sahipsiz mektupLar...

AberYY

Bayan Üye
sahipsiz bir mektup!

"bu gece bir şeyler değişecek, sen gideceksin, ben biteceğim. ardından isyanlar, isyanlar...

bu gece bir şeyler bitecek, içimdeki sen, hayalindeki ben gidecek, ve bir daha asla geri gelmeyecek.

komik! bir an ne kadar da zayıf kalmışım sana karşı. nasıl inanmışım sana. gideceksin ne kadar "kal" desem de. ardında yalnızlığının hediyesini bırakarak gideceksin. sen; beni sevdiğini söyleyeceksin , ben de; "sevgin bensizliğin olsun" diyerek cevap vereceğim
sana. belki de güzel olabilirdi. belki de çok kötü...

bir yaşamı daha bitirerek gidiyorsun işte. söz söylemeye cesaretin yok. susuyorsun yine, her zaman olduğu gibi. İçin içini yiyor ve sen yine de konuşmak istemiyorsun biliyorsun ki sende haksızsın en az benim kadar. sen de suçlusun en az benim kadar. Şimdi git,bir daha seni bulamayacağım bir yere, sesini duymayacağım, yüzünü göremeyeceğim uzak bir diyara.hatırlanmayacak kadar uzaklara git, git, git!

bir yıl sonra...

dün seni gördüm. Çok değişmişsin deli kız çok değişmişsin. o gülen kıza ne oldu, söylesene? zayıflamışsın iyice, yüzünde eskisi kadar canlı değil ne oldu sana? kim yaptı sana bunu, söylesene kim?

konuşmadın yine, yine o keçi inadın tuttu. bilirim seni, dediği dediksindir. yapacağım dedikten sonra geri dönüş yoktur senin için. değer miydi sence?

o sevimli kız nerede?bir gün karşılaşırız diye bekledim.ama bu şekilde olmamalıydı. bende ardından üzüldüm. bende yalnız kaldım, bende küstüm kendime, bende öğrendim gecelerle dost olmayı, bende alıştım soğuk gecelere ve bende...

Şimdi sen karşımdasın, o kadar gururlusun ki yüzüme bile bakamıyorsun, biraz olsun konuşmaya bile cesaretin yok. suçluluğunu kabulleniyorsun, yine diyecek bir şeyin yok.
düşündüm hem de çok, defalarca hata kimde diye?
ne yaptım ki ben sana o kadar değişecek...
bir rüya gördüm sandım, ama karşımdaydın,en olmadık bir zamanda...

bir hafta sonra...
bir telefon çaldı az önce, sevdiğin bir şarkı vardı ya onu dinletti bana arayan....hemen eski rehberleri karıştırdım. telefonunu buldum. evet halen o şarkı çalıyordu o unutulmaz şarkı.

birkaç gün sonra...

gazete okuyordum, arkadaşlarımla şakalaşarak.bir an "neyin var" diye haykırdıklarını hatırlıyorum. sonrası... eve getirmişler, bayılmışım
"olamaz!" diye bağırmışım. sanki çok korkmuş gibi sapsarı kesilmişim oracıkta. sevdiklerim, dostlarım eve kadar yanımda gelmişler. adını sayıklamışım yol boyunca. telefona sarılıp aradım "doğru mu?"
diyerek. korkunçtu, inanılmazdı. sen yaşamdan vazgeçmiştin, o tatlı kız bir delilik yapmıştı yine.

neden ben neden? vazgeçmediğin neden ben? deli kız ne yaptın bize?"
feather.gif
 
Belki sana belki bir başkasına;

Bazen şuna dikkat ederim; hayat farklılıklarla dolu. Yaşam bizi sadece kendi arzularını tatmin etmek için besliyor. Sevgileri ve arzuları kendine göre algılıyor ve kararı kendisi veriyor. Bize de arada bir ayrıntılarda mutluluk sahası veriyor. Bizde buraya o eskimez klasik gecekondumuzu konduruyoruz. Ama her zaman olduğu gibi diğer bir acı onu yıkıyor. Ne kadar bağırsak, çağırsak fayda etmiyor. Çünkü hayatın esirliği bizim sesimizi kısıyor. Ağlayamıyoruz ve kendimizi hissedemiyoruz. Gerçeği görüp geçen ve boş şeylerin arkasından bakıp üzülen enderlikleri hapseden ruhumuz bizi eline alıp hayat oyununda rolümüzü okuyor. Yanlış yaptığımız zamanda elimizde barizleşen küçük umutlarımıza da el koyuyor. Acılar; hayatımızın vazgeçilmez yolları ve garip dostları. Bazen aynı şeyleri niçin farklı algıladığımızı sorarız. Çünkü biz farklı acılara sahibiz. Çünkü biz farklı yıkıntılarda yaşıyoruz. Hani o istek hani o arzu. Bize söz verenler nerede? Nerede umutlarımızın gerçek yüzleri. Ve nerede hiç görmediğimiz benliğimiz. Bağırıyorum sesim çıkmıyor. Ağlıyorum yaş gelmiyor. Peki hangisi? Hangisi benim? Yalan olup bazen mutlu olan mı? Yoksa gerçek olup hiç göremediğim mi? Her şeyden uzak ben varım, acı var. O bana gelecek ben ise her zaman ki misafirperverliğimle onu karşılayacağım. O yüzsüzlük de yapsa ben yine ona sahip çıkacağım. Ne zaman kendime gelirim işte o zaman o geri gelir. Bana selamını verir ve her zamanki çalışkanlığıyla işine başlar. Ben ise sessizliği sarmış bir çocuk gibi onu izlerim. Kızmasından korkarım, dövmesinden. Dikkatini dağıtmak istemem. Arkadaşlarını getirmesinden korkarım çünkü...

O beni hiçbir zaman bırakmayacak. Çünkü o benim sayemde yaşıyor. Ben ise onunla ölüyorum....
feather.gif
 
BUGUNDEN DUNE MEKTUP
Bugünden düne mektup

Uzun zaman oldu ayrılalı, heyecanlı duygularla dolaştığım, o senli tozlu sokaklardan.
Çok uzaklardayım. Kendimi arıyorum hâlâ, birden buluyorum ve aniden ölüm gibi bir acı özlemlerimi ele alıyor sen aklıma geliyorsun…
Hatırlasana, henüz çocuk, saf ve temizdik. Sevmeyi öğreniyorduk birbirimizden. O duyguyu dillendirmeden, hisedilen derin bir bakışla birbirimize akıyorduk. Hiç zorlanmadan, taze bir sevgi büyütüyorduk yarınlara…Yarınlar umudumuzdu ve umutlarımız sevgimizdi.

Hatırlar mısın dünün saklı yarını? Dünden bu güne şekillenen mecburi değişimleri! Hiç unutmadım seni, çok zorladım kendimi, ama bir gizem saklı bende, unutturmamaya yüz tutmuş, bir çözlülmez gizem. Unutmak işime gelmiyor belkide, çözümsüzlüğüm bundandır sanırım.Yollara vuracaktık kendimizi, hayellerimiz rüya gibiydi...
Hâlâ eskisi gibi gülüyor musun? Ne çok severdim o gülücüklerini, gamzelerine dokunurdum. Hayallerim büyürdü. Ben gülmezdim, hayallerim gülerdi. O gülücüklerin ikimize de yeterdi.
Biliyor musun? Hep, parmaklarının ucunu öpmek istemiştim, ama öpemedim. İçimde küçük bir yara sevda gibi büyüdü, kocaman bir yara oldu. Farkında değilsin tabii. Nereden bileceksin uzun zaman oldu ayrılalı, ayrılık değiştirdi yarınlarımızı…Bu kaçıncı mektubum sana, bilemezsin, her defasında yırttım anlıyor musun?
Bir pazar sabayıydı. Sana geliyordum. Mevsim yazdı. Havalar sıcak ve bunalıtıcıydı. Adeta uçuyordum sana, adımlarım hızlıydı. Buluşmak çabası özlemin bende ki teriydi… Düşmüştüm yolda sana koşarken, dizlerim kanamıştı.Yaralarım acıyordu. Gözlerini gördüm sonra ve sonra o ince parmakların dokunmuştu yaralarıma... Sanki öpüyordun acımı, acım sana akmıştı. Birden gülmeye başladık, hatırladın mı? Çok gülmüştük o an, durduramadık kendimizi, ve birden, ansızın, ilk kez seni öpmüştüm. Masum bir öpücüktü. Utanmıştın. Bende utanmıştım. Hesapsız bir bakışın yüzümüze yansıması, bir yaşamın acısı olacağını nereden bilebilirdik değil mi?
Çok üzülüyorum biliyor musun? Ve de çok mutsuzum! Acılarım en çokta seni düşünmeye başladığım an aklıma geliyor. Keşke ayrılmasaydım. Tozun kendisi olsaydım o sokakların.
Saçların hâlâ güzel mi? Ne kadar da parlıyorlardı güneşte, hep taramak istemiştim biliyor musun? Ve tararken dokunmak-koklamak… Bir buğday darlası gibi savuruyordu rüzgar saçlarını. Serinliyordum... Mutluluktu saçlarının renginden aşkı tasarlamak. Saçlarına dokunmaktı aşk… Anlıyor musun?
Ah ah sevdamı yenileyen sen! Seni aramadım.Bulmaktı seni aramak, ama aramadım, sanırım korktum. Sen niye aramadın, bugünümün dünden kalan hayali, neden aramadın? Çok özlüyorum seni şimdi, deli gibiyim…
Bu uzaklık hâlâ içimi kemiren bir hüsran. Dayanmak ne mümkün, anılar üstüme üstüme geliyor. Hiç andın mı beni? Çok merak ediyorum… Acaba uzandın mı o uzun başbaşa kaldığımız kır gezilerine! Bir keresinde eşekten düşmüştük hatırladın mı? Yine gülmüştük durmak bilmeden. Ve daha çok artmıştı gülmemiz yolda geçen köylü çiftçinin bize küfür savurduğunu duyunca.
Sonra ne demişti o köylü adam bize hatırlıyor musun? Ben hayal meyal hatılıyorum. “Hadi evinize gidin yaramazlar” demişti sanırım. Biz hâlâ gülüyorduk. Ne kadar da mutluyduk değil mi? Ama şimdi her şey başka, ben bir başka insanım biliyor musun? Peki sen değiştin mi? Çok merak ediyorum, yüreğin eskisi gibi aydınlık mı acaba? Ben seni düşündükçe aydınlanıyorum anlıyor musun?
feather.gif
 
Sevgilim

Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum.
feather.gif
 
Acı Damla Damla Akıyor...


Beni sevmeni, benim olmanı istemedim ben hiç,
ya da sarılmanı boynuma,
Seni uzaktan sevmek, özlemek,
kavuşamıyacağımı bilmek yetiyordu bana.
Ben sevgilerin sevdalısı değildim acılarımın tutkunuydum,
Ne korkumdu benim olmaman ne de kaybetmek seni,
Ağlamak isterdim mahvetmek kendimi.
Sonsuzlukta kaybolmak, tutunacak dalı olmamak,
Ya da kör bıçakla,damla damla derin bir uykuya dalmak.
Ben istemedimki sevgini,bir aldanıştı benimkisi,
Senin gülüşün benim gözyaşım,
Benin doğumum ise senin sonsuz yolculuğun oldu
Dedim ya bir aldanıştı benimkisi
Kaybolacağını bile bile karanlık sokaklarda dolaşmak
Sonunun hüsran olacağını seze seze sevmek derin derin.
Bin sitem etsemde kim neyler bir rab bir ben bilirim
En iyisi susup geleceğin ne getireceğini beklerim...
feather.gif

 
Sevgiliye mektuplar..


Sen...Yüzümdeki gülüşlerin,ellerimdeki terlemenin,yüreğimdeki deli atışın sebebi...Her gece uykum,her sabah güneşim.Yıldızım,ay'ım,akan kanım.Bitmeyen masalım.Bahçedeki çiçeğim,çiçekteki rengim.Gökyüzüm,denizim,mavim sen...
Sevdamın adresi,aşkımızın menzili,içkimdeki tat,yaşadığım hayat sen...Sebebim,niyetim,geleceğim,geçmişim,bilinmezl iğim,belirsizliğim,kararlılığım,kararsızlığım sen...Bitmez yolculuğum,sonsuzluğum.Sen,gözüm,elim,yüreğim.Bebe ğim sen...
Hani gidecek olsan,yollarına sererim tüm kır çiçeklerini.Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle.Üzülecek olsan,içim erir,kalırım öyle.SENİ ÜZEN BİŞEY BENİ BİN ÜZER İNAN.Kırıyorsam seni,bu benim dengesizliğimdendir,şaşırmışlığımdandır.Kendimle kavgalıyım ben.Bir yanım sana tutkun,bir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimi,seni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum.Ah ben,nasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazen...Bakma bana birtanem,içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla.Seviyorum diyorsam seni,öyle.Gereğinden fazla 'erkeğim'bazen,bağışla...
Seni bilirim ben,bir tek seni.Seni söylerim,seni duyarım her yerde ve her zaman.Sensiz olmaya gücüm yok artık,sensizliğe katlanmak benim harcım değil.Seni her şeyinle,ay parçası yüzünle,duruşunla,gülüşünle,bakışınla,konuşmanl a,ç ocukluğunla,olgunluğunla,kızgınlığınla,şaşkınlığın la,güçlülüğünle,zayıflığınla kabul etmişim bi kere.NE DEĞİŞ,NE DE DEĞİŞTİR BENİ.Biz böyle sevdik birbirimizi.Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi.
Seni özlemek diye bir şey de var bu hayatta ve bu bazen öylesine dayanılmaz oluyor ki...YOKLUĞUNU YAŞAMAYI BECEREMİYORUM,ÜZGÜNÜM.İçimdeki o 'fazla erkek'yokluğunda çekiliyor bir köşeye ve ben güçsüzlüğümle başbaşa kalıyorum.Katlanamıyorum anla,sensizliği 'yok' hükmünde sayıyorum.Sensizlik diye bir şey yok,öyleyse sensiz kalmak da yok.
Şimdi hangi denizin kıyısındaysan,hangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak.Aşkımı,yüreğimi,içimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorum,tut onu.Tut ve bırakma...Ben maviyi sende buldum,beni BAŞKA RENKLERLE KANDIRMA..
feather.gif
 
GİDEN'E

Kırık Kalbimle seni ve bu şehri çıkarıyorum kalbimden. Sevgilimi elimden alırken sahte gerçekler sunan sunduğu gerçeklerle sevgililerimi bana delil olarak gösteren diğer kirli şehirler gibi bu şehri de çıkarıyorum kalbimden. Ama seni değil. İğrenç hikayelerle sevdiği kadınları en iyi şekilde malzeme olarak kullanacak bu şehrin şekilsiz bahar cesedi olmayacağıma dair kendimi saklayıp çıkıyorum bu şehirden.
Yaşama sevincimi adıma şiirlerime ve yazılarıma açtığı sonsuz savaşın soğukluğunda bulunan biçimsiz adamlara eğer onların yanında olmazlarsa yom oyacaklarını sanan zayıf kadınları ve bu insanlara yaşanacak yerler sunan bu şehri ve şehirleri çıkarıyorum kalbimden ama seni değil. Onların açtıkları savaşı tek başıma sürdürmeye mahkum olarak ve hiç bir şeyi umursamadan bu soğuk ve karanlık havaya karşı türkümü söyleyip seni sevdiğimi haykırıyorum.
Bazı şeyleri umursamamanın karşındaki kişiyi nasıl tahrip ve sinirlendirdiğini bana öğrettiğin için teşekkür ederim ey sevgili.
Aşkları hep kendi istediği şekilde yaşayan insanlarla ve senin de kurtulmak istediğin benden ve bu şehirden çıkıyorum. Ama senden değil ey sevgili.
Aşkların umutların ve sevgilerin çoktan seçmeli sorulara bağlandığı o çatı altında bulmuştum seni. Niye tanıdığımı niye geldiğimi bilen ve geliş nedenimi gerçeklik yüzeyine çıkaran bir doğan vardı senin. Kişiliğinde yinede senin olağan üstü yapıcılığına karşın benim kahrolası iyimserliğim ve bazı konularda çekimser kalmam ve bununla beraber bütün sorumlulukları aldın benden ve sonra üstüme bırakı verdin. Bu da güzel bir olaydı aşkımız için.
Bir Perşembe günü sabahı içime attın gözlerini ve yine bir Perşembe akşamı kopardın benden. Gizli sırlarla doluydu gözlerin. Yanıp sönen okyanus fenerlerinden dalgalı bir sonbahar günü uçan martılar ne anlarsa onu anladım gözlerinden.
Bunun sonunda hayatı hep tersindin algılamaya başladım. Ve örnek olarak ta perşembeleri artık hiç sevmez oldum.
İsminde taşıdığın sıfatı alıp içinde seni taşıdığı için yine öteki şehirler gibi tutamadığım bu şehirde kalan ismini kalbim de yoğurup kalıyorum her Perşembeleri.
Aşklara kapatılmış kalbimin kilidini açan yeni zaman çilingiri olduğunu hayır anlatamam kimseye. Egemenliğimi bile sana bırakırım, ama yinede kimseye anlatamam. Kırık neyden üflenen açıklı şarkıların yüreğimde izleri olan gizemli gözlerini anlatamam.
Sanki mavi bir gül gibi üç ayda büyüttüğümüz nadide çiçeğimizi bir Perşembe günü erittin yok ettin. O kıpkırmızı dudaklarınla ve sözlerinle darmadağın ettin o mutluluğumu, ama unutmak ki sen her zaman benim kalbimde ki en güzel mai bir gülsün.
Her yer kirlenmiş insanlarla kirli olsa bile biliyorum ki sen hala ilk doğduğun gün ki bir bebek kadar saf temiz ve dürüstsün bunu unutma güzel insan. Ve güzel sevgili.
feather.gif
 
Hep merak etmişimdir,aşk tanımlansa kaç kişi aşığım diyebilecek? Aşk nasıl yaşanır? İçindekileri bütün gizemiyle ona anlatmak,durup dururken ansızın onu öpmek, olmadık anlarda yanında istemek, ondan daha güzeli iyisi gelse de aldatmamak, onu seviyorum ama deyip başkasına gitmemek,sonsuz saygıyla büyüyen bir aşkı kim yaşayabilir?

Olmadık imkansız anlarda zaman yaratıp ona giden,fedakarlığın ölçüsü olmadan kaç kişi fedakarlık yapar aşığım diyerek. Geceleri daha çok düşünüyorum seni,anlamsız öfkelerle kalkıyorum ve bir sigara yakıyorum. Yanımda olmamana isyan ediyorum. Hiç olmadık zaman saat gecenin bir yarısı ve ben seni istiyorum.ya yanımda olacaksın,ya sesini duyacağım. Neler neler düşünüyorum. Mesela çok şiddetli bir yağmur yağsa; arkasından da insanı savuran bir rüzgar ve ben sıkıca sana sarılıp sana sığınsam... ve beni hiç bırakmasan hiç bıkmasan benden... Ben sensizlikte seni yüreğimde büyüttüm... bir gün geleceğini düşünerek imkansızlıklar arasından sıyrılıp...hadi SEVGİLİ gel bekliyorum!!!
feather.gif

 
SEN BİLMİYOSUN

Er geç beni affedeceksin. Bir şey bekelemeden, bir şey istemeden affedeceksin. Sevgin seni oraya götürecek.

Düşe kalka ilerleyeceğin yollarda, taşlar kanatacak ayaklarını. Issız, karanlık ormanlardan geçeceksin yapayalnız. Sonra bir bataklık başlayacak gözün alabildiğine. Omuzlarına kadar yapışkan çamurlara saplanacaksın. Durmadan yağmur yağacak üstüne, iliklerine kadar ıslanacaksın, üşüyeceksin. Ahtapot elleri gibi uzun, pis sarmaşıklar dolanacak ayak bileklerine. Dört yanında kara bataklık kuşları dönecek çığlık çığlığa.

Geçmiş zamanı düşüneceksin. O bir daha dayanılmaz günleri, geceleri düşüneceksin.

Bataklığın son bulduğu yerde zift gibi koyu bir gece başlayacak geçmiş gecelere benzemeyen. Yürüyeceksin, ağır ağır ilerleyeceksin zamanın ve gecenin ortasında. Keskin bir rüzgar çıkacak, merhametsiz kırbaçlar gibi parçalayacak yüzünü.

Sonra bir dağ yamacına varacaksın, bitkin ve perişan... Uzaklarda cılız bir ışık göreceksin. Sen yaklaştıkça büyüyecek, sıcak kollarıyla saracak seni. Fakat, sen o ışığın olduğu yere hiç bir zaman varamayacaksın ve ümitsizlik saracak yüreğini, ağlayacaksın...

İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. Bulutlur dağılacak. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl o erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın...

Onun için beni affet demeyeceğim sana...

Er geç anlayacak ve affedeceksin. Bunu biliyorum.

Karşılaşmamız kaderdi belki. Ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlikler, büyük çaresizliklerdir...

Acılarımızı yitirmeyelim...
feather.gif
 
İhtiyacım Var


Yine bir akşam üstü... Ve ben yine bulutlarla beraber çay içiyorum... Az şekerli. Aylardan ekim. Üç gün sonra dolunay çıkacak. Hava birazcık serin gibi. Senin yanımda olmanı istediğim akşamlardan birisi işte. Her akş***i gibi yine boş ve yine sabaha gebe. Sanki kar yağacakmış sanıyorum. Birazcık serin dedim ya işte bu serinlik sadece bu akşama özgü bir serinlik değil. Temmuz dada böyleydi hava benim için. Seni arıyorum. Belki biraz sana sarılır ısıtırım kendimi diye düşünüyorum. Sen yanımda olsan belki şubat ta bile yalınayak gezebilirim. Şubat bile üşütmez beni yanımda olsan. Hatta mart bile bir şey yapamaz. Eminim. Sen yanımda olsan deniz kenarına bile giderim seninle. Deniz donmuş bile olsa sen yanımda olunca bana bir şey olmaz bilirim. Ben kardan adam yapmaya bayılırım. Ama kardan adam yaparken hiç sabır edemem. Biran evvel olsun da bitsin diye acele ederim. Hele o en son havucu burun olarak takmak yok mu işte o bitiriyor beni. Kömür ile göz ve dudak yapıp ona gülümsemeyi öğretmek bir başka haz benim için. Tabi birde boynumdaki kaşkolu üşümesin diye onun boynuna dolamak sanki birisine büyük bir iyilik yapmışım hissini verir bana hep. İşte sadece o zamanlar sevmem ben güneşi. Zaten ben üşümesin diye ona kaşkolumu vermiştim niye doğuyorsun aptal güneş.Sen yanımda olsan seninle de kardan adam yapardık. Ama o zaman ben hiç acele etmezdim. Ne kadar uzun sürerse sürsün beklerdim. İsterse hiç bitmesin. Beklerdim. Bir daha ki kışı bile beklerdim sen yanımda olsan. Sen yanımda olsan bu sefer havucu kardan adamın burnuna takmazdım. Seninle beraber oturur kıtır kıtır yerdik. Bize okulda öğrettiler. Havuç gözlere çok iyi gelirmiş. Hep öyle derdi zahide öğretmen. Zaten benim de senin gözlerine ihtiyacım var. Onlara iyi bakmam lazım. Her gün bir havuç yerdik seninle. Sırf gözlerine iyi gelsin diye. Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var. Sonra kardan adamın gözlerini ve dudaklarını yapardık. Ben gözlerini yapardım sende dudaklarını yapardın. Dudaklarını sen yaptığın içinde gülümsemeyi öğretmek sana düşerdi. Eminim ona çok iyi öğretirdin gülümsemeyi. Aynı senin gülüşün gibi sımsıcak gülerdi biliyorum. İyi öğretirdin. Sen yanımda olsan kaşkolumu sana verirdim. Nasıl olsa kardan adam gülümsemeyi öğrendi ya üşümez artık. Artık güneş bile çıksa üzülmem ben.Sen yanımdasın ya bir tane kardan adam daha yaparız güneş batınca. Güneş doğunca yine eritir onu. Biz bir tane daha yaparız. Sen yanımda olsan bu kez bulutlara hiç yüz vermem. Çayımı seninle içerim. Üç şekerli. Sen yanımda olsan beraber kız kulesine gideriz. Yok yok gitmeyiz. Üsküdar da bir rıhtım turu yaparız. Sonra kız kulesini uzaktan uzağa şöyle bir süzeriz. Tam karşısına oturup uzun uzun bakarız. Yok yok uzun uzun bakmayız. Uzun uzun bakarsak gözlerimiz yorulur. Biliyorsun benim senin gözlerine ihtiyacım var ya onları fazla yormayız. Zaten daha çok gezecek yer var. Sonra . Sonra nereye gidelim ? Sonrasına sen karar ver canım. Biliyorsun sende söylemiştin ya nereye gittiğin önemli değil kiminle gittiğin önemli diye... Sen yanımda olsan nereye olursa oraya giderdim....
feather.gif
 
SEVGİME BU MEKTUP

Gelme diyecektim, geldin... İyi ettin geldiğine. Nerdeyiz ? Bir şehir yanıyor, dikkat et. Tutuşabiliriz. İşte ilk ateş gözlerine düştü, sonra dudaklarına, saçların arasına kıvılcımlar doldu ışıl ışıl. Yanıyorsun, yanıyorum, yanıyoruz...

Aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza. Yine de memnunum, iyi ettin geldiğine. Taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi. Ellerini ver, ellerini... Öpüşmeye susadım. Tırnak uçlarından öpmeye başlayacağım seni. Titreme, yanıyorsun...

Koluma yat, sağ koluma, güçlü, erkek koluma. Dağılsın saçların, bırak. Nasıl olsa onları da öpeceğim tutam tutam... Kulak memelerini, gür kaşlarını, dudaklarını da öpeceğim. Dolgun dudaklarını, seven, sevdiren dudaklarını... Dişlerim dişlerine değecek. Yum gözlerini, artık yaşamıyoruz. Belki de yaşamak bu, bizim bilmediğimiz.

Öyleyse yeni yeni başlıyoruz yaşamalara, derin nefes almalara, o ölümsüz olmalara...

Bir ekşi elma ısırıyordum, dişlerim kamaşıyordu omuz başlarını gördükçe ve biraz sen oluyordum sevdikçe, seviştikçe...

"Işığı söndür" diyordun, inadına yakıyordum. Yalvarıyordun, çıldırıyordun. Hiç ağlamadın. Ağlasan ne değişecekti. Ama ağlamadın işte yükseldin, yüceleştin, tanrılaştın bir yerde. Öyle güzeldin anlatılmaz.

Alnımdan ter boşanıyordu, saçlarım yapış yapış olmuştu. Yüz merdiven inip yüz merdiven çıkıyordum bir dakikada. Derin bir kuyudan su çekiyordum. Bir mağara ağzında sana sesleniyordum. Karanlıklar içinde birbirimizi aydınlatıyorduk.

Sağır bir zamandı yaşadığımız. Sağır ve merhametsiz. Kör bir geceydi yumruklayan kapıyı, kör ve dilsiz...

Artık hiç sönmeyecektik biliyordum.
feather.gif
 
Hicbir duygumu ertelemedim ben


hicbir duygumu ertelemedim ben. yasayacagim hicbir seyi sonraya
birakmadim. sonra diye bir seyin olmadigini biliyorum cünkü. hep
yarina dair hayaller kurmak, gelmesi mümkün olmayacak zamanlari
beklemek benim isim degil.

ask zamana meydan okur ama sen karsi koyamazsın ona. orada durup
öylece bekleyemezsin gelecegi. bir adim atmalisin, bir el
uzatmalisin aska dogru. askin anahtari cesaret degil mi yar? cesur
olmak gerekmez mi bir sevdayi yasamak, bir sevdayi büyütmek icin?
kac gece yalniz gecti hesaplasana... kac gece bir sonraki günü
düsünerek gecti. neler yapabilirdik, neler yasayabilirdik
düsünsene... her sabahi birlikte karsilamak vardi seninle.
sevismekten yorgun düsmüs bedenini öpücüklerle yeni güne
hazirlayabilirdim. gözünü acar acmaz ilk gördügün sey ben olurdum ve
sen benim yüzümde mutlulugu görürdün.

bu kentin her yerinde, herkesin icinde el ele dolasabilirdik.
girmedigimiz sokak kalmazdi. bakislara aldirmadan sokagin ortasinda
sarilip öpebilirdim seni.

bir sarkiyi sözlerini bilmesek bile bagira cagira söyleyebilirdik.
sonra bir filme gider, bir kitap okur, denize bakar, bir martinin
bir lokma simit kapabilmek icin vapurlarin pesinden bikmadan ucusunu
izleyebilirdik.

paylastigimiz her an beynimize bir daha cikmamak üzere kazinirdi.

özlerdik birbirimizi delicesine. bir saati yalniz gecirsek, bir
sonraki saati iki saatlik yasardik. yasayamadigimiz o bir saatin
acisini cikarmak icin.

peki biz ne yaptik? aski bir bekleyisin sirtina yükleyip ona sadece
uzaktan bakmakla yetindik.

her an aski yasamak varken, her gün birbirimizi yeniden kesfetmek
varken, bu yolda birer kasif olmak varken, sürgünleri yasamaya
mahkum ettik birbirimizi.

bu sürgünlüge son vermenin zamani geldi artik. sana huzur vaad
etmiyorum. askta huzur arayan yanilir. ben tutkunum, en koyu, en
deli sevdanin sözcüsüyüm. onlar adina konusuyorum.

yarini olmayan zamanlarda hicbir seyi düsünmeden erimek adina
konusuyorum. gözlerinin icine bakip SENI SEVIYORUM demek istiyorum.
askin akisina kapilip hicbir kaygi duymadan gidebildigin yere kadar
gitmek istiyorum. kokunu icime cekmek, teninin sicakligiyla irkilmek
istiyorum. yasama senin adinla anlam katmak, mutlulugu bulmak ve bir
daha kaybetmemek istiyorum.

seni istiyorum! yarin, öbür gün, öbür hafta, öbür ay, öbür yil
degil, SIMDI!!!"
feather.gif
 
yuahhahahahahah usta ticarete dokeLim diosun yanii :))) para bizi bozmasın :p

ben muhasebeciyim para neymiş Maksat türkiye ve dünyada tanınmak kendini heba etme buralarda sana amatör kliplerde yaparız rep turunde youtubede de yanınladık korsan piyasada mp3 lerde dağıldımı tanındın demektir :D
 
ben muhasebeciyim para neymiş Maksat türkiye ve dünyada tanınmak kendini heba etme buralarda sana amatör kliplerde yaparız rep turunde youtubede de yanınladık korsan piyasada mp3 lerde dağıldımı tanındın demektir :D
rap mi :)) muhaha ayrıca bunLar aLıntı emek hırkızı oLuruz yafs bosfer okumakLa yetineLim bizi TANIYAN tanıo :)) fazLası zarar ustaaaa
 
beni bırakma






sevgilim,


yine seni düşünüyor,yine yazıyorum.konunun sonunu nasıl getireceğimi ve nasıl bitireceğimi bilemiyorum.anlatacağım şeyleri de bilemiyorum neyazık ki...

neyse canım,neyse.seni çok özledim.sen de beni özledin ,içimde bunun mutluluğuyla yaşıyorum.ve büyüyorum.evet büyüyorum.benle beraber aşkımızı da büyütüyorum.

bizi çekemeyenlerin çatlayacaklarını da biliyordum ama korkuyordum,evet korkuyorum,hala da öyle.sanki birşey olacak ve bizim büyük mutluluğumuz yarıda kalacakmış gibi geliyor.inşallah bu bir yanılgıdır sevgilim.senden ayrılmayı düşündüğümde senin bana masum bakışlarını görünce dayanamayıp vazgeçiyorum.ama sen beni benim kadar sevmiyorsun ne yazık ki...neden benim kadar sevmiyorsun.ben seni çok seviyorum sevgilim senin sevdiğin gibi,acınacak kadar çok.tıpkı ilk haziran günü gibi.sıcaktan değil,aşkımdan cayır cayır.haziranda görüşmek dileğiyle,daha büyük bir aşkla...
feather.gif
 
DUVARA MEKTUP

Sözde aşklar sarmışken şu bedenimi, sen sarılma ne olur. Korkarım kendimden seni de onlardan sanıp, duygusuzca sararım diye. Biliyorum aslında bir daha kokunu duyamayacağımı ve kahkahanı. Ama özlüyorum, seni ve o günlerdeki beni. Senden sonra, seni kaybettiğim yetmiyormuş gibi içimi de kaybettim. Artık boş bakışlarım ve soğuk ellerim var. Hatırlar mısın? O soğuk İstanbul gecelerinde bile soğumazdı ellerim ve asla boş bakmazdı gözlerim hayata. Senden sonra o bebeksi kokumu da kaybettim yada en azından artık kimse almıyor o kokuyu. Keşke kaybettiklerim seninle gelebilecek kadar yakınımda olsalar. O zaman belki... Ama değil ve artık olamaz. O kadar kirlendim ki yüzümü bile tanıyamazsın. Sesime kadar kirletti hayat beni. Artık “seni seviyorum” derken titremiyor o senin çok sevdiğin La minör sesim. O kadar katılaştı ki kalbim, hani seni gördüğümde kuş kanadı gibi olurdu ya, artık atmıyor bile en mutlu olduğum sanılan zamanlarda. Saçlarım beyazladı mesela, hala uzunlar ama yarısını döktüm senden uzaklaşan yolda. Ve hala tahmin bile edemeyeceğin kadar inatçıyım dünyaya. Ve senden sonra daha bir kızgınım dökülen yapraklara. Ve senden sonra... Hala burkuyor içimi biliyor musun şu yağmur denen baş belam. Belki de eski benden tek kalan duygusal miras bu, yağmurun anlamsız ve yıpratıcı etkisi. Hala var yani içimde, bir parça dahi olsa romantizm. Bakma! Artık yapmıyorsam o küçük, mum ışığı muhabbetlerini, çalmıyorsam kalbimle gitarımı, senden sonrayı yaşadığım içindir. Bıraksalar da bir dönebilsem siyah beyaz olan, o adadaki günlere. Bak nasıl okurum aşk şiirlerini ilk ağızdan. Yok ama. Yapamaya bilirim. O kadar çok düştüm ve koştum ki, nefesim yetmeye bilir. Ne yaptığın ve hatta yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum. Ama bildiğim ve emin olduğum tek bir şey var; eski seni ben bile bulamam artık. Çünkü ben ki, hep yere yakındım, bu hale geldim. Sen ki, ne yapmışsındır o yükseklikten düşünce sahteliğin tam içine. Yalan dokunuşlar yumruk etkisi yapmıştır ve kanatmıştır tenini, yardım içinmiş gibi uzanan ellerin sahteliği hele, kavurmuştur beyaz kalbini. Beraberken çoktuk, ikiydik ama tam bir iki. Tek olduk, çok bizi eritti yavaş yavaş. Ama mecburduk yalnızlığa. Ya çok geç kalsaydık, kopamasaydık, sevgimizden kaynaklanan yalnızlığa dalıp sonra da nefes almak için birbirimizden izin koparmaya çalışsaydık. Ya kirletseydik sevdamızı. Bak, o zaman hiç yaşayamamış olacaktık tam bir sevdayı... Yağmur durdu. Artık dönmeliyim yatağıma, bir de dıngırtısını çekmiyim yolcumun. İlk durakta inecek zaten... Seni özlüyorum.
feather.gif
 
SESİNE VE SON SÖZÜNE HASRET
Biliyor musun en çok mektuba başlamam gereken hitap şeklinde zorlandım. Bir başlasam sonu gelecekti eminim! Ama sıradan sözcükleri hiç yakıştıramadım sana, yapmacık sözlere konduramadım seni... Sonra sana hiç mektup yazmadığım aklıma geldi, içim burkuldu, canım acıdı...

Bu mektubu sana gurbetten yazıyorum; sesine sözüne hasret, yüzüne hasret, sıcağına hasret gönlümle başlıyorum mektubuma. Seni o kadar çok özledim ki; Meğer hiç bir kucak seninki kadar sıcak değilmiş, hiçbir acı senin yokluğuna bedel değilmiş. Hiç ama hiçbir hasret senin özlemin kadar yakmazmış içimi.

En acısı, dost bildiklerim, yâr seçtiklerim toplanıp bir araya gelseler, senin çeyreğin bile edemezmiş. Bilsen ne zor bunları itiraf etmek kendime ve sana... Gurbet bile gururumu söndüremedi. Hâlâ gururlu, şımarık, kucuk kızınim. Hayır, hayır yavrunum. 'Ben artık bir genç kızım, başkalarının yanında bana yavrum deme.' derken bile böyle düşünüyordum inan. Şimdi içten bir seslenişine, Yavrum! hitabına öyle ihtiyacım var ki...

Hatırlıyor musun? İlk yürümeye başladığım anları anlatırken ellerimi bırakmadığın için sana kızdığımı, hırslandığımı ve bir an önce yürümek istediğimi söylerdin. Şimdi sakın bırakma ellerimi, anneciğim. Evimizin yumuşak halıları değil yürüdüğüm yollar, bir düşersem halim yaman. Ellerini, sevgini, duanı, desteğini ve sıcağını hiç esirgeme benden.

Hani küçükken en çok kimi seviyorsun diye sıkıştırıp dururdum seni. Ağzından "Seni!" cevabını alana kadar bırakmazdım eteklerini... Seni abimden, babamdan ve ablalarımdan kıskanırdım. Hâlâ büyüyemedim, hem şimdi daha çok kıskanıyorum. İçindeki sevgiyi ve gözlerindeki derin şefkati yalnız benim için sakla...

Ama yapamazsın degil mi? Ana yüreği dayanmaz... Senin sevgin hepimize yeter, ana olunca ben de anlarım değil mi? Aslında en çok bu huyunu seviyorum. Adaletini ve yufka yürekliliğini, anne şefkatini... Fakat hâlâ babam işe giderken boşalan yatağını en çok benim hak ettiğimi düşünüyorum.

Seni öyle özledim ki!..
feather.gif
 
hey allahım bunlar alıntımı tuhhh bende ne sanmıştım :D
okumaktan gözlerim yorruldu be ben gunde bu kadar kanun okusam hesap uzmanı olurum :D:D:D
Alıntıda Olsa Çok Güzeldi tebrikler
USTAM :D
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst