Otizm

ďυЧGυ '

Bayan Üye

Otizm ilk olarak 1943 yılında Amerikalı çocuk psikiyatristti Leo Kanner tarafından erken çocuk otizmi olarak tanımlanmıştır. Kanner otizmin psikolojik kökenli olduğunu ve yanlış anne baba tutumlarından kaynaklandığını ileri sürmüştür. Kanner’den günümüze kadar yapılan araştırmalar sonucunda otizmin kökeninin genetik ve nöropsikiyatrik kökenli olduğu beyindeki yapısal bozukluktan kaynaklandığı ortaya çıkmıştır.

Otizm yaşamın ilk yıllarında başlayan sosyal ilişki, iletişim ve bilişsel gelişimde gecikme yada sapma ile kendini gösteren, yineleyici ve sınırlı davranış ve ilginin olduğu yaygın gelişimsel bir bozukluktur.

Otizm 30 aydan önce (çoğunlukta) görülmekte, çocuklarda konuşma ve dil gelişiminde belirgin bir gecikme, sosyal iletişimde yetersizlik (kucağa alınmayı reddetme, insanlara karşı genel bir ilgisizlik, göz kontağı kurmaya ilgisizlik) söz konusudur. Kalıplaşmış davranışlar aynılığı korumada ısrar, değişikliğe karşı tepki gösterme ve oyun becerisinde gerilik görülmektedir. Duygusal alanda; işitsel uyarılara aşırı tepki yada tepkisizlik, görsel olarak dönen, hareket eden aşırı ilgi, acı, soğuk ve sıcağa karşı aşırı duyarsızlık ya da aşırı duyarlılık, dokunulmaya karşı tepki görülür.

Otizm toplum içinde 1000 kişiden 4 görülme sıklığı gösterir.Kızlara oranla erkeklerde daha sık otizm görülmekle birlikle kızlarda rahatsızlık daha ağır olmaktadır.

Otizm kesin bir tedavisi olmayan,yaşam boyu süren gelişimsel bir hastalıktır. Otizm de ilaç, eğitim ve terapi yöntemleriyle çok yönlü bir tedavi uygulanmaktadır. Eğitim ve terapiyle sözel iletişimin güçlendirilmesi, sosyal iletişim becerilerinin güçlendirilmesi, sosyal iletişim becerilerinin kazandırılması hedeflenmektedir. Eğitimde otistik çocuğun somut ve görsel algılayışı, aynılığını koruma ihtiyacı göz önünde bulundurularak yapılandırılmış ve görsel eğitim modelleri geliştirilmektedir. (TECH ve PECH) gibi teknikler şu anda Amerika’da kullanılmakta, İsrail’de de kullanılmaya başlanmıştır. Otistik çocuğun duygusal duyarlılığı ve ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirilmiş teknikler eğitimin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Eğitim ve terapinin ortak amacı otistik çocuğun bağımsızlık kazana bilmesi, günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini düzenleyebilmesi ve kapasitesi doğrultusunda zihinsel gelişimini hedeflemektedir.

Bütün rahatsızlıklarda olduğu gibi otizmde de erken teşhis ve tedavide çok önemlidir.

Aileler otizmi iyi tanımalı,çocuğun bireysel özelliklerinin farkında olmalı,eğitime aktif

katılmalı,çocuğun sınırlılıklarını bilmeli ve beklentilerini bu sınırlılıklar üzerinde kurmalı,iletişim becerilerini güçlendirmeliler.Ayrıca çocuğuna otistik bir tanı konulması, otistik bir çocuğa sahip olmak ve otistik bir çocukla yaşamak her anne baba da farklı tepkilere neden olacağından gerektiğinde psikolojik yardım almaktan kaçınmamalılar.​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst