Néppox
Kayıtlı Üye
Georges Perecin 1957 ile 1960 yılları arasında, henüz 20li yaşlarının başlarındayken kaleme aldığı ilk romanı, konusu kadar uzun ve maceralı yayınlanma süreci de ilgi çekici olan Paralı Asker Türkçede.
Taslak La nuit (Gece), ardından Gaspard ve Gaspard pas mort (Gaspard Ölmedi) versiyonlarından sonra, nihayet Le Condottière (Paralı Asker) başlığıyla mevcut biçimini aldı. Ancak Fransanın halen en büyük yayınevleri olan Seuil ve Gallimard tarafından çeşitli gerekçelerle defalarca reddedildi. Birinde Gallimard editörü şöyle yazıyordu: Konunun ilginç olduğunu, zekice işlendiğini düşünüyoruz, ama beceriksizlik ve gevezelik yoğunluğu, birçok okurun dikkatini dağıtabilir. Kimi söz oyunları da öyle Perecin bir dostuna yazdığı Beceriksizlik ve gevezelik, elbette. Bundan ders alabilirim. Ama yine de Hayalkırıklığına uğradım. Teselli et beni, sözleriyle yaşadığı duyguları ifade edişinin ardından rafa kaldırıldı.
1965te Renaudot Ödülünü kazandığı Şeylerin yayınlanmasından bir yıl sonra Perec başka bir eve taşınır. Taşınırken de evindeki elyazmalarını iki bavula ayırır: Birinde müsveddelerden oluşan bir yığın, ki bu atılacaktır; diğerinde taslak hâlinde bulunan veya yayınlanmamış diğer çalışmalar, ki bu saklanacaktır. Kör talih! Atılması gereken bavul saklanmış, saklanması gereken bavulsa çöpe gitmiştir - Paralı Askeri de peşinde götürerek.
Bundan yıllar sonra, Perecin kitaplarını İngilizceye çeviren ve yazar hakkında bir biyografi hazırlayan David Bellos, Perecin eski bir arkadaşı olan gazeteci Alain Guérinin evinde, yığılmış kağıtların arasında, Paralı Askerin bir kopyasını buldu. Kitabı vaktiyle reddetmiş olan Seuil de, bir bakıma her şeyi başlatan bu ilk romanı, Perec yapıtlarındaki oyunlu hikâyeleri hatırlatacak şekilde ölümünden 30 yıl sonra yayınladı. Paralı Asker ise bu uzun hikâyenin aksine çok kısa bir süre sonra Sel Yayıncılık tarafından Esra Özdoğan çevirisiyle raflardaki yerini aldı.