Rüyalar Kenti

“Gündüz” dedi
“Yarın gel
Yanında bir güvercin tüyü olsun
Annenle helalleşmeyi unutma”

Ya 8, ya 10
Ama 11 değildim.
Başımı salladım sessiz,
Bir süre baktım,
Dudaklarımı ısırıp kimsesiz.

“Şimdi git
Kimseye birşey söyleme
Arkadaşlarına bile
Söylersen ben yarın burada olmam
Biliyorsun değil mi?”

Salladım başımı yine sessiz.

Akan saatler dünyasına
Geçmez soluklar şehrine
Rüyaların kentine
Ve şakıyan ışıklar memleketine gidecektim

Söz vermişti.
Sözünü tutan bir adamdı
İlk gördüğümde anlamıştım
Uzak gurbet kokuları taşıyan gözlerindeki
Sessiz mutluluğu.
Hiç çıkmak istememesini atölyesinden
Gezmeye doymuş yüzünü,
Ve duymadığım gülünç hikayeleri anlatan
Kıvrak aklını.

Gidiyordu.
Gündüz düşlerinde
Rüyalar Kentine.

Sonra saman aleviyle yandı
Oysa her zaman uzar zaman,
Çocukluk işte.

Belki de o gün çocuk kaldım ben de.

Böylece uzandım sessizce
Atölyede bir masanın üstüne,
Gülümsedi belli belirsiz.
“Korkma” dedi
“Özellikle kendini görünce”

Böylece günce başladı
Fani zamanın akmadığı yerde
Kanatsız insanların uçtuğu
Işığın melodisinin olduğu gökte
Ve insanların göz göz olup
Her yerden gördüğü yerde.

Gün ışı-dı
Ve ben de gittim Rüyalar Kenti’ne.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber ankara nakliyat
bypuff
Geri
Üst