Hiphop_girL
Bayan Üye
PSİKİYATRİ TARİHİ
Hastaların doğa-üstü güçlere bağlandığı, animistik düşüncenin egemen olduğu ve Eski Yunan-Roma dönemine dek uzanan çağlardır. Bu çağlarda hastalık doğa-üstü zararlı ruhlara bağlanıyordu. Doğa karşısında çoğu kez güçsüz, çaresiz kalan ilkel insan, derin korkular ve güvensizlik duyguları içinde doğa-üstü güçlerin varlığına inanarak anlayamadığı bir olguyu açıklama, aydınlatma, anlayabilme; bunlara göre savunma yolları aramıştır. Büyücü hekimler, şamanlar, çeşitli törenler, danslar, garip hareketler, ruhları saklayan eşyanın yokedilmesi, çılgınlık nöbetleri ve özgeçi (trans) durumları ile zararlı ruhları kovarak hastalıkları iyileştirmeye çalışıyorlardı.
Hipokrat (İ.Ö.V.Yüzyıl) öncesi dünyada, gizemci-büyüsel düşünce biçimi ve buna dayalı hastalık anlayışı ve tedavi yönetemleri egemendi. Eski Yunan'ın altın çağı Perikles döneminde Hipokrat, hastalıkların doğa-üstü güçlere değil, doğal etkenlere bağlı olduğunu gösterdi.
Hipokrat'ın psikiyatriyeye kattığı kimi terimler (histeri, melankoli gibi) bugün bile kullanılmaktadır. Ayrıca Eflatun, Aristo, Aesclapiades, Cicero, Celsus, Soranus, Aretaeus ve Galenus ruhsal bozuklukların doğal açıklamalarına katkıda bulunmuşlardır.
Orta Çağda ise gerileme olmuş yeniden büyüsel gizemci düşünce egemenlik kazanmaya başlamıştı. Ruh hastaları şeytanın işbirlikçisi sayılıp korkunç işkenceler ve eziyetlerden geçirilmiştir. Büyük olasılıkla çoğu şizofrenik, manik, histerik olan yüzbinlerce hasta ruhlarına şeytan girdi tanısı ile yargılanmış ve diri diri yakılmıştır.
Rönesansta ise bu tutumlara artan tepkilerden dolayı bu çağ dışı tutumlar sonaermiş daha bilimsel ve akılcı davranışlar başlamıştır.
Bu değişime en büyük katkıyı Martin Luther ve onu izleyen geniş halk kitleleri sebep olmuştur.
Çağdaş Psikiyatrinin Gelişimi
Bu çağda ruh hekimliğinde en önemli adımı 18. Yüzyılın sonlarına doğru Fransız ruh hekimi Pinel atmıştır. Ruh hastalarını zincirden kurtaran hekim olarak bilinen Pinel psikoterapinin ilkelerini belirten ilk hekimdir.
Yine İngiltere'de William Tuke, A.B.D.'nde Benjamin Rush ülkelerinde çağdaş psikiyatrinin öncüleri olmuşlardır.
19. Yüzyılın sonlarında Fransa'da Esquirol, Morel, Magnan, Piere Janet; Almanya, Avusturya ve İsviçre'de Breuer, Freud, Jung, Adler çağdaş psikiyatrinin öncüleri oldular.
Psikozları ve psikonevrozları ana ve alt gruplara ayıran Kraepelin hastalıkların sınıflandırılmasında öncü olmuştur.
Hipnoz olgusunu ortaya atan Mesmer, klasik koşullanma ile Pavlov, histeri ve nöroloji alanında Charot, ruhsal bozuklukların anlaşılmasında ve dinamik psikiyatrinin gelişmesinde Piere Janet, Carl G.Jung ve Sigmun Freud çağdaş psikiyatrinin gelişimindeki önemli şahsiyetlerdir.
Bu konuda asıl çığırı 19. Yüzyılın sonunda geliştirdiği Psikanaliz kuramı ile Sigmun Freud açmıştır.
Türkiye'de ise çağdaş eğitim görmüş ilk ruh hekimi 1898'de Gülhane Askeri Tıp Okulunda psikiyatri derslerini başlatan Raşit Tahsin'dir. Onu izleyen Mazhar Osman Türk Psikiyatrisinin kurucusu olarak bilinir. 1950'den sonra Bakırköy, Manisa, Elazığ, Samsun ve Adana'da S.S.Y.Bakanlığına bağlı 5 ruh hastanesi vardır. 1999 Türkiyesinde 49 Tıp Fakültesi bulunmaktadır.
Buna en büyük katkıyı da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri kliniğine 1946 yılında atan Prof.Rasim Adasal yapmıştır.
1994'te ise Türk Psikiyatri Derneği kurularak Türk Psikiyatrisi çağdaş gelişim sürecini yakalamıştır. Çağdaş Ruh Hekimliği büyük hız kazanmış eriştiği boyutlar sonucu çeşitli yan dallara ayrılmıştır:
1. Tanımlayıcı Psikiyatri
2. Biolojik Psikiyatri
3. Dinamik Psikiyatri
4. Davranışçı Psikiyatri
5. Fenemelojik Psikiyatri
6. Varoluşçu Psikiyatri
7. Çocuk, Ergen ve Yaşlılık Psikiyatrisi
Hastaların doğa-üstü güçlere bağlandığı, animistik düşüncenin egemen olduğu ve Eski Yunan-Roma dönemine dek uzanan çağlardır. Bu çağlarda hastalık doğa-üstü zararlı ruhlara bağlanıyordu. Doğa karşısında çoğu kez güçsüz, çaresiz kalan ilkel insan, derin korkular ve güvensizlik duyguları içinde doğa-üstü güçlerin varlığına inanarak anlayamadığı bir olguyu açıklama, aydınlatma, anlayabilme; bunlara göre savunma yolları aramıştır. Büyücü hekimler, şamanlar, çeşitli törenler, danslar, garip hareketler, ruhları saklayan eşyanın yokedilmesi, çılgınlık nöbetleri ve özgeçi (trans) durumları ile zararlı ruhları kovarak hastalıkları iyileştirmeye çalışıyorlardı.
Hipokrat (İ.Ö.V.Yüzyıl) öncesi dünyada, gizemci-büyüsel düşünce biçimi ve buna dayalı hastalık anlayışı ve tedavi yönetemleri egemendi. Eski Yunan'ın altın çağı Perikles döneminde Hipokrat, hastalıkların doğa-üstü güçlere değil, doğal etkenlere bağlı olduğunu gösterdi.
Hipokrat'ın psikiyatriyeye kattığı kimi terimler (histeri, melankoli gibi) bugün bile kullanılmaktadır. Ayrıca Eflatun, Aristo, Aesclapiades, Cicero, Celsus, Soranus, Aretaeus ve Galenus ruhsal bozuklukların doğal açıklamalarına katkıda bulunmuşlardır.
Orta Çağda ise gerileme olmuş yeniden büyüsel gizemci düşünce egemenlik kazanmaya başlamıştı. Ruh hastaları şeytanın işbirlikçisi sayılıp korkunç işkenceler ve eziyetlerden geçirilmiştir. Büyük olasılıkla çoğu şizofrenik, manik, histerik olan yüzbinlerce hasta ruhlarına şeytan girdi tanısı ile yargılanmış ve diri diri yakılmıştır.
Rönesansta ise bu tutumlara artan tepkilerden dolayı bu çağ dışı tutumlar sonaermiş daha bilimsel ve akılcı davranışlar başlamıştır.
Bu değişime en büyük katkıyı Martin Luther ve onu izleyen geniş halk kitleleri sebep olmuştur.
Çağdaş Psikiyatrinin Gelişimi
Bu çağda ruh hekimliğinde en önemli adımı 18. Yüzyılın sonlarına doğru Fransız ruh hekimi Pinel atmıştır. Ruh hastalarını zincirden kurtaran hekim olarak bilinen Pinel psikoterapinin ilkelerini belirten ilk hekimdir.
Yine İngiltere'de William Tuke, A.B.D.'nde Benjamin Rush ülkelerinde çağdaş psikiyatrinin öncüleri olmuşlardır.
19. Yüzyılın sonlarında Fransa'da Esquirol, Morel, Magnan, Piere Janet; Almanya, Avusturya ve İsviçre'de Breuer, Freud, Jung, Adler çağdaş psikiyatrinin öncüleri oldular.
Psikozları ve psikonevrozları ana ve alt gruplara ayıran Kraepelin hastalıkların sınıflandırılmasında öncü olmuştur.
Hipnoz olgusunu ortaya atan Mesmer, klasik koşullanma ile Pavlov, histeri ve nöroloji alanında Charot, ruhsal bozuklukların anlaşılmasında ve dinamik psikiyatrinin gelişmesinde Piere Janet, Carl G.Jung ve Sigmun Freud çağdaş psikiyatrinin gelişimindeki önemli şahsiyetlerdir.
Bu konuda asıl çığırı 19. Yüzyılın sonunda geliştirdiği Psikanaliz kuramı ile Sigmun Freud açmıştır.
Türkiye'de ise çağdaş eğitim görmüş ilk ruh hekimi 1898'de Gülhane Askeri Tıp Okulunda psikiyatri derslerini başlatan Raşit Tahsin'dir. Onu izleyen Mazhar Osman Türk Psikiyatrisinin kurucusu olarak bilinir. 1950'den sonra Bakırköy, Manisa, Elazığ, Samsun ve Adana'da S.S.Y.Bakanlığına bağlı 5 ruh hastanesi vardır. 1999 Türkiyesinde 49 Tıp Fakültesi bulunmaktadır.
Buna en büyük katkıyı da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri kliniğine 1946 yılında atan Prof.Rasim Adasal yapmıştır.
1994'te ise Türk Psikiyatri Derneği kurularak Türk Psikiyatrisi çağdaş gelişim sürecini yakalamıştır. Çağdaş Ruh Hekimliği büyük hız kazanmış eriştiği boyutlar sonucu çeşitli yan dallara ayrılmıştır:
1. Tanımlayıcı Psikiyatri
2. Biolojik Psikiyatri
3. Dinamik Psikiyatri
4. Davranışçı Psikiyatri
5. Fenemelojik Psikiyatri
6. Varoluşçu Psikiyatri
7. Çocuk, Ergen ve Yaşlılık Psikiyatrisi