ParadokS
Kayıtlı Üye
Afyon'da yaşayan 49 yaşındaki Perihan Dağkaya adlı hastanın tıp literatüründe ender olarak görülen şah damarındaki 10 santimetrelik tümör, 1.5 saatlik ameliyatla alındı.
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Kalko, şah damarı tümörlerinin, Türkiye'de genellikle Erzurum gibi yüksek seviyedeki bölgelerde yaşayan insanlarda rastlandığını ve Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde bugüne kadar 25-30 vaka görüldüğünü aktardı.
Şah damarı tümörlerinin genelde iyi huylu olduklarını ancak Dağkaya'nın şah damarındaki tümörün ender görülen şekilde büyük olması nedeniyle çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Kalko, bu hastanın, ameliyat edilemeyen hasta grubunda olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Kalko, tümörün, çevre dokulara ve sinirlere yapışık halde olduğunu belirterek, ''Şah damarını tamamen çevrelediği ve beyne kadar ulaştığı için tümörü, şah damarının beyne kadar giren bölümüyle çıkarmak zorundaydık. Yani tümörle birlikte beyni besleyen damarı da çıkardık'' dedi.
Kalko, hasta Perihan Dağkaya'nın memleketi Afyon'dan kendilerine ulaştığında, yutma güçlüğü, baş dönmesi, nefes darlığı gibi şikayetleri olduğunu dile getirerek, tümör, bulunduğu yere yapışık bulunduğu için ameliyattan sonra en ciddisi felç olmak üzere, birçok komplikasyon riski olduğunu ancak başka bir şansı kalmadığı için hastayı ameliyat etme kararı verdiklerini ifade etti.
Şah damar tümörlerinin, bütün önemli sinirler, şah damarı, toplardamarlar, nefes ve yemek borusunun da bulunduğu çok kritik bölgede yer aldığına dikkati çeken Kalko, hasta ve yakınlarına, oluşabilecek bütün komplikasyonları ve ameliyatın yüksek riskli olduğunu anlattıklarını söyledi.
TIP LİTERATÜRÜNDE ENDER GÖRÜLÜYOR
Doç. Dr. Yusuf Kalko, Perihan Dağkaya'nın şah damarındaki tümörün, her tarafı ele geçirdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
''Yaklaşık 10 santimetre çapındaki şah damarı, kafa tabanına kadar, yani beynin bizim cerrahi olarak ulaşamayacağımız bölgeye kadar damarı çevrelemişti. Işın tedavi yapılmış olması da ayrı bir sıkıntıydı çünkü ışın tedavisi nedeniyle kaslar, damarlar, sinirler ve tümör birbirine yapışmıştı. Zaten kitaben, ışın tedavisi uygulanan hastalara ameliyat yapamazsınız. Damardan kaynaklı olduğu için bu tümörler, genelde çok kanlı tümörlerdi. Sonuçta, hastaya zarar vermeden kısa sürede ve çok kanatmadan bir ünite kan verdik. Aslında 5 ünite kan ayarlamıştık. Hastayı ameliyattan sonra direk yatağına aldık, hiçbir sıkıntı olmadı. Normalde 4-5 saat sürecek bir ameliyat ama biz bu ameliyatı 1,5 saatte bitirdik. Ameliyattan sonra hastayı direk odasına aldık. Ödemden dolayı yutma güçlüğü var ama normal olarak yemeğini yiyebiliyor. Birkaç gün içinde de taburcu olacak.''
Şah damarı tümörü ameliyatlarını, kalp damar cerrahlarının yanı sıra, kulak burun boğaz uzmanlarının da yaptığını kaydeden Kalko, ''10 santimetre, şah damarı tümörüne göre oldukça büyük. Ender olarak bu kadar büyür. Bu tür vakalar, tıp literatüründe ender olarak görülür. Şah damarının beyne giden ana damarını 360 derece içine alan ve kafa tabandan beynin içine kadar neredeyse giren kocaman bir tümörden bahsediyoruz. Birçok hastanenin 'ameliyat edilemez' dediği bu hastayı, 1,5 saatlik ameliyatla sağlığına kavuşturduk'' şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Kalko, tümörle birlikte ana şah damarının beyne giden kısmının 5-6 santimetrelik bölümünü de çıkardıklarını belirterek, çıkardıkları bölümün zaten ışın tedavisi sonucu erimiş halde bulunduğunu kaydetti.
Kalko, tümörün, şah damarının bir kısmıyla birlikte çıkarıldığı için tekrarlama riskinin yok denecek kadar az olduğuna söyledi.
"ÇOK MUTLUYUM"
Afyonlu hasta Perihan Dağkaya da, yaklaşık 2 yıldır hırıltı, yutma güçlüğü ve baş dönmesi gibi şikayetleri olduğunu, 6 ay önce uykuda horlama ve nefes alma zorluğu çekmesi üzerine doktora gittiğini ifade ederek, çektirdiği MR sonucu şah damarında tümör tespit edildiğini kaydetti.
Afyon'da ameliyat edilme şansı olmaması üzerine, Ankara'ya gittiklerini, orada da kendilerine ameliyat edilemeyeceği ve ışın tedavisi görmesi gerektiğinin bildirildiğini aktaran Dağkaya, Ankara'da 25 gün ışın tedavisi gördüğünü belirtti.
Dağkaya, hiçbir iyileşme görülmemesi üzerine bu sefer de tedavi amacıyla Konya'ya gittiklerini ve orada çektirdikleri MR'da ışın tedavisi nedeniyle tümörünün 2 santimetre daha büyüdüğünün ortaya çıktığını vurguladı.
Dağkaya, ''Gittiğimiz her yerde bize ameliyat edemeyeceklerini söylediler. Yusuf Kalko, bize ameliyat edebileceğini söyleyince çok sevindik. Bize ortaya çıkabilecek her türlü olumsuzluğu da anlatmasına rağmen ameliyat olmayı istedim. Sonuç benim ve ailem için çok iyi oldu. Çok mutluyum'' diye konuştu.
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Kalko, şah damarı tümörlerinin, Türkiye'de genellikle Erzurum gibi yüksek seviyedeki bölgelerde yaşayan insanlarda rastlandığını ve Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde bugüne kadar 25-30 vaka görüldüğünü aktardı.
Şah damarı tümörlerinin genelde iyi huylu olduklarını ancak Dağkaya'nın şah damarındaki tümörün ender görülen şekilde büyük olması nedeniyle çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Kalko, bu hastanın, ameliyat edilemeyen hasta grubunda olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Kalko, tümörün, çevre dokulara ve sinirlere yapışık halde olduğunu belirterek, ''Şah damarını tamamen çevrelediği ve beyne kadar ulaştığı için tümörü, şah damarının beyne kadar giren bölümüyle çıkarmak zorundaydık. Yani tümörle birlikte beyni besleyen damarı da çıkardık'' dedi.
Kalko, hasta Perihan Dağkaya'nın memleketi Afyon'dan kendilerine ulaştığında, yutma güçlüğü, baş dönmesi, nefes darlığı gibi şikayetleri olduğunu dile getirerek, tümör, bulunduğu yere yapışık bulunduğu için ameliyattan sonra en ciddisi felç olmak üzere, birçok komplikasyon riski olduğunu ancak başka bir şansı kalmadığı için hastayı ameliyat etme kararı verdiklerini ifade etti.
Şah damar tümörlerinin, bütün önemli sinirler, şah damarı, toplardamarlar, nefes ve yemek borusunun da bulunduğu çok kritik bölgede yer aldığına dikkati çeken Kalko, hasta ve yakınlarına, oluşabilecek bütün komplikasyonları ve ameliyatın yüksek riskli olduğunu anlattıklarını söyledi.
TIP LİTERATÜRÜNDE ENDER GÖRÜLÜYOR
Doç. Dr. Yusuf Kalko, Perihan Dağkaya'nın şah damarındaki tümörün, her tarafı ele geçirdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
''Yaklaşık 10 santimetre çapındaki şah damarı, kafa tabanına kadar, yani beynin bizim cerrahi olarak ulaşamayacağımız bölgeye kadar damarı çevrelemişti. Işın tedavi yapılmış olması da ayrı bir sıkıntıydı çünkü ışın tedavisi nedeniyle kaslar, damarlar, sinirler ve tümör birbirine yapışmıştı. Zaten kitaben, ışın tedavisi uygulanan hastalara ameliyat yapamazsınız. Damardan kaynaklı olduğu için bu tümörler, genelde çok kanlı tümörlerdi. Sonuçta, hastaya zarar vermeden kısa sürede ve çok kanatmadan bir ünite kan verdik. Aslında 5 ünite kan ayarlamıştık. Hastayı ameliyattan sonra direk yatağına aldık, hiçbir sıkıntı olmadı. Normalde 4-5 saat sürecek bir ameliyat ama biz bu ameliyatı 1,5 saatte bitirdik. Ameliyattan sonra hastayı direk odasına aldık. Ödemden dolayı yutma güçlüğü var ama normal olarak yemeğini yiyebiliyor. Birkaç gün içinde de taburcu olacak.''
Şah damarı tümörü ameliyatlarını, kalp damar cerrahlarının yanı sıra, kulak burun boğaz uzmanlarının da yaptığını kaydeden Kalko, ''10 santimetre, şah damarı tümörüne göre oldukça büyük. Ender olarak bu kadar büyür. Bu tür vakalar, tıp literatüründe ender olarak görülür. Şah damarının beyne giden ana damarını 360 derece içine alan ve kafa tabandan beynin içine kadar neredeyse giren kocaman bir tümörden bahsediyoruz. Birçok hastanenin 'ameliyat edilemez' dediği bu hastayı, 1,5 saatlik ameliyatla sağlığına kavuşturduk'' şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Kalko, tümörle birlikte ana şah damarının beyne giden kısmının 5-6 santimetrelik bölümünü de çıkardıklarını belirterek, çıkardıkları bölümün zaten ışın tedavisi sonucu erimiş halde bulunduğunu kaydetti.
Kalko, tümörün, şah damarının bir kısmıyla birlikte çıkarıldığı için tekrarlama riskinin yok denecek kadar az olduğuna söyledi.
"ÇOK MUTLUYUM"
Afyonlu hasta Perihan Dağkaya da, yaklaşık 2 yıldır hırıltı, yutma güçlüğü ve baş dönmesi gibi şikayetleri olduğunu, 6 ay önce uykuda horlama ve nefes alma zorluğu çekmesi üzerine doktora gittiğini ifade ederek, çektirdiği MR sonucu şah damarında tümör tespit edildiğini kaydetti.
Afyon'da ameliyat edilme şansı olmaması üzerine, Ankara'ya gittiklerini, orada da kendilerine ameliyat edilemeyeceği ve ışın tedavisi görmesi gerektiğinin bildirildiğini aktaran Dağkaya, Ankara'da 25 gün ışın tedavisi gördüğünü belirtti.
Dağkaya, hiçbir iyileşme görülmemesi üzerine bu sefer de tedavi amacıyla Konya'ya gittiklerini ve orada çektirdikleri MR'da ışın tedavisi nedeniyle tümörünün 2 santimetre daha büyüdüğünün ortaya çıktığını vurguladı.
Dağkaya, ''Gittiğimiz her yerde bize ameliyat edemeyeceklerini söylediler. Yusuf Kalko, bize ameliyat edebileceğini söyleyince çok sevindik. Bize ortaya çıkabilecek her türlü olumsuzluğu da anlatmasına rağmen ameliyat olmayı istedim. Sonuç benim ve ailem için çok iyi oldu. Çok mutluyum'' diye konuştu.