ashli
Bayan Üye
Alternatif müziğin büyük bir çıkış yaptığı 90’lı yılların başında, bir çok bayan vokal ve şarkı sözü yazarı yükselişe geçmişti. Fakat bunlardan Polly Jean Harvey gibi çok az isim övgüye değer görüldü. Yaptığı 3 albümle Harvey, 90’lı yılların bireysel ve en etkili şarkı sözü yazarlarından biri oldu. Polly Jean Harvey İngiltere’de bir koyun çiftliğinde dünyaya geldi. Daha küçük bir çocukken gitar ve saksafon çalmayı öğrendi.
1991 yılında basçı Steve Vaughn ve baterist Robert Ellis’le birlikte “PJ Harvey” adlı grubu kurdu. Grup, İngiliz plak şirketi “Too Pure” ile anlaşma imzalayarak ‘Dress’ adlı ilk single’ı çıkardı ve bu çıkış, indie rock klasmanında sansasyon yarattı. ‘Dress’den sonra ise ‘Sheela-Na-Gig’ adlı single çıktı. İngiltere’de müzik basını mensuplarının bu iki single için birbirlerinden tamamen farklı yorumlar yapmalarına rağmen Harvey, röportaj konusunda bir hayli isteksiz olsa da basına aleyhine kullanmayı çok iyi bildi. Bunu verdiği samimi demeçler ve kadının tabulaşmış seksüalitesini yıkacak fotograflarıyla sağladı.
PJ Harvey’nin ilk albümü “Dry” 1992 yılının baharında piyasaya çıktı.Albüm Amerika’da, Island Records tarafından dağıtıldı. Grup, albüm tanıtımını Reading Festivali’yle biten konserler zinciriyle gerçekleştirdi. Turne bitiminden kısa bir süre sonra Harvey, Londra’ya gitti. Burada çıkartacağı ikinci albümünün çalışmalarına başladı. Grup ikinci albümleri “Rid Of Me” için Breeders ve Pixies’ten de tanıdığımız prodüktör Steve Albini’yle anlaştı. Albini, klasik bir özelliği olan, gürültülü ve ağır gitar soundlarını albüme zorla yerleştirdi. Harvey albümü, çıktığı sahne şovlarında kullandığı sahte leopar derisi paltosuyla teatral yeteneğinin de gelişmekte olduğunu göstererek tanıttı.
Aynı yılın sonunda Harvey, “Rid Of Me” albümünden sekiz parçanın ve B-Side'larından artı yayınlanmamış parçalarından altısının yer aldığı “4-Tracks Demo”yu piyasaya sürdüı. “Rid Of Me” albümünün turnesinden sonra Ellis ve Vaughn’la, Harvey’nin yolları ayrıldı. Harvey üçüncü albümünü solo çıkardı. Bu albümde prodüktör Flood, basçı Mick Harvey, gitaristler John Parish ve Joe Gore ile çalıştı. Çıkardıkları “To Bring You My Love” daha zengin ve blues ağırlıklı bir içeriğe sahipti. Bir çok müzik eleştirmeni tarafından 1995 yılının en başarılı albümü seçildi. Basının ve özellikle MTV’nin büyük destek verdiği ‘Down By The Water’ single’ına rağmen “To Bring You My Love” ancak ortalama bir albüm olabildi ve İngiltere listelerine 40 numaradan girebildi.
Harvey 1995 yılını, yeni albümünün tanıtım turnesinde geçirdi. Bir sonraki yıl ise Harvey, inzivaya çekildi. 1996 yılında Harvey, Nick Cave’le “Ballads” albümü için yaptığı düet; ve John Parish’le birlikte "Dance Hall At Louse Point"i piyasaya sürmesi dışında sessiz kalmayı tercih etti. PJ, 98 yılının Eylül ayında ise "Is This Desire"ı piyasaya sürdü. PJ Harvey 6. albümü “Stories From The City Stories From The Sea”yi 24 Ekim 2000 tarihinde piyasaya sürdü. Bu albüm, 1991’de çıkan “Dry”dan sonra çıkarttığı en iyi albüm oldu.
“Stories From The City Stories From The Sea”; ‘Big Exit’ adlı parçayla açılıyor, ayrıca albümde ‘This Wicked Tongue’ adlı bonus bir parçada bulunuyor. Harvey bu son albümünde, Nick Cave and The Bad Seeds’ten de tanıdığımız Mick Harvey ile çalışıyor. Aynı zamanda Radiohead’in solisti Tom Yorke’da, PJ’e albümdeki iki parçada eşlik ediyor. Şarkı sözlerinde, özellikle ‘Good Fortune’ ve ‘You Said Something’ de gözle görülür bir Patti Smith tarzı var. PJ’yi bu son albümünde, bas ve gitarda aynı zamanda solist ve prodüktör olarak da görüyoruz.
Kanada web sitelerinden birinde yaptığı röportajda Harvey, bunalım rock müzisyenini tiplemesini oynamadığı taktirde bir filmde rol almak istediğini söyledi. Daha önce Hal Hartley’nin, “The Book Of Life” filminde oynayan Harvey, bu filmden sonra kendisine bir çok rol teklifinde bulunulduğunu söyledi. Bunlardan biri de Alison Anders’in filmi, fakat bu filmde kendisine önerilen bir rock müzisyeni rolü olduğu için Harvey bunu kabu etmedi. Daha sonra da başka bir filmde yaşlanmış bir rock müzisyenini oynaması önerildi ve Harvey tabii ki bu rolü de kabul etmedi. Sanatçının 2004'te ‘Uh Huh Her’ albümü yayınlandı.
White Chalk Yeni Albüm Hakkında
Müzikte inanç ne kadar önemlidir? Sözlerin büyülü ya da ruhu delip geçmesi ne anlama gelir? Şayet şarkılar emin olduğunuz, hayatınızla eş götürdüğünüz birisinden geliyorsa büyülenmek, esiri olmak, inanç da beraberinde yüklenir. Polly Jean Harvey 90'lı yılların hemen başında çıkan, Patti Smith geleneğinden gelen ama kendi alanını oluşuran kadın şarkıyazarların en iyilerinden biri. Hatta en iyisi. PJ sonrası başka bir isim daha yok ki, bayıldığımız rekabete kurban verelim.
White Chalk adını taşıyan yeni PJ Harvey albümü, yeni bir dönemin başlangıcını sembolize ediyor. Dramını dağlara taşlara haykıran kadının yerini küçük sesindeki büyük yıkım devralmış. Her şarkının çıkışı ruh kapımızı aralıyor. Dinleyince hepimiz de birer PJ oluyoruz; onun bedeninde, onun dilinde. PJ'in müziğine döktüğü gerginlik gerilime uzanan kasvetiyle yalnızlığını da nakşettiriyor. Enin de sonunda her birey yalnızlığından mesul kalıyor. PJ de tutunacak dal olarak en çok ihtiyaç duyduklarımızın başında geliyor.
Açılışı alan The Devil piyano girişine yedirdiği kadife vokali ile ağlama duvarlarını gözümüzün önüne getiriyor. Şok eden bir başlangıcı Dear Darkness adlı Kate Bush'e selam çakan bir melankoli bağlıyor. Kapanış görkemi The Mountain yıkımı da tescilliyor. Tek tek şarkılardan bahsetmek işi biraz yokuşa sürebilir. Hepsi acıda birleşiyor. Acısında, acımızda...
11 şarkının bıraktığı burukluk yüreğin dağlanmasına yetiyor, artıyor da. Dramını ağdalı biçimde paylaşmaktansa o sessizliği tercih ediyor. Getirisi olan inanç da dinleyeni kucaklıyor. PJ ilk defa bu kadar kollarını iki yana açmış bekliyor. Mesafe ise her zamankinden daha uzak ama. Dağları bayırları aşmak bize kalıyor.
1991 yılında basçı Steve Vaughn ve baterist Robert Ellis’le birlikte “PJ Harvey” adlı grubu kurdu. Grup, İngiliz plak şirketi “Too Pure” ile anlaşma imzalayarak ‘Dress’ adlı ilk single’ı çıkardı ve bu çıkış, indie rock klasmanında sansasyon yarattı. ‘Dress’den sonra ise ‘Sheela-Na-Gig’ adlı single çıktı. İngiltere’de müzik basını mensuplarının bu iki single için birbirlerinden tamamen farklı yorumlar yapmalarına rağmen Harvey, röportaj konusunda bir hayli isteksiz olsa da basına aleyhine kullanmayı çok iyi bildi. Bunu verdiği samimi demeçler ve kadının tabulaşmış seksüalitesini yıkacak fotograflarıyla sağladı.
PJ Harvey’nin ilk albümü “Dry” 1992 yılının baharında piyasaya çıktı.Albüm Amerika’da, Island Records tarafından dağıtıldı. Grup, albüm tanıtımını Reading Festivali’yle biten konserler zinciriyle gerçekleştirdi. Turne bitiminden kısa bir süre sonra Harvey, Londra’ya gitti. Burada çıkartacağı ikinci albümünün çalışmalarına başladı. Grup ikinci albümleri “Rid Of Me” için Breeders ve Pixies’ten de tanıdığımız prodüktör Steve Albini’yle anlaştı. Albini, klasik bir özelliği olan, gürültülü ve ağır gitar soundlarını albüme zorla yerleştirdi. Harvey albümü, çıktığı sahne şovlarında kullandığı sahte leopar derisi paltosuyla teatral yeteneğinin de gelişmekte olduğunu göstererek tanıttı.
Aynı yılın sonunda Harvey, “Rid Of Me” albümünden sekiz parçanın ve B-Side'larından artı yayınlanmamış parçalarından altısının yer aldığı “4-Tracks Demo”yu piyasaya sürdüı. “Rid Of Me” albümünün turnesinden sonra Ellis ve Vaughn’la, Harvey’nin yolları ayrıldı. Harvey üçüncü albümünü solo çıkardı. Bu albümde prodüktör Flood, basçı Mick Harvey, gitaristler John Parish ve Joe Gore ile çalıştı. Çıkardıkları “To Bring You My Love” daha zengin ve blues ağırlıklı bir içeriğe sahipti. Bir çok müzik eleştirmeni tarafından 1995 yılının en başarılı albümü seçildi. Basının ve özellikle MTV’nin büyük destek verdiği ‘Down By The Water’ single’ına rağmen “To Bring You My Love” ancak ortalama bir albüm olabildi ve İngiltere listelerine 40 numaradan girebildi.
Harvey 1995 yılını, yeni albümünün tanıtım turnesinde geçirdi. Bir sonraki yıl ise Harvey, inzivaya çekildi. 1996 yılında Harvey, Nick Cave’le “Ballads” albümü için yaptığı düet; ve John Parish’le birlikte "Dance Hall At Louse Point"i piyasaya sürmesi dışında sessiz kalmayı tercih etti. PJ, 98 yılının Eylül ayında ise "Is This Desire"ı piyasaya sürdü. PJ Harvey 6. albümü “Stories From The City Stories From The Sea”yi 24 Ekim 2000 tarihinde piyasaya sürdü. Bu albüm, 1991’de çıkan “Dry”dan sonra çıkarttığı en iyi albüm oldu.
“Stories From The City Stories From The Sea”; ‘Big Exit’ adlı parçayla açılıyor, ayrıca albümde ‘This Wicked Tongue’ adlı bonus bir parçada bulunuyor. Harvey bu son albümünde, Nick Cave and The Bad Seeds’ten de tanıdığımız Mick Harvey ile çalışıyor. Aynı zamanda Radiohead’in solisti Tom Yorke’da, PJ’e albümdeki iki parçada eşlik ediyor. Şarkı sözlerinde, özellikle ‘Good Fortune’ ve ‘You Said Something’ de gözle görülür bir Patti Smith tarzı var. PJ’yi bu son albümünde, bas ve gitarda aynı zamanda solist ve prodüktör olarak da görüyoruz.
Kanada web sitelerinden birinde yaptığı röportajda Harvey, bunalım rock müzisyenini tiplemesini oynamadığı taktirde bir filmde rol almak istediğini söyledi. Daha önce Hal Hartley’nin, “The Book Of Life” filminde oynayan Harvey, bu filmden sonra kendisine bir çok rol teklifinde bulunulduğunu söyledi. Bunlardan biri de Alison Anders’in filmi, fakat bu filmde kendisine önerilen bir rock müzisyeni rolü olduğu için Harvey bunu kabu etmedi. Daha sonra da başka bir filmde yaşlanmış bir rock müzisyenini oynaması önerildi ve Harvey tabii ki bu rolü de kabul etmedi. Sanatçının 2004'te ‘Uh Huh Her’ albümü yayınlandı.
White Chalk Yeni Albüm Hakkında
Müzikte inanç ne kadar önemlidir? Sözlerin büyülü ya da ruhu delip geçmesi ne anlama gelir? Şayet şarkılar emin olduğunuz, hayatınızla eş götürdüğünüz birisinden geliyorsa büyülenmek, esiri olmak, inanç da beraberinde yüklenir. Polly Jean Harvey 90'lı yılların hemen başında çıkan, Patti Smith geleneğinden gelen ama kendi alanını oluşuran kadın şarkıyazarların en iyilerinden biri. Hatta en iyisi. PJ sonrası başka bir isim daha yok ki, bayıldığımız rekabete kurban verelim.
White Chalk adını taşıyan yeni PJ Harvey albümü, yeni bir dönemin başlangıcını sembolize ediyor. Dramını dağlara taşlara haykıran kadının yerini küçük sesindeki büyük yıkım devralmış. Her şarkının çıkışı ruh kapımızı aralıyor. Dinleyince hepimiz de birer PJ oluyoruz; onun bedeninde, onun dilinde. PJ'in müziğine döktüğü gerginlik gerilime uzanan kasvetiyle yalnızlığını da nakşettiriyor. Enin de sonunda her birey yalnızlığından mesul kalıyor. PJ de tutunacak dal olarak en çok ihtiyaç duyduklarımızın başında geliyor.
Açılışı alan The Devil piyano girişine yedirdiği kadife vokali ile ağlama duvarlarını gözümüzün önüne getiriyor. Şok eden bir başlangıcı Dear Darkness adlı Kate Bush'e selam çakan bir melankoli bağlıyor. Kapanış görkemi The Mountain yıkımı da tescilliyor. Tek tek şarkılardan bahsetmek işi biraz yokuşa sürebilir. Hepsi acıda birleşiyor. Acısında, acımızda...
11 şarkının bıraktığı burukluk yüreğin dağlanmasına yetiyor, artıyor da. Dramını ağdalı biçimde paylaşmaktansa o sessizliği tercih ediyor. Getirisi olan inanç da dinleyeni kucaklıyor. PJ ilk defa bu kadar kollarını iki yana açmış bekliyor. Mesafe ise her zamankinden daha uzak ama. Dağları bayırları aşmak bize kalıyor.