meridyen2
Kayıtlı Üye
Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Üstün Ahlakı
Peygamberimiz (sav)'i desteklemek ancak Kuran'a tam tabi olmakla ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uymakla Kuran ahlakını O'nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile tüm dünyaya yaymaya çalışmakla ahlakça ve tavırca gücünün yettiğinin en fazlasıyla O'na benzemek için gayret etmekle olacaktır.
Peygamber Efendimiz (sav) Allah'ın "…Ancak o Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği güzel ahlakı takvası Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı Allah'ın dostu Rabbimizin katında üstünlüğü olan müminlerin de dostu en yakını ve velisidir.
Allah "Gerçek şu ki Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız." (Müzzemmil Suresi 5) ayetiyle de bildirdiği gibi son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise Allah'a olan güçlü imanı ile Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine getirmiş insanları Allah'ın yoluna hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur. Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olsak bile Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden güzel tavırlarını konuşmalarını gösterdiği güzel ahlakı tanıyabilir O'na benzemek ahirette O'nunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Günümüzde insanlar özellikle de gençler birçok insanı kendilerine örnek almakta onların tavır ve konuşmalarına üsluplarına giyim tarzlarına özenmekte onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadığı gibi tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler. Bu nedenle insanları doğru olana en güzel ahlak ve tavıra özendirmek önemli bir sorumluluktur. Bir Müslümanın tavrına ve ahlakına özenmesi benzemek için çaba göstermesi gereken kişi Hz. Muhammed (sav)'dir. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir: "Andolsun sizin için Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resulü'nde güzel bir örnek vardır." (Ahzab Suresi 21)
Peygamberimiz (sav)'i birçok yönüyle tanıtmak O'nun ahlakını örnek alan insanlardan oluşan bir topluluğun ne kadar üstün özelliklere ve güzelliklere sahip olacağını göstererek insanları Peygamberimiz (sav)'in ahlakına özendirmek tüm inananların üzerine çok önemli bir sorumluluktur.
Peygamberimiz (sav)'in çok güzel bir ahlaka sahip olduğunu Allah Kuran'da bildirmiş ve şöyle buyurmuştur: "Sen Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen pek büyük bir ahlak üzerindesin. Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler. Sizden hanginizin 'fitneye tutulup-çıldırdığını'. Elbette senin Rabbin kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir." (Kalem Suresi 1–7)
Peygamberimiz (sav) Sadece Kendisine Vahyolunana Uymuştur
Peygamberimiz (sav)'in Kuran'da da çok kereler zikredilen en önemli özelliklerinden biri sadece Allah'ın indirdiğine uyması insanların rızasını gözetmeden insanlardan çekinmeden sadece Allah'ın bildirdiklerini yapmasıdır. Hatta çağdaşı olan müşrikler ve diğer dinlerin mensupları Peygamberimiz (sav)'den kendi çıkarlarına uygun hükümler getirmesini istemişlerdir. Bu kişiler sayıca ve kuvvetçe daha üstün konumda olmalarına rağmen Peygamberimiz (sav) Kuran'ı ve Allah'ın hükümlerini daima büyük bir titizlik ve kararlılıkla korumuştur. Bir ayette Allah Peygamberimiz (sav)'in bu insanların ısrarlarına nasıl karşılık verdiğini bizlere şöyle haber vermektedir: "Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda Bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir. De ki: Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem gerçekten ben büyük günün azabından korkarım. De ki: Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (Yunus Suresi 15–16)
Peygamberimiz (sav) de Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağını büyük bir kararlılıkla kavmine tekrarlamıştır. Peygamberimiz (sav)'in bu üstün ahlakını haber veren bir ayet şöyledir. "De ki: Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi 50)
Peygamberimiz (sav) iradesi zayıf insanların isteklerine hiçbir zaman taviz vermemiş Allah'ın indirdiğini hiçbir değişikliğe uğratmadan hiç kimsenin çıkarını hesap etmeden sadece Allah'tan korkup sakınarak Kuran'ı insanlara tebliğ etmiştir. Allah Peygamber Efendimizin bu takva özelliğini Kuran'da şöyle bildirmektedir: "Battığı zaman yıldıza andolsun; Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. O hevadan (kendi istek düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri) yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. O'na (bu Kuran'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir." (Necm Suresi 1–5)
İnsanlardan Hiçbir Karşılık Beklememiştir
İslam dininin en temel özelliklerinden biri insanın tüm yaşamını Allah korkusu üzerine bina etmesi ve tüm ibadetlerini de yalnızca Allah'ın rızasını rahmetini ve cennetini kazanmak için yapmasıdır. Allah bir ayetinde müminlere "De ki: Şüphesiz benim namazım ibadetlerim hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." şeklinde buyurmaktadır." (Enam Suresi 162)
Allah Kuran'da müminlere dini sadece Allah için başka hiçbir amaç katmaksızın yaşamalarını emretmiştir. Bir kimsenin Allah'a sımsıkı sarılması Allah'tan başka bir ilah olmadığını bilerek hayatını yalnızca O'nu razı etmeye adaması ve her ne olursa olsun Allah'a olan sadakatinden vazgeçmemesi o kişinin ihlas sahibi olduğunu gösterir.
İhlas sahibi bir mümin yaptığı işler ve ibadetlerle Allah'ın dışında bir başkasının sevgisini hoşnutluğunu takdirini ilgi ve beğenisini elde etmeye çalışmaz. İhlas sahibi müminlere en güzel örnek Hz. Muhammed (sav) ve diğer peygamberlerdir.
Peygamber Efendimiz sadece Allah'ın hoşnutluğunu aramış hiçbir çıkar veya dünyevi bir kazanç düşünmeden hayatı boyunca Allah'ın rızasını rahmetini ve cennetini kazanmak için çaba göstermiştir. Peygamberimiz (sav) bu güzel ahlakını birçok kereler kavmine de tekrarlamıştır. Kuran'da Peygamber Efendimizin bu sözleri şöyle aktarılmaktadır: "De ki: Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de değilim." (Sad Suresi 86)
Yanındakilere Daima Hoşgörülü Davranmıştır
Peygamberimiz (sav)'in yanında her karakterden her düşünceden insan vardı. Ancak Peygamberimiz (sav) hayatı boyunca her biri ile tek tek ilgilenmiş her birinin eksiklerini ve hatalarını düzeltmek için onları uyarmış temizliklerinden imanlarına kadar onları her türlü konuda eğitmeye çalışmıştır. O'nun bu şefkatli hoşgörülü anlayışlı ve sabırlı tavrı birçok insanın kalbinin dine ısınmasına ve Peygamberimiz (sav)'e büyük bir içtenlik ve sevgi ile bağlanmalarına vesile olmuştur. Allah Peygamber Efendimizin çevresindekilere gösterdiği bu güzel tavrını Kuran'da şöyle bildirmektedir: "Allah'tan bir rahmet dolayısıyla onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla onlar için bağışlanma dile…" (Al-i İmran Suresi 159)
Allah bir başka ayetinde ise şöyle bildirmiştir: "Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin; şu halde Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver." (Kaf Suresi 45)
Peygamberimiz (sav) çevresindekilere dini zor kullanarak veya şart koşarak kabul ettirmeye çalışmamış her türlü durumda güzellikle anlatmıştır.
Peygamberimiz (sav)'İn İnsanlığa Örnek Adaleti
Allah Kuran'da müminlere "Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın." (Nisa Suresi 135) şeklinde buyurmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) hem Müslümanlar arasında verdiği hükümler hem diğer din dil ırk ve kavimlerden olan kişilere karşı adil ve hoşgörülü tutumu hem de Allah'ın ayetinde bildirdiği gibi zengin fakir ayırmaksızın herkese eşit davranmasıyla tüm insanlar için çok büyük bir örnektir.
Allah bir ayetinde Resulüne şöyle buyurmaktadır: "Onlar yalana kulak tutanlardır haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz Allah adaletle hüküm yürütenleri sever." (Maide Suresi 42)
Peygamberimiz (sav) böylesine zorlu bir kavmin içinde dahi Allah'ın emrine uymuş ve hiçbir zaman adaletten taviz vermemiştir. Daima "Rabbim adaletle davranmayı emretti." (Araf Suresi 29) diyerek her devirde tüm insanlara örnek olmuştur.
Peygamberimiz (sav)'in adaleti farklı ırklardan insanlar arasında da uzlaşma sağlamıştır. Peygamberimiz (sav) birçok konuşmasında hatta Veda Hutbesinde de ırklara göre bir üstünlük olamayacağını Allah'ın ayetinde haber verdiği gibi "üstünlüğün takvaya göre olacağını" bildirmiştir. Ayette şöyle buyrulmaktadır: "Ey insanlar gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir haber alandır." (Hucurat Suresi 13)
İnce Düşünceli Ve Nezaketli Olması
Peygamberimiz (sav)'in döneminde çevresinde bulunan insanların bazılarının görgü ve kültür seviyeleri düşüktü. Bu kişilerin ince düşünceli olmadıkları rahatsızlık verebilecek tavırları hesaplayamadıkları bazı ayetlerden anlaşılmaktadır. Örneğin evlere ön kapılarından değil de arka kapılarından girdikleri Peygamberimiz (sav)'in evine yemek saatinde geldikleri ya da uzun uzun konuşup Peygamber Efendimizin vaktini aldıkları ayetlerde bildirilmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise son derece ince düşünceli nezaketli sabırlı bu kişilere hoşgörü ile yaklaşan içli ve çok medeni bir insandır. Çevresindeki kişilerin rahatsızlık verici tavırlarını her zaman güzellikle uyarmış onların gönüllerini almış ve büyük bir sabır ve emekle onları eğitmiştir. Ve bu ahlakıyla da tüm müminlere çok güzel bir örnek olmuştur.
Sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Rabbimiz Peygamberimiz (sav)'e bu konuda da yardımcı olmuş O'nu ayetleri ile desteklemiştir. Bu konudaki ayetlerden biri şöyledir: "Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu peygambere eziyet vermekte ve O da sizden utanmaktadır; oysa Allah hak(kı açıklamak)tan utanmaz." (Ahzab Suresi 53)
Peygamber Efendimiz "son derece nazik nezih zarif latif ve ince düşünceli" idi. Edep terbiye ve görgü kurallarını hayatında en güzel ve en ideal şekliyle uyguluyordu.
Sevgi Konusundaki Tavsiyeleri
Peygamber Efendimizin için en önemli konulardan biri müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur.
Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e bu konuda söylemesi emredilen bir söz şöyledir: De ki:"Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum."Kim bir iyilik kazanırsa biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah bağışlayandır şükredene karşılığını verendir." (Şura Suresi 23)
Sonuç
Peygamber Efendimizin ahlakını O'nun hangi koşullarda nasıl bir tavır gösterdiğini öğrenmenin en önemli nedeni O'na benzemeye çalışmak takvada tavırda ihlasda tevazuda temizlikte iman şevkinde O'nu örnek almaktır. Günümüzde insanların pek çoğu kendilerine birçok insanı örnek almakta onların tavırlarına özenmekte onlar gibi konuşup onlar gibi davranmaya çalışmaktadır. Oysa özenilmesi benzemeye çalışılması gereken kişiler Peygamberimiz (sav) ve O'nun ahlakça ve takvaca benzeri olan diğer peygamberlerdir.
Allah ayetlerinde Allah'a ve Resulüne iman etmenin peygamberi savunup desteklemenin ve O'nu izlemenin önemine dikkat çekmekte ve bu kişilerin kurtuluşa ereceklerini şöyle müjdelemektedir: "Ki Allah'a ve Resûlü'ne iman etmeniz O'nu savunup-desteklemeniz O'nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu (Allah'ı) tesbih etmeniz için." (Fetih Suresi 9)
Bu dönemde Peygamberimiz (sav)'i desteklemek ise ancak Kuran'a tam tabi olmakla ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uymakla Kuran ahlakını O'nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile tüm dünyaya yaymaya çalışmakla ahlakça ve tavırca gücünün yettiğinin en fazlasıyla O'na benzemek için gayret etmekle olacaktır. Böyle bir tavır gösterildiği takdirde Allah Peygamberimiz (sav)'e nasıl yardım ettiyse O'na destek olanlara da yardım edecek ve yollarını açarak onlara umulmadık başarılar verecektir. Ancak en önemlisi Peygamber Efendimize benzeyerek Rabbimizin rızasını rahmetini ve cennetini kazanabilmektir.(makale harun yahya)
Peygamberimiz (sav)'i desteklemek ancak Kuran'a tam tabi olmakla ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uymakla Kuran ahlakını O'nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile tüm dünyaya yaymaya çalışmakla ahlakça ve tavırca gücünün yettiğinin en fazlasıyla O'na benzemek için gayret etmekle olacaktır.
Peygamber Efendimiz (sav) Allah'ın "…Ancak o Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab Suresi 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen Allah'ın en son hak kitabını vahyettiği güzel ahlakı takvası Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı Allah'ın dostu Rabbimizin katında üstünlüğü olan müminlerin de dostu en yakını ve velisidir.
Allah "Gerçek şu ki Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız." (Müzzemmil Suresi 5) ayetiyle de bildirdiği gibi son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise Allah'a olan güçlü imanı ile Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine getirmiş insanları Allah'ın yoluna hidayete davet etmiş ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur. Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olsak bile Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden güzel tavırlarını konuşmalarını gösterdiği güzel ahlakı tanıyabilir O'na benzemek ahirette O'nunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Günümüzde insanlar özellikle de gençler birçok insanı kendilerine örnek almakta onların tavır ve konuşmalarına üsluplarına giyim tarzlarına özenmekte onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu doğru yolda olmadığı gibi tavır ve ahlak güzelliğine de sahip değildirler. Bu nedenle insanları doğru olana en güzel ahlak ve tavıra özendirmek önemli bir sorumluluktur. Bir Müslümanın tavrına ve ahlakına özenmesi benzemek için çaba göstermesi gereken kişi Hz. Muhammed (sav)'dir. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir: "Andolsun sizin için Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resulü'nde güzel bir örnek vardır." (Ahzab Suresi 21)
Peygamberimiz (sav)'i birçok yönüyle tanıtmak O'nun ahlakını örnek alan insanlardan oluşan bir topluluğun ne kadar üstün özelliklere ve güzelliklere sahip olacağını göstererek insanları Peygamberimiz (sav)'in ahlakına özendirmek tüm inananların üzerine çok önemli bir sorumluluktur.
Peygamberimiz (sav)'in çok güzel bir ahlaka sahip olduğunu Allah Kuran'da bildirmiş ve şöyle buyurmuştur: "Sen Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen pek büyük bir ahlak üzerindesin. Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler. Sizden hanginizin 'fitneye tutulup-çıldırdığını'. Elbette senin Rabbin kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir." (Kalem Suresi 1–7)
Peygamberimiz (sav) Sadece Kendisine Vahyolunana Uymuştur
Peygamberimiz (sav)'in Kuran'da da çok kereler zikredilen en önemli özelliklerinden biri sadece Allah'ın indirdiğine uyması insanların rızasını gözetmeden insanlardan çekinmeden sadece Allah'ın bildirdiklerini yapmasıdır. Hatta çağdaşı olan müşrikler ve diğer dinlerin mensupları Peygamberimiz (sav)'den kendi çıkarlarına uygun hükümler getirmesini istemişlerdir. Bu kişiler sayıca ve kuvvetçe daha üstün konumda olmalarına rağmen Peygamberimiz (sav) Kuran'ı ve Allah'ın hükümlerini daima büyük bir titizlik ve kararlılıkla korumuştur. Bir ayette Allah Peygamberimiz (sav)'in bu insanların ısrarlarına nasıl karşılık verdiğini bizlere şöyle haber vermektedir: "Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda Bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir. De ki: Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem gerçekten ben büyük günün azabından korkarım. De ki: Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (Yunus Suresi 15–16)
Peygamberimiz (sav) de Allah'ın kendisine indirdiğinden başkasına uymayacağını büyük bir kararlılıkla kavmine tekrarlamıştır. Peygamberimiz (sav)'in bu üstün ahlakını haber veren bir ayet şöyledir. "De ki: Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi 50)
Peygamberimiz (sav) iradesi zayıf insanların isteklerine hiçbir zaman taviz vermemiş Allah'ın indirdiğini hiçbir değişikliğe uğratmadan hiç kimsenin çıkarını hesap etmeden sadece Allah'tan korkup sakınarak Kuran'ı insanlara tebliğ etmiştir. Allah Peygamber Efendimizin bu takva özelliğini Kuran'da şöyle bildirmektedir: "Battığı zaman yıldıza andolsun; Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. O hevadan (kendi istek düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri) yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. O'na (bu Kuran'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir." (Necm Suresi 1–5)
İnsanlardan Hiçbir Karşılık Beklememiştir
İslam dininin en temel özelliklerinden biri insanın tüm yaşamını Allah korkusu üzerine bina etmesi ve tüm ibadetlerini de yalnızca Allah'ın rızasını rahmetini ve cennetini kazanmak için yapmasıdır. Allah bir ayetinde müminlere "De ki: Şüphesiz benim namazım ibadetlerim hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." şeklinde buyurmaktadır." (Enam Suresi 162)
Allah Kuran'da müminlere dini sadece Allah için başka hiçbir amaç katmaksızın yaşamalarını emretmiştir. Bir kimsenin Allah'a sımsıkı sarılması Allah'tan başka bir ilah olmadığını bilerek hayatını yalnızca O'nu razı etmeye adaması ve her ne olursa olsun Allah'a olan sadakatinden vazgeçmemesi o kişinin ihlas sahibi olduğunu gösterir.
İhlas sahibi bir mümin yaptığı işler ve ibadetlerle Allah'ın dışında bir başkasının sevgisini hoşnutluğunu takdirini ilgi ve beğenisini elde etmeye çalışmaz. İhlas sahibi müminlere en güzel örnek Hz. Muhammed (sav) ve diğer peygamberlerdir.
Peygamber Efendimiz sadece Allah'ın hoşnutluğunu aramış hiçbir çıkar veya dünyevi bir kazanç düşünmeden hayatı boyunca Allah'ın rızasını rahmetini ve cennetini kazanmak için çaba göstermiştir. Peygamberimiz (sav) bu güzel ahlakını birçok kereler kavmine de tekrarlamıştır. Kuran'da Peygamber Efendimizin bu sözleri şöyle aktarılmaktadır: "De ki: Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de değilim." (Sad Suresi 86)
Yanındakilere Daima Hoşgörülü Davranmıştır
Peygamberimiz (sav)'in yanında her karakterden her düşünceden insan vardı. Ancak Peygamberimiz (sav) hayatı boyunca her biri ile tek tek ilgilenmiş her birinin eksiklerini ve hatalarını düzeltmek için onları uyarmış temizliklerinden imanlarına kadar onları her türlü konuda eğitmeye çalışmıştır. O'nun bu şefkatli hoşgörülü anlayışlı ve sabırlı tavrı birçok insanın kalbinin dine ısınmasına ve Peygamberimiz (sav)'e büyük bir içtenlik ve sevgi ile bağlanmalarına vesile olmuştur. Allah Peygamber Efendimizin çevresindekilere gösterdiği bu güzel tavrını Kuran'da şöyle bildirmektedir: "Allah'tan bir rahmet dolayısıyla onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla onlar için bağışlanma dile…" (Al-i İmran Suresi 159)
Allah bir başka ayetinde ise şöyle bildirmiştir: "Biz onların neler söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin; şu halde Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur'an ile öğüt ver." (Kaf Suresi 45)
Peygamberimiz (sav) çevresindekilere dini zor kullanarak veya şart koşarak kabul ettirmeye çalışmamış her türlü durumda güzellikle anlatmıştır.
Peygamberimiz (sav)'İn İnsanlığa Örnek Adaleti
Allah Kuran'da müminlere "Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın." (Nisa Suresi 135) şeklinde buyurmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) hem Müslümanlar arasında verdiği hükümler hem diğer din dil ırk ve kavimlerden olan kişilere karşı adil ve hoşgörülü tutumu hem de Allah'ın ayetinde bildirdiği gibi zengin fakir ayırmaksızın herkese eşit davranmasıyla tüm insanlar için çok büyük bir örnektir.
Allah bir ayetinde Resulüne şöyle buyurmaktadır: "Onlar yalana kulak tutanlardır haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz Allah adaletle hüküm yürütenleri sever." (Maide Suresi 42)
Peygamberimiz (sav) böylesine zorlu bir kavmin içinde dahi Allah'ın emrine uymuş ve hiçbir zaman adaletten taviz vermemiştir. Daima "Rabbim adaletle davranmayı emretti." (Araf Suresi 29) diyerek her devirde tüm insanlara örnek olmuştur.
Peygamberimiz (sav)'in adaleti farklı ırklardan insanlar arasında da uzlaşma sağlamıştır. Peygamberimiz (sav) birçok konuşmasında hatta Veda Hutbesinde de ırklara göre bir üstünlük olamayacağını Allah'ın ayetinde haber verdiği gibi "üstünlüğün takvaya göre olacağını" bildirmiştir. Ayette şöyle buyrulmaktadır: "Ey insanlar gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir haber alandır." (Hucurat Suresi 13)
İnce Düşünceli Ve Nezaketli Olması
Peygamberimiz (sav)'in döneminde çevresinde bulunan insanların bazılarının görgü ve kültür seviyeleri düşüktü. Bu kişilerin ince düşünceli olmadıkları rahatsızlık verebilecek tavırları hesaplayamadıkları bazı ayetlerden anlaşılmaktadır. Örneğin evlere ön kapılarından değil de arka kapılarından girdikleri Peygamberimiz (sav)'in evine yemek saatinde geldikleri ya da uzun uzun konuşup Peygamber Efendimizin vaktini aldıkları ayetlerde bildirilmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise son derece ince düşünceli nezaketli sabırlı bu kişilere hoşgörü ile yaklaşan içli ve çok medeni bir insandır. Çevresindeki kişilerin rahatsızlık verici tavırlarını her zaman güzellikle uyarmış onların gönüllerini almış ve büyük bir sabır ve emekle onları eğitmiştir. Ve bu ahlakıyla da tüm müminlere çok güzel bir örnek olmuştur.
Sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Rabbimiz Peygamberimiz (sav)'e bu konuda da yardımcı olmuş O'nu ayetleri ile desteklemiştir. Bu konudaki ayetlerden biri şöyledir: "Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu peygambere eziyet vermekte ve O da sizden utanmaktadır; oysa Allah hak(kı açıklamak)tan utanmaz." (Ahzab Suresi 53)
Peygamber Efendimiz "son derece nazik nezih zarif latif ve ince düşünceli" idi. Edep terbiye ve görgü kurallarını hayatında en güzel ve en ideal şekliyle uyguluyordu.
Sevgi Konusundaki Tavsiyeleri
Peygamber Efendimizin için en önemli konulardan biri müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur.
Kuran'da Peygamberimiz (sav)'e bu konuda söylemesi emredilen bir söz şöyledir: De ki:"Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum."Kim bir iyilik kazanırsa biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah bağışlayandır şükredene karşılığını verendir." (Şura Suresi 23)
Sonuç
Peygamber Efendimizin ahlakını O'nun hangi koşullarda nasıl bir tavır gösterdiğini öğrenmenin en önemli nedeni O'na benzemeye çalışmak takvada tavırda ihlasda tevazuda temizlikte iman şevkinde O'nu örnek almaktır. Günümüzde insanların pek çoğu kendilerine birçok insanı örnek almakta onların tavırlarına özenmekte onlar gibi konuşup onlar gibi davranmaya çalışmaktadır. Oysa özenilmesi benzemeye çalışılması gereken kişiler Peygamberimiz (sav) ve O'nun ahlakça ve takvaca benzeri olan diğer peygamberlerdir.
Allah ayetlerinde Allah'a ve Resulüne iman etmenin peygamberi savunup desteklemenin ve O'nu izlemenin önemine dikkat çekmekte ve bu kişilerin kurtuluşa ereceklerini şöyle müjdelemektedir: "Ki Allah'a ve Resûlü'ne iman etmeniz O'nu savunup-desteklemeniz O'nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu (Allah'ı) tesbih etmeniz için." (Fetih Suresi 9)
Bu dönemde Peygamberimiz (sav)'i desteklemek ise ancak Kuran'a tam tabi olmakla ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uymakla Kuran ahlakını O'nun gösterdiği çabanın bir benzeri ile tüm dünyaya yaymaya çalışmakla ahlakça ve tavırca gücünün yettiğinin en fazlasıyla O'na benzemek için gayret etmekle olacaktır. Böyle bir tavır gösterildiği takdirde Allah Peygamberimiz (sav)'e nasıl yardım ettiyse O'na destek olanlara da yardım edecek ve yollarını açarak onlara umulmadık başarılar verecektir. Ancak en önemlisi Peygamber Efendimize benzeyerek Rabbimizin rızasını rahmetini ve cennetini kazanabilmektir.(makale harun yahya)