Sayı 168

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
Yeniden Çiloğlu
Cumhuriyet Halk Partisi Beşiktaş İlçesi 32. Olağan Kongresi Akatlar Kültür Merkezi’nde yapıldı. Geçtiğimiz hafta içinde gerçekleşen kongreye 343 delege katıldı. Kemal Çiloğlu ve listesi 251; Egemen Olcay’ın 86 oy aldığı kongre sonunda Kemal Çiloğlu CHP Beşiktaş İlçe Başkanlığı’na yeniden seçildi. Divan Başkanlığını CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek’in yaptığı kongreye, CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ve İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, İl yönetim kurulu üyeleri, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve İstanbul’un diğer ilçelerinden Şişli, Kağıthane, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Çatalca İlçe başkanları katıldı. İlçe Başkanlığına seçilen Kemal Çiloğlu, seçim sonuçları açıklandıktan sonra yaptığı konuşmada; kongrenin demokratik bir ortamda gerçekleştiğini belirterek katılan diğer adaya ve listesindeki yönetim kurulu adaylarına teşekkür etti. Öte yandan Çiloğlu, kongrede kazananın CHP Beşiktaş İlçesi olduğunu ve bundan sonra hep birlikte ilk hedeflerinin yerel seçimlerdeki başarılarına devam ettirmek olduğunu belirtti.

“Siz de dost elinizi uzatın”
Beşiktaş Belediyesi bünyesinde bulunan “Dost Eller Yardım Organizasyonu” eğitimden sağlığa, giyimden barınmaya bir çok yardımı şemsiyesi altında bulunduruyor. Engelli taksiden kadın sığınma evine, sokak çocuklarından psikolojik desteğe kadar bir çok alanda ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi amaçlayan bu organizasyonla, 2007 yılının son günlerinde de yardıma muhtaç olanlara elini uzattı. Dost Eller adı altında organizasyon yetkilileri, sadece Beşiktaş’a değil Türkiye’de uzanabilecekleri her yere gitmeyi hedeflediklerini belirtiyorlar. Buna bağlı olarak vatandaşlara bir çağrıları var; “Dost Eller Yardım Organizasyonu kapsamında, kullandığınız veya kullanmadığınız, yeni yada eski giyecek, beyaz eşya, mobilya yardımlarınızı adresinizden alıp ihtiyacı olan vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz”
Çırağan yer alan Beşiktaş Belediyesi ”Dost Eller Mağazası”na gelen ihtiyaç sahipleri de bu mağazadan diledikleri gibi, hiçbir ücret ödemeden ihtiyaçlarını alıyorlar.
Detaylı bilgi için;
0 212 236 22 00 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Sonunda Beşiktaş modern ve çağdaş bir meydana kavuştu
Beşiktaş’ın dev meydan projesi için adımlar atılmaya başlandı. Yer altına alınması düşünülen trafikle, yayalara denize sıfır geniş bir meydan kalacak. Projenin tam olarak gerçekleşebilmesi için ise henüz beklendiği öğrenildi. Öte yandan meydan projesinin kısmi olarak da olsa hayata geçirilmesiyle sabit pazar, dükkan ve Tansaş’ın yıkımları ve kaldırılması ardından Beşiktaş Belediyesi’nin yeni bir düzenleme için kolları sıvadı. Beşiktaş Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çevre düzenlemesi ve ağaçlandırma çalışmalarıyla, vatandaşların da şikayet ettiği meydandaki kötü görüntüden böylelikle eser kalmadı. Alan ağaçlandırıldı ve kaldırım döşendi. Buna göre, proje kapsamında Beşiktaş Meydanı’ndaki bütün araç trafiği yeraltına alınarak görsel ve fonksiyonel olarak deniz ve köy içinin (çarşı) bütünleşmesi sağlanacak. Beşiktaş Meydan Projesi kapsamında 94 bin metrekarelik alan yayalaştırılacak ve İstanbullular denizle kesintisiz buluşabilecek. Meydanda araç ve yaya trafiğinin köklü olarak düzenlenmesiyle yaşanılır sağlıklı bir çevre oluşturulacak. Araç trafiği için açılan tünellerin giriş çıkış rampalarının olumsuz etkileri de projede en az hissedilir şekilde düzenlendi. Böylece alanın tarihi, doğal, kültürel değerlerinin insan ile yakın ilişkisi yeniden kurulacak.
Beşiktaş kentlisinin 2008 yılı beklentisi
Beşiktaş Kentlisinin yeni yıl istekleri için küçük çaplı bir araştırma yaptık. 2008 yılı için öncelikle barış isteklerini yineleyen Beşiktaşlılar, Beşiktaş kenti içinde modern ve aydınlık kent imajını sürdürmesini istediler. Beşiktaş’ın kültür ve sanat faaliyetleri ile İstanbul’a yön verdiğine değinen Beşiktaşlılar, kentin ayrıca tarihi ve doğal dokusuyla bozulmayan bir kaç ilçeden biri olduğunu belirtiler. Bu yöneyle kentin değişmesini istemediklerini söyleyen Beşiktaşlılar belediyeye ye de bazı istek ve önerilerde bulundular. İşte bunlardan bir kaçı…
n Son günlerde hızlı bir icraat var. Beşiktaş Meydanını çok beğendim. Yeşil alanlar çoğaltılsın.
n Beşiktaş’ın trafik sorununa el atılmalıdır. Ara sokaklar otoparklar yüzünden geçilemez durumdadır.
n Çarşı içi, gece vakti, otopark haline dönüyor, kontroller sıklaştırılmalıdır.
n İki-üç katlı evler Beşiktaş’ın simgesidir. Levent’te ve Etilerin bazı kısımlarında bunlar hala var. Buralara kesinlikle işyeri açtırılmasın. Daha önce açanlarında ruhsatları iptal edilebilir. Büro dahi olmasın buralar…
n Ağaçlandırma faaliyetleri arttırılsın. Beşiktaş yeşiliyle ön plana çıksın.
n Tretuarlar bazı caddeleri daralttı. Birçok yerde de eksik öve kırıklar var. Tamamı denetlenmeli.
n Tabelalar bir düzene sokulsun. Bu konuda Beşiktaş köy içi ve çevresi pilot bölge ilan edilebilir. Tüm çirkin tabelalar kaldırılmalıdır.
n Atılacak adımlarda vatandaşa önceden bilgi verilsin. Bizlerde kararlara katılmak isteriz.
n Meclis üyelerini mahallelerde sık sık görmeyi arzu ediyoruz. Bizleri temsil ediyorlar, bilgi akışı da sağlasınlar.
n Başkanımız daha sık mahallelere çıksın. Toplantılar yapılıyor ancak, yüz yüze konuşmak istiyoruz. Belediye binasına gelmek sıkıntı yaratıyor.
n İkili ilişkiler ve irtibat sağlıklı yapılmalıdır. Yeterli görmüyorum, aksamalar var.
n Yerel yönetimler demokrasinin vazgeçilmezleridir. Başkan ve yardımcıları ile daha sık bir araya gelirsek, fikirlerimizi aktarmak isteriz.

Çocuk Tiyatroları Festivali Ocak 2008
Mustafa Kemal Merkezi’nde çocukların şenliği var. Yeni yılda çocuk tiyatroları festivali ile miniklerler ve ebeveynler tiyatroya doyacak. Birbirinden değişik oyunların sergileneceği festival Ocak ayının ilk haftasında miniklerle buluşuyor. Tanınmış tiyatro gruplarından oyunlar ve öncesinde düzenlenecek olan birbirinden keyifli etkinlikler çocuklara eğlenceye, gülmeye çağırıyor. Mavi Sahne, “Vız Vız Arı Bazi” ile, Tiyatro Biz bize “Haylazlar Adası” ile Tiyatro Alkış “Alaaddin’in Sihirli Lambası” ve daha bir çok tiyatro, çocukları adeta sihirli bir yolculuğa çıkaracak… Hadi durmayın sizler de içinizdeki çocuğu dinleyin, MKM’ye yolunuzu çevirin.
Beşiktaşlılar yeni yılda da yine sergilere doyacak!..
Beşiktaş Belediye, 2007 yılı boyunca resim tutkunları belediye binası girişinde ağırladı. Amatör ressamlar, belediyeye yolu düşen tüm herkesle, sergilediği sanatı ile ilgili bilgi verebilme şansını yakaladı. Sanatseverler, belediye binasında gerçekleşen sergilerin oldukça çarpıcı ve hoş olduğunu dile getirirken, belediyeye yolu düşenler işleri yapılırken sevdikleri tablo resimlerden veya ahşap boyama takımlarını görme ve alabilme fırsatını elde etti. Yeni yılda da belediye binasının sanatçı konukları bulunuyor. 2008 yılında da el işlerinden tabloya, ahşap parça sergisinden heykele kadar bir çok eser, Beşiktaş Belediyesi’nin ana girişindeki alanda görücüye çıkacak.

Eşi benzeri yok
Dolmabahçe’ye yolunuz düştüyse eğer, saat kulesini, bahçesini, gazhanesini, camisini görmeden Beşiktaş’tan ayrılmayın. Büyüleyici görüntüsü ve görkemli yapısıyla yüz yılı aşkın dev bir tarih sizleri bekliyor. Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir karışımı olarak 1843 – 1856 yılları arasında inşa edilmiş. Sultan Abdülmecit’in mimarı Karabet Balyan’ın eseridir. Dolmabahçe Sarayı, üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştı. Sarayın duvar ve tavanları devrin Avrupa sanatkarlarının resimleri ve tonlarca ağırlığındaki altın süslemeleri ile dekore edilmiştir. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri sarayın her yerini süsler. Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonunun Dolmabahçe’de olduğu biliniyor.
Cumhuriyet döneminde, Atatürk’ün İstanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanılan Sarayda en önemli olay ise 1938′de Atatürk’ün ölümüdür.
Dolmabahçe Sarayı’nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya’sının gemileri demirlediği, Boğaziçi’nin büyük bir koyuydu. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bataklık hâline geldi. 17. yüzyıldan itibaren doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “hasbahçe”ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahil Sarayı adıyla anıldı.
Mabeyin Dairesi önündeki Has Bahçe’de yer alan havuz Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan sarayın cephesi, İstanbul Boğazı’nın Avrupa kıyısında 600 metre boyunca uzanmaktadır. Avrupa mimari üsluplarının bir karışımı olarak, Ermeni asıllı Garabet Amira Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan tarafından 1843-1855 yılları arasında inşa edilmiştir. 1855 yılında tamamıyla bitirilen Dolmabahçe Sarayı’nın açılış töreni Ruslar’la yapılan Paris Antlaşması (30 Mart 1856)’dan sonra olmuştur.
Abdülmecit döneminde üç milyon kese altın olan sarayın borcu, Maliye Hazinesi’ne aktarılınca, zor durumda kalan maliye, aylıkları, ay başı yerine ay ortalarında, sonraları da 3-4 ayda bir ödemek durumunda kalmıştır. [7] 5.000.000 altına mal olan Dolmabahçe Sarayı’nda Sultan Abdülmecit sadece altı ay yaşayabilmiştir.
Sarayın girişindeki saat kulesi, büyük masraflarla inşa ettirilen saray, 33 yıl boyunca yılda iki defa Büyük Muayede Salonu’nda tertip edilen bayram merasimlerinde kullanılmıştır. V. Mehmet zamanında sarayın kadrosu azaltılmış, yurt dışında çok önemli olaylar cereyan ederken, saray içinde, sekiz yıllık süre boyunca az sayıda olay gerçekleşmiştir.
Atatürk’ün 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini yumduğu yatağı Cumhuriyet döneminde, Atatürk’ün İstanbul ziyaretlerinde ikametgâh olarak kullandığı sarayda yaşanan en önemli olay, 10 Kasım 1938′de Atatürk’ün ölümüdür. Atatürk, sarayın 71 numaralı odasında hayata gözlerini kapamıştır. Saat Kulesi, Mefruşat Dairesi, Kuşluk, Harem ve Veliahd Dairesi bahçelerinde ziyaretçilere yönelik kafeterya hizmetleri veren bölümler ve hediyelik eşya satış reyonları oluşturulmuş, bu reyonlarda Kültür-Tanıtım Merkezi’nce hazırlanan ve milli sarayları tanıtıcı bilimsel nitelikte kitaplar, çeşitli kartpostallar ve Milli Saraylar Tablo Koleksiyonu’ndan seçilmiş ürünlerin tıpkı basımları satışa sunulmuştur. Diğer yandan, Muayede Salonu ve bahçeler ise ulusal ve uluslararası resepsiyonlara ayrılmış, yeni düzenlemelerle saray, müze içinde müze birimlerine, sanat ve kültür etkinliklerine kavuşturulmuştur.
Özellikleri saymakla bitmez
Sarayın, üstü cam kaplı iç mekânı deniz tarafından görünüşü batılı olmasına karşılık, bahçe tarafı yüksek duvarlarla çevrili ve ayrı ayrı birimlerden oluşması itibariyle doğulu görünümündeki Dolmabahçe Sarayı, 600 m uzunluğunda mermer bir rıhtım üzerinde inşa edilmiştir. Mabeyn Dairesi (bugün Resim Heykel Müzesi)’nden Veliahd Dairesi’ne kadar olan uzaklığı 284 m’dir. Bu mesafenin ortasında yüksekliğiyle dikkat çeken Merasim (Muayede) Dairesi bulunur. Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu vardır. Sarayın temelleri kestane ağacı kütüklerinden yapılmıştır. Deniz tarafındaki rıhtımın yanı sıra kara tarafında da birisi çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750 ışıkla aydınlanan, İngiliz yapımı 4,5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Dünyanın gözbebeği: ORTAKÖY
Eşsiz boğaz görüntüsünü yanı başınızda hissedeceğiniz, tarihi dokusuyla derin bir nefes alacağınız Beşiktaş’ın vazgeçilmez adreslerinden biridir Ortaköy… Sahil kesimindeki mekanlarıyla, tarihi cami, çeşme ve kiliseleriyle arnavut taşlarla bezeli kaldırımlarıyla tarihi ahşap evleriyle görülmeye değer…
Ortaköy Mahallesi genel tanımı: Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının önemli yerleşim yerlerinden biri olan Ortaköy’ün tarihi, antik çağa kadar uzanır. Kanuni döneminde semtte yerleşen Türkler, Ortaköy’ün simgesi haline gelen Ortaköy Camii’ni inşa etmişlerdir. Günümüzde ise, sanat pazarları, atölyeleri, barları, lokantaları, çay bahçeleri ve yaklaşık 9000 kişilik nüfusu ile Beşiktaş’ın, 24 saat yaşayan ve yaşanan mahallesidir. Mahalle sakinleri, Ortaköy Beşiktaş Belediyesi Hizmet Ofisi’nden faydalanabilmektedirler.
Ortaköy Mahallesi’ nin Sokakları; Ortaköy Dere Çıkmazı Ambarlıdere Sokak, Fakirhane Sokak Amcabey Sokak, Hazarfen Sokak Yalı Çıkmazı, Cudi Efendi Çıkmazı Gürcüoğlu Sokak, Ayaydın Sokak Mualim Naci Caddesi, Urgancı Sokak Aydınlık Sokak, Maslak Sokak Orta Bayır Sokak, Dereboyu Caddesi Kaypakoğlu Sokak, Mor Karanfil Sokak Şıracı Sokak, Revanici Sokak Yeni Kaldırım Sokak, Asmalı Hamam Sokak Tavukcu Remzi Sokak, Mandıra Sokak Tüfekci Bahri Sokak, Üçyıldız Sokak Portakal Yokuşu, Reşat Ağa Sokak Canan Sokak, Sarı Efe Sokak Ahmet Adnan Saygun Caddesi, Musahip Sokak Tavuk Sokak, Gürcü Kızı Sokak Terazi Çıkmazı, Kuyu Sokak Okul Yolu Sokak, Duvarcı Sokak Orkide Sokak, Şair Necati Sokak Naile Sultan Sitesi Yolu, Yusuf Bali Sokak İhmal Paşa Sokak, Leylek Yuvası Sokak Mescit Sokak, Bulgurcu Sokak Marmara Sitesi Yolu, Cudi Efendi Sokak T.H.Y Sitesi Yolu, Gültekin Arkası Sokak Ahmet Taner Kışlalı Caddesi, Gültekin Sokak Tarlabaşı Sokak.
FARKLI İNANÇLARIN DOSTLUK MERKEZİ
Antik çağda adının Arkheion olduğu söylenir. Bizans çağında, Boğaziçi’nin iki yakasında seyrek balıkçı köyleri kurulmuş; tabii güzellikleri sahip ve boş olan Boğaziçi kıyılarının bazı yerlerinde köşkler, manastırlar yapılmıştır. İmparator VI.Leon’un (hd 886 –912) sevgilisi Zoe ile buluştuğu Damianu Sarayı’nın Ortaköy’de olduğu; Damianu mevkiine adını veren manastırın ise, imparator Teofilos (hd 829 –842) ve III.Mihail (hd 842 –867) zamanlarında devletin ileri gelenlerinden olan Damianos tarafından 9.yy’da yaptırıldığı ileri sürülür. Bugünkü Ortaköy’ün, büyük Ayios Fokas Manastırı’nın bulunduğu yer olduğu anlaşılmaktadır. Rumların aynı azize ithaf edilmiş bugünkü küçük kiliseleri de Ayios Fokas adındadır. Ayios Fokas Manastırı’nın yeri bulunamamıştır. Bu manastırın yakınında 9. yy’da Ermeni asıllı Ortadoks patriği VII. İoannes Grammatikos’un (832 –842) veya kardeşi Arsabarios’un(Arşavir) muhteşem bir sarayının olduğu, bu yüzden semtin Arsebera (veya Arsaberu) olarak da ün kazandığı yazılır. Sarayda gizli ayinler ve ahlaka aykırı eğlenceler yapıldığı yolunda dedikodular çıktığı için I, Basileos (hd 867 –886) tarafından satın alınarak 150 rahiplik bir manastır haline getirilmiştir. Bu manastırın varlığı (Meryamana) Bizans’ın son yıllarına kadar devam etmiştir. Ortaköy’ün tarihinden gelen en önemli özelliği farklı kültüründen Türk, Rum, Ermeni ve Yahudi topluluklarının ve farklı inançlarının bir arada dostluk içinde yaşamasıdır ve bu özellik günümüze kadar gelmiştir. Ortaköy’de Yahudi cemaatine ait bilgiler de oldukça eskidir. Evliya çelebi Seyahatname’de Ortaköy kıyılarındaki büyük yalılar arasında Şekirci Yahudi ve İshak Yahudi’den bahsetmektedir. 1156 /1746 tarihli fermandan Ortaköy Camii’ne yakın, deni kenarında Yahudi evlerinin yandığı anlaşılır. Ortaköy’deki en eski sinagog olan Etz ha –Hayim Sinagogu yangın sonucu birkaç kez harap olmuş, yeniden yapılmıştır. 1618 Bedesten Yangını’nda evsiz kalan çok sayıda yahudi ailesi; 1891’de Beşiktaş’daki yangın felaketi yaşıyan Yahudi cemaati; 1921’de Rusya’dan göçen Yahudiler topluca Ortaköy’e yerleşmişlerdir. 1936’da nüfuslu 16.000 olan Ortaköy’de 700 Yahudi ailesinin yaşadığı bilinmektedir. Ortaköy’de bugün artık kullanılmayan ikinci sinagog Gültekin Arkası Sokağı’ndaki Yenimahalle Sinagogu’dur. Türklerin Ortaköy’e yerleşmesi I. Süleyman (Kanuni) döneminde (1520 – 1566) olmuştur. Deniz tarafında Deftardar Paşa Camii, aynı yıllarda Sadrazam Kara Ahmed Paşa’nın (ö.1556) kethüdası Hüsrev Kethuda tarafından Mimar Sinan’a bir hamam yaptırmıştır Mimari açıdan simetrik planlı,erkekler ve kadınlara mahsus çifte hamam olarak kullanılan yapı Ortaköy’deki en eski anıttır. Ortaköy’e bugünkü çehre ve özelliğini kazandıran, iskelenin arkasındaki Ortaköy Meydanı’nın en belirgin ve egemen mimari öğesi Ortaköy camii’dir. Mehmed ağa tarafından 18. yy’ın başlarında yaptırılan cami, Abdülmecid tarafından tamamen yıktırılarak denize uzanan rıhtım üzerine 1854 –1856 yıllarında Mimar Nigoğus Balyan’a yeniden yaptırılmıştır. Camiyi yaptıran Abdülmecid, Ortaköy’ün imarınada önem verilmiş, Ortaköy Deresi üzerine, bugün artık olmayan köprüyü, sahilde iskelenin güneyindeki mermer sütunlu karakol binasını yaptırmıştır. Meydanda cami kadar eski ve önemli bayka bir eserde 1136 /1723 –24 tarihli Damat İbrahim Paşa Çeşmesi’dir. Sahilde ahşap temeller üzerinde oturan çeşme, zamanla dolgu ve zemin oturmasından çökmüş,toprak seviyesinin 1,5 metre altında kalmıştır. Beşiktaş Belediyesi tarafından, Ortaköy Meydanı ve çevre düzenlemesi çalışması sırasında, kahvenin arkasına sıkışmış ve görünmeyen çeşme camiinin karşısına taşınarak, toprak altında kalan su teknesi ve musluk etrafındaki selvi motifli taşı ortaya çıkarılmış, restorasyonu yapılmıştır. Meydandaki diğer bir eski küçük çeşme ise cami girişinin yanında avlunun önündedir. 19. yy Osmanlı sivil mimarisinin özgün örneklerinin bulunduğu
Ortaköy Meydanı ve çevresi 1989’da başlatılan proje çalışmaları ile 1992’de yeniden düzenlenmiştir. Ortaköy, tarihi kültürel yapısıyla son dönemlende gerek İstanbulluların, gerekse yabancıların geniş bir ilgi odağı haline geldi. Semtin ve özellikle meydanın İstanbul’un ilgi odağı haline gelmesindeki diğer bir etken de, üç dini temsil eden üç anıtsal yapının birbirine yakın olmasıdır. Bunlar, çevredeki özgün yapı gruplarıyla tutarlı bir bütünlük ve uyum içindedirler. Bu üç kürtürün bir arada yaşadığı ortamı yeniden eski özellikleri ile ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı bir proje yapılmış, bugünkü düzenleme çalışmaları sonuçlandırılmıştır. Atıksu doğrudan Baltalimanı kolektörüne bağlanarak deniz kirlenmesinin önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Ortaköy Meydanı çevresindeki dar organik sokak dokusu; yapılarda bahçe olmaması; cumba ve cephe uyumları çevrenin görünümünü değişik kılmaktadır. Yapılan çalışmada bu organik sokak dokusunun, iki veya üç katlı cumbalı dar düşey dikdörtgen pencereli özgün Ortaköy mimarisinin sürekliliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Meydan ve Çevresi, sanat atölyeleri, kahveler, bar ve lokantalar, Pazar günleri açılan elişi, antika ve sanat pazarıyla, gece gündüz canlı bir buluşma merkezidir.
Ortaköy Mahallesi Muhtarlığı, Mecidiye Mahallesi Ambarlıdere Sokak No: 5’te bulunuyor. Yıllar önce emekli olan Refik Mamunlu, Bandırma doğumlu. Ancak yılları Ortaköy’de geçmiş. 25 yıldır muhtarlık görevini sürdüren Mamunlu’ya ulaşmak isterseniz muhtarlık telefon: 0 212 261 65 21

SPOR HABERLERİ

Kara Kartal’a taze kan…
Beşiktaş’ın yeni forveti Filip Holosko, Siyah Beyazlı takım arkadaşlarıyla çabuk kaynaştı. Beşiktaş’ın yeni golcüsü kendini şöyle tanıtıyor:
“1984 yılında Slovakya’nın Piestany şehrinde doğdum. Spora 5 yaşında profesyonel hentbolcu olan babamın desteğiyle başladım. Ancak hentbol oynadığım takımın antrenörü çok sert bir adamdı biz çocuk olmamıza rağmen söylediklerini yapamadığımızda tokat bile atabiliyordu. Bu nedenle hentbolu bırakmak zorunda kaldım. Doğduğum şehir olan Piestany ile aynı adı taşıyan takımda futbola başladım. Eğitimime devam ederken, bir yandan da futbol oynuyordum. 15 yaşıma kadar aynı takımda futbol oynadım. Daha sonra bir spor okulu olan Sports Gymnasıum’da futbol oynamaya devam ettim. 18 yaşında profesyonel olarak, Lıberec A takımı ile antrenmanlara çıkıp ikinci takımında forma giydim.1,5 yıl ikinci takımda forma giydikten sonra A takım ile maçlara çıkmaya başladım. Liberec takımı forması ile 54 maça çıktım ve 17 gol attım.”
Holosko, yaptığı ilk açıklamasında şampiyonluk için geldiğini söyledi.
Öte yandan Holosko transferinin gerçekleşmesiyle birlikte Manisaspor’a 5 milyon Euro’nun yanı sıra bonservisleriyle birlikte Burak Yılmaz ve Koray Avcı verildi.
Forvet oyuncusunun boyu 1.85, kilosu ise 80. Bu sezon oynadığı 16 maçta 7 gol atıp 3 sarı kart gören Holosko, toplamda Manisaspor formasıyla çıktığı 55 maçta 16 gol kaydetti. 23 yaşındaki oyuncu ayrıca Slovak Milli Takımı’nda bugüne kadar oynadığı 24 maçta rakip fileleri 5 kez havalandırdı.
Müjde… Gökhan Zan iyileşti
GÖKHAN Zan yeni yılda oldukça iddialı. Beşiktaş’ın 3 Kasım’da oynadığı Fenerbahçe derbisinde sakatlanan ve aylardır sahalardan uzak kalan Gökhan Zan yeni yıl için epeyce umutlu ve hırslı gözüküyor. Futbolu çok özlediğini belirten Zan, doktorların riske girme uyarılarına rağmen ikinci yarıya dolu dizgin geleceğini söylüyor. Gökhan, forma giyip giyemeyeceği konusunda ise şu açıklamayı yapıyor: “Ben her zamanki gibi kendime güveniyorum. İyi çalışan ve oynayan formayı alır. Defans hattında iyi arkadaşlarımız var. İbrahim gibi, Baki gibi… Yeni gelecek yabancı oyuncu banko oynayacak diye bir garanti de yok. Bu rekabetten başarı ile çıkan takımdaki yerini alır. Ben bu rekabete hazırım. Çok özlediğim formama doktorların riske etmek istememesine rağmen kavuşmak istiyorum.”

SPOR YAZARLARI DEĞERLENDİRDİ
Beşiktaş’ın yeni transferi Holosko masaya yatırıldı!..
Beşiktaş’ın genç transferi Holosko gündeme bomba gibi düştü!.. Aylardır yapılan görüşmeler, hatta Holosko’nun Vestel Manisa’da oynarken Beşiktaş forması ile fotoğraf çektirmesi sonunda gerçek oldu. Holosko Siyah Beyazlı formayı giydi giymesine de ancak golcü futbolcu üzerine yapılan spekülisyon hala bitmedi. Holosko’nun transferi ilk yarının sonundan bugüne kadar spor kamuoyunun en büyük gündem maddesini oluşturdu. Spor yazarları Holosko’nun iyi bir futbolcu olduğu görüşünde birleşirken, ödenen miktarın ölçüsünde fikir ayrılığına düştü. Beşiktaş Gazetesi’ne gelen mesajlarda, taraftarında aynı kanıyı taşıdığı ortaya çıktı. Beşiktaş’ı yakından takip eden spor muhabirleri ve yazarlar genç golcüye ödenen para miktarının çokluğuna dikkat çekerlerken, Beşiktaş cephesinden gelen açıklamalar rakkamın büyük olmadığı yönünde. Hatta genç bir futbolcuya yatırım yapıldığı açıklanırken, giden futbolcular için ödenecek rakkamlardan da kulübün kar edeceği belirtildi. Şimdiler bu hesaplar yapılırken, taraftar ve spor otoriteleri Holosko’nun göstereceği performansı mercek altına almaya hazırlanıyor. Holosko’nun baskı altında kalmaması ve Siyah Beyazlı Kulübe faydalı işler yapması camia tarafından bekleniyor. Genç futbolcu ise yaptığı her açıklamada başarılı olacağını söylüyor.
Ertuğrul Sağlam:
‘Baskıyı kaldırır’
Yeni transfer Filip Holosko, siyah beyazlı ekibe dahil olacağı konuşulmaya başlandığından ve Kara Kartal’a imza attığından bu yana gündemdeki yerini koruyor. Beşiktaş’a yarar sağlayıp sağlamayacağı konusunda ise Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, yeni transfer Filip Holosko’nun hiçbir şekilde uyum sorunu yaşamayacağını söylüyor.
Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Holosko için verilen yüksek miktardaki paranın oyuncu üzerinde baskı oluşturup oluşturmayacağıyla ilgili olarak ise “Böyle bir baskı oluşturduğunu düşünmüyoruz. Holosko profesyonel bir futbolcu, dışarıdan gelebilecek baskıları da kendi içinde halledecektir. Holosko’nun takımımıza yararlı olacağını düşünüyorum. Taraftarımız da Filip Holosko’ya sahip çıkacaktır” diye konuşuyor.
Öte yandan yeni forvetin gelmesiyle birlikte sistemde değişikliğe gitmeyeceklerini de söyleyen Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, “Oyuncuya dayalı bir düzenimiz yok.” şeklindeki açıklamasıyla bu konuya da son noktayı koydu.
Filip Holosko DİSKİ maçında göz doldurdu
HOLOSKO, Fortis Türkiye Kupası’nda ilk kez sahaya çıktı ve Beşiktaş camiasından tam not aldı. Oyuna ikinci yarıda giren Holosko, 52. dakikada Nobre’ye yaptığı asistle golcülüğünün yanı sıra diğer yönleriyle de Beşiktaş’a faydalı olacağını ortaya koydu. Beşiktaş’ın 4-0 kazandığı maçta oyuna canlılık getiren Holosko’nun ortaya koyduğu performans beğenildi. Öte yandan, devre arasında Beşiktaş bir çok futbolcuyla yollarını ayırdı. Holosko’nun alınması ile birlikte Vestel Manisa’ya verilen Burak ve Koray’dan sonra Diatta’nın da karşılıklı olarak sözleşmesi feshedildi. İbrahim Akın da İstanbul Büyükşehir’e satıldı.

“Bizim yılımız olsun”
Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, tüm camianın yeni yılını kutladı ve “2008 yılı her anlamda Beşiktaş’ın, Beşiktaşlılar’ın yılı olacaktır” diye konuştu. Başkan Demirören, 2008 yılının, Türk Sporu’nun en büyük projesinin tamamlandığı ve açılışının yapıldığı BJK Fulya Süleyman Seba ile hatırlanacağını söyledi. Demirören, şunları söyledi: “2008 yılı tesisleşmenin yanı sıra sportif başarılarıyla da bizim yılımız olacaktır. Futbol Takımımızın ikinci yarıda arzuladığımız şampiyonluğa sizlerin desteği ile ulaşacağına; ligdeki ve Avrupa’daki performansıyla göğsümüzü kabartan BJK Cola Turka Erkek Basketbol Takımımızın da 33 yıllık şampiyonluk özlemimize son vereceğine ve Türkiye’ye basketbolda ilk kez bir Avrupa Kupası getireceğine inanıyorum. 2008 yılına hentboldan atletizme, jimnastikten boksa kadar, Beşiktaş ambleminin olduğu tüm takımlarımız damgasını vuracaktır.
Öte yandan, Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, yeni yıl mesajında hem Turkcell Süper Ligi’nde hem de Fortis Türkiye Kupası’nda şampiyonluğun en büyük amaçları olduğunu söyledi. Ertuğrul Sağlam, yaptığı açıklamada, “Yeni yılın ülkemizde ve tüm dünyada barış ve huzur içerisinde yaşanması en büyük dileğimdir. İşimiz tarafından bakarsak da spordaki güzelliklerin en üst seviyede yaşanacağı ve ülkemizin uluslararası arenada büyük başarılar elde ederek, vatandaşlarımızı mutlu edecekleri bir 2008 yılı geçirmeyi umut ediyoruz” dedi.
Boksörler üçüncü
Beşiktaş Boks Takımı, Türkiye Kulüplerarası Boks Birinciliği müsabakalarında 1 birincilik, 1 ikincilik ve 2 de üçüncülük elde ederek takım halinde üçüncü oldu. İstanbul’da sona ererken şampiyonada sporcular 48 kiloda Altan Uyanık birinci, 60 kiloda Gökhan Dolunay ikinci, 81 kiloda Muhammed Güner ile 91 kiloda Salman Karimi üçüncü oldu. Kulüpler sıralamasında ise Siyah-Beyazlılar 12 puanla üçüncülüğü elde etti.
Tenisçiler beşinci
Masa Tenisi Takımı, ilk devreyi 5. sırada kapadı. Takım, Bayrampaşa Spor Salonu’nda yapılan Masa Tenisi Süper Lig 1. Devre 4. turnuva maçlarında Solvay’ı 5-3, Ted Koleji’ni de 5-0 mağlup etti. Buna bağlı olarak ekip, toplamda aldığı 7 galibiyet, 4 mağlubiyetle ilk devreyi 18 puanla 5. sırada tamamladı. Öte yandan Genç Bayan Takımı, final mücadelesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni 3-0 mağlup ederek birinci oldu.

Delgado, Bobo ve Tello
kıyasıya çekişiyor
Beşiktaş Gazetesi tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen Beşiktaşlı Yılın Futbolcusu Yarışması bu sezonda devam ediyor. 2005-2006 sezonunda başlayan ve ilki yapılan Beşiktaşlı Yılın Futbolcusu Kupası’nı Sergen Yalçın kazanmıştı. 2006-2007 sezonunda yapılan Beşiktaşlı Yılın Futbolcusu Yarışması’nı Bobo kazanmıştı. Beşiktaş Gazetesi, yılın futbolcusu seçilen Beşiktaşlı’ya Beşiktaş Gazetesi Yarışma her hafta oynanan maçtan sonra spor yazarlarının görüşleri doğrultusunda yapılıyor. Spor yazarlarının verdiği oylar, haftanın futbolcusu belirliyor. 34 hafta sonunda haftanın futbolcuları ortaya çıkıyor ve en fazla haftanın futbolcusu seçilen Beşiktaşlı sezon sonunda Beşiktaş Kupası’nın sahibi oluyor. Geleneksel hale gelen ve bu sezon üçüncüsü yapılan Beşiktaş Gazetesi Kupası için görüşlerine başvurduğumuz, yazılarından yararlandığımız ve her maçtan sonra oy veren spor yazarları şöyle: Atilla Gökçe, Güven Taner, Kazım Kanat, Zeki Çol, İlker Ateş, Korkut Göze, Gülengül Altınsay, Vedat Okyar, Salih Sezer, Hayri Ülgen, Atıf Keçeci, İsmail Er, Ömer Güvenç, Sanlı Sarıalioğlu, Bilal Meşe, Faik Gürses, Adnan Aybaba, Fatih Doğan, Zafer Arapkirli, Basri Baykoç, Yemen Ekşioğlu, Gültekin Onay.
2007-2008 sezonu oylamaları şöyle: Konya: S. Özkan. Kasımpaşa: Yok. G.Antep: Batuhan. Kayseri: H. Arıkan. Ankara: Yok. Denizlispor: Tello. Galatsaray: Tello. Gençbirliği: Tello. Trabzonspor: Bobo. B.Ş. Belediye: H. Arıkan. F.Bahçe: Yok. Sivasspor: Higuain. G.Birliği Oftaş: Bobo. Rize: Delgado. Bursaspor: Delgado. Ankaragücü: Delgado. Manisaspor: Bobo.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst