Bâzı elementlerin çekirdeklerinin şua
yayarak parçalanması. Dış etki olmaksızın kendi kendine bir parçalanma sonucu durmadan şuâ (ışın,
radyasyon) şeklinde enerji veren maddelere radyoaktif maddeler, neşredilen şuâlara radyoaktif şuâ
denir.
Radyoaktifliğin keşfi: Fizikokimyâ sahasında en önemli keşif olup, bu keşifle birlikte kimyevî
elementler hakkındaki düşünceleri temelinden değiştirdi. Aynı zamanda atomun çekirdeğindeki
muazzam enerjinin kullanılmasını mümkün kıldı. Radyoaktivite, 24 Şubat 1896da Henri Becquerel
tarafından keşfedildi. Radyoaktivite, flüoresan kılınmış maddelerin X ışınları verip vermedikleri
araştırılırken bulundu. H. Becquerel, X ışını elde etmek maksadıyla flüoresan olan uranyum tuzları
kullandı. Siyah kâğıda sarılı fotoğraf plakası üzerine bir miktar potasyum uranyum sülfat çift tuzu
K2UO2 (SO4)2.2H2O koyup, güneş ışığına tuttu. Sonunda fotoğraf plâkasında uranyum tuzlarının
bulunduğu bölgeye rastgelen kısımlarda kararmalar gördü. Fakat sonradan bu tuzların ışığa mâruz
bırakılmadan, yâni flüoresan kılınmadan da bu işi yaptığını gördü. Daha sonra da uranyumun
flüoresan olan ve olmayan bütün tuzlarının hattâ uranyum metalinin bile fotoğraf plâkasına tesir ettiğini
buldu. Becquerel daha sonra bu denemesini karanlıkta yaptı. Uranyum bileşiklerini siyah kâğıda
sardığı hâlde fotoğraf plâkalarına etki eden ışınların çıktığını buldu. Bu ışınlara uranik ışınlar dedi. Bu
keşiften sonra, Fransada Pierre ve Marie Curie, Almanyada G.Schmidt tarafından, aynı zamanda
yapılan araştırmalarda toryumun da aynı ışını verdiği bulundu. Bundan sonraki araştırmalarda
radyoaktif özelliklere sâhip polonyum ve radyum elementleri keşfedildi.
Bir radyoaktif elementin çekirdeğinin, kendiliğinden başka çekirdeğe değişmesi olayına
dezentegrasyon, yapma olarak bir çekirdekten bir başka çekirdeğin elde edilmesi hâdisesine de
transmütasyon denir.
104 elementin yaklaşık 1200 izotopu vardır. Bu izotoplardan 284ü kararlı çekirdeğe; radyoaktif
elementler kararsız çekirdeğe sâhiptirler. Bunlar kararlı hâle geçmek için çeşitli enerjiler yayarlar.
yayarak parçalanması. Dış etki olmaksızın kendi kendine bir parçalanma sonucu durmadan şuâ (ışın,
radyasyon) şeklinde enerji veren maddelere radyoaktif maddeler, neşredilen şuâlara radyoaktif şuâ
denir.
Radyoaktifliğin keşfi: Fizikokimyâ sahasında en önemli keşif olup, bu keşifle birlikte kimyevî
elementler hakkındaki düşünceleri temelinden değiştirdi. Aynı zamanda atomun çekirdeğindeki
muazzam enerjinin kullanılmasını mümkün kıldı. Radyoaktivite, 24 Şubat 1896da Henri Becquerel
tarafından keşfedildi. Radyoaktivite, flüoresan kılınmış maddelerin X ışınları verip vermedikleri
araştırılırken bulundu. H. Becquerel, X ışını elde etmek maksadıyla flüoresan olan uranyum tuzları
kullandı. Siyah kâğıda sarılı fotoğraf plakası üzerine bir miktar potasyum uranyum sülfat çift tuzu
K2UO2 (SO4)2.2H2O koyup, güneş ışığına tuttu. Sonunda fotoğraf plâkasında uranyum tuzlarının
bulunduğu bölgeye rastgelen kısımlarda kararmalar gördü. Fakat sonradan bu tuzların ışığa mâruz
bırakılmadan, yâni flüoresan kılınmadan da bu işi yaptığını gördü. Daha sonra da uranyumun
flüoresan olan ve olmayan bütün tuzlarının hattâ uranyum metalinin bile fotoğraf plâkasına tesir ettiğini
buldu. Becquerel daha sonra bu denemesini karanlıkta yaptı. Uranyum bileşiklerini siyah kâğıda
sardığı hâlde fotoğraf plâkalarına etki eden ışınların çıktığını buldu. Bu ışınlara uranik ışınlar dedi. Bu
keşiften sonra, Fransada Pierre ve Marie Curie, Almanyada G.Schmidt tarafından, aynı zamanda
yapılan araştırmalarda toryumun da aynı ışını verdiği bulundu. Bundan sonraki araştırmalarda
radyoaktif özelliklere sâhip polonyum ve radyum elementleri keşfedildi.
Bir radyoaktif elementin çekirdeğinin, kendiliğinden başka çekirdeğe değişmesi olayına
dezentegrasyon, yapma olarak bir çekirdekten bir başka çekirdeğin elde edilmesi hâdisesine de
transmütasyon denir.
104 elementin yaklaşık 1200 izotopu vardır. Bu izotoplardan 284ü kararlı çekirdeğe; radyoaktif
elementler kararsız çekirdeğe sâhiptirler. Bunlar kararlı hâle geçmek için çeşitli enerjiler yayarlar.