'hayaL
Bayan Üye
Peygamber Efendimiz son derece nezih ve kibardı.
Hiç bir şeye bagırıp çagırmazdı.
Çarşı ve pazarda sakindi.
Kötülüge kötülük ile karşılık vermezdi.
Daima affeder, musamahakar davranırdı.
Hiç bir şeye eliyle vuruldugu görülmemiş, sadece cihadesnasında
vurmuştur.
Hiç bir kadın ve hizmetçiye vurmamış,
hiç bir kimseden intikam aldıgı görülmemiştir.
Ancak cc 'nün haram kıldıgı şeyler müstesna...
cc'nün haram kıldıgı şeylerden biri çignendimi,ona öfkelenir,
adeta arslan kesilirdi.
İki şey arasında muhayyer bırakılsa, kolay olanını seçerdi.
Hane halkı arasında onlardan biri gibi olur,ev işlerine bakar,
yardım ederdi.
Kendi işini kendi görür,koyun sagar,temizlik yapardı.
Dilini gerektiginde kullanır,boş sözlerle meşgul etmezdi.
İnsanları birleştirmeye çalışır,nefret ettirmezdi.
Her kavmin büyügüne, onun haysiyetine yakışır şekilde itibar
gösterirdi.
Onlara mevkilerine uygun tarzda adamlar gönderirdi.
Herkeze güler yüz gösterir,ashabını gözetir,
hal ve hatırlarını sorar,onları aradı.
İyiyi sever,çirkini begenmezdi.
Her işte orta yolu tutar, ihtilafı aşırılıgı sevmezdi.
Her şeye layık oldugu degeri verirdi.
Hakka riayete çok dikkat eder, hakkı asla çignemezdi.
İnsanların hayrını diler,hayatlarını korurdu.
Herkese nasihat eder,iyiligini isterdi.
Yardım edenleri, birbirinin hayrına çalışıp birlik olanları severdi.
Bir yere oturup kalkarken daima cc'yü zikr ederdi.
Bir cemaatın yanına vardıgında, nerede yer varsa oraya otururdu.
Başkalarına (rahatsızlık verip omuzlarına) basarak dip sedire
(baş köşeye) geçmek istemezdi, Ümmetine de bunu tavsiye ederdi.
Meclisinde eşitlige çok dikkat eder, birini digeri üstüne tutmazdı.
Bir şey sorana rahatlıkla cevap verir,
herkesin ihtiyacını görmeye çalışır,koşardı.
İnsanların hepsine bir baba gibi davranırdı.
Hak hususunda (hukuk mevzuun da)onun nazarında bütün insanlar eşitti.
Onun meclisi ilim,hayır, feyz, haya ve emniyet meclisi idi.....
Yüksek sesle konuşulmaz, kimsenin ayıbı söylenmez, kusurlar dile
dolanmazdı.
Herkes müsavi idi, insanların birbirine üstünlügü ancak takvasıyla
olurdu.
Meclisinde küçükler sevilir, büyükler sayılır, İhtiyaçlar karşılanır,
gripler barınır himaye görürdü.
O, daima güler yüzlü ve neşeli idi.
Ahlakı yüceydi.
Yumuşak huylu idi, lutuf ve ihsanda bulunmayı severdi.
Katı yürekli asla degildi.
Bagırıp ça ırmaz, gürültü koparmazdı.
Ayıplayıcı ve cimri degildi.
Sevdiklerinden yüz çevirir, hoşlanmadıgı bir soruya cevap vermez,
suküt ile karşılık vermiş olurdu.
Kendisi için dünyada üç şeyi terk etmiştir.
Kavga, kibr-i gurur ve malayani. (boş luzumsuz söz ve fiil)
İnsanlar hakkında üç şeyi bırakmıştır;
Dolayısıyla kimseyi zemmetmez, kusurlarını araştırmaz ve ayıplamazdı;
ancak sonu hayırlı olursa konuşurdu.
Osöze başlayınca, yanındakiler başlarında kuş varmışta
(adeta onu uçurup kaçırtmamaya çalışır gibi)sakin sakin dinlerlerdi.
Ancak o sözünü bitirip susunca konuşurlardı.
Onun yanında asla çekinmezlerdi.
İçlerinden konuşan olursa sükünetle dinler, sözünü bitirmesini
beklerdi.
Ashabı bir şeye gülse o da gülerdi; onların hayret ettigi bir şeyi o da
hayretle karşılardı.
Bir yabancı gelip bir yalnışlık yaparsa, onun yaptıgı kabalıga sabır
gösterir,
musamaha ile karşılardı.
Bir hacet sahibi birşey istese, onu vermelerini emrederdi.
Kimsenin fazla övmesini istemez, kimsenin sözünü kesmezdi.
Şayet haddi aşarsa, o zaman keser ve oradan ayrılırdı.
Gayet sakin, yumuşak tabiatlı, cömert, düzgün konuşan,
muaşereti (geçimi) gayet tatlı ve en şerefli bir ailedendi.
Onu İlk defa gören kimseyi, bir heyecan kaplardı;
fakat görüşüp konuşunca rahatlar ve onu severdi.
Onu vasf edenler şöyle derlerdi;
Ondan öncede ondan sonra da onun benzerini görmedim.
(Şemail-i Tirmiziden hülasa edilmiştir.)
Hiç bir şeye bagırıp çagırmazdı.
Çarşı ve pazarda sakindi.
Kötülüge kötülük ile karşılık vermezdi.
Daima affeder, musamahakar davranırdı.
Hiç bir şeye eliyle vuruldugu görülmemiş, sadece cihadesnasında
vurmuştur.
Hiç bir kadın ve hizmetçiye vurmamış,
hiç bir kimseden intikam aldıgı görülmemiştir.
Ancak cc 'nün haram kıldıgı şeyler müstesna...
cc'nün haram kıldıgı şeylerden biri çignendimi,ona öfkelenir,
adeta arslan kesilirdi.
İki şey arasında muhayyer bırakılsa, kolay olanını seçerdi.
Hane halkı arasında onlardan biri gibi olur,ev işlerine bakar,
yardım ederdi.
Kendi işini kendi görür,koyun sagar,temizlik yapardı.
Dilini gerektiginde kullanır,boş sözlerle meşgul etmezdi.
İnsanları birleştirmeye çalışır,nefret ettirmezdi.
Her kavmin büyügüne, onun haysiyetine yakışır şekilde itibar
gösterirdi.
Onlara mevkilerine uygun tarzda adamlar gönderirdi.
Herkeze güler yüz gösterir,ashabını gözetir,
hal ve hatırlarını sorar,onları aradı.
İyiyi sever,çirkini begenmezdi.
Her işte orta yolu tutar, ihtilafı aşırılıgı sevmezdi.
Her şeye layık oldugu degeri verirdi.
Hakka riayete çok dikkat eder, hakkı asla çignemezdi.
İnsanların hayrını diler,hayatlarını korurdu.
Herkese nasihat eder,iyiligini isterdi.
Yardım edenleri, birbirinin hayrına çalışıp birlik olanları severdi.
Bir yere oturup kalkarken daima cc'yü zikr ederdi.
Bir cemaatın yanına vardıgında, nerede yer varsa oraya otururdu.
Başkalarına (rahatsızlık verip omuzlarına) basarak dip sedire
(baş köşeye) geçmek istemezdi, Ümmetine de bunu tavsiye ederdi.
Meclisinde eşitlige çok dikkat eder, birini digeri üstüne tutmazdı.
Bir şey sorana rahatlıkla cevap verir,
herkesin ihtiyacını görmeye çalışır,koşardı.
İnsanların hepsine bir baba gibi davranırdı.
Hak hususunda (hukuk mevzuun da)onun nazarında bütün insanlar eşitti.
Onun meclisi ilim,hayır, feyz, haya ve emniyet meclisi idi.....
Yüksek sesle konuşulmaz, kimsenin ayıbı söylenmez, kusurlar dile
dolanmazdı.
Herkes müsavi idi, insanların birbirine üstünlügü ancak takvasıyla
olurdu.
Meclisinde küçükler sevilir, büyükler sayılır, İhtiyaçlar karşılanır,
gripler barınır himaye görürdü.
O, daima güler yüzlü ve neşeli idi.
Ahlakı yüceydi.
Yumuşak huylu idi, lutuf ve ihsanda bulunmayı severdi.
Katı yürekli asla degildi.
Bagırıp ça ırmaz, gürültü koparmazdı.
Ayıplayıcı ve cimri degildi.
Sevdiklerinden yüz çevirir, hoşlanmadıgı bir soruya cevap vermez,
suküt ile karşılık vermiş olurdu.
Kendisi için dünyada üç şeyi terk etmiştir.
Kavga, kibr-i gurur ve malayani. (boş luzumsuz söz ve fiil)
İnsanlar hakkında üç şeyi bırakmıştır;
Dolayısıyla kimseyi zemmetmez, kusurlarını araştırmaz ve ayıplamazdı;
ancak sonu hayırlı olursa konuşurdu.
Osöze başlayınca, yanındakiler başlarında kuş varmışta
(adeta onu uçurup kaçırtmamaya çalışır gibi)sakin sakin dinlerlerdi.
Ancak o sözünü bitirip susunca konuşurlardı.
Onun yanında asla çekinmezlerdi.
İçlerinden konuşan olursa sükünetle dinler, sözünü bitirmesini
beklerdi.
Ashabı bir şeye gülse o da gülerdi; onların hayret ettigi bir şeyi o da
hayretle karşılardı.
Bir yabancı gelip bir yalnışlık yaparsa, onun yaptıgı kabalıga sabır
gösterir,
musamaha ile karşılardı.
Bir hacet sahibi birşey istese, onu vermelerini emrederdi.
Kimsenin fazla övmesini istemez, kimsenin sözünü kesmezdi.
Şayet haddi aşarsa, o zaman keser ve oradan ayrılırdı.
Gayet sakin, yumuşak tabiatlı, cömert, düzgün konuşan,
muaşereti (geçimi) gayet tatlı ve en şerefli bir ailedendi.
Onu İlk defa gören kimseyi, bir heyecan kaplardı;
fakat görüşüp konuşunca rahatlar ve onu severdi.
Onu vasf edenler şöyle derlerdi;
Ondan öncede ondan sonra da onun benzerini görmedim.
(Şemail-i Tirmiziden hülasa edilmiştir.)