Oscar'ı Eve Götürmek İstiyorum!

ashli

Bayan Üye
q21ZNg2.jpg


Oscar Ödülleri’nin 85. kez sahiplerini bulmasına sayılı saatler kaldı. En İyi Kadın Oyuncu dalında en güçlü aday olarak Jessica Chastain gösteriliyor. Chastain’e ulaştık, Oscar öncesi düşüncelerini ve hakkında merak edilenleri sorduk.

Vejetaryen aşçı bir annenin ve itfaiyeci bir babanın kızı olarak 1981’de dünyaya gelen Jessica Chastain, pürüzsüz teni ve çarpıcı kızıl saçlarıyla kısa sürede Hollywood sinemasının aranan yüzlerinden biri oldu. Yıldızının en çok parladığı film, 2011’de Brad Pitt ile rol aldığı ‘The Tree of Life’ (Hayat Ağacı) oldu. Bu filmle Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ve seyirciler tarafından verilen Uluslararası Film Starı Ödülü’nü aldı. Güzelliği ve şöhreti ona Yves Saint Laurent’in yeni parfümü Manifesto’nun marka temsilciliğiyle birlikte, markanın reklâm filminde ünlü yönetmen Nicolas Winding Refn ile çalışma şansını da getirdi. Ama en önemlisi o, herkesin dört gözle beklediği Oscar töreninde merak edilen isimlerinden biri... Chastain, ‘Zero Dark Thirty’deki oyunculuk performansıyla En İyi Kadın Oyuncu dalında favori gösteriliyor.
Kırmızı halı öncesi, Chastain’i daha yakından tanımak, heyecanını bir de kendisinden öğrenmek için ‘yazışarak’ konuştuk.
- ‘Zero Dark Thirty’nin, aşırı milliyetçi bir çizgide olduğu iddia ediliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Film Usame Bin Ladin’in yakalanma sürecini anlatıyor. Siyasi bir olayın ele alınması nedeniyle, hemen hemen her projede olduğu gibi bu film için de milliyetçilik yorumları yapılması çok doğal. Herkes kendince görüşe sahip. Ben, yönetmenim (Kathryn)Bigelow’un sözüyle olaya yaklaşıyorum: “Göstermek, onaylamak değildir.”
- Oscar adayı olmanızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Her genç kız, küçüklüğünden beri ileride nasıl bir gelinlik giyeceğini hayal eder, bense kendimi hep kırmızı halıda hayal ettim. Henüz kariyerimin başındayım ve her gün kendime yeni bir şeyler katmak, yeni projeler üretmek istiyorum. Edindiğim başarıya layık olabilmek ve pek tabii ki Oscar’ı evime götürebilmek istiyorum.
İLK HOCAM AL PACINO
- Oyunculuk hayatınızda sizi en çok mutlu eden anlar?

Çok fazla muhteşem anım var aslında… Fakat özellikle ‘Hayat Ağacı’nda Terrence Malick ile çalışmak aklıma ilk gelen inanılmaz tecrübeydi. Gerçek bir sanatçı. Aynı zamanda ‘Wilde Salome’da Al Pacino ile çalışmak da son derece keyifli bir tecrübeydi. Al Pacino film dünyasındaki ilk hocam oldu.
- Terrence Malick hakkında ‘çok zor yönetmen’ yorumları yapılır…
Müthiş. ‘Hayat Ağacı’ keyifle rol alıp çalıştığım yapıtlardan biri. Malick’in değişik bir tarzı var. Tarzını oluşturmuş ve kendini sürekli geliştiren bir isim. Başta algılamam ve ayak uydurmam biraz zaman aldı. Ama zaman geçtikçe dünyasına girebiliyor ve dışarıdan anlamlandırması güç imgeleri rahatlıkla anlayıp onun dilinden konuşabiliyorsunuz.
- Başka hangi yönetmenlerle çalışmak isterdiniz?
Kesinlikle Nicolas Winding Refn. Onunla çalışmayı gerçekten çok istiyorum. ‘Manifesto’nun reklâm filmi için birlikte çalıştık, çok mutlu oldum. Nicolas’ın son sinema filmi ‘Drive’ gerçekten benzerlerinden çok farklı, sıra dışı. İnanılmaz bir estetik anlayışı var. Yaptığı işle izleyici ve kamera arasında adeta dans ediyor. Fransız yönetmen Olivier Assayas ile çalışmayı da çok isterim.
SOKAKTA OLMAYI SEVİYORUM
- Çalışmadığınız zamanlarda nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Los Angeles ve New York’ta olduğumda sokaklarda dolaşmaktan çok zevk alıyorum. Yeni kitaplar ve yeni restoranlar keşfetmek hoşuma gidiyor. California’da yaşıyorum ve sabahları köpeğim Chaplin ile sahilde yürümek de en büyük zevkim.
- Anneniz vejetaryen bir aşçıymış. Siz de vejetaryensiniz. Çocukken mi aldınız bu kararı?
15 yıldır vejetaryen, 5 yıldır da veganım. Çocukluktan beri olmasa da zaman içinde vejetaryenliğe yönelişimde annemin payı büyük. Küçüklüğümde evde pişen yemekler çoğunlukla vejetaryen yemeklerdi. Profesyonel bir aşçı olan annemin vejetaryenlikle ilgili öğretileri, hayvan sevgim ve onları koruma dürtüsüyle birleşince hem vejetaryen, hem vegan oldum.
- 5 kardeşiniz var; çok kardeşli olmanın oyunculuğunuza katkısı var mı?
Erkek kardeşlerimden biri Irak’ta çalışıyor, senede 10 gün tatili var. Film setlerinde olduğum zamanlarda Skype kullanarak konuşmak dışında görüşebilmemiz mümkün olmuyor. Bana tek ve en güzel faydası, ailede sanata düşkünlüğüyle bilinen tek kişi olarak onların desteğini her zaman arkamda hissetmem.
- Ne tür kitaplar okursunuz?
Genellikle üzerinde çalıştığım veya çalışacağım senaryoları okuyorum. Bunun dışında Shakspeare’i çok seviyorum, zaman buldukça oyunlarını tekrar tekrar okuyorum. Biyografi okumak da bana çok keyif veriyor. Yakın zamanda beni en çok etkileyen kitap, Sam Kashner ve Nancy Schoenberger’in ‘Furious Love’ adlı kitabı. Elizabeth Taylor ve Richard Burton arasındaki aşk mektuplarını konu alan çarpıcı bir kitap.

SAÇLARIMI ERKEK GİBİ KESTİRMİŞTİM
- Modayı takip eder misiniz?

Moda her zaman bana ilham ve enerji kaynağı olan, vazgeçemeyeceğim bir tutku. Küçükken, kızıl saçlarımla dalga geçtikleri için kendimi diğerlerinden bir şekilde ayırt etme ihtiyacı hissettim ve hemen kuaföre gidip saçlarımı erkek gibi kısacık kestirdim, alışılmışın dışında bir giyim tarzı benimsedim. Bu “Moda dünyasına attığım ilk adım” diyebilirim. Bugün hâlâ moda programlarına katılmaktan ve trendleri takip etmekten çok zevk alıyorum. Şimdilerde Yves Saint Laurent’in yaratıcı direktörü Hedi Slimane’in hazırladığı koleksiyonla tanışmak için sabırsızlanıyorum.



YENİ BİR FİLME BAŞLARKEN KOKUMU DA YENİLERİM
- İlk defa bir kozmetik markasıyla çalışıyorsunuz. Yves Saint Laurent gibi bir markanın yüzü olmak size ne hissettiriyor?

Yves Saint Laurent, her zaman kendimi yakın hissettiğim ve tasarımlarıyla bana ilham veren bir markaydı. Bence kadının sahip olması gereken cesareti ona veren, kusursuz aşkı ve feminenliği simgeleyen bir marka.
- Parfüm sizin için ne ifade ediyor?
Her yeni film çekimine yeni bir parfümle başlıyorum. Yani her bir filmin ayrı bir parfümü var; çünkü kullandığım koku oynadığım karakterde kendimi bulmama, o karakterdeki ruhu keşfetmeme ve her bir filmi kendi kokusuyla hatırlamama imkân sağlıyor.
- Sizce bir kadını güzel yapan şey nedir?
Kendin olma duygusu ve iç güzelliği.
- Güzellik ve bakım ürünleriniz nelerdir?
Cildimi ve saçlarımı nemlendirmek için sık sık argan yağı kullanıyorum ve her gün güneşe çıkmaya dikkat ediyorum.
- Makyaj hileleriniz var mı?
Kırmızı ruj sürmek için, dudakların olabildiğince nemlendirilmiş olması çok önemli. Rujumu sürmeden önce dudaklarımı diş fırçası yardımıyla arındırıp, ardından dudak koruyucu sürerek nemlendiriyorum.
- Formda kalmak için ne yapıyorsunuz?
Yeşil çay müptelasıyım. Aynı zamanda vejetaryenim. Bence bu ikisi formda kalmak ve güzel bir cilde sahip olmak için yeterli bir ikili.

PINAR HİÇDURMAZ
(Aksam.com.tr)

5U9cZgW.jpg

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst