Peygamber Efendimizi Ağlatan Ayet - Efendimizin Ağladığı Ayeti kerime
سْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir.
İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur.
Tefekkür ancak kalpte tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılabilir.
Efendimiz (sav)’e en çok tesir eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir.
İki kişi Hz. Âîşe (r.anhâ)’yı ziyaret etmişler.
Onlardan biri, “Hz. Muhammed (sav)’de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?” deyince,
Hz. Âîşe (r.anhâ) şöyle demiştir:
“Efendimizi Ağlatan Ayet (cc) Rasûlü (sav) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı.
Namazda çok ağladı.
Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı.
Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (ra), “Ya Rasulullah (sav)!
Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?” deyince, O,
“Bu gece Yüce Efendimizi Ağlatan Ayet (cc) bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır” dedi ve ayeti okudu:
“Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri
ardınca gelişinde düşünen insanlar için elbette birçok dersler vardır.” (Âl-i İmrân, 3/190)
Ondan sonra Rasulullah (sav), “Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan,
düşünmeyen kişilere yazıklar olsun.” dedi.
Bu ayette, tefekküre davet edilen akıl sahiplerinin durumunu açıklayan bir sonraki ayetin meâli de şöyledir: “
Onlar ki Efendimizi Ağlatan Ayet’ı (cc) gâh ayakta divan durarak,
gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı
hakkında düşünürler ve derler ki:
“Ey büyük Rabbimiz! Sen bunları gayesiz, boşuna yaratmadın.
Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz.
Sen bizi o ateş azabından koru!” (Âl-i İmrân, 3/191)
سْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Tefekkür, insana mahsus bir özelliktir.
İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur.
Tefekkür ancak kalpte tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılabilir.
Efendimiz (sav)’e en çok tesir eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir.
İki kişi Hz. Âîşe (r.anhâ)’yı ziyaret etmişler.
Onlardan biri, “Hz. Muhammed (sav)’de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?” deyince,
Hz. Âîşe (r.anhâ) şöyle demiştir:
“Efendimizi Ağlatan Ayet (cc) Rasûlü (sav) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı.
Namazda çok ağladı.
Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı.
Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (ra), “Ya Rasulullah (sav)!
Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?” deyince, O,
“Bu gece Yüce Efendimizi Ağlatan Ayet (cc) bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır” dedi ve ayeti okudu:
“Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri
ardınca gelişinde düşünen insanlar için elbette birçok dersler vardır.” (Âl-i İmrân, 3/190)
Ondan sonra Rasulullah (sav), “Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan,
düşünmeyen kişilere yazıklar olsun.” dedi.
Bu ayette, tefekküre davet edilen akıl sahiplerinin durumunu açıklayan bir sonraki ayetin meâli de şöyledir: “
Onlar ki Efendimizi Ağlatan Ayet’ı (cc) gâh ayakta divan durarak,
gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı
hakkında düşünürler ve derler ki:
“Ey büyük Rabbimiz! Sen bunları gayesiz, boşuna yaratmadın.
Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz.
Sen bizi o ateş azabından koru!” (Âl-i İmrân, 3/191)