meridyen2
Kayıtlı Üye
Ruhtaki 'Hafifliğin' Tehlikesi
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. ( Hac Suresi, 74 )
Ruhlarında hafifliği barındıran insanlar Allahın ayette bildirdiği, Allahın kadrini hakkıyla takdir edemeyen kimselerin konumuna girmekten sakınmalıdırlar. Allahın insanlara gösterdiği sonsuz yaratılış delillerini görmezden gelen, Allahın ahirette vereceği sonsuz cehennem azabını düşünmeyen ve hayatlarını şeytanın kontolünde bomboş geçiren bu insanlar, kendilerini derin düşünmekten uzaklaştıracak her türlü basit ve akılsızca eylemin içine girerler. Kendilerini sürekli, imandan uzak kalmalarını sağlayan o hafif ve basit ruh halinde tutararak yaşarlar. Allah korkusundan kaynaklanan asil bir ruha sahip değillerdir. Hayatlarının her aşamasında hep asaletten, üstün ahlak özelliklerinden en uzak ruh halini tercih ederler. En avami, en basit tavırlardan, çirkin ve tiksinti veren şeylerden zevk alırlar. Derinlikten ve onun getireceği derin ahlak özelliklerinden ise şiddetle kaçınırlar.
Asil bir ruha sahip olmak, ancak Allahın dilemesiyle iman eden müminlere ait bir özelliktir. Bu özellik Allahı derin düşünen Müslümanlara Allahın verdiği bir lütuftur. Nefislerine uymayarak yaşamlarını Allaha adayan ve ahirette Allahın rızasını uman müminlerin sürekli tefekkür ettikleri konulardan biri de cehennemdir. Bu gerçeklerin şuurunda yaşamaları ve tüm bunları derinlemesine düşündükleri için de ruhlarında hafifliği barındıramazlar. Rabbimiz, her an Allahtan korkup sakınarak yaşayan, Allahın rızasını, Kuran ahlakını, ölümü, cenneti, cehennemi düşünen Müslümaları, imanda kararlı ve güçlü ruh yapısına sahip bir ahlaka yöneltir. Böylece müminler sürekli daha güzel ahlaklı, daha akıllı ve daha asil ruhlu olurlar. Cennet özlemi içerisinde oldukları içinde sürekli kötü ve çirkin şeylerden yüz çevirir; hep kendilerini Allaha yakınlaştıracak vesileler ararlar. Daha güzel ahlakı aramaktan hiç bıkmadan, zevkle ve sabırla nefislerini eğitirler. Bunun sonucunda da müminler, inşaAllah Rabbimizin, İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir. (Furkan Suresi, 75- 76) ayetleriyle vaadettiği cenneti umabilirler.
(makale harun yahya)
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. ( Hac Suresi, 74 )
Ruhlarında hafifliği barındıran insanlar Allahın ayette bildirdiği, Allahın kadrini hakkıyla takdir edemeyen kimselerin konumuna girmekten sakınmalıdırlar. Allahın insanlara gösterdiği sonsuz yaratılış delillerini görmezden gelen, Allahın ahirette vereceği sonsuz cehennem azabını düşünmeyen ve hayatlarını şeytanın kontolünde bomboş geçiren bu insanlar, kendilerini derin düşünmekten uzaklaştıracak her türlü basit ve akılsızca eylemin içine girerler. Kendilerini sürekli, imandan uzak kalmalarını sağlayan o hafif ve basit ruh halinde tutararak yaşarlar. Allah korkusundan kaynaklanan asil bir ruha sahip değillerdir. Hayatlarının her aşamasında hep asaletten, üstün ahlak özelliklerinden en uzak ruh halini tercih ederler. En avami, en basit tavırlardan, çirkin ve tiksinti veren şeylerden zevk alırlar. Derinlikten ve onun getireceği derin ahlak özelliklerinden ise şiddetle kaçınırlar.
Asil bir ruha sahip olmak, ancak Allahın dilemesiyle iman eden müminlere ait bir özelliktir. Bu özellik Allahı derin düşünen Müslümanlara Allahın verdiği bir lütuftur. Nefislerine uymayarak yaşamlarını Allaha adayan ve ahirette Allahın rızasını uman müminlerin sürekli tefekkür ettikleri konulardan biri de cehennemdir. Bu gerçeklerin şuurunda yaşamaları ve tüm bunları derinlemesine düşündükleri için de ruhlarında hafifliği barındıramazlar. Rabbimiz, her an Allahtan korkup sakınarak yaşayan, Allahın rızasını, Kuran ahlakını, ölümü, cenneti, cehennemi düşünen Müslümaları, imanda kararlı ve güçlü ruh yapısına sahip bir ahlaka yöneltir. Böylece müminler sürekli daha güzel ahlaklı, daha akıllı ve daha asil ruhlu olurlar. Cennet özlemi içerisinde oldukları içinde sürekli kötü ve çirkin şeylerden yüz çevirir; hep kendilerini Allaha yakınlaştıracak vesileler ararlar. Daha güzel ahlakı aramaktan hiç bıkmadan, zevkle ve sabırla nefislerini eğitirler. Bunun sonucunda da müminler, inşaAllah Rabbimizin, İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir. (Furkan Suresi, 75- 76) ayetleriyle vaadettiği cenneti umabilirler.
(makale harun yahya)