Peki Ya Tanrı Varsa?”
Ya yanılıyorsak? Ya yanılıyorsak? Ya Tanrı varsa? Ya cehennemde yanarsak? Materyalistler kendilerine böyle sorular sormaz. (çünkü Tanrı’nın var olması gibi bir olasılık yok) Ama dindarlar nedense bize hep bunu soruyorlar ve bizim de kafamızın bu soruyla meşgul olması gerektiğine inanıyorlar. Cehennemde sonsuz işkence gibi bir riski neden göze aldığımızı anlayamıyorlar. Halbuki kimsenin risk aldığı falan yok, çünkü ortada böyle bir risk yok.
Randolph-Macon Bayanlar Koleji’nde konferans verirken öğrencilerden biri Richard Dawkins’e aynı soruyu sormuş. Dawkins’in cevabı son derece basit ve zekice.
Öğrenci: “Bu muhtemelen sizin için cevap vermesi en kolay soru olacak ama… ya yanılıyorsanız?”
Dawkins: “Ya yanılıyorsam, yani… herkes yanılıyor olabilir. Hepimiz uçan spagetti canavarı ve pembe boynuzlu at ve uçan çaydanlık hakkında yanılıyor olabiliriz. Siz, farz ediyorum ki, Hıristiyan inancına göre yetiştirildiniz. Herhangi bir inanca inanmamanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz çünkü Müslüman değilsiniz, Hindu değilsiniz. Neden Hindu değilsiniz? Çünkü Hindistan’da değil de Amerika’da yetiştirilmiş bulundunuz. Eğer Hindistan’da yetiştirilmiş olsaydınız, Hindu olacaktınız. Eğer Vikingler zamanında Danimarka’da yetiştirilmiş olsaydınız Wotan’a ve Thor’a inanıyor olacaktınız. Eğer klasik Yunanistan’da yetiştirilmiş olsaydınız, Zeus’a inanıyor olacaktınız. Eğer Orta Afrika’da yetiştirilmiş olsaydınız dağın tepesindeki büyük Ju-Ju’ya inanıyor olacaktınız. Tamamen kaza eseri içinde yetişmiş olduğunuz Yahudi-Hıristiyan tanrısını seçmeniz ve bana ya yanılıyorsam diye sormanız için hiçbir neden yok. Ya siz denizin dibindeki büyük Ju-Ju hakkında yanılıyorsanız?”
Ya yanılıyorsak? Ya yanılıyorsak? Ya Tanrı varsa? Ya cehennemde yanarsak? Materyalistler kendilerine böyle sorular sormaz. (çünkü Tanrı’nın var olması gibi bir olasılık yok) Ama dindarlar nedense bize hep bunu soruyorlar ve bizim de kafamızın bu soruyla meşgul olması gerektiğine inanıyorlar. Cehennemde sonsuz işkence gibi bir riski neden göze aldığımızı anlayamıyorlar. Halbuki kimsenin risk aldığı falan yok, çünkü ortada böyle bir risk yok.
Randolph-Macon Bayanlar Koleji’nde konferans verirken öğrencilerden biri Richard Dawkins’e aynı soruyu sormuş. Dawkins’in cevabı son derece basit ve zekice.
Öğrenci: “Bu muhtemelen sizin için cevap vermesi en kolay soru olacak ama… ya yanılıyorsanız?”
Dawkins: “Ya yanılıyorsam, yani… herkes yanılıyor olabilir. Hepimiz uçan spagetti canavarı ve pembe boynuzlu at ve uçan çaydanlık hakkında yanılıyor olabiliriz. Siz, farz ediyorum ki, Hıristiyan inancına göre yetiştirildiniz. Herhangi bir inanca inanmamanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz çünkü Müslüman değilsiniz, Hindu değilsiniz. Neden Hindu değilsiniz? Çünkü Hindistan’da değil de Amerika’da yetiştirilmiş bulundunuz. Eğer Hindistan’da yetiştirilmiş olsaydınız, Hindu olacaktınız. Eğer Vikingler zamanında Danimarka’da yetiştirilmiş olsaydınız Wotan’a ve Thor’a inanıyor olacaktınız. Eğer klasik Yunanistan’da yetiştirilmiş olsaydınız, Zeus’a inanıyor olacaktınız. Eğer Orta Afrika’da yetiştirilmiş olsaydınız dağın tepesindeki büyük Ju-Ju’ya inanıyor olacaktınız. Tamamen kaza eseri içinde yetişmiş olduğunuz Yahudi-Hıristiyan tanrısını seçmeniz ve bana ya yanılıyorsam diye sormanız için hiçbir neden yok. Ya siz denizin dibindeki büyük Ju-Ju hakkında yanılıyorsanız?”