’ân şu veciz ayetiyle bunu ne de güzel ifade eder: “O gün, ne mal fayda verir, ne de evlad. Ancak Allah’a kalb-i selim ile gelenler (müstesna).”
Selim kalbi öteden beri hep düdüklü tencere misali ile değerlendiririm. Yani, nasıl düdüklü tencere patlayıncaya kadar dışarıya hiçbir şey sızdırmaz, aynen öyle de selim kalp de budur veya öyle olmalıdır. Zaten rahmetle içli-dışlı olma, herkes hakkında iyi düşünme, insanı ister istemez bu kalıba koyar. Yeter ki, biz o yolda olalım.
Evet, insan başkalarının kusuruna hiç bakmamalıdır. Çok defa ifade ettiğimiz gibi, kendi nefsi adına savcı, başkaları adına bir avukat gibi davranmalıdır. Ahlâk-ı İlahî’ye bakın ki, esmâsının tecellilerini üzerlerinde taşımaktan başka meziyetleri olmayan kâfirlere, herşeylerine rağmen yaşamak hakkı veriyor. Yine ahirette adaletinin tecellî şekline bakın ki, sevapları ağır basan insanı günahlarına rağmen affediyor. İşte, “İlahî ahlâk ile ahlâklanın” felsefesinden hareketle, etrafımızdakilerin hep böyle iyi yanlarını görmeli, kötü yanlarını -eğer varsa- görmemeye kararlı olmalıyız ki, ancak bu sayede selim kalbi kazanabiliriz. Unutmayalım, kalbin selim olması hiç de hafife alınacak bir mes’ele değildir. Kur’ân şu veciz ayetiyle bunu ne de güzel ifade eder: “O gün, ne mal fayda verir, ne de evlad. Ancak Allah’a kalb-i selim ile gelenler (müstesna).”