'-DamLa
Bayan Üye
SADECE BİR TAHMİN
Türkiye, sisli bir mayıs sabahına uyandı bugün.Gökyüzü adeta son zamanlarda yaşadıklarımızı bize yansıtıyordu. Her yeni güne artık yaz gelsin umuduyla başlarken, henüz yazın gelmediğini dikte eder gibi karşımıza çıkan puslu hava sanki bize mesaj veriyordu.
Geleceğe umutla bakan, adaletin ve hukukun herkes için eşit olduğuna inananlar, Temmuz 2011'de başlayan şike operasyonu ile Türkiyede hala bazı alanlarda hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukuku olduğunu, istenildiği takdirde hukukun da kılıfına uydurulabilen bir kavram olduğunu görüp karamsarlığa kapılıyor.
Temmuz ayından bu yana bir çok yazı yazdım ve olacakları önceden tahmin etmeye çalıştım. Hep yanılmak istedim, hep en kötüsünü düşündüm ama üzülerek söylemeyelim ki maalesef yanılmadım.
M.A.Aydınlar'ın süreci oyalayacağını, sürecin tıkandığı noktada istifa edip Demirörenin başkan olacağını ve Fenerbahçeyi kurtarmak için elinden geleni yapacağını söylediğimde hep yanılmak istedim, umudumu hiç yitirmedim.
Yaşadıklarımız, duyduklarımız ve öngörülerimiz henüz Türk futboluna yaz gelmeyeceğini ve sisli havanın süreceğini işaret ediyor. Özel siparişle hazırlanan, amacı ve sınırları önceden belirlenen son Etik Kurulu raporunda ; gerçekleşen şike, teşebbüs de olsa yer almakta, FB kulübü yöneticileri hakkında makul şüphe bulunduğuna dair görüşlere yer verilmekte ve yaşanılanlar tarihe not düşülmektedir.
CAS davasını, ''Namus davamız'' diye adlandıran, taraftarlarını bu yolda yürüyüşler yaparak davaya sahip çıkmaya yönlendiren FB yönetiminin sessiz sedasız bu davadan vazgeçmesi beni düşündürmekle beraber, acaba UEFA ile bu yıl Avrupa'ya gitmeme konusunda bir taahhütname imzalanıp karşılığında da CAS davasını geriye alma konusunda gizli bir anlaşma yapılıp yapılmadığını sormaya itiyor.
Disiplin Kurulu'nun henüz bir karar almaması, acaba hafta sonu oynanacak maçlara göre mi karar alacak sorusunu sormama neden oluyor.
Süper Lig'de ya da sonradan adı değiştirilen Süper Final'de düğüm bu hafta çözülecek gibi görünüyor ve bence şike operasyonunun sonucu da bu hafta belli olabilir.
Ben yine ''sadece bir tahmin'' de bulunmak istiyorum.
Hafta sonu oynanacak maçlarda eğer Galatasaray Beşiktaş'ı mağlup ederse, Trabzonspor Fenerbahçe ile berabere bile kalsa Galatasaray şampiyonluğunu ilan etmiş olacak. Ve eğer bu hafta sonunda GS şampiyon olursa bence, Disiplin Kurulu FB'ye puan silme cezası verip, toplumun nabzını düşürmeye, suçun cezasız kalmayacağını göstermeye çalışacak. Böylece şampiyonluk şansı bulunmayan FB puanının silinmesiyle cezasını çekmiş olacak, zaten taahhüdü bulunan FB Avrupa'ya gidememiş olacak ve 2012-2013 sezonu tertemiz başlayacak.
Nasıl ama herkesi tatmin edecek bir sonuç gibi gözüküyor değil mi? Bu karara itiraz edecek sadece Trabzonspor bulunuyor. Şikenin tescillenip FB'nin ceza almasıyla geçen senenin şampiyonluk kupasının kendisine verilmesini isteyen Trabzonspor'a da, son basın toplantısında Demirören'in açıkladığı gibi ''Ceza verildiği anda ki sezon için geçerlidir'' denilerek kupa iade edilmeyecektir. Türk futbolu yalancı baharı yaşayıp yazı görecektir ama o sis hiçbir zaman belleklerde dağılmayacaktır.
Umuyorum ki, hukukun üstünlüğü kişilerin üstünlüğünden önce gelir ve çocuklarımıza adaletin herkes için eşit olduğunu, suçun cezasız kalmayacağını, inandığı değerlere sahip çıkmasını, geleceğe umutla bakmasını söyleyebiliriz.
Yazan: Ekrem Yıldırım
Türkiye, sisli bir mayıs sabahına uyandı bugün.Gökyüzü adeta son zamanlarda yaşadıklarımızı bize yansıtıyordu. Her yeni güne artık yaz gelsin umuduyla başlarken, henüz yazın gelmediğini dikte eder gibi karşımıza çıkan puslu hava sanki bize mesaj veriyordu.
Geleceğe umutla bakan, adaletin ve hukukun herkes için eşit olduğuna inananlar, Temmuz 2011'de başlayan şike operasyonu ile Türkiyede hala bazı alanlarda hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukuku olduğunu, istenildiği takdirde hukukun da kılıfına uydurulabilen bir kavram olduğunu görüp karamsarlığa kapılıyor.
Temmuz ayından bu yana bir çok yazı yazdım ve olacakları önceden tahmin etmeye çalıştım. Hep yanılmak istedim, hep en kötüsünü düşündüm ama üzülerek söylemeyelim ki maalesef yanılmadım.
M.A.Aydınlar'ın süreci oyalayacağını, sürecin tıkandığı noktada istifa edip Demirörenin başkan olacağını ve Fenerbahçeyi kurtarmak için elinden geleni yapacağını söylediğimde hep yanılmak istedim, umudumu hiç yitirmedim.
Yaşadıklarımız, duyduklarımız ve öngörülerimiz henüz Türk futboluna yaz gelmeyeceğini ve sisli havanın süreceğini işaret ediyor. Özel siparişle hazırlanan, amacı ve sınırları önceden belirlenen son Etik Kurulu raporunda ; gerçekleşen şike, teşebbüs de olsa yer almakta, FB kulübü yöneticileri hakkında makul şüphe bulunduğuna dair görüşlere yer verilmekte ve yaşanılanlar tarihe not düşülmektedir.
CAS davasını, ''Namus davamız'' diye adlandıran, taraftarlarını bu yolda yürüyüşler yaparak davaya sahip çıkmaya yönlendiren FB yönetiminin sessiz sedasız bu davadan vazgeçmesi beni düşündürmekle beraber, acaba UEFA ile bu yıl Avrupa'ya gitmeme konusunda bir taahhütname imzalanıp karşılığında da CAS davasını geriye alma konusunda gizli bir anlaşma yapılıp yapılmadığını sormaya itiyor.
Disiplin Kurulu'nun henüz bir karar almaması, acaba hafta sonu oynanacak maçlara göre mi karar alacak sorusunu sormama neden oluyor.
Süper Lig'de ya da sonradan adı değiştirilen Süper Final'de düğüm bu hafta çözülecek gibi görünüyor ve bence şike operasyonunun sonucu da bu hafta belli olabilir.
Ben yine ''sadece bir tahmin'' de bulunmak istiyorum.
Hafta sonu oynanacak maçlarda eğer Galatasaray Beşiktaş'ı mağlup ederse, Trabzonspor Fenerbahçe ile berabere bile kalsa Galatasaray şampiyonluğunu ilan etmiş olacak. Ve eğer bu hafta sonunda GS şampiyon olursa bence, Disiplin Kurulu FB'ye puan silme cezası verip, toplumun nabzını düşürmeye, suçun cezasız kalmayacağını göstermeye çalışacak. Böylece şampiyonluk şansı bulunmayan FB puanının silinmesiyle cezasını çekmiş olacak, zaten taahhüdü bulunan FB Avrupa'ya gidememiş olacak ve 2012-2013 sezonu tertemiz başlayacak.
Nasıl ama herkesi tatmin edecek bir sonuç gibi gözüküyor değil mi? Bu karara itiraz edecek sadece Trabzonspor bulunuyor. Şikenin tescillenip FB'nin ceza almasıyla geçen senenin şampiyonluk kupasının kendisine verilmesini isteyen Trabzonspor'a da, son basın toplantısında Demirören'in açıkladığı gibi ''Ceza verildiği anda ki sezon için geçerlidir'' denilerek kupa iade edilmeyecektir. Türk futbolu yalancı baharı yaşayıp yazı görecektir ama o sis hiçbir zaman belleklerde dağılmayacaktır.
Umuyorum ki, hukukun üstünlüğü kişilerin üstünlüğünden önce gelir ve çocuklarımıza adaletin herkes için eşit olduğunu, suçun cezasız kalmayacağını, inandığı değerlere sahip çıkmasını, geleceğe umutla bakmasını söyleyebiliriz.
Yazan: Ekrem Yıldırım