` Nur ~
Bayan Üye
Genetik faktörler kadar yanlış beslenme de kansere yol açan nedenlerden biri. Beslenme, çoğu kanserde yüzde 10 ila 70 oranlarında etkili olabiliyor.
Genetik faktörler kadar yanlış beslenme de kansere yol açan nedenlerden biri. Beslenme, çoğu kanserde yüzde 10 ila 70 oranlarında etkili olabiliyorHenüz genlerimizde bulunan şifreleri değiştiremesek de, beslenmemizi düzenleyerek kanserden korunabiliriz. Çünkü yapılan araştırmalar kanserin kalıtımsal faktörler yanında çevresel etkenlerden oluştuğunu belirtiyor. Örneğin yumurtalık kanseri için yapılan son çalışmalara göre bir göz atalım. Yumurtalık kanseri için güçlü risk faktörleri yaş, hiç doğum yapmamış olmak, aile öyküsü, daha önceden meme kanseri teşhisinin konması, östrojen terapisi ve genetik değişikliklerdir.
Değişebilir risk faktörleri olan beslenme, fiziksel aktivite ve normal vücut kitle indeksi bu hastalığın oluş sıklığını azaltmak için güçlü sebeplerdir.
Menopoz dönemindeki yaklaşık 49 bin kadının beslenmelerindeki yağ oranının uzun dönemli azaltılmasının yumurtalık kanseri riskinin yüzde 40 oranında azaltması önemli bir bulgudur. Zaten birçok planlı epidemiyolojik çalışma, fazla yağ alımı, fazla hayvansal protein alımı, ve toplamda yüksek düzeyde enerji alımını bu hastalığın artan riskiyle ilişkili olduğunu söylemektedir.
Tedaviden sonraki beslenme ve hayatta kalma
Yumurtalık kanserinden sonra yaşamın devamıyla ilgili bazı çalışmalara göre turunçgiller, sebzeler ve yeşil çayın koruyucu olduğu belirtilmiştir. Kanserin tekrar etmesinin risklerine bakıldığında beslenme sadece tekrarlamayı değil aslında yaşam süresini de etkiliyor. Daha fazla sebze tüketen bireylerin tüketmeyenlere göre hayatta kalma oranının yüzde 46, kanserin tekrar nüksetmesinin ise yüzde 44 oranında etkilendiği bildiriliyor. Sebze ve tahıl oranı yüksek besinlerin hayatta kalma süresi ve kanserin tekrarlamaması üzerine olumlu etkisi bulunuyor.
Meme kanseri
Yapılan birçok laboratuar çalışmasında kalsiyum ve D vitaminin memede kanser gelişme riskini azalttığı yönünde sonuçlar var. Harvard Tıp Fakültesi’nde yapılan bir çalışmada, yüksek miktarda kalsiyum ve D vitamini bulunan yiyecekleri tüketen kadınlarda meme kanseri gelişme riski incelenmiş. Çalışmada, 45 yaş üzerinde olan menopoz öncesi ve menopoz sonrası kadınlar, on yıl süre ile izlenmiş. Diyetlerinde yüksek miktarda kalsiyum ve D vitamini bulunan menopoz öncesi kadınlarda meme kanseri gelişme riskinin daha az olduğu bildirilmiş. Araştırma sonucu kalsiyum ve D vitaminin önemini de açıkça ortaya koyuyor.
BAZI BESİNLERDE BULUNAN ÖZEL MADDELER VE KANSER
Özellikle ailesinde kanserli birey olan ve kansere yatkınlığı olanlar, sigara içenler ve kirli havalı kentlerde oturanların aşağıdaki besinleri fazlaca tüketmeleri önerilmektedir.
Bitkisel steroller nedir?
Mısırözü yağı, zeytinyağı, soya yağı gibi bitkisel yağlar, fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, tahıllar, kuru baklagiller, sebze ve meyvelerde doğal olarak bulunurlar. Araştırmalar, 200 çeşitten fazla sterol olduğunu belirtiyor. 1950’lerden bu yana kolesterol düşürücü etki gösterdikleri biliniyor.
Genetik faktörler kadar yanlış beslenme de kansere yol açan nedenlerden biri. Beslenme, çoğu kanserde yüzde 10 ila 70 oranlarında etkili olabiliyorHenüz genlerimizde bulunan şifreleri değiştiremesek de, beslenmemizi düzenleyerek kanserden korunabiliriz. Çünkü yapılan araştırmalar kanserin kalıtımsal faktörler yanında çevresel etkenlerden oluştuğunu belirtiyor. Örneğin yumurtalık kanseri için yapılan son çalışmalara göre bir göz atalım. Yumurtalık kanseri için güçlü risk faktörleri yaş, hiç doğum yapmamış olmak, aile öyküsü, daha önceden meme kanseri teşhisinin konması, östrojen terapisi ve genetik değişikliklerdir.
Değişebilir risk faktörleri olan beslenme, fiziksel aktivite ve normal vücut kitle indeksi bu hastalığın oluş sıklığını azaltmak için güçlü sebeplerdir.
Menopoz dönemindeki yaklaşık 49 bin kadının beslenmelerindeki yağ oranının uzun dönemli azaltılmasının yumurtalık kanseri riskinin yüzde 40 oranında azaltması önemli bir bulgudur. Zaten birçok planlı epidemiyolojik çalışma, fazla yağ alımı, fazla hayvansal protein alımı, ve toplamda yüksek düzeyde enerji alımını bu hastalığın artan riskiyle ilişkili olduğunu söylemektedir.
Tedaviden sonraki beslenme ve hayatta kalma
Yumurtalık kanserinden sonra yaşamın devamıyla ilgili bazı çalışmalara göre turunçgiller, sebzeler ve yeşil çayın koruyucu olduğu belirtilmiştir. Kanserin tekrar etmesinin risklerine bakıldığında beslenme sadece tekrarlamayı değil aslında yaşam süresini de etkiliyor. Daha fazla sebze tüketen bireylerin tüketmeyenlere göre hayatta kalma oranının yüzde 46, kanserin tekrar nüksetmesinin ise yüzde 44 oranında etkilendiği bildiriliyor. Sebze ve tahıl oranı yüksek besinlerin hayatta kalma süresi ve kanserin tekrarlamaması üzerine olumlu etkisi bulunuyor.
Meme kanseri
Yapılan birçok laboratuar çalışmasında kalsiyum ve D vitaminin memede kanser gelişme riskini azalttığı yönünde sonuçlar var. Harvard Tıp Fakültesi’nde yapılan bir çalışmada, yüksek miktarda kalsiyum ve D vitamini bulunan yiyecekleri tüketen kadınlarda meme kanseri gelişme riski incelenmiş. Çalışmada, 45 yaş üzerinde olan menopoz öncesi ve menopoz sonrası kadınlar, on yıl süre ile izlenmiş. Diyetlerinde yüksek miktarda kalsiyum ve D vitamini bulunan menopoz öncesi kadınlarda meme kanseri gelişme riskinin daha az olduğu bildirilmiş. Araştırma sonucu kalsiyum ve D vitaminin önemini de açıkça ortaya koyuyor.
BAZI BESİNLERDE BULUNAN ÖZEL MADDELER VE KANSER
Özellikle ailesinde kanserli birey olan ve kansere yatkınlığı olanlar, sigara içenler ve kirli havalı kentlerde oturanların aşağıdaki besinleri fazlaca tüketmeleri önerilmektedir.
Bitkisel steroller nedir?
Mısırözü yağı, zeytinyağı, soya yağı gibi bitkisel yağlar, fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, tahıllar, kuru baklagiller, sebze ve meyvelerde doğal olarak bulunurlar. Araştırmalar, 200 çeşitten fazla sterol olduğunu belirtiyor. 1950’lerden bu yana kolesterol düşürücü etki gösterdikleri biliniyor.