Prince Of Persia : The Forgetten Sands | Tanıtım - İnceleme

Zekirdek ~

Kayıtlı Üye
popu.gif





[dm]xdwytu_pc-prince-of-persia-the-forgotten_videogames[/dm]



0e7a5_100627120853822751.jpg




Prince of Persia tarihini hepimiz az çok biliriz. İlk oyunu 1989’da yayınlandı ve o zamandan beri oldukça ünlü bir isim. Ancak 90’lı yıllardan sonraki yeni nesil arasında asıl şöhreti 2003 yılında Sands of Time ile yakaladı. Zamanın ilerisindeki grafikler, 1001 Gece Masalları’ndan fırlamış atmosferi, oynanış özellikleri, karizmatik ve isimsiz bir Prens ve tabi ki zamanı geriye alma olanağı ile Sands of Time taraflı tarafsız herkesin büyük beğenisini kazanmıştı. Bu başarının ardından yayınlanan Warrior Within özellikle sahip olduğu “free form fighting system” ile size dövüşlerinizde tamamen kendinize ait kombolar yapabilme imkanı sunuyordu. Bu sefer isimsiz Prens’imiz çok daha güçlü ve öfkeli bir hal kazanmıştı. Üçlemenin son oyunu Two Thrones’ta çok geçmeden yayınlandı ancak Warrior Within’in aksine oynanışta biraz gerilemiş bir görüntüye sahipti. Bu seferse Prens içindeki kötülüğe meydan okuyordu. Üçleme boyunca Prince of Persia oldukça başarılı bir performans ortaya koyarak oyun dünyasının efsane serilerinden biri haline gelmeyi başarmıştı. Ancak ne var ki 2008 yılında yayınlanan yeni Prens oyunu, oyun dünyasında olumlu tepkilerle karşılansa da birçok sıkı Prens fanını tatmin etmedi. Cell-shade grafiklerine sahip çizgi filmsel görselleri ve aksiyondan ziyada hoplama zıplamalı yapısıyla bana bir ‘Mario’ oyununu andıran bu yeni Prens oyunuyla Ubisoft Prince of Persia’da yeni bir dönem başlatmak istemişti, ancak bunda pek başarılı olamadı ve Forgotten Sands’le Prens’i bizim 2003’te tanıdığımız Prens’e geri döndürme kararı aldı.

Yapımcıların söylediğine göre Forgotten Sands, Sands of Time ile Warrior Within arasındaki kalan yedi yıllık boşlukta yaşanan bir olayı anlatıyor. Oyunun film ile aşağı yukarı aynı tarihlerde piyasaya sürülmüş olması Forgotten Sands’in bir film oyunu olabileceği dedikodularını da beraberinde getirmişti ancak oyunu oynayan ve filmi izleyen arkadaşlar da fark etmişlerdir, bu yapımlar tamamen birbirinden farklılar, hatta filmle Prince of Persia üçlemesi arasında bile çok bariz farklılıklar mevcut.

Oyuna başladığımızda Prens’i başka bir krallıkta hüküm süren kardeşi Malik’i ziyaret etmek için yolculuğa çıkmış bir halde buluyoruz, ancak krallığa vardığında Prens’in gördüğü manzara hiç hoş olmuyor. Malik’in krallığı düşman birlikleri tarafından fethedilmek üzere ve şehirde tam bir kaos hakim. Malik ise bu yıkımı engellemek için Salomon’un ordusunu çağırmayı düşünmektedir. Şayet bu orduya hükmedebilirse krallığını da kurtarma şansını elde edecektir. Prens’in tüm engellemelerine rağmen Malik onu dinlemez ve Salomon’un ordusunu çağırır ancak, tahmin edeceğiniz üzere, işler ters gider ve böylece Prens’te tam manasıyla yeni macerasına başlamış olur. Artık krallığın kaderi Prens’in ellerindedir.

Her Prens oyununda olduğu gibi bu oyunda da maceramız boyunca bize bir bayan karakter eşlik ediyor. Bu maceradaki yardımcımızın adı ise Dijnn. Oyuna ilk başladığımızda hiçbir güce sahip değiliz. Oyunda ilerledikçe Dijnn sayesinde bu güçlerimizi kazanıyoruz ve tabi ilk elde ettiğimiz güç de Prens’le özdeşleşen “zamanı geri alma” gücü. Prens’in bu gücünü herkes bildiği için, sanırım pek üzerinde durmaya gerek yok. Şayet sarayın içindeki kolonlardan kolonlara atlarken ya da duvarda yürüyüp de zıpladığınızda tutunmanız gereken yere tutunamazsanız büyük ihtimal ölüyorsunuz ve bu türden tatsız sonuçlara ulaşmamak için zamanı geriye alma gücünüzden faydalanıyorsunuz.



Hatırlarsanız oyun tanıtımlarında, aşina olduğumuzdan olsa gerek, Prens’in zamanı geriye alma gücüne neredeyse hiç değinilmemişti. Daha ziyade söylenenler Prens’in bu yeni macerasında doğadaki dört elemente hükmedebilme kudretini elinde bulunduracağı yönündeydi. Doğrusunu söylemek gerekirse Prens’i diğer önceki üç oyundan öne çıkaran tek fark da bu. Bu yeni yeteneklerimizden en dikkat çekici olanı ise suları dondurabiliyor olmamız. Böylece prens akan suları tutunabileceği yerler, üzerinde yürüyebileceği alanlar ve sarılabileceği sütunlar haline getirebiliyor. Yapımcıların oyun boyunca bizi bu gücü kullanmaya zorladıkları da aşikar. Ancak yapmanız gereken sadece suyu dondurup sonra normal bir platformda hareket ediyormuş gibi hareket etmek değil. Örneğin su akıtan sıra sıra dizilmiş çeşmeler var ve siz bu suları dondurarak ardından da karşıya geçeceksiniz. Öncelikle suyu dondurup birine tutunuyorsunuz ancak hemen yanındaki çeşme, sıra sıra aktıklarından dolayı, o esnada su akıtmamış oluyor ve tutunduğunuz yerden hemen atlayıp suları tekrardan akışına kavuşturup, hemen ardından tekrardan donduruyor ve böylece sıradaki çeşmenin de su akıtmasını sağlayarak ona tutunuyorsunuz. Bu işlem yalnızca iki üç saniye içerisinde gerçekleştiriliyor ve hamlenizi doğru zamanda yapamazsanız Prens düşüp ölüyor, tabi zamanı geriye alma gücünüz o an için tükenmiş durumdaysa.

Oyunda öldürdüğünüz düşmanlar sayesinde tecrübe puanı kazanıyorsunuz ve bu puanları Prens’e yeni güçler açmak için kullanabiliyorsunuz. Bu güçler oynanışa doğrudan etki ediyor ve özellikle kalabalık düşman grupları karşısında işinizi bir hayli kolaylaştırıyor. Örneğin ateş elementiyle bağlantılı olan güçlerinizden birinde Prens arkasından kırımızı izler bırakıyor ve bunlara basan düşmanları hasar alıyor. Ya da hava elementine hükmetmeniz sayesinde küçük çapta bir fırtına oluşturarak etrafınızda toplanmış düşmanlarınızı sağa sola savurabiliyorsunuz.

Prensin bu yeni güçleri oyunu renkli bir hale getirmeyi başarsa da oyunun kombo sisteminde yapılan değişiklik işleri biraz kötüleştiriyor. Prens bu sefer oldukça kalabalık düşman gruplarıyla, örneğin tek seferde 50 kişiyle mücadele ediyor ve blok özelliği de elinden alınmış durumda. Buna rağmen gelen saldırılardan sağa sola yuvarlanarak kurtulabiliyorsunuz. Ancak dövüş anlarında yaşayacağınız temel sorun düşmanlarınızın size pek saldırmaya niyetli olmaması. Oyun boyunca karşılaşacağınız genel düşman türü olan iskelet görünümlü düşmanlarınız özellikle oyundaki dövüş sistemini bir ‘çocuk oyununa’ dönüştürüyor. Öncelikle çok ağır hareket ediyorlar, ayrıca yaptıkları hareketler de oldukça saçma. Savurdukları kılıçların sizinle alakası olmuyor. Sizin 5 metre ötenizden size vurmaya çalışıyorlar. Bu türden 50 değil 100 düşman da gelse sizi hiç zorlamayacaktır ve bu durum aksiyondan daha ziyade zaman kaybıymış gibi gözüküyor. Neyse ki oyunda ilerledikçe yeni, daha hareketli ve daha güçlü düşmanlarla karşılaşıyorsunuz da bir Prince of Persia oyunu oynadığınızın farkına varıyorsunuz.

Hazır oyundaki aksiyon ögesinden söz açılmışken, Prens’in pek iyi dövüşemediğini de vurgulamakta yarar var. Oyundaki kombo düzeyiniz, Prens’in yeni güçlerini göz ardı edersek, Sands of Time ile kafa kafaya gidiyor, yani Warrior Within’in yanına bile yaklaşamaz. Çoğu zaman tek bir tuşa basarak düşmanlarınızla dövüşüyorsunuz ve bu da kombolarıyla, dövüş anında yaptığı sanatsal hareketlerle göze hoş görünen Prens’i alıp sanki sıradan bir aksiyon oyunu karakteriymiş havasına büründürüyor. Neyse ki yapımcılar ellerinin altındaki oyunun bir Prince of Persia oyunu olduğunu unutmamışlar ve oyuna zekice hazırlanmış bulmacalar eklemişler.


Aksiyon oyunlarını düz bir oynanıştan kurtaran, onların içine bulmaca çözme kavramını da dahil eden oyunların öncülerinden biri Prince of Persia serisidir ve bu geleneğin Forgotten Sands’te de korunması güzel bir şey. Oyunun ilk başlarında, yani oyuna ısınma aşamasında yapımcılar pek fazla oyuncuyu bulmaca çözmekle uğraştırmıyor, ancak oyuna başladıktan kısa bir süre sonra yavaş yavaş beyin fırtınaları yapmaya başlıyorsunuz. Hazırlanan bulmacalar git gide zorlaşan bir yapıya sahip, bunun dışında yapımcılar Prens’e bahşettikleri yeni güçlerini bulmaca çözümlemelerinde de kullandırtmaya kararlı bir görünüm sergiliyorlar. Bu yüzden güç gelişimine önem vermenizi ve Prens’in sahip olduğu güçlerin her an farkında olmanızı öneririm.

Oyuna ilk başladığınızda Prens’in hareketlerini bir az garipsiyorsunuz ve bu duyguyu hissetmekte haklısınız da. Yapımcılar yeni oyunda Prens’i biraz daha esnek hale getirirken, aynı zamanda gerçeklikten de uzaklaştırmışlar. Biraz uç bir konu ama Prens’in zıplaması bile garibime gitti. Forgotten Sands’teki haliyle Prens en iyi uzun atlamacılarla bile boy ölçüşebilecek seviyede. Ayrıca önceden dengenizi sağlayarak yavaş bir şekilde ilerlemek zorunda olduğunuz dar platformlarda şimdi koşar adımlarla ilerliyorsunuz, yani eskiden mousela yaptığınız denge hareketleri de artık geride kalmış durumda. Yeni bir oynanış özelliği olarak Prens’e duvardan duvara atlarken yürüme fonksiyonunun eklendiğini belirtebiliriz. Önceden de duvardan duvara atlayabiliyordunuz ancak artık isterseniz atladığınızda Prens duvarda bir kaç adım atabiliyor. Bu yeni fonksiyon özellikle birkaç adım ötenizdeki çıkıntıya tutunmanız gereken anlarda oldukça işinize yarıyor.

Prince of Persia oyunlarını piyasadaki benzerlerinden ayıran bir diğer yanı ise her daim oyuncuya sunduğu benzersiz görselleriydi. Gelişen teknolojinin de katkısıyla bu atmosferin Forgotten Sands’te doruk noktasına ulaştığını söyleyebiliriz. Serinin önceki oyunlarında yer alan benzersiz manzaralardan ve çevre yapılarından etkilenenler bu oyunda da beklediklerini bulacaklardır. Şelaleler, tapınaklar, kaleler, saray bahçeleri... Kısacası oyunda yer alan tüm çevresel olgular son derece gerçekçi ve doğal gözüküyor. Işıklandırmalar ve anlık eşsiz manzaralarla da bu görsel şölen destekleniyor ancak karakter tasarımlarındaki özensizlik oyunun görsel başarısının biraz gölgelenmesine neden oluyor. Normalde yapımcılar en azından baş karakterin detaylandırılmasını özenle gerçekleştirirler ancak Forgotten Sands yapımcıları oyunda yer alan tüm karakterlere eşit bir yaklaşım sergilemişler ve maalesef hiçbir karaktere yeterli ilgiyi göstermemişler. Oyunda kullanılan müzikler tıpkı serinin diğer oyunlarında olduğu gibi masalsı havayı tamamlamayı başarıyor, bu başarı karakter seslendirmeleriyle de sürdürülüyor.

SON SÖZLER
Forgotten Sands’in en ilgi çekici yanı alışık olduğumuz, sevdiğimiz, tanıdığımız Prens’i bize geri getirmiş olması. Oyun aşağı yukarı 8 saatlik bir oynanış süresine sahip. Bu süre zarfında size yine masalsı bir atmosfer, serinin önceki oyunlarına kıyasla daha az aksiyon, çok daha kolaylaştırılmış oynanış tarzı ve yine bilindik klasta Prens bulmacaları sunuyor. Prens’in dövüş yeteneklerinin bir hayli seyreltilmiş olması, sizi yeterince zorlayamayan düşman grupları ve beklenilen atmosferi sağlayamayan boss savaşları ise Forgotten Sands’in en çok aksayan yönleri olarak öne çıkıyor.
Güzel oyunlu günler...






 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst