Plaza Mayor
Plaza Mayor, Madridin ana meydanlarından biridir. Şehir merkezinde yer alan meydan Puerta del Sole yürüme mesafesindedir. Turistlerin uğrak noktalarından biridir. Meydan çok merkezi bir noktadadır ve yürüyerek ulaşılabilir. Metro ile gelmek isteyenler 2 numaralı hattı kullanmalıdır. Meydan, Habsburg döneminde inşa edilmiştir. Meydan 129 metre uzunluğunda 94 metre genişliğindedir. Meydana çevrelen üç katlı binanın 237 tane balkonu doğrudan Plaza Mayora bakar.
Plaza Mayorde yer alan kafe ve restoranların pahalı olmasına rağmen burada oturup tarihin tadını çıkarmak paha biçilemez. İyi bir İspanyol şarabı eşliğinde oturup dinlenmek çok huzur vericidir. Madrid mutfağından calamari sandviç meşhurdur ve bu sandviç Plaza Mayordaki bar ve kafelerde yenilebilir. Şehir merkezinde yer aldığı için meydana yakın bir yerde kalmak diğer turistik yerlere ulaşım açısından da mantıklıdır.
Felipe II ve mimarı Juan de Herrera tarafından tasarlanan meydan Felipe IIIin dönemi sırasında 1620de açılmıştır. Felipe IIIin heykeli de meydanda görülebilir. Juan Gomez de Mora meydana üçgen şeklini vermiştir. Yangından etkilenen meydana son şekli 1853 yılında verilmiştir.
Zaman içerisinde Plaza Mayore farklı isimler verilmiştir. Toledo ve Atocha yollarında yer alan kısım aslında Plaza del Arrabal pazarının alanıydı ve bu nedenle öncelikle bu adı aldı. Sonrasında meydanın ismi Plaza Mayor olarak değiştirildi. Daha sonra yine farklı isimler verildi. Bu isimler Plaza de la Constitucion, Plaza Real ve Plaza de la Republica olmuştur. İspanyol Sivil Savaşı sonunda meydana yine Plaza Mayor denmiştir. O dönemde bu meydanda idamlar, yargılamalar, taç giydirme törenleri, boğa güreşleri gibi olaylar gerçekleşti.
Günümüzde Plaza Mayor genelde üç katlı evlerle çevrilmiştir. Bu evlerin balkonları meydana bakar ve genelde zengin ve şanslı kesimin yaşadığı bir yerdir. Meydanın kuzeyinde Casa de la Panaderia bulunur ve bu dört katlı bina adını büyük ihtimalle daha önce aynı yerde bulunan fırından almaktadır. Dış yüzündeki renkli freskleri ile bilinen bu bina 1590 yılında yapılmış ve birkaç kez restorasyon çalışması geçirmiştir. Son olarak 1992 yılında Carlos Franco tarafından freskler tamir edilmiştir.
Plaza Mayor, Madridin ana meydanlarından biridir. Şehir merkezinde yer alan meydan Puerta del Sole yürüme mesafesindedir. Turistlerin uğrak noktalarından biridir. Meydan çok merkezi bir noktadadır ve yürüyerek ulaşılabilir. Metro ile gelmek isteyenler 2 numaralı hattı kullanmalıdır. Meydan, Habsburg döneminde inşa edilmiştir. Meydan 129 metre uzunluğunda 94 metre genişliğindedir. Meydana çevrelen üç katlı binanın 237 tane balkonu doğrudan Plaza Mayora bakar.
Plaza Mayorde yer alan kafe ve restoranların pahalı olmasına rağmen burada oturup tarihin tadını çıkarmak paha biçilemez. İyi bir İspanyol şarabı eşliğinde oturup dinlenmek çok huzur vericidir. Madrid mutfağından calamari sandviç meşhurdur ve bu sandviç Plaza Mayordaki bar ve kafelerde yenilebilir. Şehir merkezinde yer aldığı için meydana yakın bir yerde kalmak diğer turistik yerlere ulaşım açısından da mantıklıdır.
Felipe II ve mimarı Juan de Herrera tarafından tasarlanan meydan Felipe IIIin dönemi sırasında 1620de açılmıştır. Felipe IIIin heykeli de meydanda görülebilir. Juan Gomez de Mora meydana üçgen şeklini vermiştir. Yangından etkilenen meydana son şekli 1853 yılında verilmiştir.
Zaman içerisinde Plaza Mayore farklı isimler verilmiştir. Toledo ve Atocha yollarında yer alan kısım aslında Plaza del Arrabal pazarının alanıydı ve bu nedenle öncelikle bu adı aldı. Sonrasında meydanın ismi Plaza Mayor olarak değiştirildi. Daha sonra yine farklı isimler verildi. Bu isimler Plaza de la Constitucion, Plaza Real ve Plaza de la Republica olmuştur. İspanyol Sivil Savaşı sonunda meydana yine Plaza Mayor denmiştir. O dönemde bu meydanda idamlar, yargılamalar, taç giydirme törenleri, boğa güreşleri gibi olaylar gerçekleşti.
Günümüzde Plaza Mayor genelde üç katlı evlerle çevrilmiştir. Bu evlerin balkonları meydana bakar ve genelde zengin ve şanslı kesimin yaşadığı bir yerdir. Meydanın kuzeyinde Casa de la Panaderia bulunur ve bu dört katlı bina adını büyük ihtimalle daha önce aynı yerde bulunan fırından almaktadır. Dış yüzündeki renkli freskleri ile bilinen bu bina 1590 yılında yapılmış ve birkaç kez restorasyon çalışması geçirmiştir. Son olarak 1992 yılında Carlos Franco tarafından freskler tamir edilmiştir.