Buğra1
Kayıtlı Üye
Rahatlamak için yapılan boyun bükme, parmak çıtlatma gibi geleneksel tedavi yöntemleri sırasında bilinçsizce yapılan hareketlerin sakatlanma riskini artırdığı ileri sürüldü.
Boyun kütletme ve parmak çıtlatmanın sakatlıklara sebebiyet verdiği bildirildi.
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi'nde (ASM) görevli Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Ayşen Yücel ile Fizik Tedavi ve Rahabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, rahatlamak için yapılan geleneksel tedavi yöntemleri sırasında bilinçsizce yapılan hareketlerde sakatlanma riskinin bulunduğunu söylediler. Duruş bozuklukları, masa başında geçirilen uzun saatler ve hareketsiz bir hayat tarzı, zaman içinde bel ve boyun ağrısı olarak kendini hissettiriyor.
Bu tür olumsuz davranışların tedavisinde yapılan geleneksel teknikler ise, rahatlamak yerine sakatlıklara varan sonuçlara bile yol açıyor. Bu tür ağrılardan kurtulmak için hayat tarzını değiştirmek yerine, sırt ve boyun kütleme, parmak çıtlatma ve sırtını çiğnetme gibi yolların daha kötü sonuçlar doğurduğunu belirten Prof. Dr. Ayşen Yücel, "Özellikle, boynu rahatlatmak için yapılan, hızla sağa ya da sola döndürme işlemine çok sık rastlıyoruz. Boyun kütletmenin, alışkanlık haline gelmesi çok kötü. Çünkü omurlarımızın arasında, 'faset eklem' diye adlandırdığımız eklemler var.
Bu tür ani hareketler, eklemlerin çok zorlanmasına neden oluyor ve eklem içinden geçen sinirlerin sıkışması ağrıya ve şiddetli ağrıda kas spazmına neden oluyor. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen dejenerasyonun önemli nedenlerinden birisi de, boyun kütletme alışkanlığıdır. Kişi, rahatlamak için bu hareketi yapar, ama bazen öylece kalıp, şiddetli ağrı ile doğru doktora gelir. Sırt ağrısının en önemli nedenlerinden biri ise, kasların hassas noktalarından kaynaklanıyor.
Omurganın yanında seyreden kaslarda, tetik nokta dediğimiz noktalar, çeşitli nedenlerle hassasiyet kazanıyor. Bu durum, kasın kendi gerginliğinden daha fazla kasılmasına neden oluyor. Stres, soğuk ya da sıcak durumlar, tetik noktalardan kaynaklanan ağrının oluşma nedeni. Bu ağrılardan kurtulmak için, sırtı çiğnetmek ise, kasa zarar verebiliyor. Hatta kas içi kanamalar görülüyor. Nadir rastlansa da, o bölgedeki bağların ve küçük eklemlerin zarar görme ihtimali var" dedi.
Ehil olmayan kişilerin masaj yapmasını, sırt çiğnetmeyle aynı kefeye koymak gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Yücel, "Rast gele masaj yaptırmak çok tehlikeli. 'Sırtım ağrıdı, boynum tutuldu.
Hadi biraz ov' diye arkadaşına masaj yaptıranlar, daha sonra şiddetli ağrılar çekerek, sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Yapılan muayenede, bir bakıyoruz kas çeperi zedelenmiş. Verilen zarar hafif bir ağrıyla kalmıyor. Çoğu zaman tedavi süresi iki üç haftaya kadar uzuyor. Kimi hastalara ise ciddi bir ilaç tedavisi uygulamak gerekiyor. Acıdan bağırarak gelen hastalara, hemen enjeksiyon yapmamız gereken durumlar bile oluyor. Aslında manipülasyon tedavisi diye bir yöntem var. Mesela hastada ani bir boyun ya da bel tutulması oldu. Bunda hangi kas etkili ise, onun gevşemesini sağlayacak, manipülasyon tedavisi yapılabilir.
Bu yurtdışında, bir şiropraksi adı altında, bir bilim dalı olarak kabul edilmiş ve tamamen bilimsel bir biçimde yapılıyor. Türkiye'de ise bu konunun ayrı bir uzmanlığı yok. Kimi fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları bu konuyla ilgileniyor. Omurganın etrafında yer alan kas dokusu, kasları kemiklere bağlayan ligaman, kas ve kemik arasında ilişkiyi sağlayan tendonlar, bu tür ani hareketlerden en çok zarar gören yapılar. Vücudumuzu bir çadır gibi düşünürsek, omurga da onun orta direği olur" diye konuştu.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı ise, bu hareketlerin ardından, o bölgede ödem, zorlanma ve incinme görüldüğünü vurgulayarak, "Zorlanan bölgelerde oluşan hasar, hemen kendini ağrı ile gösterir. Eğer zorlanan bölge, yüzeye yakınsa bu bölgede ısı artışı olabilir ve ödem görülebilir. Ama bunlar çok tipik değildir. Çünkü zarar gören bu dokular çok derindedir. Tedavi için hastaya tavsiye ilk şey ise, genelde istirahat oluyor. Bu yatarak dinlenme anlamına gelebileceği gibi, ağrıya neden olacak tüm aktivitelerden kaçınmak şeklinde de olabiliyor. Ancak dinlenme süresine dikkat etmek gerekir. Çünkü, o bölgeyi dinlendirmeyi çok fazla uzatırsanız, oradaki yapıları bozmuş olursunuz. Genelde bunun için önerilen süre 2-7 gün arasındadır. Sürenin uzunluğu da hastanın yaşına, aktivite seviyesine ve hareket nedeniyle oluşan lezyonun yerine ve şiddetine bağlıdır. Özellikle bel bölgesindeki ağrılar, genellikle kasların yeterince kuvvetli olmamasından kaynaklanıyor. Günlük yaşamda çok kullanılmıyor bu kaslar. Rutinin dışında farklı bir hareket yapıldığında da, ağrı meydana geliyor. Aslında ağrı, vücudun savunma mekanizmasıdır, 'üstüme gelme' demektir. Bu ağrılardan tamamen kurtulmanın yolu ise egzersizden geçiyor" dedi.
Bel bölgesindeki kasları çalıştırmak için ise, sadece kuvvetlendirme egzersizlerinin yeterli olmayacağını da ifade eden Prof. Dr. Akı, "Bu kaslar, zaman içerisinde hep aynı pozisyonda kaldığı için, kısalma eğilimine giriyor. Yapı kısaldığı için, kaslar randımanlı çalışma özelliğini kaybediyor. Bunları normal uzunluklarına getirmek için, germe egzersizleri yapmak gerekiyor.
Kasların o bölgede eklemlerle çalışması nedeniyle, egzersiz programına dahil edilmesi gerekenler arasında, mobilizasyon hareketleri ve yer almalı. Genellikle strese bağlı gelişen ve ağrılara neden olan kas spazmlarının önüne geçilmesi için de, gevşeme egzersizleri yapılmalıdır. Son olarak vücudu bir bütün olarak ele alıp, dolaşım ve solunum sistemine yönelik, aerobik egzersizler de unutulmamalıdır. Ancak bu egzersiz planı, kişiye özel olmalıdır. Kişinin yaşı, cinsiyeti, diğer hastalıkları, aktivite durumu ve daha önce egzersiz yapıp yapmadığı bile önemlidir. Birbirinden tamamen farklı iki kişiye, aynı egzersizler verilmemelidir.
Hastanın eline, egzersiz kitapçığı tutuşturmanın hiçbir yararı yok. Normalde konuyla ilgili bir doktorun kişiye egzersiz programı hazırlayıp, hastanın bunu fizyoterapist ile beraber yapması gerekiyor. Hasta yapacağı hareketleri iyice öğrenmelidir" şeklinde konuştu.
Boyun kütletme ve parmak çıtlatmanın sakatlıklara sebebiyet verdiği bildirildi.
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi'nde (ASM) görevli Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Ayşen Yücel ile Fizik Tedavi ve Rahabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, rahatlamak için yapılan geleneksel tedavi yöntemleri sırasında bilinçsizce yapılan hareketlerde sakatlanma riskinin bulunduğunu söylediler. Duruş bozuklukları, masa başında geçirilen uzun saatler ve hareketsiz bir hayat tarzı, zaman içinde bel ve boyun ağrısı olarak kendini hissettiriyor.
Bu tür olumsuz davranışların tedavisinde yapılan geleneksel teknikler ise, rahatlamak yerine sakatlıklara varan sonuçlara bile yol açıyor. Bu tür ağrılardan kurtulmak için hayat tarzını değiştirmek yerine, sırt ve boyun kütleme, parmak çıtlatma ve sırtını çiğnetme gibi yolların daha kötü sonuçlar doğurduğunu belirten Prof. Dr. Ayşen Yücel, "Özellikle, boynu rahatlatmak için yapılan, hızla sağa ya da sola döndürme işlemine çok sık rastlıyoruz. Boyun kütletmenin, alışkanlık haline gelmesi çok kötü. Çünkü omurlarımızın arasında, 'faset eklem' diye adlandırdığımız eklemler var.
Bu tür ani hareketler, eklemlerin çok zorlanmasına neden oluyor ve eklem içinden geçen sinirlerin sıkışması ağrıya ve şiddetli ağrıda kas spazmına neden oluyor. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen dejenerasyonun önemli nedenlerinden birisi de, boyun kütletme alışkanlığıdır. Kişi, rahatlamak için bu hareketi yapar, ama bazen öylece kalıp, şiddetli ağrı ile doğru doktora gelir. Sırt ağrısının en önemli nedenlerinden biri ise, kasların hassas noktalarından kaynaklanıyor.
Omurganın yanında seyreden kaslarda, tetik nokta dediğimiz noktalar, çeşitli nedenlerle hassasiyet kazanıyor. Bu durum, kasın kendi gerginliğinden daha fazla kasılmasına neden oluyor. Stres, soğuk ya da sıcak durumlar, tetik noktalardan kaynaklanan ağrının oluşma nedeni. Bu ağrılardan kurtulmak için, sırtı çiğnetmek ise, kasa zarar verebiliyor. Hatta kas içi kanamalar görülüyor. Nadir rastlansa da, o bölgedeki bağların ve küçük eklemlerin zarar görme ihtimali var" dedi.
Ehil olmayan kişilerin masaj yapmasını, sırt çiğnetmeyle aynı kefeye koymak gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Yücel, "Rast gele masaj yaptırmak çok tehlikeli. 'Sırtım ağrıdı, boynum tutuldu.
Hadi biraz ov' diye arkadaşına masaj yaptıranlar, daha sonra şiddetli ağrılar çekerek, sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Yapılan muayenede, bir bakıyoruz kas çeperi zedelenmiş. Verilen zarar hafif bir ağrıyla kalmıyor. Çoğu zaman tedavi süresi iki üç haftaya kadar uzuyor. Kimi hastalara ise ciddi bir ilaç tedavisi uygulamak gerekiyor. Acıdan bağırarak gelen hastalara, hemen enjeksiyon yapmamız gereken durumlar bile oluyor. Aslında manipülasyon tedavisi diye bir yöntem var. Mesela hastada ani bir boyun ya da bel tutulması oldu. Bunda hangi kas etkili ise, onun gevşemesini sağlayacak, manipülasyon tedavisi yapılabilir.
Bu yurtdışında, bir şiropraksi adı altında, bir bilim dalı olarak kabul edilmiş ve tamamen bilimsel bir biçimde yapılıyor. Türkiye'de ise bu konunun ayrı bir uzmanlığı yok. Kimi fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları bu konuyla ilgileniyor. Omurganın etrafında yer alan kas dokusu, kasları kemiklere bağlayan ligaman, kas ve kemik arasında ilişkiyi sağlayan tendonlar, bu tür ani hareketlerden en çok zarar gören yapılar. Vücudumuzu bir çadır gibi düşünürsek, omurga da onun orta direği olur" diye konuştu.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı ise, bu hareketlerin ardından, o bölgede ödem, zorlanma ve incinme görüldüğünü vurgulayarak, "Zorlanan bölgelerde oluşan hasar, hemen kendini ağrı ile gösterir. Eğer zorlanan bölge, yüzeye yakınsa bu bölgede ısı artışı olabilir ve ödem görülebilir. Ama bunlar çok tipik değildir. Çünkü zarar gören bu dokular çok derindedir. Tedavi için hastaya tavsiye ilk şey ise, genelde istirahat oluyor. Bu yatarak dinlenme anlamına gelebileceği gibi, ağrıya neden olacak tüm aktivitelerden kaçınmak şeklinde de olabiliyor. Ancak dinlenme süresine dikkat etmek gerekir. Çünkü, o bölgeyi dinlendirmeyi çok fazla uzatırsanız, oradaki yapıları bozmuş olursunuz. Genelde bunun için önerilen süre 2-7 gün arasındadır. Sürenin uzunluğu da hastanın yaşına, aktivite seviyesine ve hareket nedeniyle oluşan lezyonun yerine ve şiddetine bağlıdır. Özellikle bel bölgesindeki ağrılar, genellikle kasların yeterince kuvvetli olmamasından kaynaklanıyor. Günlük yaşamda çok kullanılmıyor bu kaslar. Rutinin dışında farklı bir hareket yapıldığında da, ağrı meydana geliyor. Aslında ağrı, vücudun savunma mekanizmasıdır, 'üstüme gelme' demektir. Bu ağrılardan tamamen kurtulmanın yolu ise egzersizden geçiyor" dedi.
Bel bölgesindeki kasları çalıştırmak için ise, sadece kuvvetlendirme egzersizlerinin yeterli olmayacağını da ifade eden Prof. Dr. Akı, "Bu kaslar, zaman içerisinde hep aynı pozisyonda kaldığı için, kısalma eğilimine giriyor. Yapı kısaldığı için, kaslar randımanlı çalışma özelliğini kaybediyor. Bunları normal uzunluklarına getirmek için, germe egzersizleri yapmak gerekiyor.
Kasların o bölgede eklemlerle çalışması nedeniyle, egzersiz programına dahil edilmesi gerekenler arasında, mobilizasyon hareketleri ve yer almalı. Genellikle strese bağlı gelişen ve ağrılara neden olan kas spazmlarının önüne geçilmesi için de, gevşeme egzersizleri yapılmalıdır. Son olarak vücudu bir bütün olarak ele alıp, dolaşım ve solunum sistemine yönelik, aerobik egzersizler de unutulmamalıdır. Ancak bu egzersiz planı, kişiye özel olmalıdır. Kişinin yaşı, cinsiyeti, diğer hastalıkları, aktivite durumu ve daha önce egzersiz yapıp yapmadığı bile önemlidir. Birbirinden tamamen farklı iki kişiye, aynı egzersizler verilmemelidir.
Hastanın eline, egzersiz kitapçığı tutuşturmanın hiçbir yararı yok. Normalde konuyla ilgili bir doktorun kişiye egzersiz programı hazırlayıp, hastanın bunu fizyoterapist ile beraber yapması gerekiyor. Hasta yapacağı hareketleri iyice öğrenmelidir" şeklinde konuştu.