Sarmakarışık sarmaşık dünya

Bir çocuk oynadığı oyunu bitirmeyi, bir kadın yüzünün hiç kırışmamasını, bir adam sabırsızlıkla maaş gününün gelmesini ister? Bir emekli maaşının artmasını, öğrenci dersi geçmeyi, hasta iyileşmeyi, yolcu menzile ulaşmayı ister? Kısacası insan ister de ister?
Keşke ?yaşamak? birdirbir oyunu kadar ?basit? , yüzdeki kırışıklıkları bir kremle giderecek kadar ?pratik? bir şey olsaydı? Bir çocuğu gizlice oyunlarla yaşlandırır, bir kadını kremlerle avutur hayat? Yani bizim elde etmek istediğimizle bizi bitiren bir ?aracı? olur sadece ? Herkes elde etmek istediği araçları düşününce kıyameti beklemeye gerek yok. Çünkü insanoğlu elde etmek istediği şeyler uğruna elinden geleni ardına koymuyor? Dersi geçmek için kopya çekmek, zam için protestesto yapmak, yaşlılık karşıtı krem kullanmak gibi.
Araçlarımızı amaca dönüştürdüğünüz ve elde ettikçe de istemeye devam ettiğimiz zaman beynimizde sarmaşıklar yeşeriyor biz farkında olmadan. Sonra her adımda biz birbirimizi hayat bizi bitiyor. Yaşadığımıza şükretmeden, olanla gafletimizle boyumuzun santimine göre gireceğimiz kabri unutarak yeni yerler aramaya başlıyoruz. Aslında her yer yaşanmaya değerdir , güzeldir ama biz yinede arıyoruz. Doğduğumuzda bulunduğumuz yer en güzel yerdir, fakat yine arıyoruz, ararken de boş durmuyoruz; katlediyor, yıkıyor, sömürüyoruz? Beynimizde yeşeren şeyin sarmaşığa dönüştüğünü hissetmeden emperyalist oluyoruz. Ve ardından bu kan emiciler; dünyayı, sarmaşık sarmış beynimizi ve bedenimizi işgal ediyor sinsice.
Küçükken birdirbir oynamak için tebeşirle çizdiğimiz yol aklımızın ucundan geçmiyor. Oysaki tek ayakla geçmeye çalıştığımız yer ne kadar da geniş v e geçilmesi zordu. Oyun oynadığımız yerler, saklandığımız duvarlar, oyunlarımızın sığmayıp yan sokağa taştığı mahalleleri hatırlamıyoruz bile. Amaçlarımız için öldürmeye , tüketmeye yok etmeye devam ediyoruz. İşte tam da bu anda büyüyen sarmaşık tüm bedenimizin üzerinde zafer bayrağını dalgalandırıyor.
Bizimle yaşamak zorunda olan ve kanımızdan olanlarada tohum vermeye başlıyor bu sarmaşık. Artık çocuklarımızın oyunlarına bile el uzatılıyor. İlerde her bir adımda karşımıza çıkacağının farkında olmadan... Sokaktan geçerken bile iki çocuk ;
?Annem , babam başbakan
Var mı? bana yan bakan,
Ali bana yan baktı,
Üç yıl hapiste yattı.?
Diye el çırparak bağırabiliyor. İşte o zaman sarmaşık zehirli sarmaşığa dönüşüyor. Artık kendi kanımızda boğularak ölmeye mahkum oluyoruz. Aslına bakılırsa ölmek için sarmaşıkları beklemeye gerek yok. Yaptıklarımız kimliğimize dönüştüğü için ölüm fermanımız kimliğimizde yazıyor. ?NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ, NASIL ÖLÜRSENİZ ÖYLE HAŞROLURSUNUZ.?
Karadziç gibi yargılansanız da, Saddam Hüseyin gibi asılsanız da, geride işlerinizi devam ettirecek ,Netenyahu?lar , Beşşar Esed?ler mutlaka oluyor? Öldüğünüzde ölüm sebebiniz geride kalanlar tarafından araştırılırken benim gibi tıp tahsili olmayan biri bile hemen ölüm sebebinizi anlıyor: ?İDRAK YOLLARI TIKANIKLIĞI !?
Yapılan zulüm, geride bırakılan yıkım, dağlanmış yürekler adeta kalbinizin ve beyninizin aşırı hissizlikten tıkandığını anlatıyor. Keşke çocukken çizdiğimiz çizgiler sınırlarımız olarak kalsaydı. Bütün dünyaya sahip olmak istemeseydik?
Hayat araçlarımızı amaca dönüştürdüğümüz yer olmamalı. Amacımız ALLAH(c.c) rızasına nail olmak olmalı. Duyarlı olmalıyız, biraz daha duyarlı? Bu çağda imanımızın hassas teraziler üzerinde olduğunu unutmamalıyız.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst