ramonaxi
Kayıtlı Üye
FORUM ŞAİRLERİ:
En sık rastlanan tiplerdendir. Şiir topiklerine yazıp giden cinsleri zararsızdır,lakin olayı üslup haline getirenler çok fenadır. Hükümsüz kalmış ruhun senfonisi gibi tamlamalar kullanır..
ÖĞRETEN ADAMLAR:
Misyon sahibi arkadaşlardır. Herşeyi bilirler ve sormasanız bile öğretirler. Kendilerine iman farz, şükran vaciptir. Mesih kompleksinden müzdariptirler, kurtarılmak istememenizi idrak edemezler. Yeterli ilgi ve alakayı göstermezseniz küserler. Soru sordukları görülmemiştir.
''YARDIM EDİN'' CİLER
Kendi aralarında ikiye ayrılırlar:
Birinci gruba genellikle bilişim forumlarında rastlanır. Forum sakinlerini arama motoru yerine kullanırlar. Takıldıkları konuyu araştırmak yerine sorup hazır cevap almayı tercih ederler. İstediği cevabı vermezseniz bozulurlar.
***
İkinci grup daha vahimdir. Yardım istenen konu genellikle aşk-meşk muhabbetidir. Sizce sevgilim beni aldatıyor mu? Erkekler niçin böyle? İntihar etmeyi düşünüyorum Her aradığımda telefonu suratıma kapatıyor, sizce sevgilim naz mı yapıyor? gibi temaları vardır. Bu temalar onlar için hayatidir, dalga geçerseniz çok kırılırlar.
SEVGİ İNSANLARI:
Forum şairleri kadar sık görülen tiplerdir, zaten genellikle bünyelerinde ikisini birlikte barindirirlar. Sevgide sinir tanimazlar. Börtüyü, böceği, insani, kanapeyi, güneş ışığını, cocuklari, telefon sarjörünü filan ayrim yapmaksizin severler. Sevgileri yüreklerinden kopar, enginlere sigmaz tasar. En tahammul edemedikleri sey, sevilmemektir. Boyle durumlarda, birkac tane nick alip ilk nick'e yönelik hayranlik ve sevgi cumleleri kurduranlara bile rastlanir.
FORUM ASABİLERİ:
Çatacak eleman aramak üzere internete girmiş, site site dolaşmış, sitem, hır gür gargara dolu insanlardır. Bazan bazı başlıklara sırf imzalarını atıp çıkarlar. Maksat asabiyat yaratmaktır. Damarlarındaki asabiyat yetmediğinde, öyle abuk subuk imzalarla taciz atışı yaparlar.
İMLA ZABİTLERİ:
Ömürlerinin kırk senesini birilerinin kendilerinin yanlışını düzeltip durması durduk yerde olmasa da, bir maraz bırakmıştır vatandaşlarımızda. İyilikten doğmamıştır anlayacağınız bu mazarat. Her neyse, "histeri ingilizceden dilimize geçmiştir, isteri fransızcadan..." gibi söylemlerle kendilerini bile çileden çıkarabilir bunlar. (bakınız tırnaklarının içinde özel isimleri büyük harfle yazmayabilirler, apostrofla ayırmayabilirler, çok biliyorlar ya, dediklerini yapacaksınız, yaptıklarını yahut yazdıklarını değil.)
FORUM NİHAYETÇİLERİ:
Her çıkışın bir inişi, her başlangıcın bir sonucu var diyerekten hayatı bu basit felsefe tadında yaşayangellerdendir kendileri. Olaylara, forumda
yazılanlara hep sonundan bakarlar, ki bunlara bu durumda "kaçacağı dem saklanacakları tutangiller" bile diyebiliriz.
Bakalım sık sık hangi aforizmalarla hafsalamıza tavan yaptırıyorlarmış: "İyi hoş diyorsun da, sonuçta bu laflar bana bir şey kazandırmıyor ki", "bize laf değil pizza lazım", "bu başlığı ben sonlandırırım abi, kimse yazmasın, moderatöööööööööööör moderatööööööööööör, kilitler misin anacım şurayı, bozuyorlar sonuç bölümümü"...
FORUM SONSUZCULARI:
Handiyse sonsuz susuzluk çekiyor gibidir bunlar. Dilediğiniz kadar sulandırın ortalığı, damacanalarca candamarlarına su dayayın, tatmin olmazlar. Soruları, sorunları, yazıları, çizgileri, teşhisleri, her bir şeyleri n kadar ilerler bunların. Bu arada "n"lerinin enleri bilinmemektedir. Zaten bu vecih ile de onlara sonsuzcular diyoruz ya.
FORUM İTİRAZCILARI:
Aslında bunlar sırf foruma değil, hayata hayati mahkemesinin "itiraz makamı" olarak bakarlar. O cihetle "öyle olmaz, sen öyle demişsin ama, otoriteler
böyle diyor" gibisinden hışımla ve herkesten önce kendine hasar verici bir şekilde başlıklara girerler. Girerler de, bir türlü çıkamazlar doğrusu.
FORUM HAYRETÇİLERİ:
Aslında kendileri hayret birer mevzudur lakin, yüzeysel bir şekilde incelemek icabeder kendilerini. Bunlar sanki ömr-ü hayatlarında sizin azevvel yazdığınız
hadisenin bir benzerini yaşamamışlar gibi (yaşamamışlardır, oksijen sarfiyatı bunlar, zaten "bir sayfa okudum, hayatım altüst oldu" bilem diyebilirler, boşturlar) hiç tahmin etmediğiniz hararette hayret ederler mevzuya.
FORUMUN KALANTHORLARI:
Bunlar pek sık girmezler foruma. Girdiklerinde de bir müddet forma girme zorluğu çekerler. Çok eskilerden filan kalmış olabilirler. Antika muamelesi edilmesi caizdir bunlara.
İHTİLAF CEPHESİ:
Muhtelif çap ve kalibrede, ibresini şaşırmış bir forum kitlesi oluşturur bu cephenin kalemşörleri. Kimi dem kendilerini "itlaf timi" ile karıştırırlar lakin bu karışıklığı fark yahut itiraf edemezler.
Sıklıkla kullandıkları laf-ı güzaf: "ona öyle demezler, peynir ekmek yemezler", "ne yani oldu mu şimdi o, yakışmadı çabuk çıkar, değiştir değiştir" gibidir.
FORUM KINAYICILARI:
Hanımefendiciğimin de o narin ellerini bütünleyen o misli bulunmaz parnak uçlarıyla o misli bulunur klavyesine tıngırdatarak ifade ettiği üzere, kınama işlemini esef eşliğinde yürütür bunlar. Multitasking uzmanlarıdır bir yerde. O kadar çoklu işlemi birarada yürütmelerinin bağrısıra "maateessüf" lafını bir türlü imlâya uygun yazamaz bunlar. Bunlara forumun ilerleyen mademelerinde "mutasarrıf" değil, "mutasavvuf" değil, (neydi lan) "müteessif" lik mazbatası hedaye edilir.
Sıklıkla kıllandıkları durumlar (aman işte kullandıkları kelamlar): "esefle ıkınıyorum", "üzülerek belirtiyorum ki, bu server üç vakte kadar göçecek"... vs gibidi
peki siz hangisisiniz?
En sık rastlanan tiplerdendir. Şiir topiklerine yazıp giden cinsleri zararsızdır,lakin olayı üslup haline getirenler çok fenadır. Hükümsüz kalmış ruhun senfonisi gibi tamlamalar kullanır..
ÖĞRETEN ADAMLAR:
Misyon sahibi arkadaşlardır. Herşeyi bilirler ve sormasanız bile öğretirler. Kendilerine iman farz, şükran vaciptir. Mesih kompleksinden müzdariptirler, kurtarılmak istememenizi idrak edemezler. Yeterli ilgi ve alakayı göstermezseniz küserler. Soru sordukları görülmemiştir.
''YARDIM EDİN'' CİLER
Kendi aralarında ikiye ayrılırlar:
Birinci gruba genellikle bilişim forumlarında rastlanır. Forum sakinlerini arama motoru yerine kullanırlar. Takıldıkları konuyu araştırmak yerine sorup hazır cevap almayı tercih ederler. İstediği cevabı vermezseniz bozulurlar.
***
İkinci grup daha vahimdir. Yardım istenen konu genellikle aşk-meşk muhabbetidir. Sizce sevgilim beni aldatıyor mu? Erkekler niçin böyle? İntihar etmeyi düşünüyorum Her aradığımda telefonu suratıma kapatıyor, sizce sevgilim naz mı yapıyor? gibi temaları vardır. Bu temalar onlar için hayatidir, dalga geçerseniz çok kırılırlar.
SEVGİ İNSANLARI:
Forum şairleri kadar sık görülen tiplerdir, zaten genellikle bünyelerinde ikisini birlikte barindirirlar. Sevgide sinir tanimazlar. Börtüyü, böceği, insani, kanapeyi, güneş ışığını, cocuklari, telefon sarjörünü filan ayrim yapmaksizin severler. Sevgileri yüreklerinden kopar, enginlere sigmaz tasar. En tahammul edemedikleri sey, sevilmemektir. Boyle durumlarda, birkac tane nick alip ilk nick'e yönelik hayranlik ve sevgi cumleleri kurduranlara bile rastlanir.
FORUM ASABİLERİ:
Çatacak eleman aramak üzere internete girmiş, site site dolaşmış, sitem, hır gür gargara dolu insanlardır. Bazan bazı başlıklara sırf imzalarını atıp çıkarlar. Maksat asabiyat yaratmaktır. Damarlarındaki asabiyat yetmediğinde, öyle abuk subuk imzalarla taciz atışı yaparlar.
İMLA ZABİTLERİ:
Ömürlerinin kırk senesini birilerinin kendilerinin yanlışını düzeltip durması durduk yerde olmasa da, bir maraz bırakmıştır vatandaşlarımızda. İyilikten doğmamıştır anlayacağınız bu mazarat. Her neyse, "histeri ingilizceden dilimize geçmiştir, isteri fransızcadan..." gibi söylemlerle kendilerini bile çileden çıkarabilir bunlar. (bakınız tırnaklarının içinde özel isimleri büyük harfle yazmayabilirler, apostrofla ayırmayabilirler, çok biliyorlar ya, dediklerini yapacaksınız, yaptıklarını yahut yazdıklarını değil.)
FORUM NİHAYETÇİLERİ:
Her çıkışın bir inişi, her başlangıcın bir sonucu var diyerekten hayatı bu basit felsefe tadında yaşayangellerdendir kendileri. Olaylara, forumda
yazılanlara hep sonundan bakarlar, ki bunlara bu durumda "kaçacağı dem saklanacakları tutangiller" bile diyebiliriz.
Bakalım sık sık hangi aforizmalarla hafsalamıza tavan yaptırıyorlarmış: "İyi hoş diyorsun da, sonuçta bu laflar bana bir şey kazandırmıyor ki", "bize laf değil pizza lazım", "bu başlığı ben sonlandırırım abi, kimse yazmasın, moderatöööööööööööör moderatööööööööööör, kilitler misin anacım şurayı, bozuyorlar sonuç bölümümü"...
FORUM SONSUZCULARI:
Handiyse sonsuz susuzluk çekiyor gibidir bunlar. Dilediğiniz kadar sulandırın ortalığı, damacanalarca candamarlarına su dayayın, tatmin olmazlar. Soruları, sorunları, yazıları, çizgileri, teşhisleri, her bir şeyleri n kadar ilerler bunların. Bu arada "n"lerinin enleri bilinmemektedir. Zaten bu vecih ile de onlara sonsuzcular diyoruz ya.
FORUM İTİRAZCILARI:
Aslında bunlar sırf foruma değil, hayata hayati mahkemesinin "itiraz makamı" olarak bakarlar. O cihetle "öyle olmaz, sen öyle demişsin ama, otoriteler
böyle diyor" gibisinden hışımla ve herkesten önce kendine hasar verici bir şekilde başlıklara girerler. Girerler de, bir türlü çıkamazlar doğrusu.
FORUM HAYRETÇİLERİ:
Aslında kendileri hayret birer mevzudur lakin, yüzeysel bir şekilde incelemek icabeder kendilerini. Bunlar sanki ömr-ü hayatlarında sizin azevvel yazdığınız
hadisenin bir benzerini yaşamamışlar gibi (yaşamamışlardır, oksijen sarfiyatı bunlar, zaten "bir sayfa okudum, hayatım altüst oldu" bilem diyebilirler, boşturlar) hiç tahmin etmediğiniz hararette hayret ederler mevzuya.
FORUMUN KALANTHORLARI:
Bunlar pek sık girmezler foruma. Girdiklerinde de bir müddet forma girme zorluğu çekerler. Çok eskilerden filan kalmış olabilirler. Antika muamelesi edilmesi caizdir bunlara.
İHTİLAF CEPHESİ:
Muhtelif çap ve kalibrede, ibresini şaşırmış bir forum kitlesi oluşturur bu cephenin kalemşörleri. Kimi dem kendilerini "itlaf timi" ile karıştırırlar lakin bu karışıklığı fark yahut itiraf edemezler.
Sıklıkla kullandıkları laf-ı güzaf: "ona öyle demezler, peynir ekmek yemezler", "ne yani oldu mu şimdi o, yakışmadı çabuk çıkar, değiştir değiştir" gibidir.
FORUM KINAYICILARI:
Hanımefendiciğimin de o narin ellerini bütünleyen o misli bulunmaz parnak uçlarıyla o misli bulunur klavyesine tıngırdatarak ifade ettiği üzere, kınama işlemini esef eşliğinde yürütür bunlar. Multitasking uzmanlarıdır bir yerde. O kadar çoklu işlemi birarada yürütmelerinin bağrısıra "maateessüf" lafını bir türlü imlâya uygun yazamaz bunlar. Bunlara forumun ilerleyen mademelerinde "mutasarrıf" değil, "mutasavvuf" değil, (neydi lan) "müteessif" lik mazbatası hedaye edilir.
Sıklıkla kıllandıkları durumlar (aman işte kullandıkları kelamlar): "esefle ıkınıyorum", "üzülerek belirtiyorum ki, bu server üç vakte kadar göçecek"... vs gibidi
peki siz hangisisiniz?