Romanya

FatoSS

Bayan Üye
Romanya Türkiye’nin kuzeybatısında ve
Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke. Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Balkan Yarımadasının kuzeydoğusunda 20°15’ - 29°42’ doğu boylamları ile 43° 37’ 48°16’ kuzey enlemleri arasında bir Doğu Avrupa ülkesi. Doğuda Karadeniz, Ukrayna ve Moldovya, kuzeyde Ukrayna, batısında
BALKAN YARIMADASI Akdeniz'de yer alan üç büyük yarımadanın en doğuda bulunanı. Balkan Yarımadası;Kuzeyde Tuna'nın aşağı kesimleri ve Sana Irmağı, doğuda Karadeniz, güneydoğuda Ege Denizi, güneyde Akdeniz, güneybatıda İon Denizi ve batıda Adriye Denizi ile çevrilidir. Yüzölçümü yaklaşık 505.000 km2dir.

Bölgeyi kaplayan, sık ormanlarla kaplı sıradağlar manasına yarımadaya Balkan ismi verilmiştir.Yarımadayı kaplayan dağlar doğuda enlemesine, batıda boylamasına uza
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Macaristan ve
Macaristan Orta Avrupa’da Türkiye’nin yedide biri kadar büyüklükte bir halk cumhuriyeti. Macaristan Cumhuriyeti ya da kısaca Macaristan, Avusturya, Slovakya, Ukrayna, Romanya, Sırbistan, Hırvatistan ve Slovenya ile komşu olan, denize kıyısı olmayan, Avrupa Birliği üyesi bir ülkedir. Orta Avrupa ile Balkanlar arasında bir ovaya yayılan Macaristan, Türk'lerin son 400 yıllık tarihinde yakın ilişkiler geliştirmiş oldukları bir ülkedir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Yugoslavya, güneyinde
Yugoslavya güneydoğu Avrupa'da Balkan Yarımadasında yer alan ve iki cumhuriyetten meydana gelen bir devlet. Doğusunda Romanya ve Bulgaristan, güneyde Makedonya, güneybatıda Arnavutluk, kuzeyde Macaristan, kuzeybatıda Bosna-Hersek, batıda Adriyatik Deniziyle çevrilidir. Başkenti Belgrad'dır. Nüfusu 10.394.000 olan ülkenin yüzölçümü 102.173 km2'dir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Bulgaristan ile çevrilidir.
TarihiBir Hind-Avrupa grubu olan
Bulgaristan (Bulgarca: България, Bılgariya), Güneydoğu Avrupa'da, Balkan Yarımadası'nda ülke. Batıda Sırbistan ve Makedonya Cumhuriyeti, doğuda Karadeniz, kuzeyde Romanya, güneyde Yunanistan ve Türkiye ile çevrilidir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Trakyalılar, Romanya toprakları üzerinde yaşamış ilk insanlar olarak bilinir. Bunların bir kolu olan Dokyalılar M.Ö. 800-300 yılları arasında Burebista liderliğinde Transilvanya merkez olmak üzere, Dakya Devletini kurdular. M.S. 106-271 yılları arasında Romalılar toprakları istila ederek insanları Romalılaştırdılar.


bkz. Erdel Beyliği

...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında kurulduktan sonra kısa zamanda cihan devleti olmuştu. Osmanlılar
Osmanlı Devleti, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti. Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Avrupa içlerine
Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege Denizi'ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.


...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
İslamiyeti yayabilmek için önceleri
Arapça "selem" kökünden alınmış olan İslam (Arapçası الإسلام,), sözlükte, "itaat etmek, boyun eğmek, teslim olmak, kötülüklerden salim bulunmak, selamete ulaşmak" vb. anlamlara gelen bir mastardır. İslam Hz. Muhammed (s.a.v)'e Allah tarafından vahiyle bildirilen son ve kâmil dinin adıdır. Bu dine uyanlara Müslüman denir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.Balkanlara olmak üzere, Avrupa seferleri düzenlemekteydiler. 1394’te Dovin, 1456’da Belgrad, 1475’te Vaslui, 1476’da Schera seferleri, Osmanlıların Avrupa’ya ilk adım atma dönemi savaşlarıdır. 16. yüzyıl başlarındaki iki Romanya toprağı olan Eflak ve Boğdan, Türk hakimiyeti altında birer derebeylik oldular. Askeri ve diplomatik açıdan Osmanlı Sultanının emrine göre hareket eder ve yıllık vergi verirlerdi. İdarecileri, Osmanlı Padişahları tarafından tayin edilirdi. Zaten bunların derebeyleri kendi tebealarını Avrupalıların saldırılarından korumak için Osmanlı idaresinde kalmayı arzu ediyorlardı. Eflak ve Boğdan halkı, Avusturyalılar, Ruslar, Tatarlar, Kazaklar ve Lehlerden ibaret bölgedeki diğer ordulara karşı Osmanlı ordusunun yanında yer aldılar.

1679’da Eflak Derebeyi olan Şerban’ın yerine 1688’de yeğeni Kostantin Brincoveanu geçti. Bu sırada Boğdan Derebeyi Dimitri idi. Bu iki derebeyi 1711 yılında Osmanlı-Rus Harbi esnasında isyan ederek, Deli Petro’ya yardım ettiler. Bunda, İstanbul’dan Balkanlara göç eden Yunan asıllı grupların tesiri büyüktü. Bunlar Eflak ve Boğdan’ın idari hayatına nüfûz etmişlerdi. Yaklaşık bir asır Türk idaresindeki derebeyliklerin bu isyanları ve huzursuzluk çıkarmaları üzerine Eflak ve Boğdan tahtları “voyvodalık” adı altında yeni bir sisteme konuldu. Bu sıralarda Osmanlı Devletinde duraklama devri başlamıştı. 18. yüzyıl sonlarına doğru Rusya, Osmanlı Devletine olan düşmanlığını arttırdı. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Rusya, Osmanlılardan bazı haklar elde ederken bu arada bu iki derebeyliğin iç işlerine müdahale etme yetkisini de kazandı. Her ne kadar kontrol Osmanlılarda kaldıysa da, birçok ticari imkanlar kaybedildi. Bir yıl sonra Bukovina, Avusturya’ya bırakıldı. 1812 yılında Besarabya da elden çıktı. 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbinden sonra 1834 yılına kadar Eflak ve Boğdan, Rusya hegemonyası altına tamamen girdi. Kont Pavel Kiselev, Rusya’dan destek görerek, Osmanlı medeniyetini ortadan kaldırmaya çalıştı.

1859 yılında iki eyalet birleşti ve 1861 yılında Romanya olarak anıldı. 1877 yılında Romanya, Berlin Antlaşmasıyle Türk hakimiyetinden uzaklaştı. Bağımsızlıktan sonra, 1878’de krallık oldu. 1881’de I. Carol Romanya’nın ilk kralı oldu. 1886 yılında Romanya, tek meclisli anayasal monarşik idari sistemine döndü.

Birinci Dünya Harbinden sonra Romanya’nın sınırları genişledi. Basarabya ve Bukovina’dan sonra Banat ve Transilvanya da ele geçirildi. Fakat çok geçmeden Basarabya ve kuzey Bukovina’yı, her zaman olduğu gibi 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi esnasında da yıllarca adaleti altında refah içinde yaşadıkları Osmanlılar aleyhine olarak, yardım ettikleri Rusya’ya bırakmak mecburiyetinde kaldı. Hatta yoğun tehditler neticesinde Güney Dobruca da Bulgaristan’a terk edildi.

İkinci Dünya Harbi esnasında Marshla lon Antonescu, Rusya’ya karşı Almanya ile birleşme teşebbüsüne geçti. Askeri bir hareketin lideri olan Antonescu 1944 yılında Sovyet entrikası ile Kral Michael tarafından bertaraf edildi ve Romanya, rusya’nın yanında yer aldı. Çok geçmeden Romanya komünizmin kucağına düştü. 1947 yılında bir Halk Cumhûriyeti halini aldıysa da bütün alanlardaki devletleştirilme bunu sadece lafta bıraktı.

1965 yılındaki yeni Anayasaya göre, Romanya artık Halk Cumhûriyeti olmaktan çıkmış ve bir sosyalist ülke durumuna düşmüştü. Tehlikeyi sezenler 1966’da Rusya’ya karşı bir bağımsızlık hareketi geliştirmeye çalıştılar. 1970 ve 1973’te Romanya Devlet Başkanı Nicolai Çavuşesku (Ceausescu) ABD’yi ziyaret etti. ABD ile 1976 yılında 10 yıllık bir ticari anlaşma imzalanarak, nisbeten Rusya’dan uzak durulmaya çalışıldı.

1982 yılında Romanya bir miktar daha batıya yaklaştı, üç milyar dolar dolayındaki borçlarının ödenme süresinin uzatılmasını batılı ülkelerden talep etti.

Doğu Blok Devletlerinde komünist rejimin hızla sarsıldığı 1989 sonlarında Romanya’da ilk gösteriler başladı. Gösterilerin kanlı biçimde bastırılması, ülke çapında gerginliğin artmasına sebep oldu. Ordunun, ayaklanan halkın yanında yer alması üzerine, ülkeden kaçmak isteyen Çavuşesku, yakalanarak hanımı ile birlikte yargılandıktan sonra kurşuna dizildi. Yönetimi üstlenen Ulusal Kurtuluş Cephesi, sosyalist rejime son vererek, çok partili sisteme geçiş yolunu açtı. Nisan 1990’da ilk serbest seçimler yapıldı.
Fiziki YapıRomanya’nın yüzölçümü yaklaşık 237.500 km2dir. Güneydoğu Avrupa’da Karadeniz kıyısında yer alır. Doğu bölgesi olan Dobruca, Karadeniz kıyısında bulunur.

Romanya’nın yaklaşık olarak üçte ikisi dağlık ve tepelik, geri kalan üçte biriyse yaylalık ve düz arazidir. Doğu Karpat Dağları ülkenin omurgasını teşkil eder. Güneydoğuya doğru geniş bir kavis çizerek yaklaşık 97 km’lik bir mesafe kat eder ve sonra ülkenin batısına döner ve burada Transilvanya Alpleri adını alır. Böylece ülkenin kuzey ortasındaki Tansilvanya Yaylası sanki duvarla çevrilmiş gibidir. Bu dağlar genel olarak aşınmış ve alçaktır. Yükseklikleri 900 m ila 1800 m civarındadır. Ülkenin en yüksek yeri Tansilvanya Alplerinde yer alan, yaklaşık 2548 m yüksekliğindeki Negoi Tepesidir. Transilvanya Alpleri, Karpatlara nazaran daha yüksek olup, ekseri tepeleri 2500 m civarında yüksekliğe sahiptir. Romanya dağları ormanlarla kaplıdır. Bazı dağların yüksek bölgeleri çayırlık ve buzul gölleriyle doludur.

Karpatların doğu ve güney etekleri Boğdan ve Eflak yaylaları olup, doğuda Prut Nehri ve güneyde Tuna Nehri arasında boylu boyunca uzanır. Ortada dağ kavisinin iç kısmında yer alan Transilvanya Havzası, yaklaşık 450 m ortalama yüksekliğe sahip tepelerle dolu yüksek bir yayladır. Bu bölge Mureş ve Someş nehirlerinin geniş ve derin vadileriyle yer yer yarılmıştır.

Ülkenin denize açılan doğu yönünde yer alan Dobruca, Romanya’nın tek sahil şeridine sahip bölgesidir. Dobruca, Tuna ile Karadeniz bölgesinde yer alıp, yaklaşık 290 km’lik kıyıya sahip bir bölgedir. Bölgenin kuzeyi alçak ve bataklık, güneyi ise, kumlu plaj arazi ve sarp kayalıktır. Dobruca’dan başka ülke Eflak, Boğdan, Banat ve Transilvanya olmak üzere dört bölgeye daha ayrılabilir.

Ülkenin üçte birini kaplayan Boğdan, Doğu Karpatlar ile Moldovya sınırını çizen Prut Nehrinin arasında yer alır. Bölgenin önemli şehri Iaşi’dir. Ülkenin başşehrinin yeraldığı Eflak ise, Transilvanya Alpleriyle Bulgaristan sınırı arasındadır. Ülkenin tam orta bölgesinde yer alan Transilvanya’nın başşehriyse Cluj-Napoca’dir. Macaristan ve Yugoslavya sınırına dayanan kısım ise merkezi Timişoara olan ve düz, bataklık ve verimli bir yayla görünümündeki Banat bölgesidir. Ülkenin en doğusunda yer alan Dobruca’nın merkeziyse Canstanta (Konstanta) dır. Kuzey Tuna deltasından başlayan bölgenin ortası göllerle doludur. Güney bölgesiyse “Romanya Riviera”sı olarak bilinir ve burada pekçok plaj vardır.
İklimRomanya’nın iklimi orta nemlilikte olan tipik bir kara iklimidir. İklim, geniş ölçüde, mevsimlere ve bölgelere göre farklılıklar gösterir. Yaz ayları kurak ve sıcak, kış ayları ise sert ve karlı geçer. Sonbahar mevsimi uzun sürerken, İlkbahar çok kısa müddetle kendini gösterir. Ocak ayı sıcaklık ortalaması yaklaşık -3°C ve haziran ayı sıcaklık ortalaması ise 23°C’ye yükselir. Ülkenin yağışı her yerde hemen hemen aynı olmakla beraber, doğu bölgeleri ve dağlık alanları diğerlerine göre biraz daha fazla yağış alırlar. Dağlık alanlarda yıllık yağış ortalaması yaklaşık 1270 mm ve Delta bölgesinde ise 380 mm civarındadır. Ülkenin genelinde ise yıllık yağış oranı 715 mm dolayındadır. Bahar aylarında sellere ve yaz aylarında kuraklıklara rastlamak mümkündür.
Tabii KaynaklarıÜlkenin dörtte biri ormanlıktır. Ülke yüzölçümünün sadece onda birlik bir bölümü çıplak dağlardan ve sulardan teşekkül etmiştir. Toprakların yaklaşık üçte birine yakın bir bölümü ekim için oldukça müsaittir.

Romanya’nın topoğrafik çeşitliliği, başkalığı oldukça dengeli olup, geniş ovalar, çok sayıdaki ırmak ve su yolları, verimli toprakları ve uygun iklimiyle dikkat çeker. Yoğun ormanlık olan dağlarda geniş ölçüde çayır alanları da vardır. Bu durum başta koyun olmak üzere hayvancılık için geniş imkanlar kazandırır. Sık ormanlar kereste kaynağı durumunda ve tepe etekleriyse bağ ve meyve bahçeleriyle dolu bölge halindedir.

Dağlar ve etekleri aynı zamanda demir ve tuz yatakları bakımından zengindir. Bundan başka, buralar, aşağı yukarı iki bin çeşit mineral kaynağına sahiptir. Romanya, Rusya’dan sonra Avrupa’nın en çok petrol üreten ülkesidir. Ayrıca dünyada nadir olarak çıkarılan metan gazı(ural gazı) bakımından da oldukça zengindir.Ülkede çıkarılan diğer yeraltı zenginlikleriyse şunlardır: Kömür, linyit, demir filizi, manganez, krom, molibtenyum, bakır, kurşun, çinko, gümüş, altın, antimon, boksit, cıva ve uranyum.

Ülkede yetişen başlıca hayvanlar genel olarak koyun, sığır ve domuzdur. Dobruca bölgesi balık çeşitleri, kuş çeşitleri ve vahşi hayvanlar bakımından oldukça zengindir. Yaklaşık 60 çeşit balık ve 300’ü aşkın kuş çeşidi yetişir. Vahşi hayvanlardan daha çok kurt, kakum, yabani domuza ve yabani tavşana rastlanır.

Romanya, zengin ve daimi akar nehir şebekesine sahiptir. Başlıca nehirleri Tuna, Prut, Mureş, Someş, Iolomita, Siret ve Olt’tur. Çoğu nehirlerden hidroelektrik potansiyel ve Tuna ile Prut’tan da su yolu ulaşımı sağlanabilmektedir. Tuna Nehri, ülkenin Yugoslavya, Bulgaristan ve Rusya sınırlarını çizer ve doğuya doğru üç kola ayrılır. Sonra bataklık Tuna Deltasını meydana getirerek Karadeniz’e dökülür.


Nüfus ve Sosyal HayatÜlke nüfusu 23.168.000 dolaylarındadır. Nüfus yoğunluğu yaklaşık 94’tür. Yıllık nüfus artışı % 1 civarındadır. Nüfûsun % 88’i Romen, % 8’i Macar ve % 2’si Alman’dır. Toplam nüfûsun yaklaşık yarısı şehir hayatı yaşamaktadır. Ayrıca Ruslar, Tatarlar, Türkler, Yahûdiler, Bulgarlar, Çekler, Slovaklar, Yunanlılar, Ermeniler, Çingeneler ve Sırp-Hırvat-Sloven grupları da mevcuttur.

Halkın % 80’i Ortodoks, % 10’u Katoliktir. Ayrıca bir miktar Müslüman, Yahûdi, Kalvenist ve Lütherist de vardır. Resmi dil Rumencedir. Macarca ve Almanca da yaygın olarak kullanılır.

Halkın sosyal yapısı İkinci Dünya Harbi sonrası ülkeyi karartan komünizmden sonra çok değişmiş, özel mülkiyet ve hür irade kalmamıştır. 1989’da komünist rejimin büyük bir sarsıntı geçirmesi Romanya’ya da yansıdı ve ülkede sosyalist rejime son verildi.

Ülkede okuma-yazma oranı % 98’dir. Genç nüfûsun % 70’i okul hayatındadır. Ülkenin hayat standardı yüksek ise de, 1977’de 1300 kişinin ölümüne sebep olan Bükreş zelzelesinin inşaat ve endüstri sektörüne ağır bir darbe vurması ve gıda maddeleri yetersizliği ekonomide ciddi krizlere yol açmıştır.

Nüfûsun büyük bölümünü meydana getiren Romenler köken olarak eski Trakyalıların, Dakya kolundan gelirler. Daha sonra Roma idaresinin gelmesiyleRomalılaşmışlardır. Uzun yıllar Osmanlı idaresi altında yaşayan Romenler, Türk adet ve an’anelerinin, hayat tarzının ve adalet sisteminin tesiriyle, Osmanlı kültür potansiyelinden çok şeyler almışlar ve bunları günümüze kadar sürdürmüşlerdir. Halkın bugün hazırladığı Türk yemeklerinde marmelat, çorba, tavuk suyu çorba, sarma, ızgara, kebab, sazan balığı, koyun sütünden yapılmış peynir, pastırma, havyar ve Türk sitili tatlılar bu dönemden arta kalan izlerdir. Ayrıca çay ve Türk kahvesi, Romenlerin alışkanlıkları arasına girmiştir.

Romanya’nın başşehriBükreş olup, ülkenin en gelişmiş şehridir. Diğer önemli şehirlerse; Brasov, Timisoara ve Konstanta’dır.


Siyasi HayatRomanya, önceleri Sovyet Rusya kalkınma modelini benimsedi. Bununla beraber batı ülkeleriyle de dostane ilişkiler içine girdi. Bu vesileyle çok güçlükle kazanmış olduğu özerkliğini korumayı başardı. İMF’ye 1971 yılında üye oldu. 1981 yılında dış borç miktarı 15 milyar doları geçti. SSCB’de Gorbaçov’la başlayan ve bütün Doğu Avrupa’yı saran glastnost (yenileşme) hareketinden Romanya da etkilendi. Bunu önlemek için zamanın Devlet Başkanı Nicola Ceausescu (Çavuşesku) baskı ve şiddet yönetimini daha çok sertleştirdi. 1989’da Temeşvar’da yapılan gösterileri kanlı bir şekilde bastırdı. Bunun üzerine Ordu halkın yanında yer aldı. Çavuşesku devrildi. Siyasi etkinliği olan karısı ile birlikte kaçmak isterken yakalanıp kurşuna dizildiler. Böylece Romanya’da sosyalist rejim son buldu. Bir Milli Kurtuluş Cephesi Konseyi (MKCK) kuruldu. Konsey Başkanlığına geçici olarak İon İliescu getirildi. İlk serbest seçimlere geçilme kararı alındı. 20 Nisan 1990’da yapılan serbest seçimlerde İ. İliescu’nun başkanlığındaki MKCK, oyların büyük çoğunluğunu alarak yönetimi ele aldı. Romanya böylece parlamenter sisteme geçerek, serbest piyasa ekonomisini uygulamaya başladı.

EkonomiÜlke ekonomisinin % 80’i tarıma ve % 8’i endüstriye dayanır. Ülke topraklarının % 90’ı ekime müsaittir. Fakat Romanya’nın milli gelirinin ancak % 40’ına yakın bir bölümü tarımdan karşılanır. Ülke dünyanın önde gelen tahıl üreticisi devletlerinden biridir. En önemli tarım ürünleri mısır, arpa, buğday, şekerkamışı, üzüm ve meyvedir. Bundan başka yulaf, çavdar, sebze, ayçiçeği, soya fasulyesi, tütün, pamuk, kenevir ve keten de yetiştirilir. Koyun, sığır ve kümes hayvanları yetiştirilmesi yaygındır. Balıkçılık önemli bir gelir kaynağı olup, daha çok mersinbalığı ve sakallı tatlı su balığı avlanır.

Romanya dünyanın on dördüncü büyük makina yapımı ve metal işçiliği bakımından gelişmiş ülkesidir. Daha çok traktör, lokomatif, elektrikli aletler ve yol delme techizatı yapılır. Endüstrisi esas olarak, demir ve çelik üzerine kurulmuştur. Bundan başka kimya sanayii, inşaat malzemeleri, çimento, kereste ve odun endüstrisi, gıda sanayii, tekstil ve kumaş dokuma, elbise ve ayakkabı imalatçılığı, lastik eşyalar ve petrol ürünleri endüstrileri mevcuttur.

Ülkede başlıca çıkarılan madenler; kömür, demir, petrol, metan gazı, boksit, manganez, kurşun, çinko, altın ve gümüştür. Romanya dünyanın onuncu tuz ve altıncı tabii gaz üreticisidir. Fakat, tabii gaz üretimi kömür ve demir ithalatına bağlı kalmaktadır.

Ülkenin para birimi Leu’dur. Turizm ülkenin önemli bir gelir kaynağıdır. İthalatının % 16’sını Rusya ile yapar. Diğer ithalat yaptığı ülkeler ise Almanya, ABD ve Irak’tır. Romanya’nın toplam ihracatının % 18’i yine Rusya iledir. Ayrıca Almanya’ya da ihracat yapmaktadır.

Romanya, hidroelektrik santralları ve su yolu ulaştırması bakımından müsait bir ülkedir. 1972 yılında Yugoslavya ve Romanya arasında Tuna Nehri üzerinde kurulan “Demir Kapı” geçidi, dünyadaki bu tip beş büyük projeden biridir. Ayrıca Bistrita, Olt ve Siret nehirleri üzerinde de hidroelektrik santralları kurulmuştur.
Avrupa kıtasının güneydoğusunda yer alan topraklara Balkanlar, Balkan Yarımadası ya da Güneydoğu Avrupa denilir. Bölge Avrupa'nın en yoksul, geri kalmış ve sorunlu yerlerinin başında gelir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst