Polis Olmak SUÇ VE CEZA

TSunami_61

Kayıtlı Üye
İnsanların bir arada yaşamaya başlamaları ile beraber, huzur ve güvenin sağlanması ve mevcut düzenin korunması için, bazı kuralların konulmasına ihtiyaç duyuldu. Toplumların yapılarının da göz önünde bulundurulması ile oluşturulan kuralların uygulanması esnasında meydana gelebilecek aksaklıkların giderilebilmesi için bazı organizasyonların var olması da kaçınılmaz bir hal aldı. Bu organizasyonlar, farklı zamanlarda ve farklı toplumlarda değişik isimler altında oluşsa da ortak bir amaça hizmet etme gayesi taşıyorlardı.

Ülkemizde güvenlik teşkilatı denilince ilk akla gelen polis ve jandarmadır. “Polis” kelime itibariyle çeşitli evrelerden geçmiş olup, kökeni itibariyle Yunanca ve Latince bir kavramdır. Yunanca “POLİTEİA”, Latince “POLİTİA” kelimelerinden türemiştir. Polis, kent içinde kamu düzenini, huzur ve güvenliğini sağlayan örgüt, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla görevli kişiler anlamına gelmektedir.

Meydan Larousse Ansiklopedisinde “Polis” şu şekilde tarif edilir:
“Bir ülkenin sükun, güvenlik, sağlık ve düzeni sağlamak ve korumak amaçıyla idare tarafından alınan ve yürütülüp gerçekleştirilmesi bir takım müeyyidelerle sağlanan genel ve kişisel tedbirlerin ve bu amaçla yerine getirilen hizmetlerin tümünü ifade eder”. Buraya kadar polisin bilinen genel bir tanımını ve görev çerçevesini çizdik. Her ülkenin aynı amaç doğrultusunda vatandaşına hizmet sunmak üzere kurulmuş farklı isimlerde de olsa bir polis teşkilatı vardır.

Türk Polisi de halkına hizmet aşkı ile üniformasını giymeden önce vazifesinin şuurunda ve zorluğunun bilincinde olduğunu bir de ettiği yeminiyle pekiştirir. Şöyle der her Türk Polisi görev öncesinde ettiği POLİS YEMİNİ’inde: “Cumhuriyet Kanunlarının, Türk Polisi olarak bana verdiği vazifeleri sadakatle ifa ve Amirlerimin Emirlerine itaat edeceğime, Vatandaşlarıma daima yardımcı ve müşfik olacağıma ve vazife uğrunda canımı feda etmekten çekinmeyeceğime Namusum Üzerine Yemin Ederim.”

Ettiği yemin sonrasında vatanın her köşesine göreve koşar Türk Polisi. Elinde kanunları, yüreğinde vatan ve millet sevgisi ve dudağında da daha üniformasını giymeden önce çıktığı çetin yolun bilinciyle yüreğine kazıdığı Polis Yemini.

Cibali Karakolu isimli tiyatro oyununda Nejat Uygur’un da ifade ettiği gibi Polislik öyle bir meslektir ki; “Annen ölse gömemezsin, çoçuğun olsa göremezsin, ecelinle bile ölemezsin.”

Zordur polis olmak, fakat her polis bu zorluğun bilincindedir. Girmiştir o boyunduruğun altına, geri dönüşü yoktur artık. (İsteyen istediği anda ayrılabilir, hiçbir hukuki zorlama yoktur fakat zordur bırakmak)

Bir tutkudur polis olmak, vazgeçilemeyen,

Bir hayat tarzıdır, kendisine has özellileri olan. Bir şehit polis eşinin ifade ettiği gibi: “…gençecik saçlarınıza aklar düşürüp uykularınızın en derin vaktinde çalan saat sesleri ile uyanıp görevlerinize koştunuz…”

Bir yaşam felsefesidir, hayat kurtarmak ve hayatlara hayat katmaktır,

Adanmışlıktır, benliği vatan ve milleti uğruna adanmış,

İnsanıyla coşup kanatlanmak, onların mutluluğunu paylaşmaktır. Belki hakkıyla anne-baba-abi-hala-kardeş bile olamamaktır.

Zevk almaktır hayattan zevk aldırdıkça insanına,

Mutlu olmaktır gülen çehreleri gördükçe,

Üniformanın altında sağlam bir yürek taşımaktır,

Söz vermek, verilen sözden dönmemektir,

Türk Polisi olmak, hayata hayat katmaktır.

NOT: Her meslek kendi içerisinde ve kendisine özeldir aslında, çünkü aynı amaca hizmet etmek için vardır, kendi insanına, vatanına, vatandaşına. Ve hepsinin de ayrı güzellikleri-özellikler vardır. Toplumda herkesin bir başkasına ihtiyacı vardır. Berberin fırıncıya ihtiyacı olduğu gibi, fırıncının da ayakkabıcıya ihtiyacı vardır. Toplumu oluşturan her birey çok önemli bir temel taşı hükmündedir. Polisiyle, öğretmeniyle, doktoruyla, ayakkabıcısıyla, fırıncısıyla, çaycısıyla.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst