meridyen2
Kayıtlı Üye
Resulullah (sav)'ın Yolu İslam Dünyası İçin Bir Nurdur
"Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır." (Araf Suresi, 157)
Sonsuz rahmet sahibi olan Allah, Kuran ile insanlara doğruyu yanlıştan ayıracak, onları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak bir yol göstermiştir. Tüm iman edenler için Kuran’ı okuyup anlamak ve eksiksiz olarak yaşamlarına geçirmek son derece önemli bir sorumluluktur ve her mümin bu konuda büyük bir titizlik gösterir. Müminlerin bu önemli görevi yerine getirebilmelerine vesile olan en büyük kolaylık ve rahmet ise Peygamber Efendimiz (sav)’in değerli sünnetleridir.
İslam dini Rabbimiz'in "...Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim..." (Maide Suresi, 3) ayetiyle de bildirdiği üzere "son hak din”dir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise, Allah'ın "Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır" (Ahzap Suresi, 21) ayeti ile ahlakını tüm insanlara örnek gösterdiği mübarek bir insandır.
Yüce Allah'ın seçtiği ve kendisine Kuran'ı indirdiği Peygamberimiz (sav); imanı, takvası ve ilmi ile tüm insanlara örnektir. Sabrı, tevekkülü, cesareti, Allah'a bağlılığı ve yakınlığı, adaleti, müminlere olan merhameti, sevgisi ve şefkati, feraseti ve basireti ile üstün bir ahlaka sahiptir. Peygamberimiz (sav)'in derin imanının önemli alametlerinden olan bu özelliklerini, Allah'a gönülden itaat eden müminler örnek alırlar. Çünkü, Kuran ahlakını öğrenmek ve yaşamak isteyenler için Peygamberimiz (sav)'in uygulamaları ve sünnetleri çok değerli birer rehberdir.
Peygamberimiz (sav)'in İslam'daki Yerini Doğru Anlamanın Önemi
Hz. Muhammed (sav)'in sünnetine gerekli önemi vermeyenler, bu kutlu peygamberimizin İslam dinindeki yerini anlayamamışlardır. Elçinin üzerine yüklenen görev, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayan bir sorumluluk bilincini gerektirmektedir. Bu yüzden Peygamberimiz (sav), ticaretten sağlığa, sosyal dayanışmadan eğitime kadar sayısız konuda bizi bilgilendirmiştir. Peygamberimiz (sav)'in sünnetindeki en belirgin özellik, kolay olmasıdır. "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." (Buhari) hadisi bu gerçeği ifade etmektedir. Hz. Muhammed (sav)'in hanımı Hz. Ayşe ise O'nun, ashabına daima kolaylıkla üstesinden gelebileceği amelleri emrettiğini ifade etmiştir. Bu yüzden Peygamber Efendimiz (sav)'in sünneti her insanın uygulayabileceği kolaylıktadır. İslam dünyasındaki geri kalmışlığın esas sebeplerinden biri Allah'ın kitabından ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinden ayrılmış olunmasıdır. Müminler, aynı peygamberin ümmeti olmanın bilinci ile O'na layık bir ümmet olmaya çalıştıkları zaman İslam coğrafyasındaki istikrarsızlığın sona ermesi beklenebilir. Bu yüzden Müslümanların tek çıkış yolu, Allah'ın kitabına ve Peygamberimiz (sav)'in sünnet-i seniyyesine sımsıkı sarılmaktır.
Resule İtaat, Allah'a İtaattir
Yüce Allah'ın gönderdiği her elçi, Allah'ın emir ve yasaklarının tebliğini yapar, Allah'ın sözlerini iletir. Allah, bu kutlu insanlara tabi olmayı emreder. Yüce Allah, ayetinde, kendi dinini tebliğ etmesi için gönderdiği peygamberlere itaatin, Kendisi'ne itaat etmek olduğunu şöyle bildirmektedir:
"Kim Resule itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik." (Nisa Suresi, 80)
Ayrıca Rabbimiz, müminlere, anlaşmazlığa düştükleri konularda kendilerine yol gösterici olarak, Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetlerini almalarını emretmiştir. Yüce Allah'ın, Kuran-ı Kerim'de bu konu ile ilgili olarak bildirdiği ayet şöyledir:
"Hayır, öyle değil. Rabbine andolsun. Aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp, sonra senin verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa Suresi, 65)
Gerçek sünnet, Kuran'ın hayata geçirilmesidir. Bu yüzden, Kuran'ın hayata geçirilmiş şekli olan Peygamberimiz (sav)'in sünneti konusunda, mümin erkek ve kadınlar için herhangi bir tevil getirme ve itaatsizlik etme hakkı yoktur. Yüce Allah başka bir ayette de şöyle buyurmaktadır:
"Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mümin bir kadın ve mümin bir erkek için, o işte, kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır." (Ahzab Suresi, 36)
Müslümanların Peygamber Efendimiz (sav)'e Duydukları Derin Sevgi
Hüküm ve hikmet sahibi olan Rabbimiz, yeryüzündeki elçisine duyulan sevginin Kendisi'ne duyulan sevgiye de bir ölçü olacağını "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Al-i İmran Suresi, 31) ayetiyle bildirmiştir. Bu yüzden, Allah'a itaatin göstergelerinden birisi, Resulullah (sav)'in sünnetine uymaktır. Hiçbir mümin Resulullah (sav)'e itaati terk edemez. Peygamber Efendimiz (sav) sünnete uyanları şu şekilde müjdelemektedirler:
"Kim, sünnetimi ihya ederse, beni ihya etmiş olur. Kim beni ihya ederse cennette benimle beraberdir." (Tirmizi)
Allah'ın Kuran-ı Kerim'de "…Sen büyük bir ahlak üzerindesin" (Kalem Suresi, 4) ayetiyle övdüğü Resulullah (sav)'in söz ve davranışları, insanlar için en iyi örneği teşkil etmektedir. İnsanlık, Hz. Ayşe'nin "Onun ahlakı Kuran'dan ibarettir" dediği Resulullah (sav)'i örnek almadığı takdirde, güzel ahlaktan uzak kalacağı gibi, dünya ve ahiret saadetini de elde edemeyecektir. Sünnet-i seniyeyi terk edenler, büyük bir sevabı kazanamayacaklar, hesap gününde Resullullah (sav)'in şefaatinden de mahrum kalacaklardır. (En doğrusunu Allah bilir)
Peygamber Efendimiz (sav) Müminlerin Yol Göstericisi ve Velisidir
Allah'ın "…ancak O, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği gibi, insanlar için son peygamber olarak gönderdiği, en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı Pegamberimiz (sav), müminlerin velisidir. Allah, "Gerçek şu ki, Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi, 5) ayetiyle haber verdiği üzere son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise, Allah'a olan güçlü imanı ile Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine getirmiş, insanları Allah'ın yoluna, hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur.
Ahlakına Özenilmesi Gereken Kişi, Peygamber Efendimiz (sav)'dir
Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olmak, O'nun ahlakını yaşamakta gevşeklik gösterilmesine hiçbir zaman gerekçe olamaz. Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden, güzel tavırlarını, konuşmalarını, gösterdiği güzel ahlakı tanıyarak, O'nu örnek almalı, ahirette bu mübarek insanla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla göstermeliyiz.
Günümüzde insanlar, özellikle de bazı gençler, birçok insanı kendilerine örnek almakta, onların tavır ve konuşmalarına, üsluplarına, giyim tarzlarına özenmekte, onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bazı gençler tarafından örnek alınan bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadıkları gibi, tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler. Bu nedenle, insanları doğru olana, en güzel ahlak ve tavra özendirmek önemli bir sorumluluktur.
Bir Müslümanın, tavrına ve ahlakına özenmesi, benzemek için çaba göstermesi gereken kişi ise, kuşkusuz Hz. Muhammed (sav)'dir.
Peygamberimiz (sav)’a Uyanlar, Kurtuluşa Erenlerdir
Peygamberimiz (sav)'in "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti" hadis-i şeriflerinde de bildirdiği gibi, Müslümanların en önemli iki yol göstericisi, Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetidir. Peygamber Efendimiz (sav), hem güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuş, hem de insanları güzel ahlaklı olmaya çağırmıştır. "Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" buyuran Peygamberimiz (sav), bir sözlerinde de "Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer" demişlerdir. Peygamberimiz (sav)'in izinden giden Müslümanların da, hem tüm insanlığa güzel ahlakları ve iyi huyları ile örnek olmaları, hem de sözlü ve yazılı olarak onları güzel ahlaka davet etmeleri önemli bir sorumluluktur. Bir ayette Peygamber Efendimiz (sav)'in yolunu takip eden tüm salih Müslümanlar şöyle müjdelenmiştir:
"Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır." (Araf Suresi, 157)
"Sünnet-i seniyyeye tabi olmak mutlaka çok kıymetlidir. Özellikle bid'atların çoğaldığı zamanda sünnete tabi olmak çok kıymetlidir. Özellikle ümmetin fesadı zamanında (karışıklık döneminde) sünnet-i seniyyenin adabına uymak mühim bir takvayı ve kuvvetli bir imanı oluşturuyor." (Bediüzzaman Said Nursi; Lemalar, s. 48)
Ehl-I Sünnet İtikadının Önemi
İslam tarihinde birçok sapkın düşünce ortaya atılmıştır. Bazı mezhepler, İslam'ın özünden uzaklaşarak çeşitli sapkın itikatlara sahip oldular ve sapkın uygulamalara giriştiler. Günümüzde bu sapkınlıklara bir yenisi daha eklenmiş bulunuyor. Bazı insanlar, Resulullah (sav)'in sünnetini reddediyorlar. "Kuran'ı okuruz, Resulullah (sav)'tan gelen bir açıklamaya muhtaç olmadan onu kendi başımıza anlarız" iddiasında bulunuyorlar. Kuran'ın hayata geçirilmesi ve uygulanması anlamına gelen sünnetten yüz çeviriyorlar. Oysa ortaya çıkan bu "sünneti terk etmiş İslam" akımı, bizzat Kuran'ın hükümlerini gözardı etmektedir. Çünkü sünnet, Kuran'ın bir açıklamasıdır ve daha da önemlisi, Kuran'da Resul (sav)'e uyulması emredilmiştir. Allah, ümmeti yalnızca Kuran'a itaatle yükümlü kılmamış, aynı zamanda Resulullah (sav)'e itaati de farz kılmıştır.
Sünnet, Kuran'dan ayrı değildir. Sünnet; son ilahi kitap Kuran'ın Allah elçisi Hz. Muhammed (sav) tarafından ortaya konmuş yorumudur. Bu nedenle, İslam, ancak sünnetle birlikte gerçek İslam olur. Kuran, sünnetin de yardımıyla ümmet tarafından tam olarak anlaşılıp uygulanabilir. Bu dönemde Peygamberimiz (sav)'i desteklemek ise ancak, Kuran'a tam tabi olmakla ve Ehl-i Sünnet itikadını, Kuran ahlakını O'nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile tüm dünyaya yaymaya çalışmakla, ahlakça ve tavırca gücünün yettiğinin en fazlasıyla O'na benzemek için gayret etmekle olacaktır. Böyle bir tavır gösterildiği takdirde Allah Peygamberimiz (sav)'e nasıl yardım ettiyse, O'na destek olanlara da yardım edecek ve yollarını açarak, onlara başarı verecektir. Rabbimiz, bu vaadini ayetinde şöyle bildirmiştir:
"... Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. fiüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır." (Hac Suresi, 40)
"Kuran ile amel etmek seni Kuran'ın mevkiine yükseltir, oraya oturtur. Sünnet (Peygamberimiz (sav)'in hadisleri) ile amel etmek seni Allah'ın Resulü Peygamber Efendimiz (sav)'e yükseltir. Resulullah (sav), kalbi ile ve manevi himmetiyle, Allah dostlarının kalbi çevresinden bir an bile ayrılmaz. Allah dostlarının kalplerini güzelleştiren, kokulayıp buharlayan O’dur. Onların özlerini tasviye eden, menfi duygulardan temizleyen ve tezyin eden O’dur." (Abdulkadir Geylani; Fethü'r-Rabbani)
Rabbimiz, diğer peygamberleri olduğu gibi Hz. Muhammed (sav)'i de mükemmel bir din ve dosdoğru bir yol üzerinde göndermiş ve onu kıyamete kadar bütün insanlığa peygamber kılmıştır. Elçiye itaat etmek, ona saygı ve sevgi göstermek ve onun sünnetine uymak, inananlar için mutlaka yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktur.
Peygamber Efendimiz (sav), vahiy yoluyla Allah'tan aldığı Kuran ayetlerini sadece insanlığa ulaştırmakla kalmamış, aynı zamanda kutlu bir görev olan Kuran'ın açıklanması görevini de yerine getirmiştir.
(makale harun yahya)
"Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır." (Araf Suresi, 157)
Sonsuz rahmet sahibi olan Allah, Kuran ile insanlara doğruyu yanlıştan ayıracak, onları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak bir yol göstermiştir. Tüm iman edenler için Kuran’ı okuyup anlamak ve eksiksiz olarak yaşamlarına geçirmek son derece önemli bir sorumluluktur ve her mümin bu konuda büyük bir titizlik gösterir. Müminlerin bu önemli görevi yerine getirebilmelerine vesile olan en büyük kolaylık ve rahmet ise Peygamber Efendimiz (sav)’in değerli sünnetleridir.
İslam dini Rabbimiz'in "...Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim..." (Maide Suresi, 3) ayetiyle de bildirdiği üzere "son hak din”dir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise, Allah'ın "Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır" (Ahzap Suresi, 21) ayeti ile ahlakını tüm insanlara örnek gösterdiği mübarek bir insandır.
Yüce Allah'ın seçtiği ve kendisine Kuran'ı indirdiği Peygamberimiz (sav); imanı, takvası ve ilmi ile tüm insanlara örnektir. Sabrı, tevekkülü, cesareti, Allah'a bağlılığı ve yakınlığı, adaleti, müminlere olan merhameti, sevgisi ve şefkati, feraseti ve basireti ile üstün bir ahlaka sahiptir. Peygamberimiz (sav)'in derin imanının önemli alametlerinden olan bu özelliklerini, Allah'a gönülden itaat eden müminler örnek alırlar. Çünkü, Kuran ahlakını öğrenmek ve yaşamak isteyenler için Peygamberimiz (sav)'in uygulamaları ve sünnetleri çok değerli birer rehberdir.
Peygamberimiz (sav)'in İslam'daki Yerini Doğru Anlamanın Önemi
Hz. Muhammed (sav)'in sünnetine gerekli önemi vermeyenler, bu kutlu peygamberimizin İslam dinindeki yerini anlayamamışlardır. Elçinin üzerine yüklenen görev, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayan bir sorumluluk bilincini gerektirmektedir. Bu yüzden Peygamberimiz (sav), ticaretten sağlığa, sosyal dayanışmadan eğitime kadar sayısız konuda bizi bilgilendirmiştir. Peygamberimiz (sav)'in sünnetindeki en belirgin özellik, kolay olmasıdır. "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." (Buhari) hadisi bu gerçeği ifade etmektedir. Hz. Muhammed (sav)'in hanımı Hz. Ayşe ise O'nun, ashabına daima kolaylıkla üstesinden gelebileceği amelleri emrettiğini ifade etmiştir. Bu yüzden Peygamber Efendimiz (sav)'in sünneti her insanın uygulayabileceği kolaylıktadır. İslam dünyasındaki geri kalmışlığın esas sebeplerinden biri Allah'ın kitabından ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinden ayrılmış olunmasıdır. Müminler, aynı peygamberin ümmeti olmanın bilinci ile O'na layık bir ümmet olmaya çalıştıkları zaman İslam coğrafyasındaki istikrarsızlığın sona ermesi beklenebilir. Bu yüzden Müslümanların tek çıkış yolu, Allah'ın kitabına ve Peygamberimiz (sav)'in sünnet-i seniyyesine sımsıkı sarılmaktır.
Resule İtaat, Allah'a İtaattir
Yüce Allah'ın gönderdiği her elçi, Allah'ın emir ve yasaklarının tebliğini yapar, Allah'ın sözlerini iletir. Allah, bu kutlu insanlara tabi olmayı emreder. Yüce Allah, ayetinde, kendi dinini tebliğ etmesi için gönderdiği peygamberlere itaatin, Kendisi'ne itaat etmek olduğunu şöyle bildirmektedir:
"Kim Resule itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik." (Nisa Suresi, 80)
Ayrıca Rabbimiz, müminlere, anlaşmazlığa düştükleri konularda kendilerine yol gösterici olarak, Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetlerini almalarını emretmiştir. Yüce Allah'ın, Kuran-ı Kerim'de bu konu ile ilgili olarak bildirdiği ayet şöyledir:
"Hayır, öyle değil. Rabbine andolsun. Aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp, sonra senin verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa Suresi, 65)
Gerçek sünnet, Kuran'ın hayata geçirilmesidir. Bu yüzden, Kuran'ın hayata geçirilmiş şekli olan Peygamberimiz (sav)'in sünneti konusunda, mümin erkek ve kadınlar için herhangi bir tevil getirme ve itaatsizlik etme hakkı yoktur. Yüce Allah başka bir ayette de şöyle buyurmaktadır:
"Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mümin bir kadın ve mümin bir erkek için, o işte, kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır." (Ahzab Suresi, 36)
Müslümanların Peygamber Efendimiz (sav)'e Duydukları Derin Sevgi
Hüküm ve hikmet sahibi olan Rabbimiz, yeryüzündeki elçisine duyulan sevginin Kendisi'ne duyulan sevgiye de bir ölçü olacağını "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Al-i İmran Suresi, 31) ayetiyle bildirmiştir. Bu yüzden, Allah'a itaatin göstergelerinden birisi, Resulullah (sav)'in sünnetine uymaktır. Hiçbir mümin Resulullah (sav)'e itaati terk edemez. Peygamber Efendimiz (sav) sünnete uyanları şu şekilde müjdelemektedirler:
"Kim, sünnetimi ihya ederse, beni ihya etmiş olur. Kim beni ihya ederse cennette benimle beraberdir." (Tirmizi)
Allah'ın Kuran-ı Kerim'de "…Sen büyük bir ahlak üzerindesin" (Kalem Suresi, 4) ayetiyle övdüğü Resulullah (sav)'in söz ve davranışları, insanlar için en iyi örneği teşkil etmektedir. İnsanlık, Hz. Ayşe'nin "Onun ahlakı Kuran'dan ibarettir" dediği Resulullah (sav)'i örnek almadığı takdirde, güzel ahlaktan uzak kalacağı gibi, dünya ve ahiret saadetini de elde edemeyecektir. Sünnet-i seniyeyi terk edenler, büyük bir sevabı kazanamayacaklar, hesap gününde Resullullah (sav)'in şefaatinden de mahrum kalacaklardır. (En doğrusunu Allah bilir)
Peygamber Efendimiz (sav) Müminlerin Yol Göstericisi ve Velisidir
Allah'ın "…ancak O, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği gibi, insanlar için son peygamber olarak gönderdiği, en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı Pegamberimiz (sav), müminlerin velisidir. Allah, "Gerçek şu ki, Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi, 5) ayetiyle haber verdiği üzere son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise, Allah'a olan güçlü imanı ile Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine getirmiş, insanları Allah'ın yoluna, hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur.
Ahlakına Özenilmesi Gereken Kişi, Peygamber Efendimiz (sav)'dir
Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olmak, O'nun ahlakını yaşamakta gevşeklik gösterilmesine hiçbir zaman gerekçe olamaz. Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden, güzel tavırlarını, konuşmalarını, gösterdiği güzel ahlakı tanıyarak, O'nu örnek almalı, ahirette bu mübarek insanla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla göstermeliyiz.
Günümüzde insanlar, özellikle de bazı gençler, birçok insanı kendilerine örnek almakta, onların tavır ve konuşmalarına, üsluplarına, giyim tarzlarına özenmekte, onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bazı gençler tarafından örnek alınan bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadıkları gibi, tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler. Bu nedenle, insanları doğru olana, en güzel ahlak ve tavra özendirmek önemli bir sorumluluktur.
Bir Müslümanın, tavrına ve ahlakına özenmesi, benzemek için çaba göstermesi gereken kişi ise, kuşkusuz Hz. Muhammed (sav)'dir.
Peygamberimiz (sav)’a Uyanlar, Kurtuluşa Erenlerdir
Peygamberimiz (sav)'in "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti" hadis-i şeriflerinde de bildirdiği gibi, Müslümanların en önemli iki yol göstericisi, Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetidir. Peygamber Efendimiz (sav), hem güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuş, hem de insanları güzel ahlaklı olmaya çağırmıştır. "Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" buyuran Peygamberimiz (sav), bir sözlerinde de "Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer" demişlerdir. Peygamberimiz (sav)'in izinden giden Müslümanların da, hem tüm insanlığa güzel ahlakları ve iyi huyları ile örnek olmaları, hem de sözlü ve yazılı olarak onları güzel ahlaka davet etmeleri önemli bir sorumluluktur. Bir ayette Peygamber Efendimiz (sav)'in yolunu takip eden tüm salih Müslümanlar şöyle müjdelenmiştir:
"Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır." (Araf Suresi, 157)
"Sünnet-i seniyyeye tabi olmak mutlaka çok kıymetlidir. Özellikle bid'atların çoğaldığı zamanda sünnete tabi olmak çok kıymetlidir. Özellikle ümmetin fesadı zamanında (karışıklık döneminde) sünnet-i seniyyenin adabına uymak mühim bir takvayı ve kuvvetli bir imanı oluşturuyor." (Bediüzzaman Said Nursi; Lemalar, s. 48)
Ehl-I Sünnet İtikadının Önemi
İslam tarihinde birçok sapkın düşünce ortaya atılmıştır. Bazı mezhepler, İslam'ın özünden uzaklaşarak çeşitli sapkın itikatlara sahip oldular ve sapkın uygulamalara giriştiler. Günümüzde bu sapkınlıklara bir yenisi daha eklenmiş bulunuyor. Bazı insanlar, Resulullah (sav)'in sünnetini reddediyorlar. "Kuran'ı okuruz, Resulullah (sav)'tan gelen bir açıklamaya muhtaç olmadan onu kendi başımıza anlarız" iddiasında bulunuyorlar. Kuran'ın hayata geçirilmesi ve uygulanması anlamına gelen sünnetten yüz çeviriyorlar. Oysa ortaya çıkan bu "sünneti terk etmiş İslam" akımı, bizzat Kuran'ın hükümlerini gözardı etmektedir. Çünkü sünnet, Kuran'ın bir açıklamasıdır ve daha da önemlisi, Kuran'da Resul (sav)'e uyulması emredilmiştir. Allah, ümmeti yalnızca Kuran'a itaatle yükümlü kılmamış, aynı zamanda Resulullah (sav)'e itaati de farz kılmıştır.
Sünnet, Kuran'dan ayrı değildir. Sünnet; son ilahi kitap Kuran'ın Allah elçisi Hz. Muhammed (sav) tarafından ortaya konmuş yorumudur. Bu nedenle, İslam, ancak sünnetle birlikte gerçek İslam olur. Kuran, sünnetin de yardımıyla ümmet tarafından tam olarak anlaşılıp uygulanabilir. Bu dönemde Peygamberimiz (sav)'i desteklemek ise ancak, Kuran'a tam tabi olmakla ve Ehl-i Sünnet itikadını, Kuran ahlakını O'nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile tüm dünyaya yaymaya çalışmakla, ahlakça ve tavırca gücünün yettiğinin en fazlasıyla O'na benzemek için gayret etmekle olacaktır. Böyle bir tavır gösterildiği takdirde Allah Peygamberimiz (sav)'e nasıl yardım ettiyse, O'na destek olanlara da yardım edecek ve yollarını açarak, onlara başarı verecektir. Rabbimiz, bu vaadini ayetinde şöyle bildirmiştir:
"... Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. fiüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır." (Hac Suresi, 40)
"Kuran ile amel etmek seni Kuran'ın mevkiine yükseltir, oraya oturtur. Sünnet (Peygamberimiz (sav)'in hadisleri) ile amel etmek seni Allah'ın Resulü Peygamber Efendimiz (sav)'e yükseltir. Resulullah (sav), kalbi ile ve manevi himmetiyle, Allah dostlarının kalbi çevresinden bir an bile ayrılmaz. Allah dostlarının kalplerini güzelleştiren, kokulayıp buharlayan O’dur. Onların özlerini tasviye eden, menfi duygulardan temizleyen ve tezyin eden O’dur." (Abdulkadir Geylani; Fethü'r-Rabbani)
Rabbimiz, diğer peygamberleri olduğu gibi Hz. Muhammed (sav)'i de mükemmel bir din ve dosdoğru bir yol üzerinde göndermiş ve onu kıyamete kadar bütün insanlığa peygamber kılmıştır. Elçiye itaat etmek, ona saygı ve sevgi göstermek ve onun sünnetine uymak, inananlar için mutlaka yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktur.
Peygamber Efendimiz (sav), vahiy yoluyla Allah'tan aldığı Kuran ayetlerini sadece insanlığa ulaştırmakla kalmamış, aynı zamanda kutlu bir görev olan Kuran'ın açıklanması görevini de yerine getirmiştir.
(makale harun yahya)