Rakının Tarihi
Rakının ilk kez nerede kimler tarafında üretildiği kesin olarak belgelerle belirlenememiştir. Acak rakının ilk kez Osmanlı topraklarında üretildiği neredeyse tüm dünya ülkelerince kabul edilmektedir. Hemen hemen tüm ansiklopedilerde rakının bir Türk içkisi olduğu belirtilir. Türk rakısı zamanla Osmanlı topraklarında yaşayan insanlarının da damak zevki ile bugünkü karakteristik özelliklerine ulaştırılmış ve üretimi tekelleştirilmiştir. Türk rakısının bugünkü özellikleri ne Yunan rakısı Uzo ne de uzak Doğu içkisi olan arakta bulunabilir. Ayrıca sakız rakısı Mastika'nın ilk kez ülkemizde üretilmiş olduğu tarihi bir gerçektir. Yunan içkisi "Tsipouro"(üzüm posası) geleneksel aile işletmelerinde, bölgeye göre farklı adlarla üretilmektedir. Tsipour, Grappa,raki gibi..Tsipouro önceleri üzüm posası için kullanılmış daha sonra destilatı için kullanılmıştır. Grappa üzüm salkımı anlamına gelen Latince bir kelimeden gelir. Bazilarina göre ilk raki Balkanlar ve Ege adalarinda erikten yapilan 'Ouzo'dur. Tadi Türk rakisina benzeyen bu içkide anason bulunmaz. Bazilari ise Japonlarin pirinçten ürettikleri 'Sake'nin rakinin babasi oldugu görüsünü savunsalar da rakinin Anadolu'daki öyküsü 300 yil öncesine dayaniyor.Raki Yunanlıların Osmanlı egemenliği altındayken aldığı bir kelimedir, Türkçe'den gelir. Yunan ansiklopedilerinde Yunanlıların geleneksel içkisi Uzo 'nun mucidi Kirios Stavrakis adlı bir Osmanlı Doktoru olarak gösterilmiştir.
Nasıl içilir?
Eskiden rakı kadehlerde sek olarak içilir ve üzerine bir yudum su alınırdı. Günümüzde ise rakıyı rakı bardağı dediğimiz aslında limonata bardağı olan bardakta sek olarak değil de su ile karıştırarak içiyoruz. Rakı içmenin en büyük püf noktası soğutulmuş rakı, bardak ve soğuk sudan geçer. Aksi takdirde rakı içiminden hiçbir zevk alınmaz.
Çoğu insan rakıyı kendine özgü bir tarzda içer. Kimisi sulandırarak, kimisi sek içerek, kimisi şişesinden içerek keyif almaya çalışır. Büyük çoğunluk ise kendi ağız tatlarına en uygun karışımı hazırlar.
Rakı hazırlanırken dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta da bardağa önce rakı, sonra su, son olarak da buz konulmasıdır. Rakıyı sulandırmadan üzerine buz konulursa rakının aroması kristalleşir ve rakının tadı bozulur. Rakı meze ile birlikte yudum yudum ve yavaş içilir.
Demlenmek rakı içerken kullanılan bir kelimedir. Bunun sebebi çayın rengi ve kokusu suya sinerek içilecek kıvamı almasıdır. Atalarımız da buradan yola çıkarak rakı masasında demlenme sözcüğünü kullanır. Rakı sofrasında demlenmek ve sarhoş olmayı birbirinden ayırtedebilmek gerekir. Bu yüzden rakı içmek özen gerektiren bir iş olduğundan sadece içmesini bilenle içilir. Rakı içen herkes kendi ayarını kesinlikle bilir. Sınırları zorlamaya başladığımızda bu işe dur demeyi bilmeliyiz. Rakıyı bilinçli olarak tadını seviyorsak içmeliyiz. Rakı hiçbir zaman sarhoş olmak için içilecek bir içki değildir. Çünkü bunun sonuçları çok kötü olabilir. Eğer rakı masasında biz ve karşımızdakiler dengeli demlenebiliyorsak ne mutlu bize.
Rakı yalnız başına içilmeyip arkadaşlar veya dostlarla birlikte içilir. Çünkü rakı masaları sohbetlerin yapıldığı, hikayelerin anlatıldığı, hem dinleyici hem konuşmacı olduğumuz bir ortamdır. Bu sanki bir grup terapisine benzer. Ayrıca rakı masasında herkes birbirine saygılı olmak zorundadır.
Kimlerle içilir?
İçeceğimiz insanlara gelince bunlar sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, muhabbeti güzel olanlar, hoşgörülü olanlar, dinlemesini bilecek, sizin de onları dinlerken zevk alabileceğiniz hoşgörü sahibi, keyif kaçırmayacak veya aile ortamında ya da kız arkadaşınız olabilir.
Bu sofra insanların birbirlerini anlayabileceği, birbirlerine anlatmak istedikleri karşılıklı sevgi ve saygının hakim olduğu bir sofradır.
Rakı içtikten sonra huzursuzluk yaratmak için, kafanız bozuk olduğu zaman veya birinin hatırı olduğu için içilmemelidir. Rakı insanları birbirlerine yaklaştırdığı kadar çok fazla da uzaklaştırabilir. Dengeli demlenmeyi bilmiyorsak ortamımızın tadı kaçar.
Burada anlatılanlar sadece içmesini veya demlenmesini bilenler içindir.
Bir Sofraya nasıl oturuyorsanız, aynı şekilde kalkmalısınız, aksi taktirde içki size yaramıyor demektir.
Şair Necip Mirkelamoğlu Rakıname'sinde demiştir ki:
Eşek içince zırlar
Köpek içerse hırlar
Kedi içse tırmalar
İnsanlaradır rakı ...