ASeL
Bayan Üye
Sana Seni seviyorum dersem, ben de seni deme
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle. Korkma de geçti de geldim de gitmiyorum de.
Basit kurduğum cümleleri basit anla. Yalnız kalmak istiyorum yalnız kalmayı istemektir.
Sana ihtiyacım var biraz yanımda ol demektir. Büyük bir şey yapmamıza bir sırrı çözmemize hep mutlu olmamıza bile gerek yok.
Biraz yanımda uyu biraz beni anla biraz bunun arkasında ne var diye düşünme.
Hep seni seviyorum diyorum ya bunun bile ne anlama geldiğini çok bildiğim yok.
Belki gözlerin güzel gibi bir şey belki bütün kurduğum hayallere uygunsun gibi belki de dalgasını geçtiğimiz bütün şeylerin acısını ancak sen anlarsın gibi.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
Kızmadım de ben de korktum de anladım de.
Anlamana bile gerek yok aslında. Ben kendimi bile anlamazken başkasından neyi fark etmesini bekleyeceğim.
Belki yalnız olduğumu belki çok yorulduğumu belki rahatsın dedikleri her şeyin aslında umutsuzluk olduğunu.
Bir gün iç sesim olmadığını fark ettim. Başaramadığım her şeyin özrünü senden diliyordum.
Bir türlü başaramadığım bir şey vardı ve sen ancak onun altından kalkabilirsem sevecektin beni.
Yemek yapmak gibi değil evi toplamak gibi değil yazı yazmak gibi değil para kazanmak gibi değil başka bir şey.
Gelin size bir şey anlatacağım diye insanları etrafıma toplamak istiyorum bir gün.
Bugüne kadar kimseye anlatmadığım bir sır anlatacağım. Gördüklerinizle alakam yok benim. Üzülen ve haber vermeden herkese küsen biriyim.
O kadar çok küsüyorum ki sırf bu yüzden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorum.
Hep bir ağaç ev bir gizli bahçe bir mağara hayal ettim çocukluğum boyunca. Kimsenin bilmediği ilginç ve korunaklı bir yer.
Sonra baktım kimsenin seni gördüğü yok eski bir meydanda büyük bir kalabalığın ortasında da sözcük sözcük görünmeyebiliyorsun.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak de Belki bir daha kırılır ama yine yaparız de.
Kırılan hiçbir şey senden götürmez de.
Salonda uykular getirdim sana bir kanepenin üzerine hayatımı dizdim. Ne zaman bir şeylerden sıkılsam salonda uyumaya başlıyorum.
Birkaç kitap ve yeni bir defter alıyorum yanıma. Güzel başlanılan ama sonra yazımın bozulduğu ve kenarları kırış kırış olan defterlerimin utancını hatırlıyorum yolunda gitmeyen her şeyde.
Ben ne zaman üzülsem yeni bir defter alıyorum. Yeni bir defterden neler bekliyorum bilemezsin.
Beni çok tanımadığı halde evime gelirken defter getirmişti bir kadın kapağında Eski İstanbul silueti vardı. O gün hayatımın değişeceğine inanmıştım. Ben sık sık hayatın birden değişeceğine inanırım.
Bir işaret beklerim gökyüzünden. Beklediğim gün bir şey olmaz ama sonra dönüp bakınca bu da buna vesile olmuş derim.
Hayat hep bin parçalı puzzle benim için. Bütün bunları bu yüzden yaşamışım demezsem ölebilirim.
Salondaki kanepede geçen bir hayat işte sana sunabileceğim tek şey.
Hep yarısında soğuduğu fark edilen bir fincan çay.
Çayı ısıtmak için kalkıp başka bir işe dalmamı yaktığım onlarca çaydanlığı getirdim.
Ocakta unuttuğum her çaydanlık için hayata küsmemi yeni bir çaydanlık almak için Tahtakaleye gidip her seferinde o birbirinden ilginç ahşap kutuları gördüğümde hayatta en çok sevdiğim şeylerden birinin bir şeyler boyamak olduğunu hatırlayıp sonra yine hayatın telaşına kapılmamı getirdim.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
Acele etmene gerek yok de Hiçbir şeye geç kalmadık de. Olur neden olmasın de.
En çok yaşadığım duygu olmadı çünkü ve bir kere olmadıysa bir daha asla olmaz gibi geliyor.
O kadar inanıyorum ki olmayacağına bu yüzden en çok üzüldüğüm anlar aslında sustuklarım.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
İnanıyorum de kötü ne olduysa unuttum de elimi tut evine götür göğsünde uyut.
Bir kanepenin üstüne sığabilir bütün hayatım bir kitap birkaç renkli kalem birkaç minderve kırışık bir defter. Üstlerine Tarot kartları serpebilirsiniz.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle. Korkma de geçti de geldim de gitmiyorum de.
Basit kurduğum cümleleri basit anla. Yalnız kalmak istiyorum yalnız kalmayı istemektir.
Sana ihtiyacım var biraz yanımda ol demektir. Büyük bir şey yapmamıza bir sırrı çözmemize hep mutlu olmamıza bile gerek yok.
Biraz yanımda uyu biraz beni anla biraz bunun arkasında ne var diye düşünme.
Hep seni seviyorum diyorum ya bunun bile ne anlama geldiğini çok bildiğim yok.
Belki gözlerin güzel gibi bir şey belki bütün kurduğum hayallere uygunsun gibi belki de dalgasını geçtiğimiz bütün şeylerin acısını ancak sen anlarsın gibi.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
Kızmadım de ben de korktum de anladım de.
Anlamana bile gerek yok aslında. Ben kendimi bile anlamazken başkasından neyi fark etmesini bekleyeceğim.
Belki yalnız olduğumu belki çok yorulduğumu belki rahatsın dedikleri her şeyin aslında umutsuzluk olduğunu.
Bir gün iç sesim olmadığını fark ettim. Başaramadığım her şeyin özrünü senden diliyordum.
Bir türlü başaramadığım bir şey vardı ve sen ancak onun altından kalkabilirsem sevecektin beni.
Yemek yapmak gibi değil evi toplamak gibi değil yazı yazmak gibi değil para kazanmak gibi değil başka bir şey.
Gelin size bir şey anlatacağım diye insanları etrafıma toplamak istiyorum bir gün.
Bugüne kadar kimseye anlatmadığım bir sır anlatacağım. Gördüklerinizle alakam yok benim. Üzülen ve haber vermeden herkese küsen biriyim.
O kadar çok küsüyorum ki sırf bu yüzden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorum.
Hep bir ağaç ev bir gizli bahçe bir mağara hayal ettim çocukluğum boyunca. Kimsenin bilmediği ilginç ve korunaklı bir yer.
Sonra baktım kimsenin seni gördüğü yok eski bir meydanda büyük bir kalabalığın ortasında da sözcük sözcük görünmeyebiliyorsun.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak de Belki bir daha kırılır ama yine yaparız de.
Kırılan hiçbir şey senden götürmez de.
Salonda uykular getirdim sana bir kanepenin üzerine hayatımı dizdim. Ne zaman bir şeylerden sıkılsam salonda uyumaya başlıyorum.
Birkaç kitap ve yeni bir defter alıyorum yanıma. Güzel başlanılan ama sonra yazımın bozulduğu ve kenarları kırış kırış olan defterlerimin utancını hatırlıyorum yolunda gitmeyen her şeyde.
Ben ne zaman üzülsem yeni bir defter alıyorum. Yeni bir defterden neler bekliyorum bilemezsin.
Beni çok tanımadığı halde evime gelirken defter getirmişti bir kadın kapağında Eski İstanbul silueti vardı. O gün hayatımın değişeceğine inanmıştım. Ben sık sık hayatın birden değişeceğine inanırım.
Bir işaret beklerim gökyüzünden. Beklediğim gün bir şey olmaz ama sonra dönüp bakınca bu da buna vesile olmuş derim.
Hayat hep bin parçalı puzzle benim için. Bütün bunları bu yüzden yaşamışım demezsem ölebilirim.
Salondaki kanepede geçen bir hayat işte sana sunabileceğim tek şey.
Hep yarısında soğuduğu fark edilen bir fincan çay.
Çayı ısıtmak için kalkıp başka bir işe dalmamı yaktığım onlarca çaydanlığı getirdim.
Ocakta unuttuğum her çaydanlık için hayata küsmemi yeni bir çaydanlık almak için Tahtakaleye gidip her seferinde o birbirinden ilginç ahşap kutuları gördüğümde hayatta en çok sevdiğim şeylerden birinin bir şeyler boyamak olduğunu hatırlayıp sonra yine hayatın telaşına kapılmamı getirdim.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
Acele etmene gerek yok de Hiçbir şeye geç kalmadık de. Olur neden olmasın de.
En çok yaşadığım duygu olmadı çünkü ve bir kere olmadıysa bir daha asla olmaz gibi geliyor.
O kadar inanıyorum ki olmayacağına bu yüzden en çok üzüldüğüm anlar aslında sustuklarım.
Sana Seni seviyorum dersem ben de seni deme başka bir şey söyle.
İnanıyorum de kötü ne olduysa unuttum de elimi tut evine götür göğsünde uyut.
Bir kanepenin üstüne sığabilir bütün hayatım bir kitap birkaç renkli kalem birkaç minderve kırışık bir defter. Üstlerine Tarot kartları serpebilirsiniz.