Öylesine sevdaymış bizim ki..Umutsuzluğun içinde çaresizce yoğrulan.Kaderin ağlarına takılı kalmış
Öylesine sevmişiz anlaşılan
Hazan rüzgârlarına uğramış gönlümüz.Zemheri ayazında titremiş biçare yüreklerimiz.Savrulmuşuz hoyratça hicran sokaklarına.Ve Eylül yağmurlarının ıslaklığında yürüyüp gitmişiz
Mesafesiz hasret yollarına...
Öylesine söylemişiz birbirimizi sevdiğimizi.Nasıl olmuşsa aynı anda dökülüvermiş dudaklarımızdan sözler.Saklayamamışız duygularımızı
Heyecan kaplamış ürkek ceylan misali çarpan yüreklerimizi.Yüreklerimizden yüzümüze yansımış heyecanın silinmez anları.Senin yanaklarını sarmış al pembemsi utangaçlık.Gözlerini kaçırarak başını eğmişsin.Dudaklarında kalmış masum.gülümsemenin utangaç izleri.Sımsıcak sesinle fısıldamışsın kulağıma delicesine seviyorum diye...
Öylesine hicrana varmış yollarımız
Sen hasret gözyaşlarının tadına varmak
Bense hasret acısını ömür boyu sinemde hissetmek için
Anlaşılan kaderin bu acımasız oyununda olmadık bir zamanda karşılaşmışız tesadüfen
Öylesine diyerek sevdiğimizi söylemişiz karanlık gecenin suskunlaşan vaktinde
Sonrasında da uzanmışız hasretin hüzün kokan soğuk kucağına
Şimdi avuntu olsun diye öylesine soruyorum kendime kaç mevsim geçmiş aradan
Hayaline de bırakmamacasına öylesine özlemle sığınmışım.Gözlerimi kapamışım rüyalarımda öylesine seni görmek.Ve sensizlikte geçen hesapsız hasret yıllarının acısını düşlerimden çıkarmak için
İşte sevgili ikimizde öylesine bir sevdanın içinde yoğrulmuşuz.Sen vuslattan uzak hicranın yolların da..Bense varıp yürümüşüm öylesine hasret yolculuğuna...
Öylesine sevmişiz ya birbirimizi
İşte bu mısraları da öylesine karalamışım vakitsiz bir zamanda
Öylesine sevmişiz anlaşılan
Hazan rüzgârlarına uğramış gönlümüz.Zemheri ayazında titremiş biçare yüreklerimiz.Savrulmuşuz hoyratça hicran sokaklarına.Ve Eylül yağmurlarının ıslaklığında yürüyüp gitmişiz
Mesafesiz hasret yollarına...
Öylesine söylemişiz birbirimizi sevdiğimizi.Nasıl olmuşsa aynı anda dökülüvermiş dudaklarımızdan sözler.Saklayamamışız duygularımızı
Heyecan kaplamış ürkek ceylan misali çarpan yüreklerimizi.Yüreklerimizden yüzümüze yansımış heyecanın silinmez anları.Senin yanaklarını sarmış al pembemsi utangaçlık.Gözlerini kaçırarak başını eğmişsin.Dudaklarında kalmış masum.gülümsemenin utangaç izleri.Sımsıcak sesinle fısıldamışsın kulağıma delicesine seviyorum diye...
Öylesine hicrana varmış yollarımız
Sen hasret gözyaşlarının tadına varmak
Bense hasret acısını ömür boyu sinemde hissetmek için
Anlaşılan kaderin bu acımasız oyununda olmadık bir zamanda karşılaşmışız tesadüfen
Öylesine diyerek sevdiğimizi söylemişiz karanlık gecenin suskunlaşan vaktinde
Sonrasında da uzanmışız hasretin hüzün kokan soğuk kucağına
Şimdi avuntu olsun diye öylesine soruyorum kendime kaç mevsim geçmiş aradan
Hayaline de bırakmamacasına öylesine özlemle sığınmışım.Gözlerimi kapamışım rüyalarımda öylesine seni görmek.Ve sensizlikte geçen hesapsız hasret yıllarının acısını düşlerimden çıkarmak için
İşte sevgili ikimizde öylesine bir sevdanın içinde yoğrulmuşuz.Sen vuslattan uzak hicranın yolların da..Bense varıp yürümüşüm öylesine hasret yolculuğuna...
Öylesine sevmişiz ya birbirimizi
İşte bu mısraları da öylesine karalamışım vakitsiz bir zamanda