dolunay23
Kayıtlı Üye
Yazar Ahmet Şahin, Zaman Gazetesi
Sayacağımız vasıflar kimde bulunursa imamlığı önce o yapacağından, tereddütleri zâil olur... İmamlık yaparken kimler ön sırayı alır?
1) Bir topluluğun içinde imamlık yapacak olan, o topluluğun namazın farzını, sünnetini en iyi bileni olmalıdır. Hangisi namazla alâkalı mes'eleleri diğerlerinden daha fazla bilir, namazın neden bozulup, neden sehiv secdesi gerekeceğini iyi kestirirse o, imamlıkta en önde gelir, ilk hak onundur.
2) Bundan sonraki sırada, okuyuşu güzel olan, tecvid üzere okuyan gelir. Hangisi Kur'ân-ı Kerîm'i güzel okur, tecvidine riayetle edâ ederse o imamlık yapar.
3) Bundan sonra da, takvâ üzere olanı seçilir. Haram - helâl titizliğinde önde geleni tercih edilir.
4) Dördüncü olarak yaşlı olanı seçilir, beşerî duyguları yorulmuş, ruhî tarafı artık gençleşmiş ihtiyarlar imamlığa dâvet edilir.
5) Beşinci olarak ise, herkesle iyi geçinen güzel ahlâklı kimse tercih edilir. Bıraktığı iyi intiba yüzünden imamlığı tasvip göreceği düşünülür. Fıkıh kitapları, bir cemaat ve topluluk içinde imamlık yapacakların sırasını böyle tespit eder.
Şu sıralamalarda kimlerin imamlık yapmaları gerektiği açıkça izah edildiğinden, artık falan, ya da filân yapmalı şeklinde bir şüpheye hiç sebep yoktur. Namazla alâkalı farzı, vâcibi, sünneti hangisi en iyi biliyorsa, ilk imamlık hakkı onundur. Bu hak ona âittir. Bundan sonra da iyi Kur'an okuyan, tecvidi ve usûlünü en iyi bilen imamlık yapacaktır... Şurasını da unutmamak gerekir ki, bu saydığımız sıra, vazifeli kimse bulunmadığı, yahut hâne sahibi imamlığa talip olmadığı takdirdedir. Şâyet orada imamlığa resmen tâyin edilmiş biri varsa, hak onundur. Yahut da ev sahibinin olur. Ancak, bu saydığımız sıra, onların müsaadesinden sonra bahis mevzuu olur. Hatırlanması gereken bir başka husus da, bu sıraya riayet edilmeden yapılan imamlığın da sahih olduğudur. Cemaat içinde namazın farzını, vâcibini, sünnetini en iyi bilen biri varken, böyle bilgi sahibi olmayan bir başkasını imamlık yapmaya zorlayabilirler. Mihraba o geçebilir. Biz onun arkasında da Resûl-i Ekrem Efendimizin şu hadîs-i şerîf'i bütün fıkıh kitaplarında nazara verilmektedir: "Her iyi ve kötünün arkasında namazınızı kılın!"Şu kadar var ki, yakınımızda iki imam varsa, biz bunun en bilgili ve takvâlısını tercih ederiz. Öteki kötü tavırlıya gitmek istemeyiz. Buna da şu hadîs-i şerîf teşvikçi olur: "Müttakî bir imamın arkasında namaz kılmak, Peygamber arkasında namaz kılmak gibidir."
Sayacağımız vasıflar kimde bulunursa imamlığı önce o yapacağından, tereddütleri zâil olur... İmamlık yaparken kimler ön sırayı alır?
1) Bir topluluğun içinde imamlık yapacak olan, o topluluğun namazın farzını, sünnetini en iyi bileni olmalıdır. Hangisi namazla alâkalı mes'eleleri diğerlerinden daha fazla bilir, namazın neden bozulup, neden sehiv secdesi gerekeceğini iyi kestirirse o, imamlıkta en önde gelir, ilk hak onundur.
2) Bundan sonraki sırada, okuyuşu güzel olan, tecvid üzere okuyan gelir. Hangisi Kur'ân-ı Kerîm'i güzel okur, tecvidine riayetle edâ ederse o imamlık yapar.
3) Bundan sonra da, takvâ üzere olanı seçilir. Haram - helâl titizliğinde önde geleni tercih edilir.
4) Dördüncü olarak yaşlı olanı seçilir, beşerî duyguları yorulmuş, ruhî tarafı artık gençleşmiş ihtiyarlar imamlığa dâvet edilir.
5) Beşinci olarak ise, herkesle iyi geçinen güzel ahlâklı kimse tercih edilir. Bıraktığı iyi intiba yüzünden imamlığı tasvip göreceği düşünülür. Fıkıh kitapları, bir cemaat ve topluluk içinde imamlık yapacakların sırasını böyle tespit eder.
Şu sıralamalarda kimlerin imamlık yapmaları gerektiği açıkça izah edildiğinden, artık falan, ya da filân yapmalı şeklinde bir şüpheye hiç sebep yoktur. Namazla alâkalı farzı, vâcibi, sünneti hangisi en iyi biliyorsa, ilk imamlık hakkı onundur. Bu hak ona âittir. Bundan sonra da iyi Kur'an okuyan, tecvidi ve usûlünü en iyi bilen imamlık yapacaktır... Şurasını da unutmamak gerekir ki, bu saydığımız sıra, vazifeli kimse bulunmadığı, yahut hâne sahibi imamlığa talip olmadığı takdirdedir. Şâyet orada imamlığa resmen tâyin edilmiş biri varsa, hak onundur. Yahut da ev sahibinin olur. Ancak, bu saydığımız sıra, onların müsaadesinden sonra bahis mevzuu olur. Hatırlanması gereken bir başka husus da, bu sıraya riayet edilmeden yapılan imamlığın da sahih olduğudur. Cemaat içinde namazın farzını, vâcibini, sünnetini en iyi bilen biri varken, böyle bilgi sahibi olmayan bir başkasını imamlık yapmaya zorlayabilirler. Mihraba o geçebilir. Biz onun arkasında da Resûl-i Ekrem Efendimizin şu hadîs-i şerîf'i bütün fıkıh kitaplarında nazara verilmektedir: "Her iyi ve kötünün arkasında namazınızı kılın!"Şu kadar var ki, yakınımızda iki imam varsa, biz bunun en bilgili ve takvâlısını tercih ederiz. Öteki kötü tavırlıya gitmek istemeyiz. Buna da şu hadîs-i şerîf teşvikçi olur: "Müttakî bir imamın arkasında namaz kılmak, Peygamber arkasında namaz kılmak gibidir."