Rutinden Uzaklaşmak

LaNéDLy qHz

Bayan Üye
Her şeyi yeniden yapıyor olsaydınız; neyi yapmak isterdiniz? Neyi farklı yapmak isterdiniz? Hangi işle uğraşmak isterdiniz?

Bu orta yaşlı sorular; kendinizi düşünmeniz ve duyumsamanız içindir. Gelişmenin, değişmenin ve büyümenin size düşen payını, idrak etmenize olanak verir. Burada kendinizi ellerinizde tutuyormuşsunuz gibi; “sizi” bilirsiniz, tanırsınız. Duygularınızı, düşüncelerinizi yani kendinizi dünyaya takdim edebilmişsinizdir. Buradaki farkındalığınız, “ferrarisini satan bilge” gibi, alıp başınızı gitmeye benzemez. Aksine yaşamınızla, yanınızdakilerle bir daha kavuşmak, tekrar sevmek ve sevilmek; yani taze bir başlangıç daha yapmak fırsatı taşır.

Rutin; alışılmış olanın güvenli kollarında yaşanan bir uyuklamadır. Dünyamızda bir kıpırtı olmadıkça, bu rahatlık devam eder. Bu gevşekliğin içinde, rutinin; gittikçe daralan, kısırlaşan ve bizi bize yabancı kılan bir tarafı da vardır. İşte bunun adı hastalıktır. Adı ne olursa olsun; -depresyon, panik atak- yaşamla bağları koparan, sıkıntıya sokan, kendimizi diğerlerine göre yetersiz hissettiren ve bizi saha dışı bırakan bir çıkmazdır. Bu çıkmaz yol; ne içeriye açılır, ne de dış dünyaya. Bir noktaya takılır kalır ve düşünebildiğimiz, duyabildiğimiz bütün sınırlarımızı etkisi altına alır.

Bize uyanı bulma arzusu ile cevapları düşünmeye başladığımızda; duygularımızı ve düşüncelerimizi hangi dille ifade edebileceğimizi de öğreniriz. Bu dil; sevdiğimiz ve bize ait bir dildir. Bu dille ancak, içsel kaynaklarımızın dışavurumunu yapabiliriz. Bu dışavurumla da; kültürümüzle, çevremizle etkin ve sağlıklı kimlikler olarak bütünleşebiliriz.

Bu girişim, aslında, sorumluluğu tamamıyla bize ait olan bir harekettir. Bir yüzleşmeyi gerekli kıldığından ve kendimizle yüzleşeceğimizden; karşımıza çıkacak olanı da tam bilemeyiz. Acılarımız, korkularımız, kaygılarımız, yalnızlıklarımız, sorumluluklarımız; bizi yere serecek güçte olabilirler. Yanlış seçimlerimiz, bizi acımasızca bir köşeye itebilirler. Karşımıza çıkacak ne olursa olsun; yüzleşmeyi başardığımızda, elde edeceğimiz ödül büyüktür: Kendimizi tanıma ve yüzleşmenin sonucunda; yaşamla, insanla bir daha buluşma.

Tutku ile bu arayışı başlatmak ve elde edilecek ne olursa olsun; onunla ait olduğumuz yere yani yaşama dönmek zorundayız. Çarelerin, imkânların tükendiğini düşündüğümüz noktada hatırlayalım:

“Önümde sonsuz seçenek var. Bunları bulmanın gücünü, içimde taşıyorum.”
Orta yaşlı sorularımızın; bizdeki biricikliği keşfetmesini istemeliyiz.
Hiç birimiz gizli kalmış zenginliklerimizle ölmeyi hak etmiyoruz.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst