Sayı 227

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
REFERANDUM VE GÖRÜŞLER
Beşiktaş Medya Grup olarak referandumla ilgili yaklaşık bir ay önce sahaya inmiş ve konu hakkında geçen sayı 8 mahallede yapılan araştırmayı Beşiktaşlılara duyurmuştu. Bu sayımızda yine mahallelerdeydik. Geri kalan görüşleri yine sizlerle paylaşıyoruz. Kitlelere ışık tutacak dev bir araştırma ve çalışmaya imza atan Beşiktaş Medya Grup tüm mahalleleri dolaşarak sayısız görüş aldı. Tüm görüşleri ve söyleşilerin tamamını ise, www.besiktas.com.tr adresinden dinleyebilirsiniz. Radyo programları kısmını seçin, referandum görüşleri fotoğrafını tıklayın, mahallelerde yapılan radyo röportajlarını kentlinin kendi ağzından birebir yayınlıyoruz. Referandumla ilgili sorduğumuz sorular; “Konu gerektiğince açıklandı mı, neye oy vereceğinizi biliyor musunuz, bu referandum gerekli miydi, oylamanın siyasi tercihlere göre mi yapılacağı veya anayasal reformlar mı sağlayacağı” şeklindeydi.
BEBEK MAHALLESİ
Maddeler tek tek oylanmalıydı bence. Hangi maddelere oy vereceğim emeklilikle ilgili kısımlar dikkatimi çekti. Siyasileri takip edemiyorum fazla ama halka net konuşulmuyor. Oylama sonucunun anlamı hükümete yönelik bir güvensizlik de olabilir hayır çıkarsa. Ben de hayır demeyi düşünüyorum. Dilek Bayır.
Anayasa değişikliği için oy kullanacağız ve maddeleri tek tek oylamak uzun sürer. Anayasamız eski ve değişmesi gerek. Siyasiler maddeleri anlatmıyor ve ‘Evet-Hayır’ kampanyası yapıyorlar. Hükümet yanlısı olanlardan hayır diyenler, karşıtı olanlardan da evet cevabı geleceğini düşünüyorum. Referandum olmalı. Eksik bence, halkın refahını ya da yaşama şeklini değiştirecek bir madde yok. Özgür.
BALMUMCU MAHALLESİ
Referandumda neye oy vereceğim hakkında bir yorumum yok ama bence maddeler teker teker oylanmalıydı. Bence böyle bir referandum gerekli değil. Ayrıca maddeleri henüz incelemedim. Siyasi liderler bu konuyla ilgili konuşuyorlar, ama ben çoğunu dinleyemedim. Oylamayla hükümete bir güven veya güvensizlik oyu çıkacağını değil de anayasa değişikliği olup olmamasının sonucunun çıkacağına inanıyorum ve benim oyum hayır olacak. Nihal Ünal.
Referandumda neye oy vereceğimi çok iyi biliyorum. Maddeler tek tek oylanmıyor ve ben bunun sebebinin işin içinde başka hesaplar olmasına bağlıyorum. Maddelere baktım ve maddelerin çoğunda partilerin oluru var ama iktidarın Anayasa ve HSYK ile ilgili başka düşünceleri var. Siyasi partiler bizlere anlatıyor ama birbirleri ile uğraşmaktan öte bir şey de yapmıyorlar. Maddeler halka daha fazla anlatılmalıydı. Oylamadan çıkan sonuç hükümet için güven oyu mu olur yoksa Anayasa değişikliği anlamına mı gelir onu oylamadan sonra göreceğiz. Ben hayırda hayır olduğuna inanıyorum ve hayır diyorum. Mehmet Zakir Özlü
ORTAKÖY MAHALLESİ
Maddelerin tümüyle oylanmasının doğru olduğuna inanıyorum ve Anayasa değişikiğinde neye oy vereceğimin bilincindeyim. Referandum ülke için gerekli. Maddeleri okudum ve siyasi partilerin söylenenler doğrultusunda bir karara da vardım. Oylama genel seçimleri de etkiler. Oylama sonucu Anayasa değişikliği anlamına gelir ve ben kararımı evet olarak verdim. Meryem Çınar.
Hayır oyu kullanacağım. Maddeler tek tek oylanmalıydı mitinglerde vatandaşların ihtiyacı gündeme getirilmeliydi. Siyasi partiler seviyesiz. Güven oyuna dönüşür mü oylama, bilemiyorum. Şu anda durum hükümet yanlısı olmak veya olmamak olarak devam ediyor. Didem Hanım.
GAYRETTEPE MAHALLESİ
Hangi maddelere oy vereceğimi biliyorum ve bu maddeleri inceleme fırsatıda buldum. Maddeler tek tek oylanmalıydı görüşündeyim. Siyasi partiler belaltından vurmakla meşguller. Oylama hükümet için güvenoyu anlamına gelmeyebilir ve genel manada sonuç ne olursa olsun Anayasa değişikliği olarak düşünülür. Kararımda bin kere yüzbin kere hayır diyorum. Muhsin Işık
Referandumun içeriği söylenmedi ve vatandaş kendi fikrine göre oy kullanacak. Maddeler tek tek oylansaydı insanlar daha açık ve daha net bilgilere sahip olurdu. Ben referandumun gereksiz olduğunu düşünüyorum ve maddeleri kendimce inceleyebildim. Siyasi partilerin söylemleri yeterli değil bence. Oylama hükümet için güven oylaması anlamına gelir. Oylama hükümet için geçecek. Hayırda hayır vardır. Yaşar Özkaymak
MECİDİYE
Referandumda Anayasa değişikliğine oy vereceğiz ve maddeleri inceledim. Maddelerin bütün halinde sunulması yanlış bence. Anayasa değişikliği yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum ama bu paket halinde değil. Maddelerin çoğunu biliyorum ve yargı ile ilgili kısımlar rahatsız edici. Siyasi parti liderlerinin anlatımı yeterli değil. Oylama hükümete güvenoyu anlamı da taşıyor. Ben yargı ile maddeler yüzünden hayır oyu kullanacağım. Mete Üstündağ.
Referandum bir bütün halinde sunulsa daha iyi olurdu. Bence böyle bir referanduma gerek yok. Oy vereceğim maddelere bakabildim. Siyasi partilerin anlatımlarını yeterli bulmuyorum ama rengim belli. Oyumun rengi, hayır. (İsmini vermek istemiyor)
ULUS MAHALLESİ
Referandumda neye oy verilecek bilmiyorum. Maddeler tek tek oylanmalıydı. Maddeleri bili-yorum. Siyasi partilerin anlatımları yeterli değil, oy almak için anlatıyorlar. Oylama ile Anayasa değişecek deniyor ama seçim sonrası bekleniyor. Bence sonuç hayır çıkar ama kararsızım. Çoğunluk hayır diyor. Mehmet Tunus
Olması gereken bir referandum ve kısmen inceleyebildim. Siyasi partilerin söylemlerini takip edemiyorum. Oyumun rengi bende kalsın. Oylama sonucunun anlamı bence Anayasa değişikliği demektir.
İlyas Doğru
ARNAVUTKÖY
Maddeler tek tek sunulsaydı herkes daha iyi anlardı. Böyle bir referandumun gereksiz olduğunu düşünüyorum. Oy vereceğim maddeleri şöyle böyle inceledim. Neye oy vereceğimi biliyorum. Siyasi parti liderlerine inanmıyorum ama tuttuğum bir parti var. Oylama sonucu güven oyu anlamına gelir ve ben hayır diyorum. Sümer Artır.
Neye oy vereceğimi bilmiyorum. Maddeler milletin ilgisini çekiyor. Referandumda partilere göre oy verilecek. Söylemlere göre oy vereceğim. Hayır çıkarsa hükümete güvensizlik anlamı çıkar bence. Oylama sonucu da bu doğrultuda olur diye düşünüyorum. Ben evet mi diyeceğim hayır mı henüz kararsızım.
Ahmet Sever.
KURUÇEŞME
Üç partinin verdiği broşürlere göre değerlendirme yapacağım. Maddeler tek tek oylanmalıydı ve bu gerçekleşseydi gerek olurdu bence. Sonuç iktidarda olan partinin güvenoyunu belirleyecek. AK Parti’nin hükümdarlığı veya hezimeti belirlenecek bence referandumla. Oyumun rengini ise söyleyemem. Orhan Çelkit.
Maddeler hakkında tam anlamıyla bir bilgim yok. Maddeler kamuoyuna tek sunulmalıydı ve tek tek maddelerin üzerinde tartışılmalıydı. Bence referandum gerekli değil, maddelere de bakmadım. Siyasi partiler bizleri kandırıyor. Evet çıkarsa hükümete güven anlamı çıkar, henüz neye karar vereceğimi düşünmekteyim. Ramazan Gökal.

VARSA YOKSA GENÇLER
Beşiktaş Belediyesi 2008 yılında hizmete açmış olduğu öğrenci yurtları için başvuru alıyor. Yurt hizmetiyle birlikte açılışta Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş ilçesinde, kültür sanata önem verdiklerini, özellikle gençlerin öğrenim yaşamlarında her türlü destek ve olanaklarını sağladıklarını, belediyenin verdiği burslarla, ve özellikle hizmete açılan kız ve erkek öğrenci yurtları ile gençlere desteklerini sürdüreceklerini belirtmişti. Eğitime verdiği destekle de bilinen Beşiktaş Belediyesi farklı bir alternatif oluşturarak hizmete sunduğu yurt bazındaki konuk evleriyle yüzlerce öğrenciyi ağırlamaya devam ediyor. Yetkililer, konuk evi ile ilgili başvurularla ilgili şu detayları veriyor: “Beşiktaş Belediyesi Kız ve Erkek Konuk Evlerine 2010 – 2011 eğitim dönemi için ön kayıtlar başladı.
Başvurular doğrudan konuk evlerine yapılacaktır. Ön kayıt yapacakların, başvuru sırasında yanlarında 1 adet fotoğraf getirmeleri gerekmektedir.
Kız Konukevi:Tel: 0212 236 10 24 – 25. Adres: Çitlenbik Sok. No: 29 Yıldız – Beşiktaş
Erkek Konukevi: Tel: 0212 274 07 30 – 0212 274 00 87. Adres: Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok. No: 25/A Gayretepe – Beşiktaş.”
Beşiktaş Belediyesi Kız ve Erkek Konukevi’ne kesin kayıt hakkı kazanan öğrencilerin dikkatine, Beşiktaş Belediyesi’nin resmi internet sitesinden duyuru yapıldı. Detaylar şöyle: “Yurt Açılış Tarihi: 27 Eylül 2010 Pazartesi. Kesin Kayıt Tarihi: 28 Eylül – 8 Ekim 2010. Öğrenci kayıt için velisi ile birlikte gelecektir. Evrakları eksik olan öğrencilerin kesin kayıtları yapılmayacaktır. Belirtilen tarihlerde kaydını yaptırmayan öğrenci konuk evi hakkını kaybedecektir.”
2009 -2010 döneminde konuk evinde kalan öğrencilerin kesin kayıt için hazırlayacağı evraklar şöyle:
1. Başvuru formu (Fotoğraflı)
2. Konuk Evi Sözleşmesi
3. Evci İzin Belgesi
4. Öğrenci belgesi
5. Fotoğraf (3 adet)
6. Konuk Evi Kuralları Belgesi
7. Depozito ücreti banka dekonto
8. Ekim 2011 dönemi ödeme dekontu.
Dekontlarla ilgili ise kesin kayıt tarihinde, yerleşim yapmadan önce Vakıfbank Beşiktaş Şubesi, Iban tr 820001500158007292779245 no’lu hesaba yatırılacak. Yetkililer şu konuya da dikkat çekiyor: “Konuk evi müdürlüğüne teslim edilecek evrakların veli (ya da kefili) tarafından imzalanması gerektiğinden öğrenci kayıt için velisi (ya da kefili) ile birlikte gelecektir.”
Yeni kayıt yapacak öğrencilerin kesin kayıt için hazırlayacağı evraklar:
1. Başvuru formu (Fotoğraflı)
2. Konuk Evi Sözleşmesi
3. Evci İzin Belgesi
4. Öğrenci belgesi / ÖSYM Sonuç Belgesi
5. Fotoğraf (3 adet)
6. Konuk Evi Kuralları Belgesi
7. Sağlık Raporu (Verem savaş dispanserinden akciğer filmi çektirilerek alınacaktır.)
8. Sabıka Kaydı
9. Depozito ücreti banka dekonto
10. Ekim 2011 dönemi ödeme dekontu.
Dekontlarla ilgili olarak ise kesin kayıt tarihinde, yerleşim yapmadan önce Vakıfbank Beşiktaş Şubesi, IBAN TR 820001500158007292779245 no.lu hesaba yatırılacak. Yetkililerin konuyla ilgili bir diğer notu şöyle: “Konuk evi müdürlüğüne teslim edilecek evrakların veli (ya da kefili) tarafından imzalanması gerektiğinden öğrenci kayıt için velisi (ya da kefili) ile birlikte gelecektir.”
DOSTLUK KÖPRÜSÜ
Özhan Canaydın’ın ismi ölümsüzleşti. Beşiktaş Belediyesi ve Galatasaraylılar Derneği, 23 Ağustos Pazartesi günü gerçekleştirdiği törenle, Mart ayında vefat eden Galatasaray Spor Kulübü eski Başkanı Özhan Canaydın’ı andı. Levent Çalıkuşu sokakta yapılan anmada Özhan Canaydın’ın adını taşıyan bir park da hizmete açıldı.
Törene Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Galatasaray Başkanı Adnan Polat ve Galatasaraylılar Derneği Başkanı Volkan Karsan, Galatasaray Spor Kulübü Yöneticileri, Özhan Canaydın’ın oğlu Murat Canaydın ve ailesi, çok sayıda Galatasaraylı katıldı.
Anma töreninde İsmail Ünal, Adnan Polat ve Volkan Karsan birer konuşma yaparak Özhan Canaydın’ın kişiliğini ve hizmetlerini anlattı. Çalıkuşu Sokak’ta Galatasaraylılar Derneği’nin karşısında bulunan ve Özhan Canaydın’ın isminin verildiği park da hizmete açıldı.
Beşiktaş Belediyesi, Özhan Canaydın’ı gelecek kuşaklara tanıtmak için heykelini de yaptırıyor. Heykeltıraş Önder Büyükerman’ın tasarladığı heykel Canaydın’ın Maçka’daki evinin önüne dikilecek.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal yaptığı konuşmada, spordan gelen bir belediye başkanı olarak bugün yaptıkları uygulamadan duyduğu mutluluğu dile getirirken, ”Özhan Ağabey ile oldukça fazla anım var. Çok sıkı ağabey-kardeş ilişkimiz oldu” dedi. Galatasaray Kulübü Başkanı Polat da yönetiminde de yer aldığı Özhan Canaydın için yapılan parkta emeği geçen herkese teşekkürlerini sunarken, ”Galatasaray’a hizmet edenlerin hatırlanması çok güzel bir şey” ifadesini kullandı. Özhan Canaydın’ın oğlu Murat Canaydın ise kendisi ve ailesi adına önemli bir günün yaşandığını vurgulayarak, ”Babamın en sevdiği ve en huzurlu olduğu yerdi Galatasaraylılar Derneği, bu parkta hemen karşısında bulunuyor. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Tören sonunda kurdelesi kesilen park, hizmete açıldı.
EVDE BAKIM GÖZDE!..
Beşiktaş Belediyesi sağlık hizmetlerini sürdürmeye devam ediyor. Bu hizmetlerden bir tanesi de ‘Evde Bakım’ olarak biliniyor. Beşiktaş Belediyesi’nin “Evde Bakım” hizmetiyle; engelli, yaşlı, kronik hastalığı olan veya nekahat dönemindeki Beşiktaş kentlilerinin sosyal yaşama ayak uydurabilmeleri sağlanıyor, bakıma gereksinim duyan bireyin aile bireyleri üzerindeki yükünü hafifletilmeye çalışılıyor, psiko-sosyal, fizyolojik ve tıbbi destek hizmetleri sunuluyor.
Yetkililer, Evde Bakım Hizmeti ile şu hizmetleri verdiklerini söylüyor: “Enjeksiyon Hizmeti, Kan Şekeri Ölçümü, Tansiyon Ölçümü, İdrar Sonda Takımı, Ngs Sonda Takımı, Doktor Muayenesi, Tüm kişisel bakımlar (saç-sakal tıraşı, tırnak kesimi, alt değişimi), Banyo, Yatak Yarası Pansumanı, Tüm Pansuman Tedavileri, Kan Alımı.”
Ayrıca, 65+ isimli projeyle belediye yaşlılar ve ailelerini aktif yaşlanma hakkında bilgilendiriyor. Belediye binalarında oluşturduğu birimlerde ve muhtarlıklarda psikologlar ile diyestisyenler ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyor. Düzenli aralıklıklarla yapılan panel ve söyleşilerle 65+ vatandaşlar bilgilendirilerek yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine katkıda bulunulması hedefleniyor. Belediyeye ait 444 44 55 numaralı telefonu arayalar semtine en yakın hizmet noktasından yardım alabiliyor.

AFET HALİNDE ACİL TOPLANACAK YERLER
Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi, olası bir afet sonrası için yerleşim planı hazırlayarak, Beşiktaş’taki her mahalle için afet toplanma alanı belirledi. Toplam 23 mahalle için ayrı ayrı toplanma alanlarının oluşturulduğu duyuruldu. Bu mahallelerden bir tanesi de Kültür Mahallesi’ydi.
Yaklaşık 7500 kişilik nüfusu ile Kültür Mahallesi, Beşiktaş’ın, nüfus hareketliliği en az olan mahallelerinden biri olarak biliniyor. Daha çok konutların bulunduğu Kültür Mahallesi’nde küçük ölçekli işletmeler de yer alıyor. Mahalle 59 sokak sayısı, 613 bina sayısı, 2452 hane sayısına sahip.
Beşiktaş Belediyesi’nden, olası bir afet durumunda toplanma alanları şöyle açıklanıyor: “Olası bir afet durumunda toplanacak alanlar için; 4900 m2′lik alanıyla Aykut Berka Deprem Parkı’nda Ahmet Adnan Saygun Caddesi sakinleri ve Aydın Sokak, Barış Sokak, Orkide Sokak, Sevgi Sokak, Sevil Sokak, Turizm Sitesi Yolu, Uba Sitesi, Uydu Sokak, Yeşil Bağ Sitesi, Yaprak Sokak sakinleri toplanacak.”
“Hareket Sitesi İ.E.T.T Blokları 2000 m2′lik yeşil alana sahip. Bu alanda Hoca Ahmet Yesevi Sokak, İETT Blokları Yolu, Onaran Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecekler.”
“7100 m2′lik alanıyla Levent Lisesi, şu cadde ve sokakları kapsıyor: ‘Nisbetiye Caddesi, Düzdere Sokak, Esra Sokak, Sekbanlar Sokak.”
“5900 m2′lik alanıyla Kültür Mahallesi Muhtarlığı önündeki yeşil alanda; Arnavutköy Yolu sakinleri, Körkadı Sokak, Samyeli Sokak, Suna Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecek.”
“Panaroma Sitesi önündeki yer, 1000 m2′lik bir alana sahip. Bu alanda şu sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecek: ‘Aşağı Körkadı Sokak, Panarona Sitesi, Palacı Sokak.”
“21000 m2′lik alanıyla Tekfen Sitesi önündeki boş alan şu sokakları kapsıyor: ‘Aydınlık Sokak, Tekfen Sitesi, Kolej Yolu Sokak, Koru Sokak, Esen Sokak.”
“7800 m2′lik alanıyla Türksan Sitesi önündeki boş alanda şu sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanacak: ‘Haremeyn Sokak, İpek Sokak, Selviler Sokak, Türksan Sitesi, Türksan Yolu.”
KATI ATIKLAR DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR
Atıkların yanlış toplanması bugün insan sağlığını da tehdit ediyor. Günümüzde atıkların periyodik bir şekilde toplanmasından farklı olarak, atıkların türüne göre de toplanması çevre ve insan sağlığı açısından büyük önemlilik arz ediyor. Beşiktaş Belediyesi ‘Katı Atık Dönüştürme Hizmetleri’ ile bu hassasiyeti gösteriyor. Yetkililer bu konuda şu açıklamaları yapıyor: “Beşiktaş Belediyesi, yeniden değerlendirilebilir atıkların çöpten ayrı toplanmasına yönelik çarlışmalar yapmaktadır. Belediyenin tamamen kendi personeli ve araçlarıyla sürdürdüğü bu çalışmaları şu şekilde sıralayabiliriz: Ambalaj atıklarının yerinde toplanması: Bu çalışma haftanın her günü yapılmaktadır. Ambalaj atıkları için sitelere açık konteynırlar yerleştirilmektedir ve bu atıklar her gün toplanarak geri dönüşüm için kullanılmaktadır. Site dışında bir de sokaklara konulan üç gözlü geri dönüşüm kumbaraları var. Bunlar da cam, plastik ve alüminyum gibi atıkları toplamak için yerleştirilmiştir.
Kullanılmış pillerin toplanması: Beşiktaş Belediyesi’nin TAP ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği bu uygulamada, gelen telefonlara göre ve biriktirme sonucu kullanılmış piller toplanır. Atık yağların toplanması: Bu toplama işlemi de haftanın her günü yapılmaktadır. Atık yağlar iş yerleri ve evlere dağıtılan kaplar aracılığı ile yapılmaktadır. Toplanan atık yağlar sadece bio dizel üretiminde kullanılmaktadır. Bu atıkları toplama ve tekrar üretimde kullanılması işlemini belediyenin anlaşma yaptığı lisanslı toplama firmaları yapmaktadır.
Şişe ve camların toplanması: Bu toplama için şişe kumbaraları vasıtası ile toplama yapılır ve yeniden üretim ham maddesi kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Deniz temizliği: 8,5 km deniz kıyısına sahip olan Beşiktaş ilçesinde Çevre Koruma Müdürlüğü, günde 1,5 ile 2 ton arasında atık toplanmaktadır. Bu çalışmanın asıl amacı da deniz kirliliğini engellemektir. Deniz temizliği de haftanın her günü yapılmaktadır. Sadece bir gün makine temizliği ve bakımı için ayrılıyor.”

EYLÜL’DE DE ÜNLÜ SANATÇILAR SAHNEDE
Kuruçeşme Arena’da aralıksız müzik keyfi devam ediyor. Ağustos ayında dolu dolu müzik diyen sanatseverler Sonbaharda da sevdikleri sanatçılarla Boğaz’ın incisi Kuruçeşme Arena’da buluşuyor. Kuruçeşme Arena’ya gelenler hayranı oldukları sanatçının müziğiyle keyifli vakit geçirmeye devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu Kuruçeşme Arena’da sahne alan isimler yine dopdoplu sahne performanslarıyla sevenlerini coşturdu. Eylül ayında Zerrin Özer, Bülent Ortaçgil, Zuhal Olcay ve Ozzy Osbourne Kuruçeşme Arena’da sahne alacak.
Ağustos ayının başında da yine ünlü isimler yer almış, sanatseverler düzenlenen etkinliklerle ünlüler geçidindeki birbirinden güzel konserlere ve şovlara tanıklık etimşit. Ve yine Kuruçeşme Arena’da etkinlikler, konserler hız kesmiyor ve Eylül ayında da yine dopdolu programlar sizleri sanatseverleri bekliyor. Yerli yabancı bir çok dünya yıldızının sahne aldığı Boğaz’ın eşsiz manzarası eşliğinde hayranlarını coşturduğu Kuruçeşme Arena’da Eylül ayındaki programında neler var derseniz, yerli yabancı ünlüler sanatseverleri karşılıyor olacak.
23 Eylül’de Zerrin Özer, hayranlarıyla buluşuyor. Kuruçeşme Arena’nın sahnesi, Türk Pop Müziği’nin güçlü seslerinden Zerrin Özer’in muhteşem konserine hazırlanıyor. Zerrin Özer, 23 Eylül Perşembe akşamı, İstanbul’lularla muhteşem ve yepyeni bir performansla buluşacak.
70 kişilik dev senfonik orkestrası eşliğinde, bambaşka sahne performansı, çok özel konukları, bomba gibi sürprizleriyle Zerrin Özer Kuruçeşme Arena sahnesinden İstanbul Boğazını ve bütün İstanbul’u adeta yerinden oynatacak. Ve gecenin sürprizi de var… Eurovision şarkısı “Fire” ilk kez Kuruçeşme Arena’dan Türkiye’ye ulaşacak! Türk Pop Müziği’nin en güçlü sesi Zerrin Özer, Eurovision’da Türkiye’ye 2′nci kez 1′inciliği getirmek için hazırlanan “Fire”ı ilk kez Beşiktaş’ta Kuruçeşme’de söyleyecek.
24 Eylül Cuma akşamı Boğaz kıyısında iki büyülü ses sahnede olacak. Gecede, Bülent Ortaçgil ve Zuhal Olcay sevilen şarkıları seslendirecek. İkili; Bas Gitar’da Gürol Ağırbaş, Davul Cem Aksel, Perküsyon Birol Ağırbaş ve Tuşlu çalgılar’da Baki Duyarlar’ın yer aldığı orkestra ile dinleyicilerine Boğaz’da romantik bir geceye imza atacak. Zuhal Olcay ve Bülent Ortaçgil’e sahnede dört kişilik yaylı grubu da eşlik edecek.
Bir diğer büyüleyici gecede ise Ozzy Osbourne yer alıyor. 30 Eylül’deki program, Kuruçeşme Arena’da saat: 21.00′de sanatseverler ile buluşacak. Ozzy Osbourne ile ilgili yapılan duyuru ise şöyle:
“Her biri hit olmuş şarkılar, liste başı albümler, Ozzyfest ile desteklediği sayısız müzik grubu, nefes kesen performanslar ve 50 yıla uzanan bir müzik geçmişi ile Ozzy Osbourne yaşayan bir efsane!
1948 yılında İngiltere’nin Birmingham kentinde doğan ve gerçek adı John Osbourne olan “Ozzy”, heavy metal ve rock dünyasının en köklü gruplarından biri olan Black Sabbath ile birlikte yaptığı çalışmalarla profesyonel müzik kariyerine başladı ve sonrasında solo kariyeri boyunca da milyonlarca albüm sattı.”
Ozzy Osbourne’un konser öncesinde ve Temmuz ayında Sony Music etiketiyle yayınlanan 10. stüdyo albümünün adı ise “Scream” ile sanatçı, konserde hem bu yeni albümünden hem de eski albümlerinden şarkılar söyleyecek.
Ağustos ayı da Kuruçeşme Arena’da dopdolu geçti. Ağustos ayının ikinci yarısı da ilk yarısında olduğu gibi yine birbirinden çok sevilen sanatçıların yer aldığı yıldızlar geçidi gibiydi. Kenan Doğulu da yine Kuruçeşme Arena’da yer alan isimler arasındaydı.
İlhan İrem de Kuruçeşme Arena’da sevenleriyle buluşan sanatçılar arasına ismini yazdırdı. İlhan İrem, Ağustos ayında Beşiktaş’ta boğaza karşı müzikseverler ile bir araya geldi. Sevilen şarkılarını seslendirdi. Bir diğer önemli isim de Fatih Erkoç’tu. Fatih Erkoç sahneyi Patrizio Buanne ile paylaştı. Beşiktaş’ta yine ünlü isimler arasında Ozan Doğulu Kuruçeşme Arena’da sevenleriyle bir araya geldi. Ozan Doğulu Live Project isimli organizasyonla yepyeni albümü tanıttı ve müzikleriyle dinleyenlerini mest etmesini bildi.
Yaz aylarında yine göze batan bir diğer isim de Kıraç’tı. Kuruçeşme Arena’da hayranlarıyla bir araya gelen şarkıcı, sevilen bütün parçalarını seslendirdi.

BEŞİKTAŞ KENTLİSİNE “ÇOK YÖNLÜ GİTAR” KURSU
Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları sunuyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. Bu programlar arasında yine en çok ilgi gören alanlardan bir tanesi de Gitar kursu olarak tanımlanıyor.
Ücretsiz kurslar arasında başlıklardan bir tanesi olan Gitar Kursu, Beşiktaş Gençlik Merkezi’nde kursiyerlerini ağırlıyor.
Beşiktaş Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen kursa geçtiğimiz sezon ilgi oldukça büyüktü. Gitar denince, akla telli çalgı geliyor. Buna göre Beşiktaş Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen Gitar Kurs’unda şu detaylar aktarılıyor: “Genellikle ahşap gövdeli, perdeli, altı teli olan, telleri parmakla çekilerek veya pena ile vurularak çalınan telli çalgıya ‘Gitar’ denir.
Gitar, parmakla ya da penayla çalınan esasen sekiz şekline benzeyen yanları iki tarafı oyuk üzerinde ses perdeleri olan uzun saplı ve telli bir çalgıdır. Gitarlar genelde altı tellidir ve değişik Ağaç türlerinden yapılırlar. Gitarın ilk atası Orta Asya’da yapılmış olan uddur. İlk başlarda ud gibi olurken Orta Asya’dan göç edip Avrupa’ya giden Orta Doğu Türkleri udu değiştirip başka bir hal almasına neden olmuştur. Gitarın ilk örnekleri İspanya’da ve parmakla çalınırdı. Daha sonra Gitara 5 tel takıldı, daha önce sayısı az olan perdeler 10′a çıkarıldı. Teller pesten tize doğru “la-re-sol-si-mi” olarak akortlanmaya başlandı. 18.yy’ın sonlarına doğru
pes tarafa kalın bir “mi teli” daha eklenerek tel sayısı 6 ya çıkarıldı. Daha sonra 19. yy. ortalarında Antonio de Torres enstrümana yeni bir biçim verdi. Enstrümanı daha belirgin bir hale getirdi (büyüttü ). Vidalı burgular takıldı; saptaki perde sayısı (fret arttı; sesi güçlendi, göğüs içindeki balkonlar tek bir merkezden çıkan seslere daha net yön verir oldu. Daha sonra da gitar şekil olarak değişimlere uğradı. Folk ve caz müziğinde kullanılan Gitarlara çelik teller takıldı. 1920 yılında elektro gitar doğdu. Elektro gitar sayesinde gövde rezonans kutusu olmaktan çıkmış enstrümanla dinleyici arasına, amplifikatör denen Elektronik bir yükseltici girmiştir. Elektronik gitar doğduktan sonrada Gitarın çeşitleri artmaya başlamıştır. Kendi üzerinde Amplifikatör bulunduran gitarlar, 12 telli Gitarlar, çiftli gitarlar (üstte 12 telli altta 6-7 telli), 7 telli gitarlar, perdesiz gitarlar, Headless (kafasız) gitarlar çıkmıştır. Gitar türleri şöyle sıralanıyor: Akustik gitar. Elektro gitar, Bas gitar, Lap steel gitar, Perdesiz gitar, 7 telli gitar, Weissenborn gitar. ”
USTALARA SAYGI
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, devam ediyor. Geleneksel hale gelen etkinlikte, geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen organizasyonnda Yeşilçam’ın fantastik yüzünün yaratıcılarından Yılmaz Atadeniz’i ağırladı.
Yeşilçam’ın maddi imkânsızlıklarına rağmen “dahiyâne” buluşlarla fantastik ve avantür filmler çeken Yılmaz Atadeniz’in filmografisinde “Killing” serisinin Türk versiyonu “Kilink”ler, “İki Sene Mektep Tatili” gibi bilimkurgu roman uyarlamaları, “Maskeli Beşler” ve yerli “Zorro”lar var. Yıllarca ülkemizdeki film türlerini çeşitlendirmek için çaba sarf eden Yılmaz Atadeniz, ayrıca “Yedi Dağın Aslanı”, “Kovboy Ali”, “Kibar Haydut” ve sanatçıya lâkabını kazandıran “Çirkin Kral” gibi Yılmaz Güney’in ilk dönem filmlerinin de yönetmeni… Sanatçıların haklarını savunmak için Türkiye Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği’nin (SE-SAM) Başkanlığı’nı da yürüten Yılmaz Atadeniz için hazırlanan “Ustalara Saygı” gecesi, katılan konukların zenginliğiyle bir nevi Yeşilçam resmigeçidine dönüştü. Yılmaz Atadeniz’le çeşitli filmlerde çalışan ve farklı projelerde gönül birliği eden dostlarından; Arda Uskan, Burçak Evren, Cüneyt Arkın, Engin Çağlar, İhsan Gedik, İrfan Atasoy, Necip Sarıcı, Nuri Alço, Safa Önal, Selda Alkor, Sevdağ Ferdağ, Sezer Sezin, Sinan Çetin, Suzan Avcı, Süleyman Turan, Tamer Yiğit, Temel Gürsu, Tunç Başaran, taverna müziğin sevilen ismi Ümit Besen ve Yılmaz Köksal “Ustalara Saygı”ya katılarak ünlü yönetmenle ilgili anılarını, duygu ve düşüncelerini seyircilerle paylaştı.

AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-5
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde birbirinden değişik oyunlar sanatseverler ile buluştu. 7′den 77′ye bir çok insanı kah güldüren kah ağlatan bir çok oyun tiyatroseverlerin karşısındaydı. 22 Mayıs’ta Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde ‘Arp ile her telden’ konseri sanatseverler ile de buluştu. Arp sanatçısı Gwyneth Wentink, tutku dolu performansları ve inanılmaz tekniği ile tanınıyor. Henüz 28 yaşında olmasına rağmen, dünyanın önde gelen orkestralarıyla hem solo resitaller, hem de solo konçertolar gerçekleştirdi. Gwyneth’in, konçerto performanslarına olduğu kadar kendini oda müziğine de adadığı ifade ediliyor. 2009/2010 sezonunun öne çıkan solo performansları, Boston Filarmoni ve Benjamin Zandler, Orquesta de Valencia ve Isaac Karabtchevski, Bangkok Senfoni Orkestrası ve Robert Benzi ve Israil Filarmoni ve Nir Kabaretti ile olanları olarak işaret ediliyor. Brezilya, İngiltere, Fransa, Japonya ve Amerika’da solo resitalleri ve oda müziği performansları için turneye çıkarken, aynı zamanda Kolombiya’daki Cartegna Uluslararası Müzik Festivali ve birinci Uluslararası Arp Yarısması ve Hollanda’daki Festival gibi çeşitli oda müziği festivallerinde de yer alacak. Sanatçıyla ve konser ile ilgili verilen diğer detaylar ise şöyle: “Gwyneth, dünyanın çeşitli yerlerinde, en önde gelen ulusal ve uluslarası orkestralarla performans sergilemiş ve solo resitaller gerçekleştirmiştir. Yaygın olarak Avrupa’da ve Amerika’nın 16’dan fazla eyaletinde konser vermiştir.
İki solo CD’si ve Rodrigo’nun üç arp konçertosunu içeren Naxos tarafından yayınlanan CD’si eleştimenlerin çok büyük beğenisini kazanmıştır. Felemenk-Macar kökenli müzisyenlerin kızı olarak Gwyneth, beş yaşında arp çalmaya başlamış; ilk solo performansını da altı yaşında gerçekleştirmiştir. İnanılmaz yeteneği kısa zaman içinde keşfedilmiş ve Erika Waardenburg’ten 8 yaşında almaya başladığı derslerini ve çalışmalarını, on dokuz yaşında alabileceği en yüksek dereceleri ve onur ödülünü alarak tamamlamıştır. Gwyneth Wetnik Prinses Christina Yarışmaları’nda, Tokyo’daki Nippon Arp Yarısması’nda ve yarışamayı kazanan en genç katılımcı olduğu Israil’de yapılan, en prestijli Uluslararsı Arp Yarışması’nda da olduğu gibi pek çok birncilik kazanmıştır. 1999 yılında Wentink, 17 yaşında, New York’ta gerçekleşen Genç Konser Arpistleri Uluslararası Seçmeleri’nde birincilik kazanmıştır. Nisan 2007’de, Hollanda’da müzisyenlere verilen en büyük onur ödülü olan 2007 Hollanda Müzik Ödülü’nü kazanmıştır.”
Bu arada konserler Mayıs ayında da hız kesmedi. Choopin’in 200. doğum yılında Gergely Boganyi, Özgür Aydın, Gülsin Onay, Gabor Cslong ve Istvan Varga gibi dünyaca ünlü sanatçıların piyano resitalleriyle gerçekleşen İstanbul Chopin Haftaları, Mayıs ayı boyunca devam etti. Chopin, 5 Mayıs’ta Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’ne de uğradı. 5 Mayıs 2010 Çarşamba, Saat: 20.00′de Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Emre Şen Piyano Resitali gerçekleşti.
Akatlar Kültür Merkezi’nde Haziran ayı yine dopdoluydu… Haziran ayının ilk haftasında sanatseverlerin buluşması bir resital ile başladı… 2 Haziran’da Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Endre Hegedüs Piyano resitali gerçekleşti. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleşen konserin sanatçısı ile ilgili detaylar ise şöyleydi: “Endre Hegedüs 1954 yılında Macaristan’ın Hodmezövasarhely kentinde doğdu. Piyano çalışmalarına 5 yaşında başlayan sanatçı 1971′de Budapeşte’de Bela Bartok Konservatuvarı’nda öğrenimine devam etti. 1972′de bu okuldan mezun olduktan sonra aynı sene Franz Liszt Müzik akademisi’ne kabul edildi. Akademide Zoltan Kocsis, Ferenç Rados, Annie Fischer gibi dünyaca meşhur piyanistlerle çalışma olanağına kavuşan sanatçı 1980 yılında Akademi’den mezun oldu. O gündenbu yana dünyanın bir çok ülkesinde resitaller ve orkestra ile konserler gerçekleştiren sanatçı şimdiye kadar 2300′den fazla konser verdi, 120′den fazla televizyon programında yer aldı.”
Mayıs ayı ise tiyatro oyununun yanı sıra müzik ile yoğruldu… Mayıs ayının ortasında Kabataş Lisesi Mezunları ve Mens. TSM Konseri Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Mayıs ayının son günlerinde ise yine müzik vardı… 25 Mayıs’ta İstanbul Noter odası TSM konseri Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde müzikseverleri bir araya getirdi. 27 Mayıs’ta ise Varol Kültür ve Sanat Merkezi TSM konseri yine unutulmaz anları Akatlar’da yaşattı. 28 Mayıs’ta ise Beyoğlu Klasik Türk Musikisi sanatseverler ile buluştu. 30 Mayıs’ta da Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Beşiktaş Musiki Derneği müzikseverleri buluşturdu ve güzel saatler yaşattı.
Haziran ayında konserlerin yanı sıra tiyatroseverlerin de yüzünü güldüren oyunlar program içinde bulunuyor. Bunlardan bir tanesi E.S.E.K’in sevilerek takip edilen oyunu ‘Kaygan Zemin’di…
Öte yandan minikler heyecanını, kursiyerler emeklerini Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday sahnesinden izleyenlerine ulaştırdı. Anaokulları yıl sonu gösterisinin heyecanını Haziran ikinci yarısından bu yana Akaltar Kültür Merkezi’nde yaşadı. Beşiktaş Halk Eğitimi Merkezi de 25 Haziran’da kursiyerlerinin ve oluşturmuş olduğu topluluğun oyunu ile sezon finalini gerçekleştirdi.
16 Haziran’da Levent’teki Ayışığı Anaokulu’nun minikleri Akatlar’daydı. Mini miniklerden farklı olarak Özel Yıldız Lisesi’de yıl sonu gösterisi için Akatlar Kültür Merkezi’nde sevenleriyle buluştu. 17 Haziran’da Neşe Erberk Anaokulu büyüklere özel bir gösteri düzenledi ve 19 Haziran’da ise İsmail Tarman İlköğretim Okulu ve Şair Behçet Kemal Çağlar İlköğretim Okulu yıl sonu gösterisini gerçekleştirdi. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde bir diğer yıl sonu gösterisi de Pembe Fil Çocukevi ve Ayışığı Çocukevi gösterisiydi… 26 Haziran’da da Yeni Çilek Çocukevi ve 27 Haziran’da da Güney Anaokulu yıl sonu gösterisini gerçekleştirdi.
Akatlar Kültür Merkezi’nde Meercat Sanat Atölyesi Gülhan Çekici öğrencilerinin hazırladıkları 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti konulu sergilerini Haziran ayının ilk günlerinden 13 Haziran tarihine kadar Akatlar Kültür Merkezi’nde açtı… Sergide kaftan desenleri kumaş üzerine altın işleme, cam, tuval üzerine ve seramik üzerine boyamalar şeklinde yapıldı. İstanbul’daki tarihi çeşmeler taş oymalar boyutlu ve kalem işi şeklinde çalışıldı. Konya Kubat Abad Selçuklu Sarayı’nın seramik çinileri günümüz objeler üzerine aktarıldı.

MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-5
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde etkinlikler bahar-yaz aylarında da hız kesmeden devam etti.
Mayıs ayında Caz günleri sanatseverleri mest etmişti. Jon Secada Expression Tour with Jazz Quartet adı altında etkinlikler gerçekleşti. Ritmo Del Mondo dikkat çekti. Jon Secada turneyle birlikte İstanbul’a Beşiktaş’a Mustafa Kemal Merkez’e geldi. Konserde Jazz Quartet eşlik etti ve hayranlarını muhteşem bir müzikal yolculuğa çıkardı. Dünyaca ünlü sanatçı ile verilen detaylar şöyle: ‘Küba doğumlu söz yazarı ve şarkıcı Jon Secada, Miami Üniversitesi Caz Vokal Performansı bölümünü bitirdikten sonra kariyerine besteci olarak devam etti.Diva Gloria Estefan ile tanışması, müzik kariyerine yepyeni bir soluk getirdi. Gloria Estefan’ın Into The Light gibi birçok Platin Plak ödülü alan albümündeki hit şarkı Coming out of the Dark ve diğer 5 şarkının bestecisi Secada, 1992′de çıkardığı ilk albümü ile dünya çapında 6 milyon satarak “En iyi Latin Albümü” unvanı ile ilk Grammy Ödülünü kazandı. 1995′te çıkardığı üçüncü albümü Amor ile “En İyi Latin Pop Performansı” dalında ikinci Grammy ödülünü alan Secada, müzik kariyeri boyunca dünya çapında 20 milyondan fazla albüm satan nadir sanatçılardan biri oldu. Jennifer Lopez, Ricky Martin gibi dünyaca ünlü sanatçılara besteler veren sanatçının, Luciano Pavarotti ile yaptığı düet çok satanlar arasında yer aldı. Sinatra’s Duets II albümünde The Best is Yet to Come şarkısındaki Frank Sinatra ile düeti de sanatçının unutulmazları arasında yer alıyor. Kariyerinin başından beri tiyatroya da ilgi duyan Secada, 1995 yılında Broadway’in efsane Grease müzikalinde başrol karakteri Danny Zuko rolünde oynadı. Sanatçı ayrıca 4 yıldır American Idol’un Latin versiyonunda Yargıç rolünü oynuyor. Bunların dışında da Pocahontas filminin final şarkısı “If I Never Knew You” da Secada’ya ait’
Bir diğer etkinlikte, 2010 Japon Yılı Mayıs ayı tiyatro gösterileriydi. Bunkaza Tiyatro Topluluğu – “Tekerettsu No Pa” Gösterisi ile ilgili etkinlikler hakkında detaylar şöyleydi: ’2008 yılında Japonya Kültür İşleri Müsteşarlığı’nın Uluslararası Sanat Değişim Destek Programı’nın katkılarıyla düzenlenmiş bir oyundur. Ülkemizi temsil eden bir tiyatro olarak gurur duyuyor ve Türkiye ile kültürel ilişkilerimizi ilerleteceğine inanıyoruz. Hikâyesini Meiji Dönemi başlarındaki Tokyo ve Otaru şehirlerinden almıştır. Tarihte yaşamış insanların enerjisinin öne çıktığı çok keyifli bir eğlence dönemi oyunu, kültürü tamamen farklı olan Türkiye’de nasıl karşılanır dersiniz. Dil, halk, örf ve adet duvarlarını aşıp Japon tiyatrosunun Türk halkınca ne kadar kabul göreceğini tecrübe etmek isteriz. 1881 Meiji Dönemi, tüccar ve denizcilerle dolup taşan kıpır kıpır Otaru’da, balıkçının, arzuhalcinin ve kırtasiyecinin çalıştığı “Kishiya” isimli bir dükkân vardı. Burada çalışan yardımsever insanlar, akraba olmadıkları halde geçmişleri varmış gibi yaşayan yaşları farklı 3 kadındı. Bu kadınların bağı ve onları Kuzey uçtaki Otaru şehrine getiren neydi? Yakuzalarca kovulmaya çalışılan “Kishiya”nın kaderi ne olacak?’
Muhteşem performansı ile izleyici ile koltuklarından kopartıp aldı diye tanıtılan Alice Sara Ott, baharda Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda sanatseverleri buluşturdu. Sanatçı ile ilgili tanıtım yazılarından biri de şöyleydi:
‘Genç kızlığından henüz çıkmakta olan Münih doğumlu Alman-Japon Alice Sara Ott Avrupa ve Japonya`nın büyük ve önemli salonlardaki konserleri ile önemli derecede iyi eleştirilerle karşılaşıyor. Henüz daha 13 yaşındayken Hamamatsu yarışmasında ‘En Büyük İstikbal Vadeden Genç Sanatçı’ ibaresi ile selamlanan Ott, Silvio Bengalli yarışmasında birinci olunca müzikseverler ciddi bir genç deha ile karşılaştıklarını anladılar.
Solo konserlerinin yanısıra yer aldığı festivaller arasında Heimbach, Zurich Festival, Davos Festival ve Schwetzinger Schlossfestspiele birlikte yer aldığı sanatçılar arasında Lars Vogt, Gustav Rivinius, Tadjana Masurenko ve Peter Sadlo sayılabilir. Alice Sara Ott ayrıca Klavierfestival Ruhr, Schleswig Holstein Music, Mecklenburg Vorpommern ve Brunswig Classix festivallerinde sürekli olarak çalmaktadır.
Alice Sara Ott`un 2009/10 sezonunda, Auditorium du Louvre; Alder Series Berlin; Vienna Konzerthaus; Cincinnati Symphony – Şef Paavo Jarvi; Danish Radio National S. Orchestra – Şef Robin Ticciati; Royal Stockholm Philharmonic – Şef Sakari Oramo; NDR Hamburg – Şef Alan Buribayev; Munich Philharmonic – Şef Thomas Hengelbrock ile programları bahsedilmeye değer aktivitelirinden bazıları. Alice Sara Ott 2008 Mayıs ayında Deutsche Grammophon ile exclusive sanatçı anlaşması imzaladı ve bu önemli müzik şirketi ile yaptığı ilk albümünde Franz Liszt`in 12 etüdünü seslendirdi. Ott, Deutsche Grammophon ile ikinci albümünde Chopin valsleri seslendiriyor. Albümün yayın tarihi 2010 Chopin yılına ithafen 2009 Sonbaharı’
Peter Pan Müzikali yine dikkat çeken organizasyonlardan biriydi. ‘Murat Karamanoğlu yönetiminde Güzel Sanatlar Oyuncuları Akademik Tiyatro Topluluğu tarafından “Türkiye’nin ilk mega çocuk yapımı” olarak gerçekleştirilen Peter Pan’ in müziklerini Deniz Sipahi yazdı, koreografisini ise Neslihan Öztürk gerçekleştirdi. Murat Karamanoğlu yönetiminde Güzel Sanatlar Oyuncuları Akademik Tiyatro Topluluğu tarafından “Türkiye’nin ilk mega çocuk yapımı” olarak gerçekleştirilen Peter Pan’ in müziklerini Deniz Sipahi yazdı, koreografisini ise Neslihan Öztürk gerçekleştirdi.
Müzikal, gerek bütçesi, gerek yapıma katkıda bulunanlar, gerekse oyuncularıyla birlikte “mega yapım” olarak tanımlanıyordu. Peter Pan müzikali, dokuz ayrı kentimizde yapılan seçmeler sonucunda belirlenen 750 çocuk tarafından sahneye kondu. 7-17 yaş arası çocuklar arasında yapılan elemelerle belirlenen kadro, 15 Haziran’dan itibaren oyunun prova çalışmalarına başlamıştı.’

LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-5
Sanata verdiği kapsamlı destek çerçevesinde belgesel film yapımcılığının gelişmesine de katkıda bulunan Beşiktaş Belediyesi’nin Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte düzenlediği, “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri yaz sezonu boyunca tüm hızıyla devam etti. Mayıs ayının son günlerinde ve Haziran ayının başında da etkinlikler aralıksız sürdü ve sanatseverleri kucakladı. “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri 15.’si 19 Mayıs 2010 Çarşamba günü gerçekleşmişti. Yönetmenliğini Suha Arın’ın yaptığı “Dolmabahçe ve Atatürk” belgeselinin gösterildiği etkinliğin söyleşi bölümüne, yönetmenin kardeşi Reha Arın ve Hasan Özgen katılmıştı. 30 yıl sonra izleyiciyle buluşan belgesel ve belgeselin yönetmeni hakkında ise şu bilgiler paylaşılmıştı:
“Belgesel hakkında; Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun batılaşma anlamında mekânsal değişim programının öncülerinden. Bu sarayla Osmanlı yönetimi Topkapı Sarayı’ndan Boğaziçi’ne, Beşiktaş’a taşınır. Bir anlamda “sedir”den kalkan Osmanlı hanedanı “sandalye”ye bu sarayda oturur. Ancak Dolmabahçe Sarayı Osmanlı’nın ilk “dış borçlanmasına” da neden olur. Cumhuriyet’ten sonra Dolmabahçe Sarayı yeni işlevlerle kullanılır. Atatürk, uzun bir aradan sonra geldiği İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda kalır ve Cumhuriyet tarihimizin pek çok ilerici atılımını bu sarayın salonlarında gerçekleştirir. Ancak bir Cumhuriyet kurucusu olarak saraya ilk girişinde verdiği demeç devrimci dönüşümün yönüne de vurgu yapar. “Bu saray, kendisini Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi sayan padişahların değil, gerçeğin kendisi olan halkın sarayıdır.” Suha Arın’ın yönettiği belgesel bu bakışla Dolmabahçe ve Atatürk ilişkisini irdeliyor. 12 Eylül koşullarında yapılan belgesel, aynı dönemin baskıcı koşulları nedeniyle yeterince gösterim olanağı bulamamıştı. Bir anlamda belgesel de 30 yıl sonra özgürlüğüne kavuşuyor…”
“Yönetmen hakkında; Türk belgesel sinemacılığının büyük ustası Suha Arın, Washington D.C. Howard University – Sinema Televizyon Yapımcılığı ve Yönetmenliği bölümünde üniversiteyi bitirdi. The American University – Kitle Haberleşmesi-Hükümet ve Kamu Enformasyonu bölümünde lisans üstü eğitimini tamamladı. 1962′den itibaren Milli Eğitim Bakanlığı – Öğretici Filmler Merkezi için yönetmen ve senaristlik yaptı. 1966 – 1967 sürecinde Amerika’da Capital Film Labs’ta görev yaptı. Amerika’nın Sesi Radyosu Washington Muhabirliği, Uluslararası Sinema TV Merkezi (USIA) ve TRT Washington Muhabirliği, çevirmenlik ve sunuculuğunda bulundu. 1973-1974 sürecinde Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Ankara ve İstanbul’daki çeşitli üniversitelerde sürdürdüğü öğretim görevinde, aralarında günümüzün ünlü yönetmenleri, gazetecileri ve akademisyenlerinin de bulunduğu çok sayıda öğrencinin yetişmesine katkıda bulundu.”
26 Mayıs Çarşamba günü ise Onat Kutlar Sinema Salonu’nda ‘Rüzgarlı Bahçe’ filmi sanatseverler ile buluştu. Yönetmenliğini Kurtuluş Özgen’in yaptığı filmin detayları ise şöyleydi: “Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Ankara basınını konu edinen “Rüzgârlı Sokak: Cumhuriyet’in Basın Tarihi”, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları ile öğrencilerinin ortaklaşa çabalarının ürünü. Başkentte bir dönem siyaset nabzının attığı Ulus’ta bulunan Rüzgârlı Sokak, uzun yıllar birçok basın kuruluşuna ev sahipliği yapmıştır. Altın çağında birçok tanınmış gazeteci, yönetici ve çalışan, Rüzgârlı Sokak’ın kaldırımlarını arşınlamış, geceyarıları ayakçı meyhanelerinde içmiş, sabahları parasızlıktan simit ve çayla karınlarını doyurmuştur.”
Haziran ayında da belgesel film gösterimi gerçekleşti. Yönetmenliğini Hasan Özgen’in yaptığı ‘Gidenler Gelenler Kalanlar’ adlı film, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler ile buluştu. Film hakkında verilen detaylar şöyleydi: “Doğa kendi varoluşunu, gelmeler ve gitmeler üzerinden kurgular. Her şey gelir ve gider… Kalanlarsa tanık olanlardır. Gelenlerin, gidenlerin ve kalanların toplamıdır uygarlık mirasımız. Karaman çevresi ve Toroslar, bu bağlamda oluşmuş güçlü bir mirası barındırıyor. Ancak bu harmanı taşıyan ve dillendiren hep “Türkçe” olmuş. Beş bin yıldır Türkçe ile yürüyenler ve Yunus Emre’yi yaratanlar belgeseli şenlendiriyor”
Etkinliğin söyleşi bölümüne, Yönetmen Hasan Özgen ve Hikmet Altınkaynak katıldı. Bu gösterimle birlikte “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği yaz tatiline girmiş oldu. Belgesel severler Ekim 2010’dan itibaren yeni belgeselleri yine her Çarşamba saat 19:00’da Levent Kültür Merkezi’nde izleme şansına sahip olacak.

ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-5
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Tiyatrosu bahar ayında da esip kavurdu. Bunlardan dikkat çeken oyunlar arasında da Mayıs ayında gerçekleşti. 18 Mayıs’ta ‘Örnek Suçlar’ tiyatro oyunu Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesinde sanatseverler ile buluştu. 21 Mayıs oyunu Lady Macbeth oyunu sanatseverler ile buluştu. 22 Mayıs tarihinde ise ‘Bir ofis gecesi rüyası’ adlı oyun sahnelendi. Oyunların detayları ise şöyle sıralanabilir. Örnek Suçlar adlı oyun farklılığıyla sanatseverlerin ilgisini çekti. Örnek Suçlar, Tiyatro Mat tarafından sahneleniyor.
Tiyatro Mat çalışmalarına Mayıs 2009′da başladı. Topluluk ile ilgili açıklamalar şöyle:
‘Topluluğumuzun temeli öncelikle eğitmenimiz Bihter Altay tarafından geliştirilen tiyatro eğitim projesiyle atılmış daha sonra Tiyatro Mat ismiyle Temmuz 2009 da grubumuz kurulmuştur. Grubumuz yeni olmasına rağmen çalışmalarına hızla devam etmekte ve Grup oyuncuları yeni projeler için de çalışmalarını sürdürmektedir. Hedefimiz geniş kitlelere ulaşmak ve sanat’ın içinde özgünlüğü de katarak farklılıklar yaratmak adına yeni yapıtlar ortaya koymaktır. Büyük bir uyum ve güven duygusuyla oluşmuş grubumuz; kabiliyet, fedakarlık ve emeğini ortaya koyan insanların tiyatro aşkıyla bir araya gelmesiyle çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etmektedir. Sanatın bir show olduğunu düşünen, görselliğin tüm unsurlarını kullanmayı hedefleyen TİYATRO MAT, perdelerini Max Aub’un yazdığı ve yüzde yüz gerçek hikayelerden oluşan, ÖRNEK SUÇLAR’la açtı. Oyunculuğun sadece laf söylemekten ibaret olmadığına inanan Mat oyuncuları Örnek Suçlar için İmaj tiyatrosu ve J.Grotowski oyunculuğundan yararlanmaktadır. Amacımız izleyenlerimizin farkındalığını arttırmak ve bir an bile olsa kendileriyle özleştirmektir.Bu oyun daha önce de dediğimiz gibi insan hikayeleri ve durum groteksidir. Stanislawski, Grotowski ve Imaje Tiyatrosunu bir araya getiren Tiyatro Mat 6 aylık oyunculuk çalışmasından sonra 4 aylık prova süreciyle hazırlanmış oyunumuz Türkiye’de olmayan bir tiyatro tarzını sahnelerimize getirmiştir. Tiyatro Mat ekibi farklı oyunculuk tarzlarını araştırarak ve üzerine çalışmalar yaparak Türkiye de olmayan oyunculuk tarzlarını denemiştir. Özellikle fiziksel devinim metodu üzerinde durmuştur. Stanislawski yaşamının son yıllarında derinlikli fiziksel devinim metodunu geliştirdi. Onun yürüttüğü bu çalışma daha sonra Grotowski tarafından derinleştirilerek sürdürüldü. Onları günümüzde de aktüel kılan olgulardan
belki de en önemlisi yaptıkları işlerin verili olanlardan farklı, adanmış olmasıdır’
Oyunlar ilgili diğer detayşar ise şöyle: ‘Örnek Suçlar, yazar: Max AUB. Çevirmen: Memet Baydur, yönetmen: Bihter Altay. Y.Yönetmenler: Sinem Ceyhan, Tuğba Yarbağ. O.Asistanı: Sultan Özdemir. Oyuncular: Sultan Özdemir, Tarık Davutoğlu, Yunus Derin, Teoman Gül’
Bir başka oyun da Lady Macbeth’ti. Tirad şöyle biliniyor: ‘Macbeth, William Shakespeare’in en kısası olmasının yanında en önemli trajedilerinden biridir. Tüm dünyadaki hem profesyonel hem de amatör tiyatrolar tarafından sıkça sahneye konulur. Oyunun, bir kısmı Raphael Holinshed’in ve İskoç filozof Hector Boece’nin İskoç Kralı Mac Bethad (Macbeth) hakkında yazdıklarına dayanır. Macbeth’in hikâyesi, genellikle güç düşkünlüğü ve arkadaşlara ihanet konularında örnek bir hikâye olarak gösterilir.
Bir ofis gecesi rüyası oyunu da sanatseverler ile buluşmuştu.
Oyunla ilgili verilen bazı detaylar şöyleydi: ’50 Kişilik dev kadrosuyla oyun, günümüzdeki müziğin dejenerasyonu ile klasik müziğin operanın bilinçsizce reklamlarda kullanılmasını Tİ ye alan bir komedidir.’ Farklı müziklerle bu oyunu Kaan Erkam 1991′de Malta da kaleme aldığı söyleniyor. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde yaz sezonu birbirinden güzel etkinliklerle devam etti.

SPOR HABERLERİ

ÜMRANİYE ÇIKARTMASI
Beşiktaş Medya Grup, Beşiktaş Ümraniye Tesisleri’nde adeta çıkarma yaptı. Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu Kupası töreninde, gazetemiz ve radyomuz ekibi tüm futbolcularla bir aradaydı. Nobre’den Tabata’ya Ekrem Dağ’dan Fink’e kadar bir çok futbolcu ile antrenman sonrası adeta tatlı yorgunluğu yerine neşeli sohbete bıraktı. Yeni transferler Guti ve Querasma Beşiktaş Gazetesi’nin dikkatle inceledi ve gazetemize hayran kaldı. Beşiktaşlı Yılın Futbolcusu Kupası’nın sahibi bu yıl Necip’ti. Necip’in kupa sevincine tüm takım arkadaşları ortak olurken neşeli anlar da yaşandı. Kupa töreni esnasında Fink, eline fotoğraf makinesini alarak Necip’i çekti.
TABATA’NIN YILDIZI PARLIYOR
Geçen yıl istenileni veremeyen ancak bu yıl takımda oynama şansı bulan Tabata karemize takılan bir diğer futbolcu idi. Yine arkadaşımız Didem Tutal’la birlikte objektiflere poz veren Tabata; “Bu sezon benden çok şey bekleyin” der gibiydi.
Q7 BEŞİKTAŞ GAZETESİYLE
POZ VERDİ
Türkiye’ye gelen en iyi yabancılardan biri olan Q7, Beşiktaş Medya Grupla birlikte… Beşiktaş Gazetesi İmtiyaz Sahibi İsmail Baştuğ ile birlikte poz veren Q7, aynı diğer yıldız Guti gibi Beşiktaş Gazetesi arkasında yayınlanan posterlerine hayran kaldı.
BEŞİKTAŞ’IN 2 BREZİLYALISI
Beşiktaş Gazetesi’nin kupa töreninden objektiflere takılan bir diğer önemli karede Nobre ve Bobo’nun arkadaşımız Didem Tutal’la birlikte fotoğraflarıydı… Bobo iki sezon önce Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu Kupası’nı kazanmıştı.
FINK İLE ÜMRANİYE TESİSLERİ’NDE
Beşiktaş’ın geçen yıl en çalışkan oyuncularından gösterilen Fink, Beşiktaş Gazetesi muhabirleriyle poz verdi. Bir ara Beşiktaş Gazetesi Kupası’nı alan Necip’e takılan ve onun fotoğraflarını çeken Fink, daha sonra Beşiktaş Gazetesi’nden İsmail Baştuğ, Didem Tutal Güngör ve Mehmet Kemertaş ile birlikte objektiflere poz verdi.
GUTI GAZETEMİZE HAYRAN KALDI
Beşiktaş Gazetesi dün Beşiktaş antrenmanında idi… Ümraniye Tesislerinde Beşiktaş Gazetesi Kupasını Necip’e veren Beşiktaş Medya Grup çalışanları futbolcularla da bol bol konuşma fırsatı yakaladı. İşte bunlardan biri de Dünya Yıldızı Guti idi… Guti, arkadaşımız Didem Tutal ile… (Fotoğraflar: Ufuk Çoban)

SPOR YAZARLARI RADYO BEŞİKTAŞ’TA
LİG VE AVRUPA’YI DEĞERLENDİRDİLER
Lig başladı.. Lige fırtına gibi başlayan Kartal, ikinci maçta bocaladı ama daha sonra yine kendini buldu. Beşiktaş’ın ilk üç maçlık performansını ve Avrupa arenasındaki durumunu spor yazarları Güven Taner ve Kartal Yiğit Radyo Beşiktaş’ta Beşiktaş Camiası ile paylaştı. Tüm söyleşiyi spor yazarlarının kendi ağzından radyo Beşiktaş’tan dinleyebilirsiniz. İşte bu görüşlerden özetler…
GÜVEN TANER: “Beşiktaş’ın ligdeki pozisyonu 3′te 2 oldu. Avrupa ligine katılmak için oynadığı eleme maçlarında da 6′da 5 galibiyet bir beraberlik yaptı. Bu ortalamaya baktığımızda Beşiktaş’ın çok gol attığını daha az gol yediğini görüyoruz ve geçen yılı bu anlamda aştığını görüyoruz. Daha çok gol atmayı beceren bir takımımız olsun diyordu Beşiktaşlılar ve öyle bir takım oldu da… Ama bu değerlendirmeyi yaparken oynanan maçların zorluk derecelerine bakmak lazım. Beşiktaş’ın zaaflarını da görmek gerekiyor. Güzel sonuç, güzel goller var ama Beşiktaş’ın kusurları da var. O kusurları görelim ki güzel günler hep sürsün. Beşiktaş’ın güzelliklerini biliyoruz, özellikle Guti ve Quresma ile 3. kaleci olarak getirilen Cenk ile kazanılmış transfer rüzgarı var. Schuster genç kaleciyi birden bire oynatmayacaktı belki ama Cenk’in oynayacağı ortam doğunca oda başarısını gösterme fırsatı buldu. Transferlerde daha önceleri büyük yanılma payları oluyordu ama bu transferlerle Beşiktaş hata yapmamış gibi gözüküyor. Ersan’da yararlı oldu, Ayrıca, Aurelio’nun gelmesi de son derece olumlu. Nobre son maçta eski günleri hatırlattı. O da Beşiktaş’a katkı yapacaktır. Beşiktaş’ın savunmasının oturması gerekli. İBB bu savunmayı yıkmayı becermişti. Schuster’in bir an önce Beşiktaş’a takım savunmasını yerleştirmesi gerekiyor.”
KARTAL YİĞİT: “Beşiktaş şok bir golle ve kötü bir futbolla başladı. Havanın sıcaklığı, zeminin kötü oluşu etkendi ama özellikle savunmadaki yapılan bariz hatalar devam ediyor. Bu da daha ilerisi için sıkıntı yaratacak gibi görünüyor. Eğer Schuster buna önlem almazsa, özellikle büyük maçlarda kalesinde bol bol tehlike görür ve ummadığı sonuçlar alabilir. Belediye yenilgisinden sonra galibiyet önemliydi. Hele deplasman galibiyeti… Ama Karabük çok pozisyon buldu. O pozisyonlarda bir ikisi gol olsaydı Beşiktaş bu kadar rahat bir şekilde kazanamayacaktı. Allah’tan kalede Cenk vardı ki yine geçit vermedi. Beşiktaştaki en büyük problem takım savunması konusunda. ayalım, en iyi üçlüsüydü.
Avrupa’ya gelince; gruplara rahat bir şekilde kalındı. oynanılan rakiplerin hiçbiri Beşiktaş’ın ayarında değildi. Avrupadaki en büyük rakip çek takımıydı. Prag’taki maçta defansta inanılmaz hatalar yapıldı. Ama buna rağmen Beşiktaş güle oynaya gruplara kalındı. Beşiktaş, Porto ile birlikte gruptan çıkma adına en şanslı takım. Ama baktığınız zaman diğer takımlarda kendi liglerinde iyi durumda. Rapid Wien; eskisi gibi değil, daha da güçlenmiş bir takım. Aston Villa’yı eledi. Rapid Wien denilince çantada keklik görünüyor ama öyle değil, çok kolay olmayacak. CSKA’ya baktığınız zaman Bulgar futbolu her zaman Türk takımlarına ters gelmiştir. Değişik bir ekoldür. O nedenle dikkate alınması gereken ekipler diye düşünüyorum ama Beşiktaş savunmada toparlanırsa, gruptan kesinlikle çıkar diye düşünüyorum.” Didem TUTAL

KARA KARTAL’IN RAKİPLERİ KİM?..
Beşiktaş’ın Avrupa yolundaki rakipleri belli oldu. Monaco’daki kura çekiminde Beşiktaş, Porto, CSKA Sofya ve Rapid Wien’le eşleşti. Helsinki’yi eleyerek UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kalmayı başaran Beşiktaş’ın gruplardaki rakipleri ise şöyle sıralanıyor: “L Grubu – Porto, Beşiktaş, CSKA Sofya, Rapid Wien.”
UEFA’nın bu yıl değişen statüsü gereği 4 takımlı 12 grupta maçlar çift devreli lig usulü oynanacak ve ilk 2 sırayı alan takımlar 2. tura çıkacak. Buna göre maç takvimi de şöyle: “1. Hafta: 16 Eylül, 2. Hafta: 30 Eylül, 3. Hafta: 22 Ekim, 4. Hafta: 4 Kasım, 5. Hafta: 1/2 Aralık, 6. Hafta: 15/16 Aralık.”
RAKİPLERİ TANIYALIM
FC PORTO: Portekiz’in en köklü kulüplerinden olan Porto, geçtiğimiz sezon ligi üçüncü sırada bitirdi. Bu sonuç üzerine teknik direktörü Jesualdo Ferreira ile yollarını ayıran takımda Andre Villas Boas göreve getirildi. UEFA Avrupa Ligi’ne play-off turunda başlayan Porto, Belçika’nın Genk takımını 3-0 ve 4-2′lik skorlarla elemeyi başardı. Portekiz Ligi’nde 24 şampiyonluğu bulunan Porto, 2002-03 sezonunda UEFA Kupası’nda şampiyon olmayı başarmıştı. 1986-87 ve 2003-04 sezonunda da Şampiyonlar Ligi’nde zafere ulaşan kuzey ekibinin 15 adet Portekiz Kupası şampiyonluğu bulunuyor. Kadrosundaki yabancılarının büyük bir çoğunluğu Brezilyalı olan Porto’nun yeni sezon öncesindeki en önemli transferleri Joao Moutinho ve Nicolas Otamendi oldu. Porto’nun kadrosundaki en önemli isimse Brezilyalı Hulk. Güçlü fiziği ve üstün tekniğiyle dikkat çeken genç oyuncu, Porto’nun en önemli gol umudu.
CSKA SOFYA: Geçtiğimiz sezon Bulgaristan Ligi’ni Litex’in arkasında ikinci sırada tamamlayan CSKA, önemli bir tarihe sahip. Bulgaristan Ligi’nde 31 şampiyonlukla en çok şampiyon olan takım unvanına sahip olan kulüp, ordunun takımı olarak tanınıyor. 80′li yıllarda büyük başarılara imza atan CSKA, 1981-82 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası’nın yarı finalinde Bayern Münih’e elenmişti. Play-off turunda Galler temsilcisi The New Saints ile eşleşen takım, 3-0 ve 2-2′lik skorlarla rakibini turnuvanın dışına itmeyi başardı.
Makedon Gjore Jovanovski’nin çalıştırdığı CSKA’nın kadrosundaki en önemli isim Arjantinli Lucas Trecarichi. İrlandalı Cilian Sheridan’ın da forma giydiği CSKA, iyi savunma yapan bir takım görüntüsü çiziyor. Maçlarını 43,632 kişilik Vasil Levski Stadyumu’nda oynayan CSKA Sofya, kendi sahasında kolay kolay maç kaybetmeyen bir takım olarak göze çarpıyor.
RAPID WIEN: Yeşil-beyaz renklere sahip olan Rapid Wien, geçen sezon Avusturya Ligi’ni üçüncü sırada tamamlamıştı. Ligde 32 şampiyonluğu bulunan Viyana ekibi, son şampiyonluğunu iki yıl önce kazandı. Kupa Galipleri Kupası’nda 1985 ve 1996 yıllarında finale çıkan Rapid, iki finalde de sahadan boynu bükük ayrılan taraf olmuştu. Peter Pacult’un çalıştırdığı takım, play-off turunda Premier Lig ekibi Aston Villa’yı 1-1 ve 3-2′lik sonuçlarla elemeyi başarmıştı. Kadrosunda Veli Kavlak, Yasin Pehlivan ve Tanju Kayhan gibi gurbetçi ismleri bulunduran Rapid’in en önemli oyuncusu Steffen Hofmann. Maçlarını 18,500 kişilik Gerhard Hanappi Stadyumu’nda oynayan Rapid Wien, Dejan Savicevic ve Antonin Panenka gibi dünya çapında tanınan isimlerin de formasını giydiği bir kulüp olarak göze çarpıyor.
Milli kadro açıklandı
MİLLİ Takım kadrosu açıklandı… 2012 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu’ndaki ilk 2 maçında Kazakistan ve Belçika ile karşılaşacak (A) Milli Takım’ın aday kadrosunun neredeyse yarısı Beşiktaşlı oyunculardan oluşuyor. Ay-yıldızlı ekibin aday kadrosunda, Beşiktaş’tan şu isimler yer alıyor. “Kalede Hakan Arıkan savunmada İbrahim Toraman, İsmail Köybaşı, orta sahada Mehmet Aurelio, hücumda ise Nihat Kahveci.”
Hoşgeldin Mehmet!..
BREZİLYA asıllı Türk oyuncu Aurelio, Beşiktaş’a iki yıllığına imza attı. Siyah-Beyazlı takımın iki yıllık anlaşmaya vardığı 32 yaşındaki futbolcunun yıllık 750 bin euro garanti ücret ve 25 bin euro maç başı ücreti alacağı öğrenildi. Daha öncede Fenerbahçe’de de forma giyen oyuncu, Beşiktaş’ın orta sahasına güç katacağına inandığını söyledi. Aurelio İstanbul’a döndüğü için mutlu olduğunu söyledi.

KARTAL’IN AVRUPA SEFERİ
UEFA Avrupa Ligi’nde Beşiktaş, ipi göğüsledi. 4 takımla girdiğimiz play-off turundan tek çıkan takım Beşiktaş oldu. Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi play-off rövanş maçında HJK Helsinki’yi 15. dakikada Quaresma, 67. dakikada Guti, 78. dakikada Necip Uysal ve uzatmalarda Holosko’nun golleriyle 4-0 mağlup ederek gruplara kaldı. Helsinki Sonera Stadı’nda oynanan karşılaşmayı Danimarkalı hakem Peter Rasmussen yönetti.
Karşılaşmaya temkinli başlayan Siyah-Beyazlılar, kısa sürede oyunda kontrolü eline aldı ve 15. dakikada Quaresma’nın müthiş golüyle 1-0 öne geçti. Golden sonra da ataklarını sürdüren Siyah-Beyazlılar, soyunma odasına 1-0 üstünlükle gitti. İkinci devrenin ilk dakikalarında ev sahibi ekip gol için yüklendi. Cenk Gönen başarılı kurtarışlar yaparken, HJK Helsinki’nin bir şutu da direkten döndü. 67. dakikada İspanyol oyuncu Guti, attığı golle Beşiktaş’ı 2-0 öne geçirdi. 78. dakikada ise Necip Uysal’ın kafa vuruşunda top bir kez daha ağlarla buluştu (0-3). Uzatma dakikalarında ise Holosko’nun golüyle fark 4′e çıktı. İstanbul’daki ilk maçta rakibini 2-0 mağlup eden Kara Kartal, rövanşı da 4-0 kazanarak HJK Helsinki’yi eledi.
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst