Efsunkar
Bayan Üye
Bilseydim ziyan olmanın başlangıcı olduğunu kollarımı boynuna dolar mıydım aşkın, bir düşün insafına bırakır mıydım kalbimi
Öyle savunmasızım ki, özümü alıp gitmek istiyorum.
Elimden tut Tanrım! eylülün kederine terkedilmiş, sanki her an ölecekmiş gibiyim; uyandır beni Tanrım! kendimi içinde unuttuğum bu düşün içinden çıkayım Gece güne açıyor gözlerini her gün yeniden, oysa düş yitirmiyor belleğini
Gazali aklı dünyadan kovdu diye mi oldu tüm bunlar? Aklın şahı sonsuz aşka vurmuşken kendini, ben aklımı ölümcül bir aşkın avuçlarına bırakıyorum Aşk bir sfenks gibi dikiliyor karşıma, cevaplarını bilmediğim sorularla yutuyor sanki beni. Ben değil miydim cevapları bildiğini zanneden, ben değil miydim Havvanın elmasını dişleyen
Ah! nasıl bir yanılgıdır bu?
Hep yanılacağız. Hep yanıldığımız için acı çekeceğiz. Ama sevinçlerimizi de bu yanılgıya borçlu olacağız. Yanıldığımız sürece seveceğiz. Sonra yanıldığımızı anlayacağız ve gidip yeniden yanılacağız
Ben yanılgımın üstünü örtüyorum sevinçlerimle; O ise yanıltmanın ustası oluyor her sabah bağışlamadıklarıyla. Bir bozguncu; ne aşk yükümü azad ediyor, ne de yanılgının rengini giyiniyor.
Bütün yakarışlarım 'İçimin derinliklerinde kımıltısız duran o çocuk içindir bir ses, bir sözcük...
Zaman bile ona can oluyor bu aşkta. Zaman hep ilk onun kapısından açılıyor hayata, güneş önce onun mavisini aydınlatıyor, şefkatli bir anne gibi nazlıyor penceresinden tenini. Sonra gelip benim düşlerimi bölüyor, bezgin bir solgunlukla.
Önce O dokunuyor yıldızlara, ihtimal ki incinmişliğini anlatıyor onlara.
Kelimeleri ağıt oluyor sonra, karanlığı akıtıyor damarlarıma, olsun ben zaten karanlığında yaşıyorum
Tutamıyorum zamanı, sevgilim benden önce aşka veda ediyor. Ah! tutabilsem ona benden önce ilaç olan zamanı.
Muhteşem bir harabedir Sevgilim; aşkın sarayından kovulmuş, zavallı bir sürgün. Merhamet okları kızıla boyanmış toprakların nasipsizliğine çarpıyor. Kalbine hükmeden zalimlik, hatıralar ormanındaki büyük yangını harlıyor; bu yüzdendir ki Tanrı övgüsünü çekiyor ondan.
Bir yanılgıdır Sevgilim ve ben bu yanılgıyı sevdim.
Bilseydim ziyan olmanın başlangıcı olduğunu, kollarımı boynuna dolardım aşkın, bir düşün insafına bırakırdım kalbimi
ZENAN SUDE
Öyle savunmasızım ki, özümü alıp gitmek istiyorum.
Elimden tut Tanrım! eylülün kederine terkedilmiş, sanki her an ölecekmiş gibiyim; uyandır beni Tanrım! kendimi içinde unuttuğum bu düşün içinden çıkayım Gece güne açıyor gözlerini her gün yeniden, oysa düş yitirmiyor belleğini
Gazali aklı dünyadan kovdu diye mi oldu tüm bunlar? Aklın şahı sonsuz aşka vurmuşken kendini, ben aklımı ölümcül bir aşkın avuçlarına bırakıyorum Aşk bir sfenks gibi dikiliyor karşıma, cevaplarını bilmediğim sorularla yutuyor sanki beni. Ben değil miydim cevapları bildiğini zanneden, ben değil miydim Havvanın elmasını dişleyen
Ah! nasıl bir yanılgıdır bu?
Hep yanılacağız. Hep yanıldığımız için acı çekeceğiz. Ama sevinçlerimizi de bu yanılgıya borçlu olacağız. Yanıldığımız sürece seveceğiz. Sonra yanıldığımızı anlayacağız ve gidip yeniden yanılacağız
Ben yanılgımın üstünü örtüyorum sevinçlerimle; O ise yanıltmanın ustası oluyor her sabah bağışlamadıklarıyla. Bir bozguncu; ne aşk yükümü azad ediyor, ne de yanılgının rengini giyiniyor.
Bütün yakarışlarım 'İçimin derinliklerinde kımıltısız duran o çocuk içindir bir ses, bir sözcük...
Zaman bile ona can oluyor bu aşkta. Zaman hep ilk onun kapısından açılıyor hayata, güneş önce onun mavisini aydınlatıyor, şefkatli bir anne gibi nazlıyor penceresinden tenini. Sonra gelip benim düşlerimi bölüyor, bezgin bir solgunlukla.
Önce O dokunuyor yıldızlara, ihtimal ki incinmişliğini anlatıyor onlara.
Kelimeleri ağıt oluyor sonra, karanlığı akıtıyor damarlarıma, olsun ben zaten karanlığında yaşıyorum
Tutamıyorum zamanı, sevgilim benden önce aşka veda ediyor. Ah! tutabilsem ona benden önce ilaç olan zamanı.
Muhteşem bir harabedir Sevgilim; aşkın sarayından kovulmuş, zavallı bir sürgün. Merhamet okları kızıla boyanmış toprakların nasipsizliğine çarpıyor. Kalbine hükmeden zalimlik, hatıralar ormanındaki büyük yangını harlıyor; bu yüzdendir ki Tanrı övgüsünü çekiyor ondan.
Bir yanılgıdır Sevgilim ve ben bu yanılgıyı sevdim.
Bilseydim ziyan olmanın başlangıcı olduğunu, kollarımı boynuna dolardım aşkın, bir düşün insafına bırakırdım kalbimi
ZENAN SUDE