‘Oyun’

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
‘Oyun’



Bu ülkede, sadece iki yıl içinde:
İki hakem başından yaralandı, bir hakem sahaya giren onlarca seyirci tarafından linç edilmek istendi.
43 taraftar, stadyuma bıçak sokmak isterken yakalandı; bir seyirci öldüresiye dövülerek tribünden aşağı atıldı.
Milli oyuncular maç esnasında yumruk yumruğa kavga ettiler, bir kulübün futbolcuları ırkçı tezahürata maruz kaldılar.
Bir teknik direktör saha içinde bıçaklandı, son olarak da bir başkası sahanın içinde tekmeli yumruklu kavgaya karıştı!
Ama hâlâ bu ülkede başbakanın, spor bakanının üst üste gelen bu hadiselerle ilgili aldığı bir acil önlem söz konusu değil. İtalya senatosunun Şubat 2007’de yaptığı gibi lig durdurulmadı, statlar kapatılmadı. Yunanistan’da üç sene önce olduğu gibi hükümet bütün spor müsabakalarını 2 haftalığına iptal edip, o kısa sürede yeni yasayı çıkarmadı; kaosun önüne geçemedi.
Bu ülkede lig sürüyor, hâlâ ne aşamada olduğu belirsiz bir yasa bekleniyor. “Oyun” tüm hızıyla devam ediyor.
* * *
Bu ülkede bu pazar günü kendisine doğru gelen ölümcül tekmeyi yumrukla savuşturan, sonra da yerde yatan savunmasız adamın kafasına ayağıyla vuran teknik direktör, sahadan atılırken hakeme şu soruyu sordu: “Eğer bu saldırı bana değil de sana olsaydı, maçı oynatmaya devam eder miydin?”
Özat’ ın sorduğu bu soru, yüzde yüz haklı. Ama herhalde Ümit Hoca hadisenin şokuyla birkaç ay önce olanları unutmuş olmalı: Bu ülkede bir yardımcı hakemin kafası tribünlerden gelen yabancı maddeyle yarıldı. Adamın kafasına dikiş atıp maçı yönettirdiler, sonra da televizyonda onun kaldırdığı bayraklarla ilgili pozisyon analizi yaptılar!
* * *
Bu Pazar günü aynı maçın sonunda diğer takımın teknik direktörü boynunda 4 atkı, kucağında milyon tane çiçekle basın toplantısındaydı. Birkaç dakika önce birkaç metre mesafede çalıştığı meslektaşının yaşadığı travmadan habersiz şu sözcükler dökülüyordu ağzından: “Ben bu kentte 3 defa çalıştım. Bu taraftar yiğidi öldürür, ama hakkını verir!”
Karaman, o cümlenin “deyim” anlamı içerdiğinin farkında değildi galiba... Sen bugün o saldırganın (sana hakkını teslim edecek diye) o yiğidi öldürmesine göz yumarsan, yarın aynı saldırgan başka bir hak teslimi için başka bir yiğidi (belki de seni) öldürmeye kalkacak Sevgili Hocam...
Ve (Allah korusun) o gün de canı yanan sadece sen, ailen ve çocukların olacak. Ve ne yazık ki bu ülkede “oyun” yine devam edecek.


Ayakkabı krizi
Geçen hafta Kayseri-İBB maçında farklı zamanlarda tam 5 oyuncu ayakkabı değiştirmek için kenara geldiler. Zaten Kayserili Amrabat’ ın golü de bir Belediyesporlu ayakkabı değiştirirken yaşandı.
Ayakkabı krizi bu hafta da Eskişehir’deydi. Benim takip edebildiğim kadarıyla Ivesa, Burhan ve birkaç takım arkadaşı ilk yarıda peş peşe ayakkabı sorunu yaşadılar.
Bu hadiseleri izleyince insan şunları düşünmeden edemiyor: Maç öncesi futbolcular sahaya niçin ısınmaya çıkarlar? Isınırken bu sorunu nasıl fark etmezler? Hava şartları, zemin koşulları belli. Lapa lapa kar yağıyor. Ayakkabılar nasıl bu zemine uygun olarak seçilmez?


Simao Sabrosa
İBB-Beşiktaş maçında Simao bir gol attı, iyi de oynadı. Ama o müsabakada benim esas dikkatimi çeken Simao’nun iyi futbolculuğu değil, iyi insanlığı/iyi profesyonelliğiydi.
Maçın 25’inci dakikasıydı. Beşiktaş ceza yayı önünde bir hava topu mücadelesinde Guti ve Mahmut kafa kafaya çarpıştılar, top siyah-beyazlılarda kaldı. Hakem devam işareti verdi, Beşiktaş hızlı hücuma kalktı, top orta çizginin biraz önündeki Simao’ya ulaştı. Simao hakemin devam işaretini gördü, devam etseydi belki de Belediyespor’u son 5 yılda en eksik yakalayan oyuncu o olacaktı(!).
Devam etmedi. Hakemin kaçırdığını o kaçırmadı, iki kişinin kafa kafaya çarpışmasından doğabilecek tehlikenin farkındaydı, topu taca bıraktı.
* * *
Aynı maçın bu kez 80’inci dakikası gelmişti. Hakem, aşırı tepkiler veren Schuster’i tribüne göndermek istedi. Schuster’se gitmek istemiyor, direniyordu. Tam o anda yaşananları Lig TV’den dostumuz Bora Koçyiğit anlatıyor: “Simao diğer taç çizgisi kenarından, yani 60 metreden bir depar atıp Schuster’in yanına koştu. Alman Hocaya sinirli şekilde terden sırılsıklam olmuş formasını gösterdi, hemen gitmesini işaret etti. Alman Hoca kendine geldi ve hızlı adımlarla tribüne doğru yola çıktı”.
Bu iki hadise sanırım Beşiktaş’ın takıma sadece iyi bir futbolcu değil, iyi de bir insan transfer ettiğinin göstergesi...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst