Rabb'im ALLAH !

sensiz olmaz

Kayıtlı Üye


Allahü teâlâ vardır ve birdir. Bir sözünün, lügatta (sözlükte) iki çeşit manâsı vardır. Birincisi, sayı bakımından, ikinin yarısı olup, sayıların evvelidir. Diğeri, ortağı ve benzeri olmamak bakımından birdir. İşte Allahü teâlâ sayı bakımından değil, ortağı ve benzeri olmamak bakımından birdir. Yani zâtında ve sıfatlarında hiçbir şekilde Ona ortak yoktur. Bütün mahlûkatın zât ve sıfatları, kendilerini yaratanın zât ve sıfatlarına benzemediği gibi, yaratanın zât ve sıfatları da yaratıklardan hiçbirinin zât ve sıfatlarına benzemez.

Bütün mahlûkatın her uzvunun, her hücresinin yaratıcısı, yoktan var edicisi yalnız Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın yüksek zâtının hakîkatını hiçbir kimse bilemez ve bundan bahsetmek şirktir. Akla ve hayale gelenlerin hepsinden münezzehdir, berîdir. Zâtını akla, hayâle getirmek câiz (dinimizce olumlu) değildir. Ancak, Kur'ân-ı kerîmde beyân buyurulan sıfatlarını, isimlerini ezberleyip, uluhiyyetini (yaratıcılığını) bunlarla tasdik (kalb ile inanmak) ve ikrâr (dil ile söylemektir) etmelidir. Bütün sıfatları ve isimleri ezelîdir, ebedîdir. Zâtı, hiç bir yerde durmadığı gibi, bilinen altı cihetden de münezzehdir. Yanî önde, arkada, sağda, solda, üstte, altta değildir. Onun için ancak "Hâzır ve nâzırdır (gözeten)" söylenebilir.

Allahdan başka hiçbir şey yok idi. Herşey sonradan yaratıldı. Bütün mahlukatın bir yaratanı (var edeni, meydana getireni) vardır.
- Her varlığı, O yaratmıştır. Bu yaratan birdir.
- Ortağı, benzeri yoktur. Bir ikincisi yoktur.
- O, hep var idi. Varlığının başlangıcı yoktur.
- Hep vardır. Varlığının sonu olmaz. Yok olmaz.
- Onun hep var olması lâzımdır. O, yok olamaz.
- Varlığı kendindendir. Hiçbir sebebe ihtiyacı yoktur.
- Ona muhtaç olmıyan hiçbirşey yoktur.
- Herşeyi var eden, her vârı her an varlıkta durduran O dur.
- O, madde değildir. Cism değildir. Bir yerde değildir. Hiçbir maddede bulunmaz. Şekli yoktur. Ölçülmez. Nasıldır diye sorulmaz.
- O deyince, akla hayâle gelen herşey, O değildir. O, bunlara benzemez. Bunlar (akla ve hayala getirilen herşey) hep Onun mahlûklarıdır.
- O, mahlûkları gibi değildir. Akla, vehme, hayâle gelen herşeyi, O yaratmaktadır.
- Yukarıda, aşağıda, yanda değildir. Yeri yoktur.
- Her varlık, Arşın altındadır. Arş (bütün kainat) ise, Onun kudreti, kuvveti altındadır.
- O, Arşın üstündedir. Fakat bu, Arş Onu taşıyor demek değildir.
- Arş, Onun lutfu ve kudreti ile vardır.
- O, ezelde, sonsuz öncelerde nasıl ise, şimdi hep öyledir.
- Arşı yaratmadan önce nasıl idi ise, ebedî sonsuz geleceklerde de, hep öyledir. Onda değişiklik olmaz.
- Onun sıfatları (halleri) vardır. (Sıfat-ı sübûtiyye)si sekizdir: Hayat (dirilik-zindelik), ilim (bilmek), semi (işitmek), basar (görmek), kudret (gücü yetici olmak), irâde (dilemek), kelâm (söyleyici olmak), tekvîn (yaratıcı-yoktan var edici-meydana getirici). Bu sıfatlarında da, hiç değişiklik olmaz. Değişiklik olmak, kusurdur. Onda kusur, noksanlık yoktur.
- Hiçbir mahlûkuna benzemez ise de, bu dünyada, Onu kendisinin bildirdiği kadar bilmek ve âhırette görmek olur. Burada nasıl olduğu anlaşılamadan bilinir. Orada da, anlaşılamadan (keyfiyetsiz) görülecektir.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst