Mr.TyLér ||
Kayıtlı Üye
FATIH SULTAN MEHMED (1451 – 1481)
Babasi : Ikinci Murad
Annesi : Huma Hatun
Dogumu : 29 Mart 1432
Ölümü : 3 Mayis 1481
Saltanati : 1451 - 1481
Devlet Sinirlari : 2.214.000 km2
HAYATI
Fatih Sultan Mehmed 29 Mart 1432'de Edirne'de dogdu. Babasi Sultan Ikinci Murad, annesi Huma Hatun'dur. Fatih Sultan Mehmed, uzun boylu, dolgun yanakli, kivrik burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padisahti. Devrinin en büyük ulemalarindan birisiydi ve yedi yabanci dil bilirdi. Alim, sair ve sanatkarlari sik sik toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoslanirdi. Ilginç ve bilinmedik konular hakkinda makaleler yazdirir ve bunlari incelerdi.
Hocaligini da yapmis olan Aksemseddin, Fatih Sultan Mehmed'in en çok deger verdigi alimlerden biridir. Fatih Sultan Mehmed, gayet sogukkanli ve cesurdu. Essiz bir komutan ve idareciydi. Yapacagi islerle ilgili olarak en yakinlarina bile hiçbir sey söylemezdi.
Fatih Sultan Mehmed okumayi çok severdi. Farsça ve Arapça'ya çevrilmis olan felsefi eserler okurdu. 1466 yilinda Batlamyos Haritasini yeniden tercüme ettirip, haritadaki adlari Arap harfleriyle yazdirdi. Bilimsel sorunlarda, hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur onlara eserler yazdirirdi.
Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmed yabanci ülkelerdeki büyük bilginleri Istanbul'a getirtirdi. Nitekim astronomi bilgini Ali Kusçu kendi döneminde Istanbul'a geldi. Ünlü Ressam Bellini'yi de Istanbul'a davet ederek kendi resmini yaptirdi. Sair ve açik görüslüydü.
Fatih Sultan Mehmed 1481 yilina kadar hükümdarlik yapti ve bizzat 25 sefere katildi. Azim ve irade sahibiydi. Temkinli ve verdigi kararlari kesinlikle uygulayan bir kisiligi vardi. Devlet yönetiminde oldukça sertti. Savaslarda çok cesur olur, bozgunu önlemek için ileri atilarak askerleri savasa tesvik ederdi.
20 yasinda Osmanli padisahi olan Sultan Ikinci Mehmed, Istanbul'u fethedip 1100 yillik Dogu Roma Imparatorlugunu ortadan kaldirarak Fatih ünvanini aldi.
Hz.Muhammed'in (S.A.V) hadisi serifinde müjdeledigi Istanbul'un fethini gerçeklestiren büyük komutan olmayi da basaran Fatih Sultan Mehmed, yüksek yetenegi ve dehasiyla dost ve düsmanlarina gücünü kabul ettirmis bir Türk hükümdariydi.
Orta Çag'i kapatip, Yeniçag'i açan Cihan Imparatoru Fatih Sultan Mehmed, Nikris hastaligindan dolayi 3 Mayis 1481 günü Maltepe'de vefat etti ve Fatih Camii'nin yanindaki Fatih Türbesi'ne defnedildi.
ISTANBUL'UN FETHI
Fatih Sultan Mehmed padisah olduktan sonra ilk is olarak, devamli ayaklanma çikaran Karamanoglu Beyligine karsi sefere çikti. Karamanoglu Ibrahim Bey af diledi. Fatih Istanbul'un fethini düsündügü için onu bagisladi.
Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini gerçeklestirmek için, Macarlara, Sirplara ve Bizanslilara karsi yumusak davraniyordu. Amaci Haçlilarin birlesmesini önlemek, onlari tahrik etmemek ve zaman kazanmakti.
Bin yillik tarihinin sonuna gelmis olan Bizans küçüle küçüle sadece Istanbul sehrinin sinirlari içinde hüküm süren bir devlet durumuna düsmüstü. Ancak buna ragmen Bizans'in varligi, Balkanlar'daki Türk hakimiyeti açisindan tehlikeli oluyordu.
Bizans Imparatorlari, Anadolu'daki çesitli siyasi güçleri de Osmanli aleyhine kiskirtmaktan geri kalmiyorlardi. Hatta zaman zaman Osmanli sehzadeleri arasindaki taht kavgalarina karisip devletin iç düzenini bozuyorlardi.
YAPILAN HAZIRLIKLAR
Istanbul'un Osmanli Devleti'nin hakimiyeti altinda girmesi, ticari ve kültürel yönden önemli bir avantajin daha ele geçirilmesi demekti. Bogazlar tam anlamiyla kontrol altina alinacak ve bu sayede Karadeniz ticaret yollari ele geçirilmis olacakti. Karamanogullari meselesini çözen Fatih Sultan Mehmed, Istanbul'un fethi için gerekli hazirliklara basladi.
Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlilara siginan Macar Urban Edirne'de top dökümü isiyle görevlendirildi. "Sahi" adi verilen bu toplarin yaninda, tekerlekli kuleler ve asirtma güllelerin üretilmesi (havan topu) yapilan hazirliklar arasindaydi. Yaptirilan bu büyük toplar Istanbul'un fethedilmesinde önemli rol oynadi.
Yildirim Bayezid'in Istanbul kusatmasi sirasinda yaptirdigi Anadolu Hisarinin karsisina, Rumeli Hisari (Bogazkesen) insa edildi. Bu sayede Bogazlar'in kontrolü saglanacak, deniz yoluyla gelebilecek yardimlara karsi tedbir alinmis olacakti. 400 parçadan olusan bir donanma insa edildi. Turhan Bey komutasindaki bir Osmanli donanmasi Mora'ya gönderildi ve Istanbul'a yardim gelmesi engellendi.
Eflak ve Sirbistan ile var olan baris antlasmalari yenilendi. Macarlarla da üç yillik bir antlasma yapildi. Osmanlilarin bu hazirliklari karsisinda, Bizanslilar da bos durmuyordu. Surlar saglamlastiriliyor ve sehre yiyecek depolaniyordu. Ayrica Bizans Imparatoru Konstantin, Haliç'e bir zincir gerdirerek, buradan gelecek tehlikeyi önlemeye çalisti.
Ayni zamanda Haçli dünyasindan yardim isteniyor, Papa ise yapacagi yardim karsisinda Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birlestirilmesini istiyordu. Ancak Katoliklerden nefret eden Ortodoks Rumlar, Roma kilisesine baglanmak istemiyor, "Istanbul'da Kardinal Külahi görmektense, Türk Sarigi görmeye raziyiz" diyorlardi.
KUSATMA VE SAVAS
Fatih Sultan Mehmed, hazirliklar tamamlandiktan sonra, Bizans Imparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden sehrin teslim edilmesini istedi. Fakat Imparatordan gelen savasa haziriz mesaji üzerine, Istanbul'un kara surlari önüne gelen Osmanli ordusu, 6 Nisan 1453'de kusatmayi baslatti. Osmanli donanmasi ise Haliç'in girisinde ve Sarayburnu önünde demirlemisti. Ordu; merkez, sag ve sol olarak üç kisma ayrildi. 19 Nisan'da yapilan ilk saldirida, tekerlekli kuleler kullanildi ve bu saldiri ile Topkapi surlarindan burçlara kadar yanasildi.
Osmanli Ordusundaki er sayisi 150.000 ile 200.000 arasindaydi. Bu kuvvetlere Rumeli ve Anadolu beylerine bagli çesitli kuvvetler de katilmisti.
Çok siddetli çarpismalar oluyor, Bizanslilar sehri koruyan surlarin zarar gören bölümlerini hemen tamir ediyorlardi.
Venedik ve Cenevizliler de donanmalariyla Bizans'a yardim ediyorlardi. Fatih Sultan Mehmed Osmanli donanmasinin kusatma sirasinda yeterince kullanilamadigini ve bu yüzden kusatmanin uzadigini düsünüyordu. Istanbul'un Haliç tarafindaki surlarinin zayif oldugu biliniyordu. Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germisti. Yüksekten atilan tas gülleler Bizans donanmasindan bazi gemileri batirmisti fakat bir kisim donanmanin Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi.
Fatih Sultan Mehmed, Istanbul'un fethedilmesini kolaylastiracak önemli kararini verdi. Osmanli donanmasina ait bazi gemiler karadan çekilerek Haliç'e indirilecekti.
Tophane önündeki kiyidan baslayip Kasimpasa'ya kadar ulasan bir güzergah üzerine kizaklar yerlestirildi. Gemilerin, kizaklarin üzerinden kaydirilabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyagi, sade yag ve domuz yagi alinarak kizaklar yaglandi. 21-22 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmis yoldan Haliç'e indirildi.
Haliç'teki Türk donanmasina ait toplar, surlari dövmeye basladi. Ciddi çarpismalar cereyan etti. Bundan sonraki günlerde top savasi, ok, tüfek atislari, lagim kazmalar, büyük ve hareketli savas kulelerinin surlara saldirilari devam etti.
Kusatmanin uzun sürmesi ve kesin basariya ulasilamamasi askerler arasinda endise yaratti. Ancak, Istanbul'u her ne sartta olursa olsun almaya kararli olan Fatih Sultan Mehmed kumandanlarin ve alimlerin de bulundugu bir toplanti düzenledi. Cesaretlendirici bir konusma yaptiktan sonra, 29 Mayis'ta genel saldirinin yapilacagina dair kararini açikladi.
Çarpismalar sirasinda Bizans'i koruyan surlar üzerinde kapatilmasi mümkün olmayan gedikler açilmaya baslamisti. Surlar içerisine küçük sizmalar oluyor, ancak geri püskürtülüyordu. Ilk defa Ulubatli Hasan ve arkadaslarinin sehit olmak pahasina tutunmayi basardiklari Istanbul surlari, artik direnemiyordu. 53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayis, 12 Mayis ve 29 Mayis'ta yapilan dört büyük saldiridan sonra Dogu Roma Imparatorlugu'nun 1125 yillik baskenti olan Istanbul, 29 Mayis 1453 sali günü fethedildi.
FETHIN SONUÇLARI
Istanbul'un fethi, çok önemli sonuçlari da beraberinde getirdi. Fatih Sultan Mehmed, Istanbul'un fethinden sonra batidaki hakimiyeti pekistirmek, sinirlari genisletmek, Islam'i en uzak yerlere kadar yaymak ve Hiristiyan birligini bozmak amaciyla Avrupa üzerine bir çok seferler düzenledi.
Sirbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Bogdan (1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), Italya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanli Imparatorlugu Avrupa'daki hakimiyetini pekistirdi.
Sirbistan Kralligi tamamen ortadan kaldirilip Osmanli sancagi haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanli eyaleti yapildi, Bosna tekrar Osmanli hakimiyetine alindi, Arnavutluk ele geçirildi. 16 yil süren Osmanli-Venedik Deniz Savaslari sonunda Venedik baris imzalamayi kabul etti. Italya'ya yapilan sefer sirasinda Roma'nin fethi açisindan çok önemli bir merkez olan Otranto, fethedildi ancak Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine kaybedildi.
KIRIM'IN FETHI VE KARADENIZ
Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik ve Cenevizlilerin Islam dünyasinin aleyhine yaptiklari esir ticaretini önlemek, Istanbul'a gelen ticari mallarin tasinmasinda esas rolü oynayan Kirim sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amaciyla hareket eden Fatih, ise 1459'da Amasra'yi fethederek basladi.
1460'da Candarogullari Beyligi'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kirim'in fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlügü sona erdi ve Ipekyolu'nun tüm denetimi Osmanli Devleti'ne geçti.
OTLUKBELI SAVASI
Karamanoglu Ibrahim'in 1464'te ölmesi üzerine ogullari birbirlerine düsmüslerdi. Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'in yardimiyla Ishak Bey Karamanoglu beyligine sahip oldu. Bunun üzerine diger oglu Pir Ahmed Bey Fatih Sultan Mehmed'den yardim istedi ve gelen yardim sayesinde Beyligi ele geçirdi. Fakat Pir Ahmed Bey bir süre sonra gidip Venediklilerle anlasinca, bu duruma sinirlenen Fatih Sultan Mehmed, Karaman Seferi'ne çikmaya karar verdi.
Konya ve Karaman alinarak Osmanli'ya baglandi. Karaman halki Istanbul'a ve çesitli yerlere göç ettirildiler. Pir Ahmed Bey kaçarak Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'a sigindi. Bu olay Osmanlilarla Akkoyunlularin arasinin açilmasina neden oldu.
Osmanlilar Avrupa ve Anadolu'daki topraklarini genisletirken, Akkoyunlular Devleti'de Dogu Anadolu, Kafkasya, Iran ve Irak üzerinde hakimiyet kurmuslardi. Sinirlarini genisleten iki Türk Devleti arasinda büyük bir savas kaçinilmaz olmustu. Otlukbeli mevkiinde 11 Agustos 1473'de yapilan savasta, devrin en kuvvetli savas teknigine ve araçlarina sahip olan Osmanli ordusu, Uzun Hasan'in kuvvetli süvarilerden kurulmus olan ordusunu birkaç saatte dagitti.
Bu savastan sonra Akkoyunlular bir daha kendilerini toparlayamadilar. Fatih Sultan Mehmed, Akkoyunlu tehlikesini bu sekilde engellemis oldu. Anadolu'da ve Rumeli'de birçok sefer düzenleyip pek çok zafer kazanmisti.
Buna ragmen güneyde güçlü bir devlet konumunda olan Memlüklerle problemler yasandigi halde sicak bir savastan kaçinmisti.
DENIZLERDE DURUM
Istanbul'un fethiyle ticaret yollarinin hakimiyeti Osmanlilara geçmisti. Ancak denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinligi devam ediyordu. Fatih ticaret yollarinin güvenligini saglamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adalari üzerinde siyasetini agirlastirdi. Ege adalarina seferler düzenlendi.
Yeni tersaneler ve gemiler insa edildi. Rodos seferine çikildiysa da alinamadi.
IDARI DÜZENLEMELER
Fatih Sultan Mehmed, klasik manada Osmanli devletinin idari kurucusu sayilabilir. Istanbul'un fethinden sonra kendisini Kaiser-i Rum (Dogu Roma Imparatoru) ilan etmis ve devlet müesseselerini yerlestirmistir. Fatih, Kanunnamesi ile Atam-Dedem Kanunu dedigi gelenekleri yazili hale getirmis ve buna Kanunname-i Ali Osman denmistir.
Divanin idaresini sadrazamlara birakarak, isleri kafes arkasindan takip etmeye baslamis, mutlak vekilim dedigi sadrazami genis yetkilerle donatmistir. Ayrica defterdar, kazaskerler ve diger üst düzey devlet erkaninin görevleri tarif edilmistir.
Yeniçeri ordusu 10.000'e çikarilarak güçlü bir merkezi ordu teskil edildiginden uç beylerinin önemi azalmis, böylece merkezi idare saglamlastirilmistir. Anadolu ve Rumeli'nin en kudretli devletinin hükümdari olarak "Han" ünvanini ilk defa o kullamistir.
Istanbul'un fethinden sonra Yildirim Bayezid zamaninda elden çikan topraklar yeniden kazanilmis, hatta Rumeli ve Karadeniz kiyilarinda yeni yerler fethedilmistir. Kirim'in fethi ile Karadeniz bir Türk gölü haline getirilmis, Anadolu birligi tamamlanmis ve Rumeli'deki Türk varligi Belgrad'a kadar uzanmistir.
Istanbul, Fatih zamaninda bir ilim ve sanat merkezi haline gelmis, Fatih medreseleri klasik Osmanli medreselerinin temelini olusturmustur. Sairler ve ilim adamlari için bir cazibe merkezi haline gelen Istanbul'a bütün Islam dünyasindan bilginler gelmeye baslamistir.
MIMARI ESERLER
Fatih Sultan Mehmed, otuz yil kadar süren padisahligi sirasinda Osmanli Devleti'ni bir cihan devleti konumuna çikardi. Fatih Sultan Mehmed, essiz bir komutan olmakla beraber, büyük bir devlet adamiydi.
Yapmis oldugu çalismalar ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçeklestirdi. Osmanli Imparatorlugu'nun çesitli sehirlerinde 300 kadar cami, 57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, çesitli saray, hisar, kale, sur, han ve köprüler yaptirdi.
Istanbul'u fethettigi zaman basta Ayasofya olmak üzere sekiz tane kiliseyi camiye çevirdi. Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi'ni 1470 yilinda tamamladi.
Hz.Eyyub-i Ensari'nin kabri, Fatih'in hocasi Aksemseddin tarafindan kesfedildi ve üzerine Eyüp Camii yaptirildi.
Fatih Sultan Mehmed tarafindan Istanbul'un Fatih semtinde yaptirilan Fatih Camii, 1470 yilinda yine onun tarafindan ibadete açildi.
Fatih zamaninda insa edilen Kapaliçarsi, ilerde Istanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelecekti.
Devrin mimari eserleri arasinda bulunan Yeni Bedesten de çok ünlüdür. Saray-i Cedide-i Amire adi verilen Yeni Sarayi (Topkapi Sarayi) da Fatih Sultan Mehmed yaptirdi
Babasi : Ikinci Murad
Annesi : Huma Hatun
Dogumu : 29 Mart 1432
Ölümü : 3 Mayis 1481
Saltanati : 1451 - 1481
Devlet Sinirlari : 2.214.000 km2
HAYATI
Fatih Sultan Mehmed 29 Mart 1432'de Edirne'de dogdu. Babasi Sultan Ikinci Murad, annesi Huma Hatun'dur. Fatih Sultan Mehmed, uzun boylu, dolgun yanakli, kivrik burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padisahti. Devrinin en büyük ulemalarindan birisiydi ve yedi yabanci dil bilirdi. Alim, sair ve sanatkarlari sik sik toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoslanirdi. Ilginç ve bilinmedik konular hakkinda makaleler yazdirir ve bunlari incelerdi.
Hocaligini da yapmis olan Aksemseddin, Fatih Sultan Mehmed'in en çok deger verdigi alimlerden biridir. Fatih Sultan Mehmed, gayet sogukkanli ve cesurdu. Essiz bir komutan ve idareciydi. Yapacagi islerle ilgili olarak en yakinlarina bile hiçbir sey söylemezdi.
Fatih Sultan Mehmed okumayi çok severdi. Farsça ve Arapça'ya çevrilmis olan felsefi eserler okurdu. 1466 yilinda Batlamyos Haritasini yeniden tercüme ettirip, haritadaki adlari Arap harfleriyle yazdirdi. Bilimsel sorunlarda, hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun bilginleri korur onlara eserler yazdirirdi.
Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmed yabanci ülkelerdeki büyük bilginleri Istanbul'a getirtirdi. Nitekim astronomi bilgini Ali Kusçu kendi döneminde Istanbul'a geldi. Ünlü Ressam Bellini'yi de Istanbul'a davet ederek kendi resmini yaptirdi. Sair ve açik görüslüydü.
Fatih Sultan Mehmed 1481 yilina kadar hükümdarlik yapti ve bizzat 25 sefere katildi. Azim ve irade sahibiydi. Temkinli ve verdigi kararlari kesinlikle uygulayan bir kisiligi vardi. Devlet yönetiminde oldukça sertti. Savaslarda çok cesur olur, bozgunu önlemek için ileri atilarak askerleri savasa tesvik ederdi.
20 yasinda Osmanli padisahi olan Sultan Ikinci Mehmed, Istanbul'u fethedip 1100 yillik Dogu Roma Imparatorlugunu ortadan kaldirarak Fatih ünvanini aldi.
Hz.Muhammed'in (S.A.V) hadisi serifinde müjdeledigi Istanbul'un fethini gerçeklestiren büyük komutan olmayi da basaran Fatih Sultan Mehmed, yüksek yetenegi ve dehasiyla dost ve düsmanlarina gücünü kabul ettirmis bir Türk hükümdariydi.
Orta Çag'i kapatip, Yeniçag'i açan Cihan Imparatoru Fatih Sultan Mehmed, Nikris hastaligindan dolayi 3 Mayis 1481 günü Maltepe'de vefat etti ve Fatih Camii'nin yanindaki Fatih Türbesi'ne defnedildi.
ISTANBUL'UN FETHI
Fatih Sultan Mehmed padisah olduktan sonra ilk is olarak, devamli ayaklanma çikaran Karamanoglu Beyligine karsi sefere çikti. Karamanoglu Ibrahim Bey af diledi. Fatih Istanbul'un fethini düsündügü için onu bagisladi.
Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini gerçeklestirmek için, Macarlara, Sirplara ve Bizanslilara karsi yumusak davraniyordu. Amaci Haçlilarin birlesmesini önlemek, onlari tahrik etmemek ve zaman kazanmakti.
Bin yillik tarihinin sonuna gelmis olan Bizans küçüle küçüle sadece Istanbul sehrinin sinirlari içinde hüküm süren bir devlet durumuna düsmüstü. Ancak buna ragmen Bizans'in varligi, Balkanlar'daki Türk hakimiyeti açisindan tehlikeli oluyordu.
Bizans Imparatorlari, Anadolu'daki çesitli siyasi güçleri de Osmanli aleyhine kiskirtmaktan geri kalmiyorlardi. Hatta zaman zaman Osmanli sehzadeleri arasindaki taht kavgalarina karisip devletin iç düzenini bozuyorlardi.
YAPILAN HAZIRLIKLAR
Istanbul'un Osmanli Devleti'nin hakimiyeti altinda girmesi, ticari ve kültürel yönden önemli bir avantajin daha ele geçirilmesi demekti. Bogazlar tam anlamiyla kontrol altina alinacak ve bu sayede Karadeniz ticaret yollari ele geçirilmis olacakti. Karamanogullari meselesini çözen Fatih Sultan Mehmed, Istanbul'un fethi için gerekli hazirliklara basladi.
Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlilara siginan Macar Urban Edirne'de top dökümü isiyle görevlendirildi. "Sahi" adi verilen bu toplarin yaninda, tekerlekli kuleler ve asirtma güllelerin üretilmesi (havan topu) yapilan hazirliklar arasindaydi. Yaptirilan bu büyük toplar Istanbul'un fethedilmesinde önemli rol oynadi.
Yildirim Bayezid'in Istanbul kusatmasi sirasinda yaptirdigi Anadolu Hisarinin karsisina, Rumeli Hisari (Bogazkesen) insa edildi. Bu sayede Bogazlar'in kontrolü saglanacak, deniz yoluyla gelebilecek yardimlara karsi tedbir alinmis olacakti. 400 parçadan olusan bir donanma insa edildi. Turhan Bey komutasindaki bir Osmanli donanmasi Mora'ya gönderildi ve Istanbul'a yardim gelmesi engellendi.
Eflak ve Sirbistan ile var olan baris antlasmalari yenilendi. Macarlarla da üç yillik bir antlasma yapildi. Osmanlilarin bu hazirliklari karsisinda, Bizanslilar da bos durmuyordu. Surlar saglamlastiriliyor ve sehre yiyecek depolaniyordu. Ayrica Bizans Imparatoru Konstantin, Haliç'e bir zincir gerdirerek, buradan gelecek tehlikeyi önlemeye çalisti.
Ayni zamanda Haçli dünyasindan yardim isteniyor, Papa ise yapacagi yardim karsisinda Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birlestirilmesini istiyordu. Ancak Katoliklerden nefret eden Ortodoks Rumlar, Roma kilisesine baglanmak istemiyor, "Istanbul'da Kardinal Külahi görmektense, Türk Sarigi görmeye raziyiz" diyorlardi.
KUSATMA VE SAVAS
Fatih Sultan Mehmed, hazirliklar tamamlandiktan sonra, Bizans Imparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden sehrin teslim edilmesini istedi. Fakat Imparatordan gelen savasa haziriz mesaji üzerine, Istanbul'un kara surlari önüne gelen Osmanli ordusu, 6 Nisan 1453'de kusatmayi baslatti. Osmanli donanmasi ise Haliç'in girisinde ve Sarayburnu önünde demirlemisti. Ordu; merkez, sag ve sol olarak üç kisma ayrildi. 19 Nisan'da yapilan ilk saldirida, tekerlekli kuleler kullanildi ve bu saldiri ile Topkapi surlarindan burçlara kadar yanasildi.
Osmanli Ordusundaki er sayisi 150.000 ile 200.000 arasindaydi. Bu kuvvetlere Rumeli ve Anadolu beylerine bagli çesitli kuvvetler de katilmisti.
Çok siddetli çarpismalar oluyor, Bizanslilar sehri koruyan surlarin zarar gören bölümlerini hemen tamir ediyorlardi.
Venedik ve Cenevizliler de donanmalariyla Bizans'a yardim ediyorlardi. Fatih Sultan Mehmed Osmanli donanmasinin kusatma sirasinda yeterince kullanilamadigini ve bu yüzden kusatmanin uzadigini düsünüyordu. Istanbul'un Haliç tarafindaki surlarinin zayif oldugu biliniyordu. Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germisti. Yüksekten atilan tas gülleler Bizans donanmasindan bazi gemileri batirmisti fakat bir kisim donanmanin Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi.
Fatih Sultan Mehmed, Istanbul'un fethedilmesini kolaylastiracak önemli kararini verdi. Osmanli donanmasina ait bazi gemiler karadan çekilerek Haliç'e indirilecekti.
Tophane önündeki kiyidan baslayip Kasimpasa'ya kadar ulasan bir güzergah üzerine kizaklar yerlestirildi. Gemilerin, kizaklarin üzerinden kaydirilabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyagi, sade yag ve domuz yagi alinarak kizaklar yaglandi. 21-22 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmis yoldan Haliç'e indirildi.
Haliç'teki Türk donanmasina ait toplar, surlari dövmeye basladi. Ciddi çarpismalar cereyan etti. Bundan sonraki günlerde top savasi, ok, tüfek atislari, lagim kazmalar, büyük ve hareketli savas kulelerinin surlara saldirilari devam etti.
Kusatmanin uzun sürmesi ve kesin basariya ulasilamamasi askerler arasinda endise yaratti. Ancak, Istanbul'u her ne sartta olursa olsun almaya kararli olan Fatih Sultan Mehmed kumandanlarin ve alimlerin de bulundugu bir toplanti düzenledi. Cesaretlendirici bir konusma yaptiktan sonra, 29 Mayis'ta genel saldirinin yapilacagina dair kararini açikladi.
Çarpismalar sirasinda Bizans'i koruyan surlar üzerinde kapatilmasi mümkün olmayan gedikler açilmaya baslamisti. Surlar içerisine küçük sizmalar oluyor, ancak geri püskürtülüyordu. Ilk defa Ulubatli Hasan ve arkadaslarinin sehit olmak pahasina tutunmayi basardiklari Istanbul surlari, artik direnemiyordu. 53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayis, 12 Mayis ve 29 Mayis'ta yapilan dört büyük saldiridan sonra Dogu Roma Imparatorlugu'nun 1125 yillik baskenti olan Istanbul, 29 Mayis 1453 sali günü fethedildi.
FETHIN SONUÇLARI
Istanbul'un fethi, çok önemli sonuçlari da beraberinde getirdi. Fatih Sultan Mehmed, Istanbul'un fethinden sonra batidaki hakimiyeti pekistirmek, sinirlari genisletmek, Islam'i en uzak yerlere kadar yaymak ve Hiristiyan birligini bozmak amaciyla Avrupa üzerine bir çok seferler düzenledi.
Sirbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Bogdan (1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), Italya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanli Imparatorlugu Avrupa'daki hakimiyetini pekistirdi.
Sirbistan Kralligi tamamen ortadan kaldirilip Osmanli sancagi haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanli eyaleti yapildi, Bosna tekrar Osmanli hakimiyetine alindi, Arnavutluk ele geçirildi. 16 yil süren Osmanli-Venedik Deniz Savaslari sonunda Venedik baris imzalamayi kabul etti. Italya'ya yapilan sefer sirasinda Roma'nin fethi açisindan çok önemli bir merkez olan Otranto, fethedildi ancak Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine kaybedildi.
KIRIM'IN FETHI VE KARADENIZ
Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik ve Cenevizlilerin Islam dünyasinin aleyhine yaptiklari esir ticaretini önlemek, Istanbul'a gelen ticari mallarin tasinmasinda esas rolü oynayan Kirim sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amaciyla hareket eden Fatih, ise 1459'da Amasra'yi fethederek basladi.
1460'da Candarogullari Beyligi'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kirim'in fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlügü sona erdi ve Ipekyolu'nun tüm denetimi Osmanli Devleti'ne geçti.
OTLUKBELI SAVASI
Karamanoglu Ibrahim'in 1464'te ölmesi üzerine ogullari birbirlerine düsmüslerdi. Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'in yardimiyla Ishak Bey Karamanoglu beyligine sahip oldu. Bunun üzerine diger oglu Pir Ahmed Bey Fatih Sultan Mehmed'den yardim istedi ve gelen yardim sayesinde Beyligi ele geçirdi. Fakat Pir Ahmed Bey bir süre sonra gidip Venediklilerle anlasinca, bu duruma sinirlenen Fatih Sultan Mehmed, Karaman Seferi'ne çikmaya karar verdi.
Konya ve Karaman alinarak Osmanli'ya baglandi. Karaman halki Istanbul'a ve çesitli yerlere göç ettirildiler. Pir Ahmed Bey kaçarak Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'a sigindi. Bu olay Osmanlilarla Akkoyunlularin arasinin açilmasina neden oldu.
Osmanlilar Avrupa ve Anadolu'daki topraklarini genisletirken, Akkoyunlular Devleti'de Dogu Anadolu, Kafkasya, Iran ve Irak üzerinde hakimiyet kurmuslardi. Sinirlarini genisleten iki Türk Devleti arasinda büyük bir savas kaçinilmaz olmustu. Otlukbeli mevkiinde 11 Agustos 1473'de yapilan savasta, devrin en kuvvetli savas teknigine ve araçlarina sahip olan Osmanli ordusu, Uzun Hasan'in kuvvetli süvarilerden kurulmus olan ordusunu birkaç saatte dagitti.
Bu savastan sonra Akkoyunlular bir daha kendilerini toparlayamadilar. Fatih Sultan Mehmed, Akkoyunlu tehlikesini bu sekilde engellemis oldu. Anadolu'da ve Rumeli'de birçok sefer düzenleyip pek çok zafer kazanmisti.
Buna ragmen güneyde güçlü bir devlet konumunda olan Memlüklerle problemler yasandigi halde sicak bir savastan kaçinmisti.
DENIZLERDE DURUM
Istanbul'un fethiyle ticaret yollarinin hakimiyeti Osmanlilara geçmisti. Ancak denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinligi devam ediyordu. Fatih ticaret yollarinin güvenligini saglamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adalari üzerinde siyasetini agirlastirdi. Ege adalarina seferler düzenlendi.
Yeni tersaneler ve gemiler insa edildi. Rodos seferine çikildiysa da alinamadi.
IDARI DÜZENLEMELER
Fatih Sultan Mehmed, klasik manada Osmanli devletinin idari kurucusu sayilabilir. Istanbul'un fethinden sonra kendisini Kaiser-i Rum (Dogu Roma Imparatoru) ilan etmis ve devlet müesseselerini yerlestirmistir. Fatih, Kanunnamesi ile Atam-Dedem Kanunu dedigi gelenekleri yazili hale getirmis ve buna Kanunname-i Ali Osman denmistir.
Divanin idaresini sadrazamlara birakarak, isleri kafes arkasindan takip etmeye baslamis, mutlak vekilim dedigi sadrazami genis yetkilerle donatmistir. Ayrica defterdar, kazaskerler ve diger üst düzey devlet erkaninin görevleri tarif edilmistir.
Yeniçeri ordusu 10.000'e çikarilarak güçlü bir merkezi ordu teskil edildiginden uç beylerinin önemi azalmis, böylece merkezi idare saglamlastirilmistir. Anadolu ve Rumeli'nin en kudretli devletinin hükümdari olarak "Han" ünvanini ilk defa o kullamistir.
Istanbul'un fethinden sonra Yildirim Bayezid zamaninda elden çikan topraklar yeniden kazanilmis, hatta Rumeli ve Karadeniz kiyilarinda yeni yerler fethedilmistir. Kirim'in fethi ile Karadeniz bir Türk gölü haline getirilmis, Anadolu birligi tamamlanmis ve Rumeli'deki Türk varligi Belgrad'a kadar uzanmistir.
Istanbul, Fatih zamaninda bir ilim ve sanat merkezi haline gelmis, Fatih medreseleri klasik Osmanli medreselerinin temelini olusturmustur. Sairler ve ilim adamlari için bir cazibe merkezi haline gelen Istanbul'a bütün Islam dünyasindan bilginler gelmeye baslamistir.
MIMARI ESERLER
Fatih Sultan Mehmed, otuz yil kadar süren padisahligi sirasinda Osmanli Devleti'ni bir cihan devleti konumuna çikardi. Fatih Sultan Mehmed, essiz bir komutan olmakla beraber, büyük bir devlet adamiydi.
Yapmis oldugu çalismalar ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçeklestirdi. Osmanli Imparatorlugu'nun çesitli sehirlerinde 300 kadar cami, 57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, çesitli saray, hisar, kale, sur, han ve köprüler yaptirdi.
Istanbul'u fethettigi zaman basta Ayasofya olmak üzere sekiz tane kiliseyi camiye çevirdi. Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi'ni 1470 yilinda tamamladi.
Hz.Eyyub-i Ensari'nin kabri, Fatih'in hocasi Aksemseddin tarafindan kesfedildi ve üzerine Eyüp Camii yaptirildi.
Fatih Sultan Mehmed tarafindan Istanbul'un Fatih semtinde yaptirilan Fatih Camii, 1470 yilinda yine onun tarafindan ibadete açildi.
Fatih zamaninda insa edilen Kapaliçarsi, ilerde Istanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelecekti.
Devrin mimari eserleri arasinda bulunan Yeni Bedesten de çok ünlüdür. Saray-i Cedide-i Amire adi verilen Yeni Sarayi (Topkapi Sarayi) da Fatih Sultan Mehmed yaptirdi