Osmanlı Şeyhülislâmı Damadzâde Feyzullah Efendi

sensiz olmaz

Kayıtlı Üye
"Allahü teâlânın lânetine müstehak olmamak ve âhırette azâba düşmemek için âlimlerin emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmaları lâzımdır."

Damadzâde Feyzullah Efendi 95. Osmanlı şeyhülislâmıdır. 1112'de (m. 1700) Bursa’da doğdu. Tahsilini tamamlayıp Gala*ta, Bursa ve İstanbul Kadısı, sonra Anadolu ve sonra Ru*meli Kadıaskeri oldu. 1168’de Şeyhülis*lâm tayin edildi. 1175 (m. 1761)’de vefat edince Sütlüce'de yaptırdığı dergâha def*nedildi.

Bir dersinde şunları anlattı:
Allahü teâlânın lânetine müstehak olmamak ve âhırette azâba düşmemek için âlimlerin emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmaları lâzımdır.

Nitekim Allahü teâlâ Bekâra sûresinin 159 ve 160. âyet-i kerîmelerinde meâlen buyurdu ki: “Kitap ile insanlara bildirdikten sonra, gönderdiğimiz açık âyetleri ve hidâyeti gizleyenlere Allahü teâlâ ve bütün mahlûkat lânet eder. Ancak tövbe edip, sâlih amel edenlerin ve bildirenlerin tövbelerini kabul ederim. Ben ziyâdesi ile tövbe kabul edici ve rahîmim” buyuruyor.

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: “İlim öğrenip de bildirmeyenin ağzına, kıyâmet günü ateşten gem vurulur.”

“Bir kavim günah işleyip, aralarında onlara nehy-i münker yapacak kimse bulunur da, nehy-i münker yapmazsa, Allahü teâlâ hepsine azap eder.”

“Küçüklerimize acımayan, büyüklerimizi saymayan, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmıyan bizden değildir.”

“Allah yolunda cihâdın yanında bütün iyi işler, büyük bir deniz yanında bir damla su gibidir. Bütün iyilikler ve Allah yolunda cihâd da, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yanında, büyük bir denize göre bir damla su gibidir.”

“Sizden biriniz bir münker (dinde kötü ve günah olan şey) görürse, eli ile mâni olsun. Eli ile yapamazsa dili ile engel olsun. Bunu da yapamazsa, kalbi ile bunu beğenmesin. Bu ise îmânın en zaifidir.”

Hülâsa kitabında der ki: Bir kimse bir kimsenin üzerinde bir dirhemden çok necâset görse ve kalbine; “Bunu kendisine söylersen, temizliği ile meşgûl olacak” düşüncesi gelirse söyler. “Sözüme aldırmayacak” düşüncesi gelirse söylemez. Emr-i ma’rûf da bunun gibidir. Sözünü dinleyeceklerini bilirse, söylemesi lâzım olur. Yoksa olmaz.”

İmâm-ı Serahsî buyurdu ki: Emr-i ma’rûf; (bir kimse bir münker görse, kendisi de bu münkeri yapan birisi olsa, kendisine bu münkeri nehyetmesi lâzım olur. Durumu müstesna olmadan) mutlak olarak vâciptir. Çünkü münkerlerden sakınmak muhakkak lâzımdır.

“Fetâvâ-i Suğr┠kitabında der ki: “Zararı kuvvetle umulsa, da, yahut muhakkak zarar geleceğini bilse de emr-i ma’rûf yapmak lâzımdır.”
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst