Polo, at üzerinde oynanan, iki rakip takımın sürücüleri ellerinde ucu çekiç gibi olan ağaçtan yapılmış uzun sopalarla topa vurarak rakip
takımın kalesine gol atmaya çalıştıkları bir oyundur. Polo açık veya kapalı sahada oynanabilir. Diğer oyunlara benzemeyen bir özelliği eşit olmayan kabiliyetteki takım ve oyuncuların eşit bir halde yarış yapmalarını sağlayan handikap yani engelli sistemdir. Oyunun temel şekli hokey ve futbola benzer. Oyun, çok yüksek masraf gerektirdiğinden genellikle zengin sporu sayılır ve katılım az olmaktadır.
Polo; ilk defa İran’da oynandı. Bu oyunun orada en azından M.S. 1. yüzyılda oynandığı tahmin edilmektedir. Oyun daha sonra Tibet ve Çin’e, son olarak Hindistan’a geçti; oradan da İngilizler aldı ve oyun İngiltere’de popüler hale geldi. Oyunu, New York Herald’in yayımcısı James Gordon Bennet 1876’da Amerika’da tanıttı. Bu sporun yönetici birimi olan Birleşik Devletler Polo Cemiyeti (USPA)
1890’da kuruldu.
1970’lerde USPA’nın 140 üye kulübü vardı ve bu kuruluş milli ve yerel turnuvalar düzenliyordu. Dikkatler okullararası müsabakalara yöneltildi ve bu şekilde iyi oyuncular yetiştirildi. 1886’da Britanya ile Birleşik Devletler arasında yapılan ilk maçtan beri milletlerarası müsabakalar bu sporun en ilgi çekici yanı olmaktadır. 1909’da Amerikan takımı bu oyunda yenilik sayılabilecek hızlı ve uzun vuruşlu oyun sitiliyle İngiliz takımını yendi. Birleşik Devletler ile Arjantin arasında güçlü bir rekabet gelişti ve 1928’den beri bu iki ülke peryodik olarak Amerika Kupası için yarışmaktadırlar. Amerikan takımları aynı zamanda Koronasyon (Caronatron) Kupası için İngiltere ile, Kamaşo (Camacho) Kupası için Meksika ile yarışmaktadır. Polo, en son 1936’da olmak üzere, dört defa olimpiyat oyunlarının gündemine girmiştir. Zamanımızda olimpiyat oyunlarında bu spor bulunmamaktadır.
Birleşik Amerika’da 1950’de aktif 500 oyuncu varken, 1970’lerde kayıtlı oyuncu sayısı sadece 1300 adettir. Bu sporda geleneksel olarak güçlü ülkeler Arjantin, Amerika ve İngiltere’dir.
Polo, açık saha oyunu 274×146 m ebadında ve çevresi 279 m korkulukla çevrili sahada oynanır. Bazan genişliği 183 m olan ve çevresi korkuluksuz saha kullanılır. Sahanın her iki tarafındaki kalelerin genişliği 7.3 m’dir.
Takım, dört oyuncudan meydana gelir:
1 numara; gol atmaktan sorumlu ileri oyuncusu.
2 numara; topu kapmak için çalışan sert bir sürücü olmalı.
3 numara; en güçlü oyuncu, takımın idarecisi.
4 numara; savunmada bulunan geri oyuncusudur.
Bir maç, her biri 7.5 dakika olan 6 dönemden meydana gelir. Oyunda bulunan bu devrelere “c hukkar”, “c hukker”, veya “cu hukkal” denir. Beraberlik halinde oyun uzatılabilir. Polo, oyuncular ve atlar için çok riskli olduğundan iki atlı, bir de yaya hakem tarafından bir dizi çok katı oyun kuralları uygulanarak idare edilir. Faulün derecesine göre verilen cezalar değişir. Faul yapılan takıma kaleden 27.37 veya 55 m uzaktan serbest atış verilebilir. Birçok maçta, yarışın eşit şartlarda yapılmış olması için handikap (engel) sistemi kullanılır. Her oyuncu 0’dan 10 gole kadar, kabiliyetine göre bir engel bir gol sayısı alır. 10 gol alan en iyi oyuncu demektir. Bir engelli maçta, bir takımdaki oyuncuların engel gol sayıları toplanır; iki takımın toplam sayılarının farkı kadar gol, daha düşük engelli takıma verilir.
Oyunda binilen atlar; büyük, süratli, zeki ve iyi yetiştirilmiş hayvanlardır. Oyuncunun verimliliğinin % 75’inin bindiği ata bağlı olduğu kabul edilmektedir. Açık saha polo oyununda kullanılan top 7-9 cm çapında olur ve ekseriya söğüt ağacından yapılmıştır. Ucu çekiç gibi olan sopanın boyu ise 112-135 cm’dir. Topa bu sopanın ucundaki 24.2 cm uzunluğundaki çekiçbaşı gibi kısmın yan tarafı ile vurulur. Sopanın toplam ağırlığı 198,5 gramdır. Kapalı saha oyunu: 91.4×45.7 m ebatında ve 1.2-1.36 m tahtadan korkulukla çevrili sahada her bir takımda üç oyuncu ile oynanır. Top, küçük bir futbol topuna benzer, şişirilmiş deri bir toptur.
takımın kalesine gol atmaya çalıştıkları bir oyundur. Polo açık veya kapalı sahada oynanabilir. Diğer oyunlara benzemeyen bir özelliği eşit olmayan kabiliyetteki takım ve oyuncuların eşit bir halde yarış yapmalarını sağlayan handikap yani engelli sistemdir. Oyunun temel şekli hokey ve futbola benzer. Oyun, çok yüksek masraf gerektirdiğinden genellikle zengin sporu sayılır ve katılım az olmaktadır.
Polo; ilk defa İran’da oynandı. Bu oyunun orada en azından M.S. 1. yüzyılda oynandığı tahmin edilmektedir. Oyun daha sonra Tibet ve Çin’e, son olarak Hindistan’a geçti; oradan da İngilizler aldı ve oyun İngiltere’de popüler hale geldi. Oyunu, New York Herald’in yayımcısı James Gordon Bennet 1876’da Amerika’da tanıttı. Bu sporun yönetici birimi olan Birleşik Devletler Polo Cemiyeti (USPA)
1890’da kuruldu.
1970’lerde USPA’nın 140 üye kulübü vardı ve bu kuruluş milli ve yerel turnuvalar düzenliyordu. Dikkatler okullararası müsabakalara yöneltildi ve bu şekilde iyi oyuncular yetiştirildi. 1886’da Britanya ile Birleşik Devletler arasında yapılan ilk maçtan beri milletlerarası müsabakalar bu sporun en ilgi çekici yanı olmaktadır. 1909’da Amerikan takımı bu oyunda yenilik sayılabilecek hızlı ve uzun vuruşlu oyun sitiliyle İngiliz takımını yendi. Birleşik Devletler ile Arjantin arasında güçlü bir rekabet gelişti ve 1928’den beri bu iki ülke peryodik olarak Amerika Kupası için yarışmaktadırlar. Amerikan takımları aynı zamanda Koronasyon (Caronatron) Kupası için İngiltere ile, Kamaşo (Camacho) Kupası için Meksika ile yarışmaktadır. Polo, en son 1936’da olmak üzere, dört defa olimpiyat oyunlarının gündemine girmiştir. Zamanımızda olimpiyat oyunlarında bu spor bulunmamaktadır.
Birleşik Amerika’da 1950’de aktif 500 oyuncu varken, 1970’lerde kayıtlı oyuncu sayısı sadece 1300 adettir. Bu sporda geleneksel olarak güçlü ülkeler Arjantin, Amerika ve İngiltere’dir.
Polo, açık saha oyunu 274×146 m ebadında ve çevresi 279 m korkulukla çevrili sahada oynanır. Bazan genişliği 183 m olan ve çevresi korkuluksuz saha kullanılır. Sahanın her iki tarafındaki kalelerin genişliği 7.3 m’dir.
Takım, dört oyuncudan meydana gelir:
1 numara; gol atmaktan sorumlu ileri oyuncusu.
2 numara; topu kapmak için çalışan sert bir sürücü olmalı.
3 numara; en güçlü oyuncu, takımın idarecisi.
4 numara; savunmada bulunan geri oyuncusudur.
Bir maç, her biri 7.5 dakika olan 6 dönemden meydana gelir. Oyunda bulunan bu devrelere “c hukkar”, “c hukker”, veya “cu hukkal” denir. Beraberlik halinde oyun uzatılabilir. Polo, oyuncular ve atlar için çok riskli olduğundan iki atlı, bir de yaya hakem tarafından bir dizi çok katı oyun kuralları uygulanarak idare edilir. Faulün derecesine göre verilen cezalar değişir. Faul yapılan takıma kaleden 27.37 veya 55 m uzaktan serbest atış verilebilir. Birçok maçta, yarışın eşit şartlarda yapılmış olması için handikap (engel) sistemi kullanılır. Her oyuncu 0’dan 10 gole kadar, kabiliyetine göre bir engel bir gol sayısı alır. 10 gol alan en iyi oyuncu demektir. Bir engelli maçta, bir takımdaki oyuncuların engel gol sayıları toplanır; iki takımın toplam sayılarının farkı kadar gol, daha düşük engelli takıma verilir.
Oyunda binilen atlar; büyük, süratli, zeki ve iyi yetiştirilmiş hayvanlardır. Oyuncunun verimliliğinin % 75’inin bindiği ata bağlı olduğu kabul edilmektedir. Açık saha polo oyununda kullanılan top 7-9 cm çapında olur ve ekseriya söğüt ağacından yapılmıştır. Ucu çekiç gibi olan sopanın boyu ise 112-135 cm’dir. Topa bu sopanın ucundaki 24.2 cm uzunluğundaki çekiçbaşı gibi kısmın yan tarafı ile vurulur. Sopanın toplam ağırlığı 198,5 gramdır. Kapalı saha oyunu: 91.4×45.7 m ebatında ve 1.2-1.36 m tahtadan korkulukla çevrili sahada her bir takımda üç oyuncu ile oynanır. Top, küçük bir futbol topuna benzer, şişirilmiş deri bir toptur.