ashli
Bayan Üye
KEHRİBAR
Simsiyah, pırıl pırıl... Kimi zaman elde tesbih, bazen boyunda bir kolye, parmakta yüzük, bileklerde kolluk, sigara ağızlığı olarak görürüz onu. Psikolojik ve fiziksel etkileri sebebiyle stres ve depresyona iyi geldiği söylenilen "siyah inci", diğer adıyla "siyah kehribar" veya "Oltu Taşı". Çıkarılmasından işlenilmesine, mağaza vitrinlerinden insan eline geçişine kadar her aşamasında sabır isteyen Oltu taşı.
Erzurum, kuyumculuğu ve Oltu taşı işlemeciliğiyle ünlü. Yarı değerli taş olan Oltu taşı (kehribar) Erzurum'a özgü. Altın ve gümüşle birlikte Oltu taşından kadınlar için bilezik, gerdanlık, broş, küpe, saç tokası ve tarağı yapılırken, erkekler için tesbih, ağızlık, yüzük ve benzeri eşyalar imal ediliyor.
Bu ürünlerin satıldığı yer ise tarihi Rüstem Paşa Bedesteni. Taşhan olarak da adlandırılan bu eser, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafında yaptırılmış. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan iki katlı bina günümüzde ise çarşı olarak kullanılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Oltu taşı siyah, tıkız, parlak, kavlı biçiminde kırıkları olan, parlatılabilir, tıraşlanabilir bir linyit türü olarak adlandırılıyor. Orta Çağ'da tesbihlerin kutsal emanet sandıkları, heykelcilik yapımında kullanıldığı belirtiliyor. 19. yüzyılda ise mücevher yapımında kullanılmaya başlandığı kaydediliyor.
Bitkisel kalıntıların karbonlaşmasıyla oluşan bir kehribar türü olarak adlandırılan Oltu taşı, ardıç ağacının fosillenmiş şekli olarak nitelendiriliyor. Oltu taşının bazı özellikleri ise şöyle sıralanıyor:
"Sertlik derecesi: 2-2.5, kimyasal yapısı: C10H16O , süksinik asit, özgül ağırlığı: 0.96-1, unsuru: hava, çakra: Kök, alt karın, güneş sınırağı."
Oltu taşının, negatif enerjiyi topladığı, bu nedenle eskiden nazarlık olarak kullanıldığı belirtiliyor. Oltu taşının diğer psikolojik etkileri ise şöyle sıralanıyor:
-"Stresi alır. Yaşamın bir yük olduğunu düşündüğünüz ve sorumluluklar altında ezildiğinizi hissettiğiniz anlarda, şifa yüklü enerjisiyle sizi canlandırır. Yaşamın güzel yanlarını fark etmenizi ve böylece içinizin neşeyle dolmasını sağlar. Günlük olağan yaşantınızla, zihinsel ve ruhsal gelişiminiz arasındaki dengenin kurulmasını sağlar. Para getiren bir taş olduğu düşünülür ve bu amaçla kasalara koyulur. Takıntılara karşı iyi gelir. Soğuk algınlığı, astım, guatr, bronşit ve alerji tedavisi için boyun bölgesinde kullanılır. Boğaz ve troid enfeksiyonlarını tedavide diğer taşlardan üstündür. Sol elde oynandığında bedenin elektriğini toplar. Elektrik yükünü azalttığı için depresyona karşı da faydalıdır. Ağrıyan yerlere koyulduğunda ağrıları hafifletir. Kullanılan kehribarın, ağrıyan yerin büyüklüğü kadar olması etkisini güçlendirir."
Rus taşı, polyester ve diğer ürünleri Oltu taşından ayırt etmenin çeşitli yolları bulunuyor. Oltu taşının ilk özelliği hafif olması. Rus taşı, Oltu taşından daha ağır. Oltu taşı diğer taşlara nazaran çok parlak. Kızdırılan toplu iğne batırılmaya çalışıldığında Oltu taşı delinmiyor. Tesbih gibi ürünlerin ip deliğinden bakıldığında bıçak izleri bulunuyor. Zımparayla hafifçe sürtüldüğünde Oltu taşından çıkan toz kahverengimsi, diğer taşlardan çıkanlar ise siyah oluyor. Oltu taşı, sigara küllüğüne konulduğunda külleri topluyor. Değeri giderek artan Oltu taşı ürünlerinin en büyük açmazı ise, sahte ürünler ve piyasaya giren Rus taşı. Ticaret amacıyla Türkiye'ye gelen Rus kadınlar, şimdi de yüzük, kolye, tesbih gibi süs eşyalarının yapıldığı Oltu taşına göz dikti. Oltu taşından ayırt edilmesi çok zor olan bir taşı kaçak olarak yurda getiren Ruslar, yıllık 25-30 bin dolar gibi bir rakama dayanan miktarda Rus taşını Türkiye'ye sokuyor. Bu da yerel Oltu taşı imalatçılarına ekonomik olarak darbe indiriyor "Erzurum taşı", "siyah kehribar", "Sengi Musa" gibi adlarla da anılan "Oltu Taşı", kentin Oltu İlçesi'nin 7 köyünde yaklaşık 300 madenden büyük zahmetler sonunda, her köyde 5'er 10'ar kişilik ekipler tarafından çıkarılıyor.
Oltu taşı derin ve anlamlıdır. Aranmaya başlandığı andan itibaren küçük el tezgahlarında binbir emekle işlenmesinden, büyük mağazalarda özel reyonlarda işlemesine kadar asil ve anlamlı bir oluşumu bulunuyor. O, daha vitrinlerde sergilenmeye başlandığı andan itibaren sıradan bir süs eşyası olmaktan çıkarak karakteristik bir hayatı işaret eden zevk ve soylu bir tutku haline geliyor.
Onu bulmak uzun ve sabırlı bir arayış gerektiriyor. Toprak okşanır gibi kazılır. Öyle iri ve sert araçlar kullanılmaz Oltu taşı madeninde. Bir damara rastlandı mı onu incitmeyeceksin. Bir kere taşı ufalttın mı yakanı bırakmaz bir daha suçluluk duygusu. Bu, kazanç meselesi değildir. Oltu taşı maden işçiliği aslında bir yaşama biçimidir. Bu işçilikten zengin olan kimse görülmemiştir şimdiye kadar. Oltu taşı, işçisini bilgeleştiriyor. Tabiat, o ocakta hiçbir yerde olmadığı kadar canlıdır, çocuk gibi bakım ister, saygı ister.
Köylerdeki madenlerden çıkarıla0'fcnüz ve sorumluluklar altın Oltu taşı, 12-13 kilo gelen tenekeler halinde üreticilere pazarlanıyor. 1 teneke Oltu taşı, taşların parça büyüklüğüne göre 300 ila bin YTL arasında satılabiliyor. Madenlerden elde edilen irili ufaklı taşlar, küçük el tezgahlarına aktarılır. Bu tezgahlarda tasarlanan süs eşyalarına göre sınıflandırılan taşlar, küçük el araçları kullanılarak işlenir. Büyük bir maharet ister bu işleme, son derece hassas eller, keskin bakışlar ve her şeyden önemlisi sabırlı bir yürek, direnmesini bilen bir sevgi ister. Uzun, yorucu; ama sabırlı ve kıvanç verici bir çabadan sonra nihayet Oltu taşı, zevk sahiplerinin beğenisine sunulacak hale gelmiştir. Artık onu, büyük şehirlerin büyük mağazalarında kuşaktan kuşağa aktarılacak bir hatıra olarak görebilirsiniz. Bir tespih, bir ağızlık, bir gerdanlık, bir bilezik; hatta bir anahtarlık olarak bile.
En küçük tesbih 10 YTL, altın ve gümüş işleme takviyeli olanlar ise, büyüklük ve altın ve gümüşün işlenme oranına göre değer kazanabiliyor. İşlemeli tesbihlerin fiyatları ise 100 ila 500 YTL arasında değişiyor. Tesbihler, çeşitli büyüklük ve şekillerde de üretilebiliyor. Takılar ise yine kullanılan altın veya gümüşün gramıyla orantılı olarak fiyatlandırılıyor. 2 YTL'den 200 YTL'ye kadar ürün bulmak mümkün.
OLTU TAŞI ARTIK PATENTLİ:
Dünyada sadece Erzurum'un Oltu İlçesi'nde çıkarılan ve hediyelik eşya yapımında kullanılan Oltu taşına Türk Patent Enstitüsü'nden (TPE) patent alındı. TSE'den standart alma çalışmaları ise sürdürülüyor.
Uluslararası ticari arenada bir ürünü tescil ettiren kuruluş o ürünün üretim haklarını da elde ediyor. Oltu'da 1989 yılında kurulan Oltu Taşı Derneği (OTD), siyah kehribar olarak da bilinen Oltu taşının dünyaya açılması için kararlı adımlarla ilerliyor. İşe yıllardır dağınık halde bulunan Oltu taşı ustalarını biraraya getirmekle başlayan dernek, Oltu Belediyesi'nin desteğiyle bir binayı Oltu taşı ustaları için iş merkezine çevirdi. Oltu Taşı İş Hanı'nda yılların ustalarıyla aralarında bayanların da bulunduğu 40 kadar genç sanatkar birarada çalışıyor.
Dünya Kıymetli Taşlar Kitabı'nda da yer almasına karşın tanıtım eksikliği çeken Oltu taşının uluslararası takı arenasına tanıtımını amaçlayan derneğin, Türk Patent Enstitüsü'nden patent almasıyla Oltu taşı Erzurum'un ilk patentli ürünü oldu.
Oltu Taşı Sanatını Geliştirme, Sanatkarlarını Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Hasan Parlak, Avrupa Birliği Hibe Fonları'ndan 100 bin euro tutarında destek almak için "Oltu Taşı Üretimi Eğitimi ve Takı Tasarımı" konulu proje hazırladıklarını ve projeye İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin de destek verdiğini söyledi. Oltu'da 45 üyesi bulunan derneğin Belediye Başkanlığı'nın desteğiyle Oltu'da Oltu El Sanatları İş Merkezi'nde toplandığını anlatan Hasan Parlak, iş hanının alt katında 600 metrekarelik bir alanda Oltu Belediyesi'nin katkılarıyla toplantı salonu, ortak kullanım atölyesi gibi mekanların oluşturulacağını, kurs gibi etkinliklerin burada gerçekleştirileceğini ifade etti.
Simsiyah, pırıl pırıl... Kimi zaman elde tesbih, bazen boyunda bir kolye, parmakta yüzük, bileklerde kolluk, sigara ağızlığı olarak görürüz onu. Psikolojik ve fiziksel etkileri sebebiyle stres ve depresyona iyi geldiği söylenilen "siyah inci", diğer adıyla "siyah kehribar" veya "Oltu Taşı". Çıkarılmasından işlenilmesine, mağaza vitrinlerinden insan eline geçişine kadar her aşamasında sabır isteyen Oltu taşı.
Erzurum, kuyumculuğu ve Oltu taşı işlemeciliğiyle ünlü. Yarı değerli taş olan Oltu taşı (kehribar) Erzurum'a özgü. Altın ve gümüşle birlikte Oltu taşından kadınlar için bilezik, gerdanlık, broş, küpe, saç tokası ve tarağı yapılırken, erkekler için tesbih, ağızlık, yüzük ve benzeri eşyalar imal ediliyor.
Bu ürünlerin satıldığı yer ise tarihi Rüstem Paşa Bedesteni. Taşhan olarak da adlandırılan bu eser, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafında yaptırılmış. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan iki katlı bina günümüzde ise çarşı olarak kullanılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Oltu taşı siyah, tıkız, parlak, kavlı biçiminde kırıkları olan, parlatılabilir, tıraşlanabilir bir linyit türü olarak adlandırılıyor. Orta Çağ'da tesbihlerin kutsal emanet sandıkları, heykelcilik yapımında kullanıldığı belirtiliyor. 19. yüzyılda ise mücevher yapımında kullanılmaya başlandığı kaydediliyor.
Bitkisel kalıntıların karbonlaşmasıyla oluşan bir kehribar türü olarak adlandırılan Oltu taşı, ardıç ağacının fosillenmiş şekli olarak nitelendiriliyor. Oltu taşının bazı özellikleri ise şöyle sıralanıyor:
"Sertlik derecesi: 2-2.5, kimyasal yapısı: C10H16O , süksinik asit, özgül ağırlığı: 0.96-1, unsuru: hava, çakra: Kök, alt karın, güneş sınırağı."
Oltu taşının, negatif enerjiyi topladığı, bu nedenle eskiden nazarlık olarak kullanıldığı belirtiliyor. Oltu taşının diğer psikolojik etkileri ise şöyle sıralanıyor:
-"Stresi alır. Yaşamın bir yük olduğunu düşündüğünüz ve sorumluluklar altında ezildiğinizi hissettiğiniz anlarda, şifa yüklü enerjisiyle sizi canlandırır. Yaşamın güzel yanlarını fark etmenizi ve böylece içinizin neşeyle dolmasını sağlar. Günlük olağan yaşantınızla, zihinsel ve ruhsal gelişiminiz arasındaki dengenin kurulmasını sağlar. Para getiren bir taş olduğu düşünülür ve bu amaçla kasalara koyulur. Takıntılara karşı iyi gelir. Soğuk algınlığı, astım, guatr, bronşit ve alerji tedavisi için boyun bölgesinde kullanılır. Boğaz ve troid enfeksiyonlarını tedavide diğer taşlardan üstündür. Sol elde oynandığında bedenin elektriğini toplar. Elektrik yükünü azalttığı için depresyona karşı da faydalıdır. Ağrıyan yerlere koyulduğunda ağrıları hafifletir. Kullanılan kehribarın, ağrıyan yerin büyüklüğü kadar olması etkisini güçlendirir."
Rus taşı, polyester ve diğer ürünleri Oltu taşından ayırt etmenin çeşitli yolları bulunuyor. Oltu taşının ilk özelliği hafif olması. Rus taşı, Oltu taşından daha ağır. Oltu taşı diğer taşlara nazaran çok parlak. Kızdırılan toplu iğne batırılmaya çalışıldığında Oltu taşı delinmiyor. Tesbih gibi ürünlerin ip deliğinden bakıldığında bıçak izleri bulunuyor. Zımparayla hafifçe sürtüldüğünde Oltu taşından çıkan toz kahverengimsi, diğer taşlardan çıkanlar ise siyah oluyor. Oltu taşı, sigara küllüğüne konulduğunda külleri topluyor. Değeri giderek artan Oltu taşı ürünlerinin en büyük açmazı ise, sahte ürünler ve piyasaya giren Rus taşı. Ticaret amacıyla Türkiye'ye gelen Rus kadınlar, şimdi de yüzük, kolye, tesbih gibi süs eşyalarının yapıldığı Oltu taşına göz dikti. Oltu taşından ayırt edilmesi çok zor olan bir taşı kaçak olarak yurda getiren Ruslar, yıllık 25-30 bin dolar gibi bir rakama dayanan miktarda Rus taşını Türkiye'ye sokuyor. Bu da yerel Oltu taşı imalatçılarına ekonomik olarak darbe indiriyor "Erzurum taşı", "siyah kehribar", "Sengi Musa" gibi adlarla da anılan "Oltu Taşı", kentin Oltu İlçesi'nin 7 köyünde yaklaşık 300 madenden büyük zahmetler sonunda, her köyde 5'er 10'ar kişilik ekipler tarafından çıkarılıyor.
Oltu taşı derin ve anlamlıdır. Aranmaya başlandığı andan itibaren küçük el tezgahlarında binbir emekle işlenmesinden, büyük mağazalarda özel reyonlarda işlemesine kadar asil ve anlamlı bir oluşumu bulunuyor. O, daha vitrinlerde sergilenmeye başlandığı andan itibaren sıradan bir süs eşyası olmaktan çıkarak karakteristik bir hayatı işaret eden zevk ve soylu bir tutku haline geliyor.
Onu bulmak uzun ve sabırlı bir arayış gerektiriyor. Toprak okşanır gibi kazılır. Öyle iri ve sert araçlar kullanılmaz Oltu taşı madeninde. Bir damara rastlandı mı onu incitmeyeceksin. Bir kere taşı ufalttın mı yakanı bırakmaz bir daha suçluluk duygusu. Bu, kazanç meselesi değildir. Oltu taşı maden işçiliği aslında bir yaşama biçimidir. Bu işçilikten zengin olan kimse görülmemiştir şimdiye kadar. Oltu taşı, işçisini bilgeleştiriyor. Tabiat, o ocakta hiçbir yerde olmadığı kadar canlıdır, çocuk gibi bakım ister, saygı ister.
Köylerdeki madenlerden çıkarıla0'fcnüz ve sorumluluklar altın Oltu taşı, 12-13 kilo gelen tenekeler halinde üreticilere pazarlanıyor. 1 teneke Oltu taşı, taşların parça büyüklüğüne göre 300 ila bin YTL arasında satılabiliyor. Madenlerden elde edilen irili ufaklı taşlar, küçük el tezgahlarına aktarılır. Bu tezgahlarda tasarlanan süs eşyalarına göre sınıflandırılan taşlar, küçük el araçları kullanılarak işlenir. Büyük bir maharet ister bu işleme, son derece hassas eller, keskin bakışlar ve her şeyden önemlisi sabırlı bir yürek, direnmesini bilen bir sevgi ister. Uzun, yorucu; ama sabırlı ve kıvanç verici bir çabadan sonra nihayet Oltu taşı, zevk sahiplerinin beğenisine sunulacak hale gelmiştir. Artık onu, büyük şehirlerin büyük mağazalarında kuşaktan kuşağa aktarılacak bir hatıra olarak görebilirsiniz. Bir tespih, bir ağızlık, bir gerdanlık, bir bilezik; hatta bir anahtarlık olarak bile.
En küçük tesbih 10 YTL, altın ve gümüş işleme takviyeli olanlar ise, büyüklük ve altın ve gümüşün işlenme oranına göre değer kazanabiliyor. İşlemeli tesbihlerin fiyatları ise 100 ila 500 YTL arasında değişiyor. Tesbihler, çeşitli büyüklük ve şekillerde de üretilebiliyor. Takılar ise yine kullanılan altın veya gümüşün gramıyla orantılı olarak fiyatlandırılıyor. 2 YTL'den 200 YTL'ye kadar ürün bulmak mümkün.
OLTU TAŞI ARTIK PATENTLİ:
Dünyada sadece Erzurum'un Oltu İlçesi'nde çıkarılan ve hediyelik eşya yapımında kullanılan Oltu taşına Türk Patent Enstitüsü'nden (TPE) patent alındı. TSE'den standart alma çalışmaları ise sürdürülüyor.
Uluslararası ticari arenada bir ürünü tescil ettiren kuruluş o ürünün üretim haklarını da elde ediyor. Oltu'da 1989 yılında kurulan Oltu Taşı Derneği (OTD), siyah kehribar olarak da bilinen Oltu taşının dünyaya açılması için kararlı adımlarla ilerliyor. İşe yıllardır dağınık halde bulunan Oltu taşı ustalarını biraraya getirmekle başlayan dernek, Oltu Belediyesi'nin desteğiyle bir binayı Oltu taşı ustaları için iş merkezine çevirdi. Oltu Taşı İş Hanı'nda yılların ustalarıyla aralarında bayanların da bulunduğu 40 kadar genç sanatkar birarada çalışıyor.
Dünya Kıymetli Taşlar Kitabı'nda da yer almasına karşın tanıtım eksikliği çeken Oltu taşının uluslararası takı arenasına tanıtımını amaçlayan derneğin, Türk Patent Enstitüsü'nden patent almasıyla Oltu taşı Erzurum'un ilk patentli ürünü oldu.
Oltu Taşı Sanatını Geliştirme, Sanatkarlarını Koruma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Hasan Parlak, Avrupa Birliği Hibe Fonları'ndan 100 bin euro tutarında destek almak için "Oltu Taşı Üretimi Eğitimi ve Takı Tasarımı" konulu proje hazırladıklarını ve projeye İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin de destek verdiğini söyledi. Oltu'da 45 üyesi bulunan derneğin Belediye Başkanlığı'nın desteğiyle Oltu'da Oltu El Sanatları İş Merkezi'nde toplandığını anlatan Hasan Parlak, iş hanının alt katında 600 metrekarelik bir alanda Oltu Belediyesi'nin katkılarıyla toplantı salonu, ortak kullanım atölyesi gibi mekanların oluşturulacağını, kurs gibi etkinliklerin burada gerçekleştirileceğini ifade etti.