Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi açıldı

' SeRcaN

Kayıtlı Üye
"Türkiye’nin, bilimde, teknolojide iddialı bir konuma yükselirken, insan odaklı bir gelişmeyi de daha yüksek sesle savunması gerekiyor.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin her alanda kaydettiği ilerleme ile bölgesindeki ülkelere, halklara ilham kaynağı olduğunu, küresel kriz sürecindeki rekor düzeyde büyümesiyle dünyada parmakla gösterildiğini ifade ederek, "Ama bizim derdimiz atom bombası yapmak değil, bizim derdimiz insanımıza nasıl hizmet edeceğimizdir. Böyle bir Türkiye’nin, bilimde, teknolojide iddialı bir konuma yükselirken, insan odaklı bir gelişmeyi de daha yüksek sesle savunması gerekiyor" dedi.

Erdoğan, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezinin açılışında, Kasımpaşa’da doğduğunu ve büyüdüğünü dile getirerek, Perşembe Pazarı olarak tabir edilen ve eskiden sanayinin merkezi olan bu yerde, 30 metrekarelik bir tornacı dükkanında bir geminin şaftının yapıldığını anlattı.

Başbakan Erdoğan, "Çok enterasandır, bir torna makinesi, şaftın bir ucu ona bağlı bir diğer ucu dükkanın dışında. Yani yoldan geçerken, onunla karşı karşıyasınız. Şu şartlar içerisinde çalışan ustalarımız vardı bizim. Bu ülkenin insanı böyle. Bu şartlarda yetişerek neler yaptılar neler" diye konuştu.

Şimdi artık oralardaki insanların, gemi inşa sanayisinde Türkiye’yi dünya 22’nciliğinden dünya 6’ncılığına getirdiklerine işaret eden Erdoğan, azmin elinde hiçbir şeyin kurtulamadığını vurguladı.

"Yeter ki, ön açalım, ufuk verelim, daha iyilerini yakalayacağız" diyen Erdoğan, özellikle gençlere, istidadı olanlara ufuk göstermek zorunda olduklarını ifade etti.

İlköğretim çağındaki çocukların, tertemiz hayal güçlerini kullanarak, çok şaşırtıcı projeler ortaya koyabildiklerine işaret eden Erdoğan, "Bu hayal gücünü muhafaza edebilirsek, onu köreltmeden geleceğe taşıyabilirsek, inanın Türkiye’de bilim ve teknoloji çok farklı bir süreci yakalayacaktır. Bizim, Hükümet olarak eğitime yaptığımız yatırımların altında da esasen işte böyle bir anlayış yatıyor. Biz, politik amaçlarla, popülizm kaygısıyla, tercih edilmek gayesiyle değil, bu ülkenin geleceğine yatırım yapmak, geleceğin donanımlı nesillerini bugünden hazırlamak derdiyle eğitime büyük kaynaklar ayırıyoruz."

Başbakan Erdoğan, dün Hükümet Programı’nı açıklarken, artık sadece devlet ve vakıf üniversiteleri olmayacağını, artık özel sektörün de üniversitesini kurabileceğini söylediğini anımsatarak, çünkü vakıf üniversitesi adı altında muvazaalar, manipülasyonlar olduğunu kaydetti.

-"OTURALIM, ANLAŞALIM YÖK’Ü REFORME EDELİM"-
"Özel sektör, madem ki, kolejini kurabiliyor gitsin üniversitesini de kursun" diyen Erdoğan, YÖK ile ilgili de açıklamalarını yaptıklarını anımsattı.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın biz ’YÖK’ü kaldıracağız’ demiyoruz. Anlaşabilirsek muhalefetle, bu konuda da YÖK’ün reforme edilmesinin gereğini ortaya koyuyoruz. Oturalım anlaşalım, YÖK’ü reforme edelim. Çünkü, biz üniversitelerin bu noktadaki sıkıntılarını da biliyoruz, ama YÖK’ü tamamen kaldırdığınız zaman, üniversitelerin kontrol dışında olması da ayrı bir sıkıntıyı daha sonra başlatır. Onun için sadece denetleyen, düzenleyen bir kurum olarak YÖK kalmalı, ama üniversiteler, artık kendi yönetimlerine de sahip olmalılar ve bunu başaracağız. "

9 yıllık iktidarları döneminde, 163 bin yeni derslik açtıklarını, 1 milyona yakın bilgisayarı okullara gönderdiklerini, okullarda "bilişim sınıfları" açtıklarını, en ücra köşedeki okulları bile bilgisayar sınıflarıyla tanıştırdıklarını aktaran Erdoğan, şimdi de başlattıkları Fatih Projesi ile artık tüm okullara akıllı tahtayı yerleştireceklerini belirtti.

Recep Tayyip Erdoğan bununla birlikte, ilköğretimde tüm öğrencilere ücretsiz olarak elektronik kitap dağıtarak, eğitimle teknolojiyi bir arada öğrencilere sunacaklarını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, "Düz liselerin oranınını yüzde 25-30’lara çekecek, meslek liselerini ise yüzde 65-70’lere doğru çıkartacağız. Batı bununla ayağa kalktı" şeklinde konuştu.

Sanayinin ara elemanda çok sıkıntı çektiğini, ara elemanı da kendilerinin yetiştirmek zorunda kaldığını ifade eden Erdoğan, "Bizim bir hedefimiz var. Hedef şu: Her organize sanayi bölgesinin içinde meslek lisesi olması lazım" dedi.

Böylece çocuğun kendisiyle ilgili yerde stajını yapabileceğini ve alacağı 3-5 kuruşla acil ihtiyaçlarını karşılayabileceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, gelişmiş ülkelerin böyle yaptığını söyledi.

Erdoğan, "Peki biz niye böyle yapmıyoruz bunun için uzay keşfine gerek yok, dünyada örneği var. Öyleyse bizim bunu süratle uygulamaya koymamız lazım ve şu anda bunu uygulamaya koyuyoruz. Burada da özellikle çevredeki sanayinin Sabancı Üniversitesi ile ilişkisini birliktelik kurmak suretiyle geliştirebiliyoruz. Bu çok önemli. Bunu başardığımız anda çok daha farklı olacaktır" diye konuştu.

Meslek lisesi öğrencileri için asıl önemli olanın, geleceği yakalamak olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bir lisenin makine bölümünden mezun bir çocuk, bir üniversitenin makine fakültesine geçecekse onun puanını artırmamız lazım, oraya doğru teşvik etmemiz lazım. Yani bir yönlendirme yapmamız lazım. Yani herkes çekirdekten geleceğe doğru aynı istikamette yürümeli ki, çok daha güçlü bir nesli hazırlamış olalım" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, sanayinin eleman ihtiyacını artık çok daha programlı yetiştirmeyi hedeflediklerini, yüksek öğretimde aynı şekilde sessiz bir devrim gerçekleştirmek zorunda olduklarını, bunu daha da ileriye taşıyacaklarını bildirdi.

89 yeni üniversite kurduklarını, üniversitesi olmayan ilin kalmadığını, bazı illerde ikinci, üçüncü üniversitelerin açıldığını dile getiren Erdoğan, üniversitenin, toplumla, sanayiyle artık farklı bir iletişimi kurmaya başladığını kaydetti.

Bu Hükümet döneminde, artık özel sektörün de üniversite kurmasını teşvik edeceklerini anlatan Erdoğan, böylece, hem bir rekabet ortamı oluşturulacağını hem de özel sektör-üniversite iş birliğini daha ileri bir boyuta taşıyacaklarını belirtti.

Tüm bunlarla birlikte, AR-GE konusunda da Türkiye’nin önemli gelişmesini bütçesiyle mütenasip olarak yoğun biçimde artıracağını ifade eden Başbakan Erdoğan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kurulmasının anlamının da icracı bir bakanlık olarak, meselenin içinde bulunmak olduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan, AR-GE ve inovasyon alanında Türkiye genelinde bir eş güdüm ve paylaşımı da güçlü şekilde desteklemeye başladıklarını, bu ivmeyi artırarak, devam ettireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Hükümet olarak biz, üzerimize düşeni yapacak, her alanda olduğu gibi, eğitim, bilim, teknoloji alanında da Türkiye’nin önünü olabildiğince açmaya devam edeceğiz. Hiçbir gelişmeden geri kalma lüksümüz yok. Bilgiye sahip olmayanın, bilgiyi kullanmayanın hiçbir iddia taşıyamayacağı bir dünyada yaşıyoruz. Dünya artık nano boyutta yeni bir çağa adım atarken, biz, izlemekle, uzaktan takip etmekle, tribünden seyretmekle kalmayacağız. Bugün açılışını yaptığımız kısa adıyla SUNUM, inanıyorum ki, üniversitelerimize, özel sektörümüze örnek teşkil edecek, bu alanda daha kapsamlı çalışmaların da önünü açacaktır."

Burada bazı kaygılarını da paylaşmak istediğine dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz, siyasette olsun, ekonomide olsun, dış politikada olsun, insanı dışlayan, insanı merkeze almayan, kuralsız, yıkıcı, tahrip edici bir ilerlemenin, kalkınmanın her zaman karşısında olduk. Bizim rekabetten anladığımız, kıyasıya bir rekabet, ezici bir rekabet değil, birbirini tamamlayan, adeta hayırda yarış dediğimiz bir rekabet anlayışıdır. Bir başkasının üzerine basarak hiç kimse yükselemez, hiç kimse ilerleyemez, kalkınamaz. Bugün küresel ölçekte yaşanan finans krizinin dünyaya verdiği en önemli mesaj da zaten budur. Sınırsız kazanma ve hırsla harcama tutkusu, yoksulları unutan, yoksulluğu çoğaltan bir kalkınma tutkusu, bugün yaşadığımız sonucu doğurmuştur. Biz, başta G-20 zirveleri olmak üzere her platformda bu düşüncelerimizi dile getirdik. Yoksulluğun çığ gibi büyüdüğü, yoksulla zengin arasındaki makasın gittikçe açıldığı bir sistemin sürdürülebilir olmadığını, bugün yaşanandan daha büyük felaketlere yol açacağını her fırsatta dile getirdik. Bilim ve teknoloji noktasında da dünyada benzer bir kaygının oluştuğunu eminim ki, hepimiz biliyoruz."

Bir dönem, bilim ve teknolojinin, insanlığın değil, savaşın hizmetinde kullanıldığını, şu anda dünyada savunma sanayine ayrılan rakamın bir trilyon doların üzerine çıktığını vurgulayan Erdoğan, "Atom üzerine yapılan araştırmaların, atom bombası ve yüz binlerce ölümle sonuçlanmış olması gerçekten acıdır. Bir yandan biyoyakıt gibi çevreye duyarlı, ucuz enerji kullanılırken, diğer yandan insanların, o yakıtın yapıldığı mısırı bulamadan, açlık sınırında yaşamaları, çok büyük bir çelişkidir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün" şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bilimin, insanlığın kalkınmasının, sağlık, güvenlik ve refahının hizmetinde olduğu kadar, yaşanılan acı tecrübelerden de bilindiği gibi savaşın, yıkmanın, yok etmenin, mutlak iktidarın da aracı olabildiğini kaydetti.

Bilimin, art niyetli ve bencil ellerde, hayra değil, şerre de hizmet edebildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "İnsanlığı, geleceği, dünyayı, çevreyi tehdit eden; tabiatın dengelerini tahrip eden, gelecek nesillere aydınlık değil, karanlık bırakacak bir değişim, gelişme olarak, ilerleme olarak adlandırılamaz. İnsani değerleri, toplumsal değerleri, paylaşmayı, dayanışmayı, uzlaşmayı yok ederek, imkansız kılarak gelişme olmaz. İnsanın, özellikle de insanı insan yapan değerlerin olmadığı bir dünyada, takdir edersiniz ki, atomlara hükmetmenin de hiçbir anlamı yoktur. Burada dikkatle düşünmeniz gereken bir şey var. Şu anda dünyanın en güçlü ülkesi, bakıyorsunuz kendisinde 15 bini aşkın atom bombası var. Bir diğerinin 12 bin 500, bir diğerine bakıyorsunuz 7 bin 500. Bunlara ayırdıkları rakamlara baktığınız zaman sadece her yıl bakımına ayırdıkları rakam milyarlarca dolar. Biz, Türkiye olarak, artık bölgemizde, küresel ölçekte söz sahibi, güç sahibi bir ülke konumuna yükseldik. Türkiye, her alanda kaydettiği ilerleme ile bölgesindeki ülkelere, halklara ilham kaynağı oluyor; küresel kriz sürecindeki rekor düzeyde büyümesiyle Türkiye dünyada parmakla gösteriliyor, ama bizim derdimiz atom bombası yapmak değil, bizim derdimiz insanımıza nasıl hizmet edeceğimizdir. Böyle bir Türkiye’nin, bilimde, teknolojide iddialı bir konuma yükselirken, insan odaklı bir gelişmeyi de daha yüksek sesle savunması gerekiyor. İşte bu nanoteknoloji üssünü böyle bir anlayışla, insan odaklı bir yaklaşımla tüm dünyaya Türkiye’nin farklılığını göstereceğine inanıyorum."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve diğer katılımcılarla kurdele keserek, merkezin açılışın yaptı.

Erdoğan, merkezi gezdikten sonra helikopterle buradan ayrıldı.​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst