SAVUNMA HAKKI
Savunma, suçlamaya karşı sanığın yararına yürütülen; onu hukukî ve fiilî açıdan korumayı amaçlayan bir faaliyettir. Bu hak Anayasada, taraf olduğumuz milletlerarası sözleşmelerde ve kanunlarımızda yer almıştır (m. 36/1 AY, m. 11 İHEB, m. 6 İHAS, m. 14/3b MvSHS). CMK ya göre bu hakkın kısıtlanması mutlak bozma sebebidir (m. 308/8 CMK).
Sanık, savunmayı bizzat ve/veya bir avukat vasıtasıyla da yapabilir. İHAS m. 6/3b, c de "her sanık, müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak; kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafi tayin için malî imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade etmek haklarına sahiptir" denilmek suretiyle bu hususa işaret edilmiştir.
3842 sayılı kanunla değiştirilen CMK da "sanık tahkikatın her hal ve derecesinde bir veya birden fazla müdafiin yardımına müracaat edebilir. Zabıta amir ve memurları tarafından yapılacak sorgulama işlemlerinde... müdafi hazır bulunabilir... zabıtaca yapılan soruşturma dahil olmak üzere, soruşturmanın her safhasında müdafiin, yakalanan kişi veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz. " (m. 136 CMK) denilmekle birlikte; sanığın müşahade altına alınması (m. 74 CMK)"sanığın 15 yaşını bitirmemiş olması, yahut sağır veya dilsiz veya kendini müdafaa edemeyecek derecede cismi veya dimaği malûliyeti bulunması halleri dışında mecburî müdafi sitemi kabul edilmiş değildir. Diğer hallerde müdafi tayini talebe bağlı tutulmuştur (m. 138 CMK).
Yargıtay savunma hakkına büyük önem vermekte, bu hakkın ihlâli halinde hükmü bozmaktadır.
Yüce Mahkeme 12 Ekim 1993 de mükemmel bir karar vermiştir. Buna göre, "atılı suçundan dolayı CMK m. 236’nın yollamada bulunduğu aynı kanunun 3842 sayılı kanunla değişik 135. m. si dairesinde sorguya çekilmesi gereken sanığa, BU MADDE İLE TANINIP SAVUNMAYA İLİŞKİN BULUNAN HAKLARI HATIRLATILMADAN, hatırlatılmış ise bu husus tutanağa geçirilmeden hüküm tesisi yasaya aykırıdır". Yargıtay son sözün sanığa verilmesi konusunda da duyarlıdır.
Savunma, suçlamaya karşı sanığın yararına yürütülen; onu hukukî ve fiilî açıdan korumayı amaçlayan bir faaliyettir. Bu hak Anayasada, taraf olduğumuz milletlerarası sözleşmelerde ve kanunlarımızda yer almıştır (m. 36/1 AY, m. 11 İHEB, m. 6 İHAS, m. 14/3b MvSHS). CMK ya göre bu hakkın kısıtlanması mutlak bozma sebebidir (m. 308/8 CMK).
Sanık, savunmayı bizzat ve/veya bir avukat vasıtasıyla da yapabilir. İHAS m. 6/3b, c de "her sanık, müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak; kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafi tayin için malî imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade etmek haklarına sahiptir" denilmek suretiyle bu hususa işaret edilmiştir.
3842 sayılı kanunla değiştirilen CMK da "sanık tahkikatın her hal ve derecesinde bir veya birden fazla müdafiin yardımına müracaat edebilir. Zabıta amir ve memurları tarafından yapılacak sorgulama işlemlerinde... müdafi hazır bulunabilir... zabıtaca yapılan soruşturma dahil olmak üzere, soruşturmanın her safhasında müdafiin, yakalanan kişi veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz. " (m. 136 CMK) denilmekle birlikte; sanığın müşahade altına alınması (m. 74 CMK)"sanığın 15 yaşını bitirmemiş olması, yahut sağır veya dilsiz veya kendini müdafaa edemeyecek derecede cismi veya dimaği malûliyeti bulunması halleri dışında mecburî müdafi sitemi kabul edilmiş değildir. Diğer hallerde müdafi tayini talebe bağlı tutulmuştur (m. 138 CMK).
Yargıtay savunma hakkına büyük önem vermekte, bu hakkın ihlâli halinde hükmü bozmaktadır.
Yüce Mahkeme 12 Ekim 1993 de mükemmel bir karar vermiştir. Buna göre, "atılı suçundan dolayı CMK m. 236’nın yollamada bulunduğu aynı kanunun 3842 sayılı kanunla değişik 135. m. si dairesinde sorguya çekilmesi gereken sanığa, BU MADDE İLE TANINIP SAVUNMAYA İLİŞKİN BULUNAN HAKLARI HATIRLATILMADAN, hatırlatılmış ise bu husus tutanağa geçirilmeden hüküm tesisi yasaya aykırıdır". Yargıtay son sözün sanığa verilmesi konusunda da duyarlıdır.