ABDnin New York kentinde yapılan küçük çaplı bir araştırma plasebonun, depresyon tedavisinde antidepresan ilaçlar ve psikoterapi kadar etkili olduğunu gösterdi.Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren, araştırma ekibinin başı Barber, sonuçların bekledikleri gibi olmadığını ve kendisini şaşırttığını söyledi.
Mevcut depresyon tedavilerinin plasebodan daha etkili olduğunu göstermemesinin depresyon tedavisinin anlamsız olduğu sonucunu doğurmadığına dikkati çeken Barber, hastaların klinik deneyde plasebo almasının da tedavi görmemek ile aynı şey olmadığını belirtti.
Plasebo grubundaki hastaların araştırma boyunca depresyon belirtileri ve sıhhatleri hakkında kendilerine sorular soran sağlık uzmanlarıyla temas halinde olduklarına işaret eden Barber, Bazıları için kendilerine özen gösterilmesi bir fark yaratabiliyor ve bu çalışmalardaki plasebo etkisini açıklıyor dedi.
Plasebo latincedeki mutlu olacağım sözünden geliyor ve hastalıkta, tedaviyle bağlı olmadan, ölçülebilir, gözlemlenebilir ve hissedilir oranda görülen iyileşmeleri tanımlamak için kullanılıyor.
Tedaviye cevap veren hastaların oranı, 4 hafta boyunca haftada 2 kez ve daha sonra 12 hafta boyunca haftada bir kez destekleyici canladırma terapisi adlı bir çeşit psikoterapi gören hastalarda yüzde 28 ve plasebo verilen hastalarda ise yüzde 24 oldu.
Araştırma ayrıca antidepresan ilaçların çok az sayıda da olsa bazı hastalar üzerinde, plasebodan daha kötü sonuç verdiğini ortaya koydu.
Plasebo hiçbir iyileştirici etkisi olmadığı halde, denenen asıl ilacın etkisini kıyaslamak amacıyla hastaya verilen madde olarak tanımlanıyor.
Adelphi Üniversitesi Gelişmiş Psikolojik Çalışmalar Enstitüsü Dekanı Jacques P. Barber başkanlığındaki bilimadamlarınca 156 depresyon tanısı konmuş hasta üzerinde yapılan araştırma, Journal of Clinical Psychiatry adlı psikiyatri dergisinden yayımlandı.
Denekleri antidepresan alanlar, psikoterapi görenler ve plasebo alanlar olarak üç gruba ayıran araştırmacılar, 16 hafta süren çalışmanın ardından her 3 gruptaki hastalar arasında belirgin bir fark görülmediğini saptadı.
Araştırmacılar 16 hafta boyunca hergün, ana maddesi Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörü grubundan sertralin olan bir antidepressan verilen hastalardan % 31′inin, depresyon belirtilerinde en az yüzde 50 oranında düşme görülen hastalar olarak tanımlanan tedaviye cevap verenler kategorisinde olarak saptadı.