LaNéDLy qHz
Bayan Üye
Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:“Şüphesiz Allah ve melekleri, peygamberine salat ederler. Ey İman edenler! Siz de O’na salat edin; tam bşr teslimiyetle selam verin.” (Ahzab; 56)
Enes (R.A)'den rivayetle Resululllah (S.A.V) şöyle buyurdu: "Cuma gününde bana çok salavat getiriniz. Zira biraz önce Rabbim'den Cebrail (Aleyhisselam) bana geldi ve Allah'ın şu buyruğunu bildirdi: Yeryüzünde bulunan herhangi bir müslüman, sana bir defa salavat getirirse, ben ve meleklerim ona on salavat getiririz." (Taberani)
Hüseyin bin Ali (R.A)'den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Cimri kimse, yanında anıldığım halde bana salavat getirmeyen kimsedir." (Nesai, İbn Hıbban, Hakim, Tirmizi)
Ka'b (R.A)'ın şöyle dediği anlatıldı: Kıyamet günü geldiği zaman, Adem (A.S) bakar ki, Muhammed ümmetinden biri cehenneme götürülüyor. Hemen seslenir: “Ya Muhammed!” Resulullah Efendimiz, şöyle buyurur: “Sesini duydum, ey Ebu'l-Beşer, anlat!” Şöyle anlatır: “Senin ümmetinden biri cehenneme götürülüyor.” Resulullah Efendimiz (S.A.V) hemen onun ardından gider, yetişir. Şöyle buyurur: "Ey Rabbimin melekleri, hele biraz durun." Melekler şöyle derler: "Ya Muhammed, hakkımızda gelen yüce Allah'ın şu emrini okumadın mı? "Onlar, yüce Allah'ın kendilerine verdiği emre karşı gelemezler. Aldıkları emri yerine getirirler." (Tahrim; 6) bundan sonra şöyle bir ses gelir:“Muhammed'in emrini dinleyin; itaat edin.”
Resulullah Efendimiz (S.A.V) onu mizana getirir; ameli tartılır, ama kötülükleri iyiliklerinden ağır gelir. Bundan sonra, Resulullah Efendimiz (S.A.V) cebinden bir kağıt çıkarır ki, onda, o kimsenin dünyada iken Resulullah (S.A.V)'a okuduğu salavat vardır. Resulullah Efendimiz (S.A.V) kağıt parçasını, onun iyilikleri üzerine koyar; iyilik tarafını ağırlaştırır. Bunu gören o kimse sevinir, şöyle der: “Anam babam sana feda olsun sen kimsin?" Resulullah Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Ben Muhammed (S.A.V)ahu Aleyhi Ve Sellem)'im.” Hemen o kimse, Resulullah Efendimizin (S.A.V) ayağına kapanır; öper, şöyle der: “Ya Resulallah! O kağıt parçası neydi?” Resulullah Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “O, senin bana dünyada iken okuduğun salavat idi. Ben, onu senin için saklamıştım.” Bunun üzerine, o kimse şöyle der: “Vay benim, Allah katında boşa giderdiğim zamanlara!” (Kenzü'l-Ahbar adlı eserden alınmıştır.)
Hz. Ömer (R.A) diyor ki: "Öğrendiğime göre dua yerle gök arasında bir yerde asılı kalır, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e salat-ü selam getirmedikçe onun hiçbir cümlesi göğe yükselmez." (Tirmizi)
İbn-i Abbas (R.A)'dan rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu:"Bana salat-ü selam getirmeyi kasden unutan kimse cennetin yolunda yanılır." (İbn Mace, Taberani)
Ahmed bin Hanbel şu hadisi rivayet eder: "Nebi (S.A.V)'e bir kez salat getiren kimseye Hak Teala melekleriyle birlikte yetmiş kez salat eder." (Ahmed bin Hanbel)
Bizim ömrümüz ne kadar çok olsa ve dilimizi de Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine salavat getirmenin fazileti ile döndürsek yine de tam manasıyla onun menfaatini anlatmamız mümkün değildir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine salavat getirenlere Allah-u Zülcelal ve melekler de salavat getirmektedirler. Bundan kendimizi mahrum etmememiz lazımdır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in şefaatini ve yakınlığını isteyen, Allah'ın ve meleklerin rahmetini (merhametini) talep eden Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine çok salavat getirmelidir. Allah-u Zülcelal hepimizi Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine çokça salavatı şerife getirenlerden eylesin. Amin...
Enes (R.A)'den rivayetle Resululllah (S.A.V) şöyle buyurdu: "Cuma gününde bana çok salavat getiriniz. Zira biraz önce Rabbim'den Cebrail (Aleyhisselam) bana geldi ve Allah'ın şu buyruğunu bildirdi: Yeryüzünde bulunan herhangi bir müslüman, sana bir defa salavat getirirse, ben ve meleklerim ona on salavat getiririz." (Taberani)
Hüseyin bin Ali (R.A)'den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Cimri kimse, yanında anıldığım halde bana salavat getirmeyen kimsedir." (Nesai, İbn Hıbban, Hakim, Tirmizi)
Ka'b (R.A)'ın şöyle dediği anlatıldı: Kıyamet günü geldiği zaman, Adem (A.S) bakar ki, Muhammed ümmetinden biri cehenneme götürülüyor. Hemen seslenir: “Ya Muhammed!” Resulullah Efendimiz, şöyle buyurur: “Sesini duydum, ey Ebu'l-Beşer, anlat!” Şöyle anlatır: “Senin ümmetinden biri cehenneme götürülüyor.” Resulullah Efendimiz (S.A.V) hemen onun ardından gider, yetişir. Şöyle buyurur: "Ey Rabbimin melekleri, hele biraz durun." Melekler şöyle derler: "Ya Muhammed, hakkımızda gelen yüce Allah'ın şu emrini okumadın mı? "Onlar, yüce Allah'ın kendilerine verdiği emre karşı gelemezler. Aldıkları emri yerine getirirler." (Tahrim; 6) bundan sonra şöyle bir ses gelir:“Muhammed'in emrini dinleyin; itaat edin.”
Resulullah Efendimiz (S.A.V) onu mizana getirir; ameli tartılır, ama kötülükleri iyiliklerinden ağır gelir. Bundan sonra, Resulullah Efendimiz (S.A.V) cebinden bir kağıt çıkarır ki, onda, o kimsenin dünyada iken Resulullah (S.A.V)'a okuduğu salavat vardır. Resulullah Efendimiz (S.A.V) kağıt parçasını, onun iyilikleri üzerine koyar; iyilik tarafını ağırlaştırır. Bunu gören o kimse sevinir, şöyle der: “Anam babam sana feda olsun sen kimsin?" Resulullah Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Ben Muhammed (S.A.V)ahu Aleyhi Ve Sellem)'im.” Hemen o kimse, Resulullah Efendimizin (S.A.V) ayağına kapanır; öper, şöyle der: “Ya Resulallah! O kağıt parçası neydi?” Resulullah Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “O, senin bana dünyada iken okuduğun salavat idi. Ben, onu senin için saklamıştım.” Bunun üzerine, o kimse şöyle der: “Vay benim, Allah katında boşa giderdiğim zamanlara!” (Kenzü'l-Ahbar adlı eserden alınmıştır.)
Hz. Ömer (R.A) diyor ki: "Öğrendiğime göre dua yerle gök arasında bir yerde asılı kalır, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e salat-ü selam getirmedikçe onun hiçbir cümlesi göğe yükselmez." (Tirmizi)
İbn-i Abbas (R.A)'dan rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu:"Bana salat-ü selam getirmeyi kasden unutan kimse cennetin yolunda yanılır." (İbn Mace, Taberani)
Ahmed bin Hanbel şu hadisi rivayet eder: "Nebi (S.A.V)'e bir kez salat getiren kimseye Hak Teala melekleriyle birlikte yetmiş kez salat eder." (Ahmed bin Hanbel)
Bizim ömrümüz ne kadar çok olsa ve dilimizi de Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine salavat getirmenin fazileti ile döndürsek yine de tam manasıyla onun menfaatini anlatmamız mümkün değildir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine salavat getirenlere Allah-u Zülcelal ve melekler de salavat getirmektedirler. Bundan kendimizi mahrum etmememiz lazımdır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in şefaatini ve yakınlığını isteyen, Allah'ın ve meleklerin rahmetini (merhametini) talep eden Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine çok salavat getirmelidir. Allah-u Zülcelal hepimizi Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in üzerine çokça salavatı şerife getirenlerden eylesin. Amin...