Ötenazi

ToLeRaNS

Kayıtlı Üye
Tarihçesi
Eutanasia sözcüğü Grekçe’den gelmektedir.Eu: İyi, güzel; Thanatosis: Ölüm anlamındadır.Romalı tarihçi Suetonius “Euthanasis” sözcüğünü ilk kullanan yazardır.Atina’da hakimler,ölmek isteyenler için baldıran zehiri bulundurmuşturlar. Ölmek için senatoya geçerli bir neden göstermek ve izin belgesi almak yeterli olmuştur. Antik Yunan’da gerekse özellikle asillerin yaşlı veya hasta bir beden içinde görünmenin alçaltıcı bir durum olduğu düşüncesi, ötenazinin uygulanmasındaki en önemli etken olmuştur.Antik çağın aksine, Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte ötenazi uygulama alanını kaybetmiştir.orta çağ Döneminin batı dünyasında, ötenazinin fazla uygulanmamasının nedenleri olarak devletlerin yaptırım gücü ve insanların hissettikleri Tanrı korkusu olarak gösterilebilir. Aydınlanma süreciyle birlikte, Helen düşünce sistemi geri dönmüş ve böylelikle baskın olmamakla beraber ötenazi tekrar taraftar bulmaya başlamıştır.O dönemde yaşama dokunulmazlığı en büyük değer olarak görülüyor, bu hakkı hiç kimsenin hatta söz konusu hayatın sahibinin bile ihlal edemeyeceği görüşü yaygınlık kazanmıştı.Böylelikle, ötenazinin karşısında laik bir cephe doğmuştu. Ötenazi tabirini 18. yüzyılda ilk defa ortaya koyan Bacon’a göre; doktorun vazifesi, ıztırapları azaltmak ve hastayı sıhhate kavuşturmaktır.Iztırapları azaltmak vazifesi, yalnız tedavi edip iyileştirmekle değil, bazı hallerde ona rahat ve kolay bir ölüm sağlamak suretiyle de yapılabilir.Prusya’da Büyük Frederic, can çekişmekte olan hastayı veya yaralıyı iyi niyetle öldüren kimseyi taksirle adam öldürme cezasını veren kanunu 1794’te yürürlüğe sokarak ötenazinin cezasını hafifletmiştir. 1799’da Mısır seferi sırasında vebaya yakalanan askerlerin, hastalığın çaresi olmaması ve orduya ayak bağı olacağı düşüncesi ile öldürülmelerini isteyen Napolyon’un bu emrine ordu hekimleri karşı koyarak bu vahşeti önlemişlerdir. Yine bu yüzyılda Dr. Prady,ötenazinin özelikleri üzerinde durmuştur.Daha sonra Rail, Marx, Rohips gibi bilim adamları konuyu daha da genişletmişlerdir.Rohips’e göre ötenazi, ruhun doğumudur ve bu konun bağımsız bir bilim dalı olması gerekir.Alman Dr. Marx ise 1826’da Goethingen Üniversitesi’nde “Medikal Ötenazi” adlı bir tez yazarak yayınlamıştır. 1906’da Ohio’da, 1907’de Iowa’da “acılar içinse kıvranan hastaların öldürülebilmesine” kanun tasarıları hazırlanmış fakat Federal Devletin onaylamaması üzerine yürürlüğe girememiştir.Sovyet Rusya’da ise 1922’de rıza üzerine acıma duygusu ile adam öldürmenin cezasının hafifletileceği kabul edildi ve buda bir süre sonra yürürlükten kaldırıldı. Nietzche, hasta toplum için bir parazittir.Muayyen bir durumdan sonra yaşamaları münasip değildir.Yaşama zevki kaybolduktan sonra boşu boşuna ömür sürmek, doktorların ve pratik müdahalelerin esiri olmak manasızdır demiş ve bu fikirleri uygulamaya koyan Hitler “yaşamayı faydasız ve bozuk bünyeli insan, cemiyetten atılmalıdır” diyerek, tahminen tedavisi imkansız 20000 hasta ve deliyi gaz odalarında aç bırakarak öldürmüştür. 1947 yılında 2000 Newyork’lu doktor ötenazinin kanunlaştırılması için bir beyanname imzalamışlardır.Bu beyannameye göre, Newyork’ta şifası kaabil olmayan bir hastalığa müptela olan şahıs 21 yaşını bitirmiş olmak ve şuuruna da hakim bulunmak şartıyla mahkemeye müracaat edecektir.Mahkeme bir heyetin vereceği rapordan sonra ötenazi kararını verebilecektir . Yirminci yüzyıllın ilk yarısında ötenaziye izin veren çeşitli kanun çıkarma girişimleri başarızlığa uğrarken, aynı yüzyıllın ikinci yarısında sonra kimi devletler bazen içtihat yoluyla bazense kanun yapma yoluyla ötenaziye onay vermişlerdir. 1980’li yıllardan itibaren Hollanda’da hem aktif hem de pasif ötenazi, A.B.D.’de ise sadece pasif ötenaziye izin verilmeye başlandı.Son iki içinde ise Hollanda ve Belçika ötenaziyi hukuka uygun hale getiren yasalar çıkarmışlardır.
Tanımlar.
Yapılan tıbbi tanımlarda, hastanın hastalık derecesi, ölüm neticesine ulaşmak için kullanılan yol önemli yer tutar. Bir tanıma göre ötenazi; hastaların tolere edilmeyen ızdıraplarını sonlandırmak amacıyla öldürücü bir ajanın medikal uygulanımıdır.
Hukukçuların yaptığı tanımlarda hastanın iradesi dikkate alınmaktadır.Örneğin;iyileşemez bir hastalığa yakalanmış bir kimsenin istemi üzerine, hayatına son verilmesidir.
Bizce ötenazi, hiçbir şekilde tedavisi mümkün olmayan, insanda acıma duygusu uyandıran bir hastalıkla yaşamak zorunda olan, hastanın talebiyle, icrai yada ihmali bir davranışla, tıbbi yoldan hastanın hayatına son verilmesidir.

Aktif Ötenazi – Pasif Ötenazi
Pasif ötenazi, söz konusu müdahale yapılmayacaksa hastanın hayatını kaybedeceği biliniyor, buna rağmen gerekli davranış sergilenmemişse, söz konusu olur.Pasif ötenazi genellikle terminal dönemdeki hastalara uygulanılmaktadır. İnsan yaşamının devam edebilmesi için zorunlu bir kısım tedavinin durdurulması, geri çekilmesidir.Kişi aktif olarak öldürülmüyor fakat adeta ölüme terk ediliyorAyrıca beslenme ihtiyacı olan bir kişiye bilinçli olarak besin verilmezse bu durum da pasif ötenazi olarak kabul edilir.
Aktif ötenazi ise hekimin icrai bir hareketle hastanın ölümünü sağlamasını belirtir.Çoğu zaman hasta termal dönemde olmamasına rağmen, iyeleşmeme inancı hem kendisinde hem de ötenaziyi gerçekleştiren doktorda baskındır.Doktor ölümün derhal gerçekleşmesini sağlamak amacı ile hastaya bu amaca uygun bir madde enjekte eder.
Suç Sayılmayan Ülkeler
A.B.D.
A.B.D’de aktif ötenazi yasakken, istemli pasif ötenazi mahkeme kararları hukaka uygun sayılmaktadır.Örneğin; Massachusetts Yüksek Mahkemesi’nin Superident of Belchertown State School V. Saikewich kararı yaşam destekleyici tedavinin kesilmesi yönünde olmuştur.Tedavisi mümkün olmayan akut myeloblastik monositik lösemi hastası Saikewich’e önerilen tedavi önemli yan etkileri olan ve acı çekmesine neden olacak kemoterapidir.Mahkeme, hastanın karşılaşacağı korku ve acının, bu tedaviden beklenen yaradan,diğer bir ifade ile yaşamın sınırlı ölçüde uzatılmasından daha ağır olduğuna karar vermiştir.
Hollanda
10 Nisan 2001 tarihinde, Hollanda Parlamentosunun 75 üyeli alt kanadı olan Senatoda, ötenaziyi hukuka uygun hale getiren yasa kabul edildi.
Söz konusu yasaya göre, iyileşme umudu bulunmayan kişiler, istedikleri takdirde doktor kontrolü altında yaşamlarına son verebilme hakkına sahip durumdadırlar.Ötenaziyi uygulayan doktor, yaptığı işlemi “Bölgesel Ötenazi Denetleme Komisyonu”na bildirmek zorundadır.
Belçika
Belçika ilk ötenazi kavramıyla on dokuz sene önce karşılaşmıştır.1981 yılında bir sinemada çıkan yangında paniğe kapılan ve kapıya yüklenen izleyicilerden birisine saptanan demir parmaklığın çıkarılması imkansız görülmüştür.Hastanın bilinci yerindeyken yalvarmalarına dayanamayan bir doktor, tabancasıyla ateş ederek yaralının hayatına son vermiştir.Mahkemeye sevk edilen doktor beraat etmişse de meslek odası tarafından meslekten çıkarılmıştır.
Hukuken Suç sayan Ülkeler
Bu gruba giren devletler, ceza kanunlarında ötenaziyi ayrı bir suç olarak zikretmişlerdir. Böyle bir uygulamaya gidilmesinin nedenleri olarak, faildeki acıma saiki ve mağdurun öldürülmeyi talep etmesi olarak sayılabilir. İtalya, Yunanistan, Finlandiya, Norveç, Almanya, Polonya gibi devletler bu gruba dahildir.
a) On sekiz yaşından küçüklere,
b) Akıl malulleriyle, herhangi bir hastalık neticesi akli kıyafetsizlik halinde bulunan veyahut alkol ve uyuşturucu madde kullanan kimselere,
c) Fal tarafından şiddet, tehdit, telkin ve iğfal kullanılmak suretiyle mağdurun muvafakati istihsal edilerek işlenmiş ise, fail, öldürme fiiline mahsus ceza ile cezalandırılır
Adam Öldürme Suçu Olarak sayan Ülkeler
Bir çok ülke, ceza kanunlarında ötenaziye yer vermeyerek kasten adam öldürme suçu saymaktadırlar. Fransa, Arjantin, Brezilya, Bulgaristan, Yugoslavya, İsveç, Rusya, Macaristan gibi ülkeler bu gruba dahil edilebilir.Bu devletlerden bazıları, Tıbbi Deontoloji Kanunlarında ötenazi açıkça yasaklanmıştır.
Türk Ceza Kanununa Göre Ötenazi
Türk Ceza Kanunda ötenazi ile ilgili özel bir hüküm yoktur.Ötenazi bir adam öldürme eylemi olduğu için doktrindeki yaygın görüş, failin kasten adan öldürme (448) suçundan mahkum edilmesi ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak 59. maddeden ceza indirimi alabileceği yönündedir.Eylemin icrai yada ihmali olması bir şey değiştirmez.Aksi yönde görüş bildiren bir yazara göre, pasif ötenazi taksirle adam öldürme suçunu(455) oluşturur, çünkü hekim, sonucu öngörmekte fakat istememektedir.
Bu görüş eleştiriye oldukça açıktır.Çünkü yazar niyet ile saiki birbirine karıştırmaktadır. Niyet fiilin doğrudan doğruya olan gayesine taalluk eder Hekimin niyeti, hastanın ölmesini sağlamaktır ve saiki ne olursa olsun bu sonucu istemektedir. Kasta en yakın taksir türü bilinçli taksirdir.Bilinçli taksir, suç teşkil eden belli bir eylemin gerçekleşmesi olası sayılmakla beraber, fail neticenin gelmeyeceğine yükümlüklerine aykırı bir biçimde güven beslemektedir .Görüldüğü gibi, bilinçli, taksirde suçun meydana gelmesi bir olasılığa bağlıdır.Ayrıca, biraz önce belirttiğimiz gibi bilinçli taksirde failin sonuca meydana getirme niyeti yokken, pasif ötenazide bu niyet açıktır ve hastanın öleceği olasılıklara mahal vermeyecek şekilde kesindir.

SONUÇ
Tıp, hukuk, felsefe ve sosyolojinin ortak konusu olan ötenazi, giderek insanlık için daha büyük bir sorun olmaktadır.Ötenazinin taleplerinin giderek artmasındaki en büyük nedenler ise, hayat koşullarının iyileşmesiyle birlikte uzayan insan ömrü, bilimin gelişmesi sonucunda bitkisel hayattaki insanların yaşatılması olarak gösterilebilir.
Yapılması gereken ötenaziyi gerçek anlamıyla tartışmaktır.Ötenazi ile ilgili olarak duygu sömürüsü yapanlar biran önce bu tutumlarından vazgeçmelidir.Realiteler ortaya konmalı, ötenazinin sadece hayatını kaybeden kişinin değil tüm insanlığın ortak sorunu olduğu kabul edilmelidir.
Ne yazık ki araştırmamızı yaparken gördük ki ülkemizde ötenazi ile ilgili yeterli çalışma yapılmamaktadır.Oysa ki hepimizin bildiği gibi Türkiye’de ötenazi sıklıkla uygulanmaktadır.Bu olayların adli kayıtlara geçmemiş olması hiç yaşanmadıklarını göstermez. Hekimler, terminal dönemdeki hasta veya hasta yakınlarından gelen tedavinin kesilmesi yönündeki ısrarlara karşı koyamamaktadır.Bu ısrarların nedenleri, maddi imkansızlıklar ve hastanın evinde ölme isteği olarak gösterilebilir.Hekimler ötenazi konusunda bilgilendirilmelidirler.Ayrıca devlet ötenazi suçunun önlenmesi için gerekli tedbirleri almalıdır.
Son yıllarda bazı devletlerin ötenaziyi hukuka uygun bir eylem saymaları, ötenazinin hukuka aykırı bir fiil olduğu gerçeğini değiştirmez.Öncelikle ötenazi doğal hukuka aykırıdır.Çünkü hangi sebeple olursa olsun hiç kimse başkasının hayatını sona erdirme yetkisine sahip değildir. “Yaşam hakkı”, insanlığın sahip olduğu en büyük değerdir.İnsanlık ve doğa gerçeklerini kabul edemeyenler böyle istiyor diye bu değerden vazgeçmemiz mümkün değildir.
Gerçektende ötenaziyi kasten adam öldürme suçu olarak saymak doğru bir davranış değildir.Türk Ceza Kanunda yapılacak bir değişiklikle ötenazi ayrı bir suç sayılmalıdır.

NOT : İnternetten Araştırılmıştır. Düşünceler yazara aittir. Öznel yargıların dışındaki düşünceler verilere dayalıdır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst