meridyen2
Kayıtlı Üye
Sabır, Güzel Ahlak ve İbadette Allah Rızası İçin Gösterdiğimiz İstikrardır
Yüce Allah niçin müminlerin sabırlı olmasını ister?
Müminler nelere sabrederler?
Sabırla tahammül arasındaki fark nedir?
Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153) ayetinde haber verildiği gibi Müslümanın en temel vasıflarından birisi sabırlı olmasıdır. Yüce Allah Kuranda rızasını, sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmanın yolunun, Kuranda bildirilen doğruları eksiksizce uygulamak olduğunu bildirmiş ve kullarından Kuran ahlakını hayatlarının sonuna kadar hiçbir şekilde gevşeklik göstermeden yaşamalarını istemiştir. İşte müminlerin Allahın bu emrini her ne olursa olsun taviz vermeden yerine getirebilmelerinin sırrı sabırdır. Sabrın sırrını öğrenen bir insan Allahın kendisinden istediği her tavırda ve her ibadette Allahın izniyle süreklilik gösterebilir.
Müminler Allahın Yardımıyla Sabırlı Olurlar
Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme. (Nahl Suresi, 127) ayetinde Yüce Allah insanın kendi kendine sabırlı olmasının mümkün olmadığını ancak Zatının yaratması ile insanın sabırlı olacağını bildirmektedir. Bu nedenle kişinin kendini sabırlı biri olarak övmesi veya bir kişi hakkında sabırlı nitelendirmesinin kullanılması yanlıştır. Çünkü sabır kendiliğinden olmaz. İnsanı sabırlı olarak yaratan ayette dikkat çekildiği gibi Yüce Allahtır. Çünkü sabır göstermek kolay değildir. İnsan yaratılışı gereği herşey hemen olsun, her konu hemen sonuçlansın ister. Biraz çaba harcadığında, istediği şeyi kolaylıkla elde edebilsin, bir sorunu hemen çözebilsin, bir zorluğun üstesinden hemen gelebilsin, sıkıntılar hemen gelip geçsin ister. Sonsuz lütuf ve ikram sahibi Rabbimiz eğer sabırlı olmayı yaratıp, iman eden kullarının üzerinde Sabur (çok sabırlı) ismini tecelli ettirmeseydi, insan sabrı bilemez ve bu ibadeti yerine getiremezdi. Fakat Rabbimiz sabrı kullarına ilham ettikten sonra dünya hayatındaki imtihanın bir gereği olarak ona sabredeceği imtihan konuları yaratır. İnsan da Yüce Allahın dilemesiyle iradesini, aklını, vicdanını kullanarak imtihan için yaratılan bu özel durumlara sabır gösterir.
Mümin Güzel Ahlakta Sabır Göstermekte Kararlıdır
Yüce Allah tüm insanları Kurana uymak, onda bildirilen güzel ahlakı yaşamakla sorumlu kılmıştır. Dolayısıyla insanların hesap günü sorgulanacakları konulardan biri de, Kuran ahlakını yaşayıp yaşamadıkları olacaktır. Dünya üzerinde gelmiş geçmiş insanların tümü bu konuda uyarılmış ve Allahın hoşnut olacağı ahlakı yaşamaya davet edilmişlerdir. Fakat Allahın bu çağrısına uyan kişiler yalnızca iman sahipleridir. Çünkü Kuran ahlakından uzak yaşayan bazı kişiler, Kuranda bildirilen güzel ahlakın ancak bazı yönlerini yaşayabilirler. Bu insanlar yeri geldiğinde fedakar, yumuşak huylu, merhametli, adaletli, yardımsever bir tavır gösterebilirler. Ancak söz konusu kişiler her ne kadar güzel ahlaklı olduklarını iddia etseler de bu ahlakta sabır gösteremedikleri anlar mutlaka oluşur.
Müminlerin sabrı ise güzel ahlakta, güzel tavırda, sevgide ibadet heyecanıyla yapılan ısrarlı ve kararlı ibadettir. Öncelikle sabrı Allahın bir emri olarak yaşarlar ve bu nedenle de hiçbir zaman sabırlarında tükenme ya da taşma gibi bir durum söz konusu olmaz. Bunun yanında onlar yalnızca Allah için sabrettiklerinden dolayı sabırlarının karşılığında mutlaka somut bir menfaat beklentisi içerisine girmezler. Gösterdikleri üstün ahlak neticesinde Rabbimizin rızasını kazanacaklarını bilmek, onlar için alabilecekleri tüm karşılıkların en güzelidir. Bu noktada sabır ile tahammül arasındaki fark da ortaya çıkar. Çünkü tahammülde oluşan duruma acı çekerek, rahatsız olarak katlanmak söz konudur.
Sayın Adnan Oktar Sabretmenin Önemini Anlatıyor
Allah bizim sabırlı olmamızı istiyor. Biz burada cennet kursundayız, cennette nasıl davranacağımızı öğreniyoruz.
Allah bizi şefkati yaşamamız için gönderiyor. Şefkat çok önemlidir. Acıma ile karışık sevgi. Ve sabırlı olmamızı istiyor Allah bizden. Biz burada cennet kursundayız. Cennette nasıl davranacağımızı biz burada öğreniyoruz. Öyle nefretle, kinle cennete gidemez insanlar. Biz burada dostluğu öğreneceğiz, detaylı sevmeyi öğreneceğiz, tutkuyu öğreneceğiz, aşkı öğreneceğiz, iyi niyetli olmayı, affetmeyi, merhameti, temizliği, dürüstlüğü, iyi niyeti öğreneceğiz. Ve bundan zevk alacağız, bu bize heyecan verecek. Bunun nimet olduğunu bileceğiz. Cennet zaten bu güzel duyguların yaşandığı yerdir. Cennetin özelliği bu. Yani cennetin kapısı, sandalyesi, masası değil ki bizim oradaki asıl istediğimiz. Cennette yaşanacak olan Allahın rızasını kazanmış olduğumuzdan kaynaklanan sevinç, mutluluk ve Allahın tecellilerini görmekten duyduğumuz zevklerdir. Mesela biz cennette insanlara nezaketli davranacağız, çok güzel hitap edeceğiz, o muhabbeti göstereceğiz. Ama onlar bizi severlerken, dünyadaki hayatımıza göre bizi sevecekler. Cennette insanlar birbirini severken, dünyadaki hayatları onların sevilme nedenleri olacak. Mesela biz Peygamber Efendimiz (s.a.v.)i niye seveceğiz? Dünyadaki hayatından dolayı seveceğiz. Hz. Mehdi (a.s.)ı niye seveceğiz? Dünyadaki hayatından dolayı. Hz. İsa (a.s.)ı o yüzden. Evliyaları o yüzden. Mesela Şeyh Nazım Hocamızı bu dünyadaki çektiği çilelerden, zorluklardan dolayı seveceğiz, güzel ahlakından dolayı seveceğiz. Sevimli sevimli yine konuşuyordu, bir şeyler anlatıyordu. Çok mübarek, çok muhterem bir insan maşaAllah.(Sayın Adnan Oktarın 2 Mart 2011 tarihli Kaçkar TV röportajından)
Müminler Zorluklar Karşısında Sabır Gösterir
Yüce Allah Müslüman için hayatının birçok anında sabır göstermesi gereken olaylar yaratır. Dünya hayatına dair acizlikler, hastalıklar, nefsinin eğitimi için Allahın karşısına çıkardığı kişiler, inanmayanların eza ve hakaretleri bunlardan bazılarıdır. Allahın Kuranda ve hadislerde bize bildirdiği ve sonsuz güzelliklerin mükemmel tecellisi olarak yarattığı cenneti umarak ve isteyerek yaşamak çok büyük bir güzelliktir. Müslüman sonsuz güzellikteki cenneti Allahtan umarken, diğer yandan çok hikmetli olarak birçok eksikliklerle yaratılmış olan dünya hayatının acizliklerine sabır göstermek durumundadır.
Zorluklar karşısında gösterilen sabrın en önemli özelliklerinden birisi kişinin kalbinin mutmain olmuş bir şekilde sabretmesidir. Zorluklara gösterilen sabrın bir diğer hikmeti de insanı Allaha daha çok yaklaştırması, samimi bir Müslümanın Allaha olan sevgisini daha da arttırmasıdır. Allah rızası için bir zorluğa, bir sıkıntıya, hastalığa sabreden kişi, sabır gösterdiği her saniyenin, her anın Allah Katında çok değerli olduğunu bilmenin sevincini yaşar.
Mümin zorluklara sabrederken, Allahın kendisine yaşattığı olayların hikmetlerini düşünür. Allahın bunları kendisine, imanının ve ahlakının olgunluğu için özel olarak yaşattığının bilinciyle hareket eder. Sabretmek gibi bir ibadeti kendisine yaşattığı için Allaha şükreder.
Dünyada Sabırlı Olan Cennette Nasıl Davranacağını Öğrenmiş Olur
Yüce Allah cennetteki güzel mekana yaraşır şekilde davranabilmemiz için dünyada kullarını çeşitli imtihanlarla olgunlaştırır ve eğitir. Şefkati, acımayı, dostluğu, detaylı sevmeyi, tutkuyu, aşkı, iyi niyetli olmayı, kinden nefretten arınmayı, affetmeyi, merhametli, temiz, dürüst olmayı kısacası cennette nasıl davranacağımızı dünyada sabır göstererek öğreniriz. Öğrenirken gösterdiğimiz sabır bize heyecan ve zevk verir. Cennet; dünyada sabır gösterdiğimiz tüm güzel duyguların ve davranışların yaşandığı yerdir.
Unutulmamalıdır ki; bir insanın dünyada ve ahirette alabileceği en güzel karşılık Allahın rızasını kazanabilmek, Onun rahmetine ve cennetine kavuşabilmektir. Cennette yaşanacak olan Allahın rızasını kazanmış olmaktan kaynaklanan sevinç, mutluluk ve Allahın tecellilerini görmekten duyulan zevk ise dünyanın hiçbir zevki ve nimeti ile kıyaslanmayacak bir güzelliktir. Bu güzelliklerine kavuşmanın ve Rabbimizin sevgisini, rızasını kazanmanın yollarından birinin dünyada yaşanan imtihanlara sabretmek olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Sabır göstermenin en kolay yolu ise dünya hayatında yaratılan her olayı, söylenen her sözü, yapılan her tavrı Allahın hikmet ve hayırla yarattığını bilmek ve Allaha güvenmektir. Çünkü Kuranda Yüce Allahın Kendisine güvenerek her konuda sabır gösterenleri sevdiği bildirilmiştir:
Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)
Müminlerin Göstermesi Gereken Sabır Kuranda Tarif Edilmiştir.
Ve sabret. Gerçekten Allah iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (Hud Suresi, 115)
Müminlerin sabrını, toplumun büyük bir kesimi tarafından yaşanan, gelenekleşmiş sabır anlayışından ayıran çok önemli farklılıklar vardır. Müminler sabrı Allaha yakınlaşmanın bir yolu olarak görmekte ve Kuranda emredilen bir ibadet olarak yaşamaktadırlar. Nasıl bir sabırla sabretmeleri gerektiğini belirleyen tek rehberleri ise Kurandır. Kuranda müminlerin yaşadığı bu güzel ahlak özelliğinin detayları şöyle haber verilmiştir:
MÜMİNLERİN SABRI TEVEKKÜLE DAYALIDIR
Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (Ankebut Suresi, 59)
MÜMİNLERİN SABRI SÜREKLİDİR
Sen de sabah akşam Onun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret... (Kehf Suresi, 28)
MÜMİNLER ALLAH RIZASI İÇİN SABREDERLER
Yoksa siz, Allah, içinizden cehd edenleri (çaba harcayanları) belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?(Al-i İmran Suresi,142)
MÜMİNLER GÖNÜL RIZASIYLA, SEVEREK VE İSTEYEREK SABREDERLER
Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel. (Rad Suresi, 24)
MÜMİNLERİN SABRI KİŞİLERE, ORTAMA YA DA ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞMEZ
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allaha, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. (Bakara Suresi, 177)
MÜMİNLERİN SABRI ONLARA GÜZEL AHLAKIN YOLUNU AÇAR
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir. (Al-i İmran Suresi, 17)
MÜMİNLER SABIRDA SINIR TANIMAZ, SABIRDA YARIŞIRLAR
Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın... (Al-i İmran Suresi, 200)
MÜMİNLER BİRBİRLERİNE DE SABRI TAVSİYE EDERLER
Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. (Beled Suresi 17)
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 86. sayı (Ağustos 2011) 48. sayfada yayınlanmıştır.
Yüce Allah niçin müminlerin sabırlı olmasını ister?
Müminler nelere sabrederler?
Sabırla tahammül arasındaki fark nedir?
Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153) ayetinde haber verildiği gibi Müslümanın en temel vasıflarından birisi sabırlı olmasıdır. Yüce Allah Kuranda rızasını, sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmanın yolunun, Kuranda bildirilen doğruları eksiksizce uygulamak olduğunu bildirmiş ve kullarından Kuran ahlakını hayatlarının sonuna kadar hiçbir şekilde gevşeklik göstermeden yaşamalarını istemiştir. İşte müminlerin Allahın bu emrini her ne olursa olsun taviz vermeden yerine getirebilmelerinin sırrı sabırdır. Sabrın sırrını öğrenen bir insan Allahın kendisinden istediği her tavırda ve her ibadette Allahın izniyle süreklilik gösterebilir.
Müminler Allahın Yardımıyla Sabırlı Olurlar
Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme. (Nahl Suresi, 127) ayetinde Yüce Allah insanın kendi kendine sabırlı olmasının mümkün olmadığını ancak Zatının yaratması ile insanın sabırlı olacağını bildirmektedir. Bu nedenle kişinin kendini sabırlı biri olarak övmesi veya bir kişi hakkında sabırlı nitelendirmesinin kullanılması yanlıştır. Çünkü sabır kendiliğinden olmaz. İnsanı sabırlı olarak yaratan ayette dikkat çekildiği gibi Yüce Allahtır. Çünkü sabır göstermek kolay değildir. İnsan yaratılışı gereği herşey hemen olsun, her konu hemen sonuçlansın ister. Biraz çaba harcadığında, istediği şeyi kolaylıkla elde edebilsin, bir sorunu hemen çözebilsin, bir zorluğun üstesinden hemen gelebilsin, sıkıntılar hemen gelip geçsin ister. Sonsuz lütuf ve ikram sahibi Rabbimiz eğer sabırlı olmayı yaratıp, iman eden kullarının üzerinde Sabur (çok sabırlı) ismini tecelli ettirmeseydi, insan sabrı bilemez ve bu ibadeti yerine getiremezdi. Fakat Rabbimiz sabrı kullarına ilham ettikten sonra dünya hayatındaki imtihanın bir gereği olarak ona sabredeceği imtihan konuları yaratır. İnsan da Yüce Allahın dilemesiyle iradesini, aklını, vicdanını kullanarak imtihan için yaratılan bu özel durumlara sabır gösterir.
Mümin Güzel Ahlakta Sabır Göstermekte Kararlıdır
Yüce Allah tüm insanları Kurana uymak, onda bildirilen güzel ahlakı yaşamakla sorumlu kılmıştır. Dolayısıyla insanların hesap günü sorgulanacakları konulardan biri de, Kuran ahlakını yaşayıp yaşamadıkları olacaktır. Dünya üzerinde gelmiş geçmiş insanların tümü bu konuda uyarılmış ve Allahın hoşnut olacağı ahlakı yaşamaya davet edilmişlerdir. Fakat Allahın bu çağrısına uyan kişiler yalnızca iman sahipleridir. Çünkü Kuran ahlakından uzak yaşayan bazı kişiler, Kuranda bildirilen güzel ahlakın ancak bazı yönlerini yaşayabilirler. Bu insanlar yeri geldiğinde fedakar, yumuşak huylu, merhametli, adaletli, yardımsever bir tavır gösterebilirler. Ancak söz konusu kişiler her ne kadar güzel ahlaklı olduklarını iddia etseler de bu ahlakta sabır gösteremedikleri anlar mutlaka oluşur.
Müminlerin sabrı ise güzel ahlakta, güzel tavırda, sevgide ibadet heyecanıyla yapılan ısrarlı ve kararlı ibadettir. Öncelikle sabrı Allahın bir emri olarak yaşarlar ve bu nedenle de hiçbir zaman sabırlarında tükenme ya da taşma gibi bir durum söz konusu olmaz. Bunun yanında onlar yalnızca Allah için sabrettiklerinden dolayı sabırlarının karşılığında mutlaka somut bir menfaat beklentisi içerisine girmezler. Gösterdikleri üstün ahlak neticesinde Rabbimizin rızasını kazanacaklarını bilmek, onlar için alabilecekleri tüm karşılıkların en güzelidir. Bu noktada sabır ile tahammül arasındaki fark da ortaya çıkar. Çünkü tahammülde oluşan duruma acı çekerek, rahatsız olarak katlanmak söz konudur.
Sayın Adnan Oktar Sabretmenin Önemini Anlatıyor
Allah bizim sabırlı olmamızı istiyor. Biz burada cennet kursundayız, cennette nasıl davranacağımızı öğreniyoruz.
Allah bizi şefkati yaşamamız için gönderiyor. Şefkat çok önemlidir. Acıma ile karışık sevgi. Ve sabırlı olmamızı istiyor Allah bizden. Biz burada cennet kursundayız. Cennette nasıl davranacağımızı biz burada öğreniyoruz. Öyle nefretle, kinle cennete gidemez insanlar. Biz burada dostluğu öğreneceğiz, detaylı sevmeyi öğreneceğiz, tutkuyu öğreneceğiz, aşkı öğreneceğiz, iyi niyetli olmayı, affetmeyi, merhameti, temizliği, dürüstlüğü, iyi niyeti öğreneceğiz. Ve bundan zevk alacağız, bu bize heyecan verecek. Bunun nimet olduğunu bileceğiz. Cennet zaten bu güzel duyguların yaşandığı yerdir. Cennetin özelliği bu. Yani cennetin kapısı, sandalyesi, masası değil ki bizim oradaki asıl istediğimiz. Cennette yaşanacak olan Allahın rızasını kazanmış olduğumuzdan kaynaklanan sevinç, mutluluk ve Allahın tecellilerini görmekten duyduğumuz zevklerdir. Mesela biz cennette insanlara nezaketli davranacağız, çok güzel hitap edeceğiz, o muhabbeti göstereceğiz. Ama onlar bizi severlerken, dünyadaki hayatımıza göre bizi sevecekler. Cennette insanlar birbirini severken, dünyadaki hayatları onların sevilme nedenleri olacak. Mesela biz Peygamber Efendimiz (s.a.v.)i niye seveceğiz? Dünyadaki hayatından dolayı seveceğiz. Hz. Mehdi (a.s.)ı niye seveceğiz? Dünyadaki hayatından dolayı. Hz. İsa (a.s.)ı o yüzden. Evliyaları o yüzden. Mesela Şeyh Nazım Hocamızı bu dünyadaki çektiği çilelerden, zorluklardan dolayı seveceğiz, güzel ahlakından dolayı seveceğiz. Sevimli sevimli yine konuşuyordu, bir şeyler anlatıyordu. Çok mübarek, çok muhterem bir insan maşaAllah.(Sayın Adnan Oktarın 2 Mart 2011 tarihli Kaçkar TV röportajından)
Müminler Zorluklar Karşısında Sabır Gösterir
Yüce Allah Müslüman için hayatının birçok anında sabır göstermesi gereken olaylar yaratır. Dünya hayatına dair acizlikler, hastalıklar, nefsinin eğitimi için Allahın karşısına çıkardığı kişiler, inanmayanların eza ve hakaretleri bunlardan bazılarıdır. Allahın Kuranda ve hadislerde bize bildirdiği ve sonsuz güzelliklerin mükemmel tecellisi olarak yarattığı cenneti umarak ve isteyerek yaşamak çok büyük bir güzelliktir. Müslüman sonsuz güzellikteki cenneti Allahtan umarken, diğer yandan çok hikmetli olarak birçok eksikliklerle yaratılmış olan dünya hayatının acizliklerine sabır göstermek durumundadır.
Zorluklar karşısında gösterilen sabrın en önemli özelliklerinden birisi kişinin kalbinin mutmain olmuş bir şekilde sabretmesidir. Zorluklara gösterilen sabrın bir diğer hikmeti de insanı Allaha daha çok yaklaştırması, samimi bir Müslümanın Allaha olan sevgisini daha da arttırmasıdır. Allah rızası için bir zorluğa, bir sıkıntıya, hastalığa sabreden kişi, sabır gösterdiği her saniyenin, her anın Allah Katında çok değerli olduğunu bilmenin sevincini yaşar.
Mümin zorluklara sabrederken, Allahın kendisine yaşattığı olayların hikmetlerini düşünür. Allahın bunları kendisine, imanının ve ahlakının olgunluğu için özel olarak yaşattığının bilinciyle hareket eder. Sabretmek gibi bir ibadeti kendisine yaşattığı için Allaha şükreder.
Dünyada Sabırlı Olan Cennette Nasıl Davranacağını Öğrenmiş Olur
Yüce Allah cennetteki güzel mekana yaraşır şekilde davranabilmemiz için dünyada kullarını çeşitli imtihanlarla olgunlaştırır ve eğitir. Şefkati, acımayı, dostluğu, detaylı sevmeyi, tutkuyu, aşkı, iyi niyetli olmayı, kinden nefretten arınmayı, affetmeyi, merhametli, temiz, dürüst olmayı kısacası cennette nasıl davranacağımızı dünyada sabır göstererek öğreniriz. Öğrenirken gösterdiğimiz sabır bize heyecan ve zevk verir. Cennet; dünyada sabır gösterdiğimiz tüm güzel duyguların ve davranışların yaşandığı yerdir.
Unutulmamalıdır ki; bir insanın dünyada ve ahirette alabileceği en güzel karşılık Allahın rızasını kazanabilmek, Onun rahmetine ve cennetine kavuşabilmektir. Cennette yaşanacak olan Allahın rızasını kazanmış olmaktan kaynaklanan sevinç, mutluluk ve Allahın tecellilerini görmekten duyulan zevk ise dünyanın hiçbir zevki ve nimeti ile kıyaslanmayacak bir güzelliktir. Bu güzelliklerine kavuşmanın ve Rabbimizin sevgisini, rızasını kazanmanın yollarından birinin dünyada yaşanan imtihanlara sabretmek olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Sabır göstermenin en kolay yolu ise dünya hayatında yaratılan her olayı, söylenen her sözü, yapılan her tavrı Allahın hikmet ve hayırla yarattığını bilmek ve Allaha güvenmektir. Çünkü Kuranda Yüce Allahın Kendisine güvenerek her konuda sabır gösterenleri sevdiği bildirilmiştir:
Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)
Müminlerin Göstermesi Gereken Sabır Kuranda Tarif Edilmiştir.
Ve sabret. Gerçekten Allah iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (Hud Suresi, 115)
Müminlerin sabrını, toplumun büyük bir kesimi tarafından yaşanan, gelenekleşmiş sabır anlayışından ayıran çok önemli farklılıklar vardır. Müminler sabrı Allaha yakınlaşmanın bir yolu olarak görmekte ve Kuranda emredilen bir ibadet olarak yaşamaktadırlar. Nasıl bir sabırla sabretmeleri gerektiğini belirleyen tek rehberleri ise Kurandır. Kuranda müminlerin yaşadığı bu güzel ahlak özelliğinin detayları şöyle haber verilmiştir:
MÜMİNLERİN SABRI TEVEKKÜLE DAYALIDIR
Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (Ankebut Suresi, 59)
MÜMİNLERİN SABRI SÜREKLİDİR
Sen de sabah akşam Onun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret... (Kehf Suresi, 28)
MÜMİNLER ALLAH RIZASI İÇİN SABREDERLER
Yoksa siz, Allah, içinizden cehd edenleri (çaba harcayanları) belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?(Al-i İmran Suresi,142)
MÜMİNLER GÖNÜL RIZASIYLA, SEVEREK VE İSTEYEREK SABREDERLER
Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel. (Rad Suresi, 24)
MÜMİNLERİN SABRI KİŞİLERE, ORTAMA YA DA ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞMEZ
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allaha, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. (Bakara Suresi, 177)
MÜMİNLERİN SABRI ONLARA GÜZEL AHLAKIN YOLUNU AÇAR
Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir. (Al-i İmran Suresi, 17)
MÜMİNLER SABIRDA SINIR TANIMAZ, SABIRDA YARIŞIRLAR
Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın... (Al-i İmran Suresi, 200)
MÜMİNLER BİRBİRLERİNE DE SABRI TAVSİYE EDERLER
Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. (Beled Suresi 17)
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 86. sayı (Ağustos 2011) 48. sayfada yayınlanmıştır.