Sakızı kim icat etti. Aztekler Meksika ormanlarında yetişen sapodilla bitkisinin kurutup çiğnedikleri özsuyuna çictli adını vermişlerdi. Çictli çiğneme alışkanlığı olan Meksikalı general Antonio Lopez de Santa Anna (John Waynein ünlü filmine konu olan Teksastaki Alamo Kalesinde gerçekleştirilen katliamın kahramanı), emekli olduktan sonra New York a yerleşti ve burada tanıştığı mucit Thomas Adamsa sakızı tanıttı. Sakızdan ucuz sentetik lastik üretme çalışmaları başarısız olan Adams, o zaman popüler olarak çiğnenmekte olan parafin parçaları yerine sakızı pazarlamaya karar verdi. Sakız 1871de Adams New York Sakızı adıyla satışa çıkarıldı.
Otomatik aygıtlarla ilk çiklet satışına ise 1888 yılında başlandı. Tutti-Frutti marka çikletleri satan otomatik makineler, New Yorkun çeşitli yörelerindeki istasyonlara Adams Gum Co. adlı şirketten Thomas Adams tarafından yerleştirildi.
1875te John Colgan sakıza, o zamanlar öksürük şuruplarında kullanılan ve Güney Amerikadan getirtilen Myroxylon toluiferum ağacının aromalı reçinesini kattı. İlk naneli sakız 1880de üretildi, parayla sakız satışı yapan ilk makine New York istasyonuna aynı yıllarda konuldu. 1890lardan itibaren paketi, reklamı, çeşitli tatlarıyla sakız üretimi sanayileşti.
Anne babaların bağırsaklara yapıştığı, öğretmenlerin dikkati dağıttığı, doktorların tükrük bezlerini kuruttuğu, çok kimsenin kadınsı bulduğu için karşı olduğu sakızı Amerikalılar çok sevdi. Ve sakız, tatsız, kokusuz sentetik bir polimer olan polivinil asetattan üretilmeye başlandı.
1910da Henry Fleer gevrek, beyaz, şekerli türü ve kardeşi Frank 1928de eskisinden iki kat büyük balon yapılabilen kuru sakızı üretti.
1960larda sakız Amerikancılığın göstergelerinden sayıldı. Baycan sakızlarının üretimi Denizli Çivrilde 1965te, Danimarka patentli Dandynin sakız üretimi ise 1973te başladı. Kent, Ülker gibi şirketlerin üretimiyle yıllık 150 milyon paketi bulan üretimın bugün 100 milyonu ihraç ediliyor.
Çam ağaçlarından süzülen sakızla zifti ayırmak, mumu eriyip sakız oluşana kadar ağızda o nesneyi çiğnemek Türklerin çok eski âdeti olmalı ki, sözcük Altaylara kadar ortak kökle biliniyor. Osmanlı devletinde Sakız Adası ndan elde edilen reçineyle bir çeşit şeker yapılırdı ve bu sakız devlet tekelindeydi. 1640 tarihli narh defterinde de üç çeşit sakız görülür. Herhalde bu meyveli şekerleme sakızlar 18. yüzyıla varamadı ki, hafızalarda yalnızca damlasakızı kaldı. Şehirlerde bilinen ve satılan, kenger otunun sakızı olan kenger sakızıydı.
Otomatik aygıtlarla ilk çiklet satışına ise 1888 yılında başlandı. Tutti-Frutti marka çikletleri satan otomatik makineler, New Yorkun çeşitli yörelerindeki istasyonlara Adams Gum Co. adlı şirketten Thomas Adams tarafından yerleştirildi.
1875te John Colgan sakıza, o zamanlar öksürük şuruplarında kullanılan ve Güney Amerikadan getirtilen Myroxylon toluiferum ağacının aromalı reçinesini kattı. İlk naneli sakız 1880de üretildi, parayla sakız satışı yapan ilk makine New York istasyonuna aynı yıllarda konuldu. 1890lardan itibaren paketi, reklamı, çeşitli tatlarıyla sakız üretimi sanayileşti.
Anne babaların bağırsaklara yapıştığı, öğretmenlerin dikkati dağıttığı, doktorların tükrük bezlerini kuruttuğu, çok kimsenin kadınsı bulduğu için karşı olduğu sakızı Amerikalılar çok sevdi. Ve sakız, tatsız, kokusuz sentetik bir polimer olan polivinil asetattan üretilmeye başlandı.
1910da Henry Fleer gevrek, beyaz, şekerli türü ve kardeşi Frank 1928de eskisinden iki kat büyük balon yapılabilen kuru sakızı üretti.
1960larda sakız Amerikancılığın göstergelerinden sayıldı. Baycan sakızlarının üretimi Denizli Çivrilde 1965te, Danimarka patentli Dandynin sakız üretimi ise 1973te başladı. Kent, Ülker gibi şirketlerin üretimiyle yıllık 150 milyon paketi bulan üretimın bugün 100 milyonu ihraç ediliyor.
Çam ağaçlarından süzülen sakızla zifti ayırmak, mumu eriyip sakız oluşana kadar ağızda o nesneyi çiğnemek Türklerin çok eski âdeti olmalı ki, sözcük Altaylara kadar ortak kökle biliniyor. Osmanlı devletinde Sakız Adası ndan elde edilen reçineyle bir çeşit şeker yapılırdı ve bu sakız devlet tekelindeydi. 1640 tarihli narh defterinde de üç çeşit sakız görülür. Herhalde bu meyveli şekerleme sakızlar 18. yüzyıla varamadı ki, hafızalarda yalnızca damlasakızı kaldı. Şehirlerde bilinen ve satılan, kenger otunun sakızı olan kenger sakızıydı.