ParapsikoLoji Ve Z DaLgaLarı...

Konumuz “Parapsikoloji Bilimi ve Temel İlkeleri”. Ben parapsikoloji bilimi hakkında şöyle parantez içerisinde bir girizgâh yaptıktan sonra
virgul.gif
esas parapsikolojinin bugün dünyada topyekûn insanlığa duyurmak durumunda olduğu “Z” dalgaları diye bahsettiğimiz kozmik bir hâdiseden
virgul.gif
insanları psişik açıdan direkt ilgilendiren bir konudan bahsedeceğim.
Z dalgaları dediğimiz olay çok az şekilde dünyada bu isim altında bilinmektedir
virgul.gif
ne yazık ki
virgul.gif
bilimsel adı altında bilinmektedir. Bunun dışında
virgul.gif
bu dalgaların meydana getirdiği olaylar insanlar tarafından farklı farklı metotlarla hayata geçirilmek üzere
virgul.gif
parapsikolojinin dışında başka etkinliklerle gündeme getirilmektedir.
İlk önce parapsikoloji biliminin ne olduğunu anlatmaya çalışayım.
Parapsikoloji
virgul.gif
pediatrik tıbbî psikolojiden veya sosyolojik psikolojiden tamamen farklıdır. Parapsikoloji bilimi
virgul.gif
ruhu kendine özgü bir şekilde tanımlar
virgul.gif
bugün medikal psikolojinin tanımladığı şekilde ruha yaklaşmaz. Bugün Freud ve Jung gibi modern psikolojinin babası sayılan kişilerin ruhsal tanımlaması genel kalıp içerisinde “Ruh
virgul.gif
beynin bilinen veya bilinmeyen tüm fonksiyonlarıdır” olarak ifade eder. Beynimizin %15’ini kullandığımıza göre
virgul.gif
geri kalan %85’lik kısmı. Bu fonksiyonların hepsini topyekûn ruhsallık olarak ifade ederler. Kısaca Freud’lar ve Jung’lar tarafından ruh
virgul.gif
beynin topyekûn tümel fonksiyonu olarak gösterilir.
Parapsikoloji açısından ise kesinlikle bu böyle değildir. Parapsikoloji bilimi 1923’lü yıllardan sonra bilim camiası içerisine girmeye başlamış ve ruhu aynı beden gibi
virgul.gif
bedeni kontrol altında tutan
virgul.gif
bedeni üreten ve bedenin hayatiyetini devamlı kılan ayrı bir enerjik faktör olaraktan kabul etmektedir.
Kısaca şöyle bir benzetme yaparsak; parapsikoloji açısından ruh
virgul.gif
televizyon ile elektriğin ilişkisi gibidir. Hiç hayatında elektrik bilgisi olmayan
virgul.gif
elektriğin ne olduğunu bilmeyen
virgul.gif
hatta televizyonu da bilmeyen bir insanın önüne televizyon cihazını koyduğunuz zaman
virgul.gif
kişi bütün kerameti televizyon cihazında zanneder ve ona hayran kalır. Ama elektriği kestiğinizde
virgul.gif
televizyon cihazı ayakkabı dolabı olmaktan başka hiçbir şeye yaramaz. Nasıl elektrik televizyon cihazının işlevini meydana getiriyor ise
virgul.gif
ruhla beden ilişkisi de aynı budur. Onun için parapsikoloji ruha enerjik bir beden olarak bakar ve ruhu
virgul.gif
fizik bedeni topyekûn kontrol altında tutan mekanizma olarak görür.
Ruhun bedenle olan ilişkisini ve bedenle olan aktivitasyonunu ise beyin denilen organımız sağlamaktadır
virgul.gif
bunu kabul ediyoruz. Fakat ruhun bedene olan inputları (girişleri) ise
virgul.gif
beynin sol lobu değil
virgul.gif
sağ lobu tarafından yapılmaktadır. İşte günümüzün biliminde
virgul.gif
insanlık beynin sol lob karakterli yaşama biçimine kendini adapte ettiği için (genetik olarak böyle bir kodlama içerisinde var edildiği için) %97 oranında beynin sol lobunu kullanırken
virgul.gif
%3-%5
virgul.gif
bilemediniz %10 oranlarında da beynin sağ lobunu kullanmak gibi becerileri ortaya koyduğumuz zamanlarda ise sevgiden
virgul.gif
aşktan
virgul.gif
yücelikten
virgul.gif
ilâhîlikten bahsederiz.
Ruhla beden ilişkisinde
virgul.gif
beynin sağ lobunu kullanma becerisi
virgul.gif
âdeta televizyonun elektriğe bağlantı yaptığı
virgul.gif
prize girdiği noktadaki gibi bir input meselesidir. O takdirde insanın kendi ruh sağlığını bedenle birlikte aynı yetkinlikte kullanabilmesi için
virgul.gif
beynin sol lobunu kullanma becerisi kadar
virgul.gif
beynin sağ lobunu da kullanma becerisini geliştirmesi gerekiyor.
Bu beceri şu aşamada
virgul.gif
psikiyatride EQ ve IQ şeklinde ifade edilmekte ise de
virgul.gif
doğrudan doğruya EQ diye ifade edilen beynin sağ lobunu kullanma becerisi hâlihazırda modern tıp ve modern psikoloji tarafından motive edilmiş değildir. Bu motivasyon şu aşamada parapsikolojinin yapmış olduğu çalışmalarla aktive edilmeye çalışmaktadır ve aşağı yukarı 50-60 seneden beri dünya yüzünde bu bilim ülkemiz dışında daha ciddiyetle bilim dalları arasında yer almış
virgul.gif
ruhu
virgul.gif
anlatılan bir organsal faaliyetin dışında bir beden gibi
virgul.gif
bir ruhsal anatomiyi düşünen ve “ruh ve beden ilişkisini nasıl güçlendiririz
virgul.gif
madem ruhumuz var” şeklinde bir anlayışla ve hareketle ruhumuzdan
virgul.gif
bedenden nasıl istifade edebiliriz gerçeğini arama içerisine girmiştir.
Parapsikolojinin kısaca
virgul.gif
çok kabaca
virgul.gif
anlatım biçimi budur. Ama
virgul.gif
esas şu aşamada bugün dünyadaki beşeriyeti ilgilendiren bir konu var ki
virgul.gif
parapsikolojinin birinci derecede öncelik verdiği konulardan bir tanesi olmuştur.
Ruhla beden ilişkisinde evrenin
virgul.gif
kozmozun yeri nedir?
Yapılan çalışmalarda şu görülmüştür ki
virgul.gif
ruh ve beden ilişkisinde
virgul.gif
evrensel bütünlük dediğimiz kozmotik yapının olağanüstü bir yakın ilişkisi vardır. Varlık
virgul.gif
beden
virgul.gif
ruh ve bizim “öz” diye ifade ettiğimiz bir evrensel bütünlük içerisinde özden ruha
virgul.gif
ruhtan bedene akış içerisinde varlığı bedensel yapı içerisinde sürekli geliştirir ve değiştirir. Bu gelişim ve değişime “metamorfoz” veya “evrimleşme”
virgul.gif
evrim süreci diyoruz. Gerçi bunlar kelime olarak birbirinden farklıdır ama
virgul.gif
anlamları
virgul.gif
halk arasında böyle biliniyor.
Şimdi
virgul.gif
bu açıklamadan sonra asıl bahsetmek istediğim şeylerden bir tanesi şu:
Uzun zamandan beri dünya yüzünde insanlık
virgul.gif
sevgi ve sevgiye bağlı olarak barışçı bir hayatın yaşanması için teoriler
virgul.gif
doktrinler geliştirmiş
virgul.gif
hayaller kurmuş
virgul.gif
devletler kurulmuş
virgul.gif
ideolojiler geliştirlmiştir. Fakat bunların sonucunda
virgul.gif
dünya yüzünde
virgul.gif
hep kutsal kitaplarda kalan mükemmel sevgi ve mükemmel sevginin tezahürü olan bir yaşam şartı
virgul.gif
dünya yüzünde bir türlü sağlanamamıştır. Bunun sebebinin ne olduğuna ilişkin araştırmalar parapsikoloji tarafından yapılmaya başlanınca ortaya şöyle bir gerçeklik çıkmıştır: Biz genetik yapı olarak
virgul.gif
parapsikolojinin “savaşçı genetik yapı” dediği bir genetik yapıyla oluşturulmuş bir bünyeye
virgul.gif
bedene sahibiz. Parapsikoloji açısından beden
virgul.gif
ruhun meydana getirdiği
virgul.gif
ruhun programlamış olduğu bir bilgisayar ekranı gibidir. Ruhtan bedene aktarılan bilgiler hangi genetik kombinasyonlar içerisinde dizayn edilirse ve genetik o şekilde gelişirse
virgul.gif
varlık o genetik yapısına uygun bir hayat sürmektedir.
Biz genetik yapımıza baktığımız zaman enteresan bir durum görüyoruz. Bedenimizin içerisinde
virgul.gif
özellikle bizi diğer dış varlıklarla irtibata geçiren “immun/ bağışıklık” sistemi dediğimiz bağışıklık sistemimizin genetik kodlaması
virgul.gif
ne yazık ki savaşçı bir genetik kodlamaya tâbidir.
Örnek olarak akyuvarlar ve immun sistemi dediğimiz sistemimizi ele alıyoruz. Buraya baktığımız zaman bir şey görüyoruz. Bedenimize bir grip virüsü
virgul.gif
herhangi bir dışsal virüs
virgul.gif
yani dışarıdan bizim bedenimizle şu veya bu şekilde ilişki kurmak isteyen evrenin başka bir varlığı devreye girdiği zaman
virgul.gif
bizimle bu konuda ilişkiye girdiği zaman bizim ümmin sistemimiz dışarıdan yapılacak bu müdahaleye karşı antikorlar vasıtasıyla savaş ortaya koyuyor. Aynı uluslararası ilişkilerimizde olduğumuz gibi
virgul.gif
huduttan içeri giren yabancılara karşı nasıl hudutlarımızda müdahale organları var ise
virgul.gif
antikor sistemimiz de gelen varlığa yoğun bir şekilde bedenimizde savaş ilân ediyor.
Parapsikoloji açısından ise
virgul.gif
evrendeki var olan her şeyin mutlak surette bir sebebi ve bir gerekliliği vardır. İşlevsiz hiçbir yaratım
virgul.gif
hiçbir oluş evrende söz konusu değildir. Biz bedensel olarak ilişki içerisinde bulunduğumuz makro veya mikro düzeydeki bu varlıkları savaşçı bir genetik yapıyla öldüreceğimize
virgul.gif
yepyeni bir ümmin sistemiyle
virgul.gif
bağışıklık sistemiyle bunlar
virgul.gif
bir grip virüsüyle akyuvarların evlenmesini düşünüp bunların asimile edilmesi söz konusu olan bir genetik yapı olsaydı
virgul.gif
acaba bedenimizde bu kadar büyük reaksyoner
virgul.gif
savaşmak diye ifade ettiğimiz hastalıklar ortaya çıkar mıydı? Teorik olaraktan hayır. O takdirde
virgul.gif
içinde bulunduğumuz 2 sarmal 46 kromozomlu genetik yapıya parapsikoloji bilimi
virgul.gif
bu varlıktaki temel karakterinden dolayı
virgul.gif
“savaşçı genetik yapı” ismini vermiştir.
Bu genetik yapının oluşması
virgul.gif
genetik mühendislerimizin veya biyoloji bilimimizin meydana getireceği bir çalışmanın sonucunda değil
virgul.gif
doğrudan doğruya ruhla beden ilişkisinde
virgul.gif
ruhun beden üzerinde meydana getirmiş olduğu
virgul.gif
sağlamış olduğu ruhsal enerjinin beden tarafından genetik programa dönüştürülmesiyle meydana gelen bir programla ortaya çıkıyor. Parapsikoloji bilimine göre kısaca
virgul.gif
insan kendi genetik yapısını kendi iradesiyle
virgul.gif
kendi ruhsal iradesiyle oluşturuyor. Eğer bu oluşturma doğru ise
virgul.gif
bunun değiştirilmesi de bizim açımızdan mümkün olmalıdır tezi.
Bu işlenmeye başlandığı sırada
nokta.gif
.
Bazı şeyleri çok hızlı anlatmak zorunda kalacağım. Şu aşamada sizin tarafınızdan birçok konuların
virgul.gif
kafanızda boşluklar
virgul.gif
birbiriyle akılsal ve bilimsel açıdan bağdaşmayan anlatımlar biçimi olduğunu göreceksiniz. Vaktim yeterse
virgul.gif
15 dakika size bir soru-cevap süresi bırakacağım
virgul.gif
orada ayrıntıya girmeye çalışacağım. Ama
virgul.gif
bu 45 dakika süre içerisinde parapsikoloji biliminin 100 yıllık deneyimini size özetlemek mecburiyetinde olduğum için hızlı anlatımımdan dolayı sizleri biraz zorlayacağım
virgul.gif
bunun için şimdiden özür diliyorum.
Ruhla beden ilişkisinde genetik yapının değişimi konusunda kozmozla
virgul.gif
evrenle bizim şöyle bir bir ilişkimiz olduğu görüldü. Bundan 300 sene önce dünyada bilimimiz bir keşif yaptı. Bu keşif
virgul.gif
dünyanın güneş etrafında döndüğü keşfiydi. Dünyanın güneş etrafında dönmesi geçmişe dayanmayan yeni bir keşif olmasına rağmen
virgul.gif
bu dönüş
virgul.gif
bu hareketin
virgul.gif
bu eylemin insan tabiatı
virgul.gif
insan karakteri ve dünya yüzündeki tüm varlıkların oluşumunda olağanüstü bir etkisi olduğu görüldü. Dünyanın güneş etrafında dönme hareketi olmasa idi
virgul.gif
çok yoğun bir şekilde doğanın değişimi ve buna bağlı olaraktan varlıkların gelişimi ve değişimi söz konusu olmazdı.
Son yüzyılda astrofizikçiler tarafından parapsikolojiye olağanüstü bir kaynak teşkil eden bir keşif daha yapıldı. Bu keşif şuydu: Dünyamız nasıl Güneşin etrafında 365 günde dönüyor ve buna 1 yıl diyorsak
virgul.gif
aynı zamanda Güneş sistemimiz topyekûn olarak da Samanyolu galaksisinin ortasında K1 ve K2 dediğimiz iki kara deliği merkez alarak dönüyor. Topyekûn Güneş sisteminin de bu galaksi etrafında sabit bir yörüngede olmayan döngüler içerisinde olduğu görüldü.
Soru şöyle soruldu: Dünya
virgul.gif
Güneşin etrafında 365 günde dönmesiyle bütün doğa
virgul.gif
bütün tabiatın altı üstüne geliyor
virgul.gif
her şey kendini yeniliyor ve bunun sonucunda dünya bambaşka renkten renge bürünüyor ise
virgul.gif
Güneş sisteminin topyekûn Samanyolu galaksisi etrafında dönmesinden ortaya bu gezegen üzerinde ne gibi sonuçlar doğuyor? Sadece burnumuzun dibinde olan küçücük bir dönme hareketini fark edince doğayı çözümlemeye başladık. Galaktik kümelemede meydana gelen bir dönüş insanları
virgul.gif
bu küme üzerinde olan varlıkları nasıl etkiliyor?
Yapılan çalışmalar şunu gösterdi ki
virgul.gif
Güneş sistemimizin dokuz gezegeni
virgul.gif
Güneşin etrafında dönerken
virgul.gif
bunun merkez noktasından ( iki kara deliğin merkez noktasından) çıkan
virgul.gif
aslında şöyle bir üçgen vasıtasıyla
virgul.gif
( Siruyus gezegeni dediğimiz gezegen vasıtasıyla) Güneş sistemi topyekûn dönerken
virgul.gif
Samanyolu galaksisi içerisinde
virgul.gif
bizim tesir kuşağı dediğimiz 12 kozmik tesir kuşağından geçiyor. Yani
virgul.gif
şu çember 12 parçaya bölünebiliyor. 12 parçanın bu Güneş sistemi üzerinde meydana getirmiş olduğu ayrı bir evrim skalası var. Güneş sistemimizin Samanyolu galaksisi etrafında dönmesi süresine bir sikrus diyoruz. Bir sikrusun süresi
virgul.gif
yörünge sabit olmadığı için
virgul.gif
36
virgul.gif
000 ile 40
virgul.gif
000 ışık yılı arasında değişiyor. Fakat bunların her birisi esnasında
virgul.gif
varlık birimi bir evrim skalası içerisinde olağanüstü bir döngü
virgul.gif
olağanüstü bir değişiklik geçiriyor. Bu 12 tesir kuşağından ilkine Alfa
virgul.gif
sonuncusuna Omega deniliyor. Biz bunu ülkemizdeki parapsikoloji bilimcileri olarak Türkçeleştirdik; ilk tesir kuşağına A dalgası
virgul.gif
son tesir kuşağına ise Z dalgası ismini veriyoruz.
Yapılan çalışmalar
virgul.gif
yapılan incelemeler parapsikolojide
virgul.gif
19. asrın sonu ve 20. yüzyılın başlangıcında Dünyamızın ve Güneş sistemimizin
virgul.gif
bu tesir dalgalarından en güçlüsü ve sonuncusu olan Z dalgalarının içerisine doğru girdiği tespit edildi.
Z dalgaları nedir diye sorarsanız
virgul.gif
ilk önce onu da kısaca özetleyeyim. Fizik bahsinde veya fizik bilginize dayanaraktan okuduğunuz dalgalara benzeyen bir dalga hareketi kesinlikle değil. Yani
virgul.gif
fizikte okuduğunuz sinüzoidal ışık dalgalarına veya ses dalgalarına benzer bir dalga hareketi göstermiyor. Peki
virgul.gif
Z dalgalarının temel karakteri nedir diye sorarsanız
virgul.gif
Z dalgaları
virgul.gif
tıpkı kozmik uzaktan kumanda aletine benziyor. Buradan çıkan bir tesir
virgul.gif
o tesir altında kalan varlık kümesinde yepyeni bir ruh ve beden akışı arasında bir akış sağlayaraktan beden üzerinde yeni bir genetik değişimi harekete geçirmek üzere varlığı âdeta bir seri enerji bombardımanına tutuyor. Dinsel ifadeyi kullanırsak
virgul.gif
bu Z dalgalarına dinsel motivasyon içerisinde Tanrı’nın “ol dedi
virgul.gif
oldu”
virgul.gif
yani “ol” emri şeklinde söylememizde hiçbir sakınca yok. Varlığı
virgul.gif
içinde bulunmuş olduğu genetik kompozisyondan yepyeni bir genetik kompozisyona sıçratmak üzere aktive ediyor.
Z dalgalarının
virgul.gif
19. yüzyıldan beri
virgul.gif
19. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın başından beri topyekûn bütün Dünyayı ve Güneş sistemini tesiri altına aldığı farkına varılınca
virgul.gif
“bu Z dalgaları ne şekilde fark edilebilir” araştırılması yapıldı. Bu Z dalgalarının bugün astrofizikte şöyle veya böyle elektronik cihazlarla yakalanması mümkün olmasına rağmen bu konuda bir isim birliği konulmuş değildir. Ohm bantlarında
virgul.gif
uzaydan gelen
virgul.gif
kalp atışına benzeyen
virgul.gif
birisinin nefes alışına benzeyen
virgul.gif
kaynağı belirli olmayan ses dalgaları olarak söyleniyor. Kimi teorisyenlere göre pulsarların çıkarttığı sesler
virgul.gif
kimi teorisyenlere göre kara deliklerden çıkan sesler gibi yorumlanıyorsa da
virgul.gif
biz bunların hiçbirine katılmıyoruz. Bizim açımızdan başka izah tarzları var. Fakat önemli olan taraf şu: Varlığın genetik kombinasyonu üzerinde etkin olacak şekilde varlığı âdeta bir duygusal tesir altında bırakıyor. Z dalgaları ilk önce varlığı ruhsal plânda etkiliyor
virgul.gif
arkasından kademeli bir şekilde biyolojik plâna yansıyan etkiler ortaya çıkıyor.
Z dalgalarının beden tarafından çekilmesi
virgul.gif
toplanması ve bedende hormonlar şeklinde dağıtılması beynin sağ lobu faaliyeti içerisinde oluyor ve tamamen kişinin beyinin sağ lobu denilen organını
virgul.gif
o kısmını etkileyen bir sürece sokuyor. Beynin sağ lobunun gelişmesiyle birlikte
virgul.gif
kişide o güne kadar duymadığı
virgul.gif
algılamadığı
virgul.gif
bugün “medyumik” diye ifade edilen
virgul.gif
beş duyunun dışında kalan bazı yeteneklerin harekete geçmesine neden oluyor.
Biz parapsikologlar
virgul.gif
yapılan çalışmalarda
virgul.gif
Dünyanın 1960’lı 70’li yıllardan sonra
virgul.gif
20. yüzyılın sonundan ortasına kadar geldik; şimdi Z dalgalarının yarısından fazlasının geçildiğini
virgul.gif
tahminen 2015
virgul.gif
2050 yıllarına doğru bu Z dalgalarının tüm dünya yüzündeki genetik kodlamalara tesir edecek sürecinin oluşacağına ilişkin tahmin yürütüyoruz.
Buna “tahmin yürütüyoruz” diyorum
virgul.gif
niye?
İzlediğimiz bilimimiz içerisinde
virgul.gif
bu döngü 36
virgul.gif
000 ışık yılı içerisinde olduğu için
virgul.gif
geçmişte Z dalgalarının dünyayı etkilediği birtakım dönemlerde dünyada ne olduğuna ilişkin elimizde bir bilimsel bulgu söz konusu halihazırda yok. Ama
virgul.gif
insanın genetik kodlaması içerisinde buna ilişkin hatıratlar kesinlikle saklı. İnsan
virgul.gif
bu Z dalgalarının geçmiş dönemlerdeki vurgunlarını yerken yaşamış olduğu değişimlerin hatıratlarını kendinde saklıyor.
Ne demek istiyorum?
Bu ışık dalgası 36
virgul.gif
000 yıl önce de Dünya yüzünü
virgul.gif
Güneş sistemini taradı. Onu tararken
virgul.gif
Dünya yüzünde bugün çok övündüğümüz bizler
virgul.gif
yani beş duyuya sahip olan varlıklar mevcut olmasına rağmen beş duyu sahibi değildik. Şu yoktu
virgul.gif
dil yoktu; 4 ayak üzerinde ses çıkartıyorduk. Bu dalgaların taramasıyla birlikte Güneş sistemi üzerindeki Dünya gezegeninde varlıkların bir tanesi belirli bir yoğunlukta Z dalgasını çekince
virgul.gif
kendi genetik yapısını dörtten beşe geçecek şekilde
virgul.gif
duyumlarını dörtten beşe sıçratacak şekilde değiştirme potansiyeline erişti. Yani Neandantal adamı
virgul.gif
maymun adamı insan yapan genetik mühendisleri olmadı
virgul.gif
bizatihi kozmozun kendisi oldu.
Peki
virgul.gif
4 duyudan 5 duyuya -falanca veya filanca tarihte önemli değil- geçtikse
virgul.gif
beşten altıya
virgul.gif
altıdan yediye
virgul.gif
yediden sekize geçemez miyiz? Evet
virgul.gif
geçeriz. Neyle geçeriz? Yine bizle geçeriz. Çünkü geçmişte bunu nasıl yaptıysak
virgul.gif
genetik şifrenin bize sağlayacağı hatıratlar vasıtasıyla bu değişimi sağlayabiliriz.
İşte şu aşamada parapsikoloji
virgul.gif
insanlığın bu değişimi yapabilecek bir sürece girdiğine
virgul.gif
dünya varlıkları açısından bu kritik değişikliğin noktasına geldiğine ilişkin tümel bulguları yakalamaya başladı. Fakat biz bu olaya
virgul.gif
halk tarafından
virgul.gif
toplum tarafından kolay anlaşılabilmesi için
virgul.gif
kelimenin tam manasıyla biz buna “ruhsal regli” diyoruz; ama öyle bir regli ki
virgul.gif
dişi veya erkek diye ayırt etmiyor. 36 bin yılda oluyor. Nasıl biyolojik regli kadında “kız çocukluğu” denilen çocukluk dönemini bitirip kadınlık dönemi denilen bir döneme başlatıyor ise
virgul.gif
bu Z dalgaları da insanlarda psişik bir regliyi
virgul.gif
bir genetik yapının meydana getirmiş olduğu bir beden kombinasyonunu bitirip başka bir beden kombinasyonuna
virgul.gif
bir kadının kendi kendine regl olması gibi
virgul.gif
olayları meydana getiriyor. Ancak biyolojik bilimde
virgul.gif
biyolojik regliyi kız çocuğuna öğreten annesi
virgul.gif
babası
virgul.gif
kardeşi var
virgul.gif
ama psikolojik regliyi dünya yüzündeki varlıklara öğreten deneyim sahibi önceki kadrolar maalesef olmadığı için
virgul.gif
bu tip regl olayı ortaya çıkınca
virgul.gif
bu tip ruhsal reglinin meydana getirdiği psikolojik ve fizyolojik semptomlar
virgul.gif
bu öncü bilimimiz bakış açısından depresyon
virgul.gif
dengesizlik şeklinde yorumlanmaya çalışılıyor. Çünkü
virgul.gif
Z dalgalarını belli bir miktar üzerinde absorbe etmeye başladıktan sonra
virgul.gif
beynin sağ lobu
virgul.gif
ayak uydurabilmek için
virgul.gif
sol lobuyla birlikte paralel çalışabilmek için
virgul.gif
yavaş yavaş harekete geçince
virgul.gif
beynin sağ lobu üzerindeki tesirler kişi üzerinde psişik semptomlar olmaktan çıkıp
virgul.gif
yalnız kişinin fark ettiği bazı fiziki olaylara da neden oluyor.
Kritik bir noktaya değineceğim; beynin sağ lobu gelişmeye başlayınca
virgul.gif
biz parapsikoloji içerisindeki etütleri
virgul.gif
biopsileri
virgul.gif
konsültasyonları rüyalar üzerinde yaparak kişinin Z dalgalarından ne kadar etkilendiğini anlamaya çalışıyoruz. Çünkü
virgul.gif
kişi Z dalgalarından etkilendikçe
virgul.gif
beynin sağ lobu vasıtasıyla meydana getirilen
virgul.gif
rüya denilen beynin sağ lob faaliyetleri kişinin günlük yaşamı üzerinde olağanüstü etkinlik kazanmaya başlıyor. Rüyalarla günlük yaşam arasında
virgul.gif
ne kadar inkâr ederseniz edin
virgul.gif
“akşam mantıyı çok yedim
virgul.gif
rakıyı çok içtim de bu rüyayı gördüm” mantalitesi değil
virgul.gif
rüya denilen tahayyül âlemiyle beden kombinasyonunun hareketlilik mobilizasyonu tarafının bir ilişkisi olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor .Z dalgaları
virgul.gif
biraz daha yoğunlaştıkça
virgul.gif
giderek kişi üzerinde beş duyunun dışındaki yeteneklerinin
virgul.gif
kendisinde var olan
virgul.gif
ama dominant karakterde
virgul.gif
baskın karakterde olmayıp resesif karakterde olan duyum alanlarının ortaya çıkmasına neden oluyor.
Bu ortaya çıkışlar ilk önce
virgul.gif
başkalarının görmediği şeyleri görmek
virgul.gif
başkalarının duymadığı sesleri duyma şeklinde ortaya çıkıyor. Netice itibarıyla
virgul.gif
bunlar ortaya çıktığı zaman kişi
virgul.gif
davranışları mevcut bilgi birikimi ve çevresi tarafından onaylanmadığı için
virgul.gif
iki şekilde yorumlamak zorunda kalıyor. Ya kendisini çok yücelmiş
virgul.gif
Allah’tan
virgul.gif
peygamberlerden sanıyor. Yani yüce insan olmak gibi
virgul.gif
sağ lob faaliyetlerini ilâhî bir yetenekmiş gibi ortaya koyan ekstrem bir karakter ortaya çıkıyor ki
virgul.gif
dünya yüzünde şimdi yoğun bir şekilde medyumik dediğimiz tüm çalışmaların kökeninde ve bu kadar artmasında bu sebep yatıyor. Kişi istese de istemese de
virgul.gif
başkası onaylasa da onaylamasa da
virgul.gif
kendisinde eski günlerine nazaran olağanüstü bir hâlin
virgul.gif
olağanüstü bir değişimin ortaya çıktığını fark ediyor.
Bunda
virgul.gif
toplumla ilişki kurarken iyi şekilde anlatırsa kişi açısından fazla sorun ortaya çıkmıyor
virgul.gif
ama bir de bu çok şiddetli
virgul.gif
bizim şokvari dediğimiz bir yaşama biçimi şeklinde ortaya çıkarsa o takdirde kişi açısından akıl hastahanelerinde
virgul.gif
depresyon ilâçlarıyla tedavi olmak gibi çok daha acılı ve ıstıraplı bir dönemin başlamasına neden oluyor.
Ana sorun şu: Bu ruhsal regl olacaksa ve topyekûn kadın ve erkek ayırt etmeden bütün insanlık geçirecekse
virgul.gif
bunun eldeki sınırlı verilerle değerlendirilerek heba edilmesi mi lâzım
virgul.gif
yoksa gerçek isminin
virgul.gif
gerçek oluşumun tanımlaması yapılıp
virgul.gif
insanlığın böylesine bir değişime kendi iradesiyle katkıda bulunması mı lâzım? Parapsikoloji diyor ki
virgul.gif
evren insanlara böylesine bir piyangoyu belirli turlarla belirli periyotlarda veriyor. 365 günde bir
virgul.gif
üç ay bahar veriyor size. O baharı değerlendirip ekimi yaparsınız mahsulü kaldırıyorsunuz. Kendi genetik ekiminizi de böylesine kozmik bir süreç içerisinde
virgul.gif
Z dalgalarının tesiri altında yaptığınız takdirde genetik değişimi sağlamak üzere bedeni manipüle etmeye başlıyorsunuz.
Konu çok geniş; ama sizin bu konuya biraz merakını çektiğimi zannediyorum. Çünkü
virgul.gif
ne kadar sessiz durursanız durun
virgul.gif
nasıl dışarıdaki güneş bu salonda tavan olmasına
virgul.gif
duvarlar olmasına rağmen
virgul.gif
dolaylı da olsa bütün tabiatı ve bizi etkiliyorsa
virgul.gif
Z dalgaları da
virgul.gif
bu konuda bilginiz olsun veya olmasın
virgul.gif
tüm beşeriyeti topyekûn etkilemiştir. Hepinizde bu konuda bir etkileşim olduğunu % 99 değil
virgul.gif
% 1500 biliyoruz. Bunu bilmemize rağmen
virgul.gif
bunun sizin tarafınızdan nasıl yaşandığı konusunda ise hiçbir bilgiye sahip değiliz
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst